Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/370 E. 2020/424 K. 16.04.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/370
KARAR NO: 2020/424
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/12/2018
NUMARASI: 2016/143 Esas 2018/1100 Karar
DAVA: Tazminat (Rücuen Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/04/2020
Davanın reddine ilişkin hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilin davalı banka şubesinde 1990’lı yıllarda vadeli hesap açtığını, hesaptaki parayı bugüne kadar çekmediğini ve yıllardır yurtdışında yaşadığı için de hesabını kontrol etmediğini, dava tarihi itibariyle kesin olmamakla birlikte hesabında biriken paranın 36.000 -TL civarında olması gerektiğini, ancak müvekkilin parasını çekmek için davalı banka şubesine başvurduğunda kendisine ödeme yapılamadığını, ödeme yapılamama nedenini sorduğunda kendisinin ayrıca kiralık kasasının olduğunu, bu kasanın hesabının da vadeli hesabına bağlandığını ve bu kasanın kira borcu bulunması nedeniyle kendisine ödeme yapılamadığının bildirildiğini, bunun üzerine müvekkilin kira borcunu ödediğini, bankaya hiçbir borcu kalmadığını buna rağmen banka tarafından kendisine yine de ödeme yapılmadığını belirterek,fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 1.500-TL nin bankaya yatırıldığı tarihten itibaren faiz işletilerek davalıdan tahsilini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı tarafından süresi içerisinde cevap dilekçesi sunulmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece,davalı … nezdinde … adında iki müşteri bulunduğunun anlaşıldığı, davalı banka kayıtlarının çok eski ve yetersiz olması sebebiyle bu durumun kesin olarak belirlenmesinin mümkün olmadığı, davacı …’a ait müşteri numarası … iken, isim benzerliği olduğu düşünülen dava dışı …’a ait müşteri numarasının … olduğu, bu iki müşterinin kimlik bilgilerinin doğum tarihi adres ve medeni hal yönüyle birbirinden farklı olduğu, nitekim davacı …’ın raporun içeriğinde değinilen el yazısı ile yazılmış dilekçesi ile … nolu müşteri numarasının kendisine ait olmadığını ikrar ettiği, Davacıya ait iki adet kiralık kasa bulunduğu, bu kasalara ait kira bedelinin isim benzerliği sebebiyle dava dışı … hesabından tahsil edilmekle birlikte söz konusu hatanın sonradan fark edilerek 16.10.2014 tarihinde düzeltildiği, davacının kiralık kasa borcunu ödediği, davacı …’ın müşteri numarasının … olması sebebiyle bu numara altındaki hesaplar üzerinde tasarruf hakkının bulunduğu,ancak davacıyla aynı ismi taşıyan … müşteri numarasına ait hesaplar üzerinde hak iddia edemeyeceği, zira bu hesabın … isimli bir başka müşteriye ait olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkiline … nolu müşteri numarası verildiğini, müvekkilinin kendisine ait olmayan hesap numarasına ulaşmasının mümkün olmadığını, müvekkilinin bankanın kusurlu hareketi ve hatalı davranışı ile yanlış yönlendirildiğini, bilirkişi raporunun sonuç ve kanaat bölümünde davacı …’ın müşteri numarasının … olması sebebiyle bu numara altındaki hesaplar üzerinde tasarruf hakkının bulunduğu, bu hakkının davalı banka tarafından engellenemeyeceği görüşünde bulunduklarını, bankadan talep edilenin kendi hak ve tasarrufunda bulunan hesap olduğunu, bu nedenlerle kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava tarihinde yürürlükte olan 6502 sayılı TKHK’un 3/k bendinde, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi “tüketici”, 3/ı bendinde ise mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma,…. ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem “tüketici işlemi” olarak tanımlanmıştır. Aynı kanunun 73/1. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğine değinilmiştir. Somut olayda uyuşmazlığın tacir olmayan davacının adına açılan şahsi hesaptan doğduğu gözetildiğinde mevduat sözleşmesinin de bir tüketici işlemi olduğu tartışmadan uzaktır. Taraflar arasındaki uyuşmazlığı çözmeye tüketici mahkemesi görevli olduğundan eldeki davaya bakılarak davanın esası hakkında karar verilmesinde isabet bulunmamıştır. Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, HMK.’nın 353-(1)-a)-3 maddesi gereğince davanın görev dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,: İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/143 Esas – 2018/1100 Karar sayılı ve 05/12/2018 tarihli hükmünün HMK.’nun 353(1)a-3 gereği KALDIRILMASINA; Davanın HMK 114/1-c) bendinde düzenlenen mahkemenin görevli olması ile ilgili dava şartı yokluğu nedeniyle aynı yasanın 115/2 fıkrası gereğince usulden reddine, HMK. 20.maddesi gereğince Dairemiz gerekçeli kararının tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde taraflardan birinin başvurusu halinde dosyanın görevli bulunan İstanbul Nöbetçi Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine,2 haftalık kesin süre içinde ilk derece mahkemesinden, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde, davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına. HMK.’nun 331/2 maddesi uyarınca harç,vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine, davaya bir başka mahkemede devam edilmemesi ve davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde ise yargılama giderlerinin davanın açıldığı mahkemece dava dosyası üzerinden karara bağlanmasına, İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 44,40- TL peşin istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğ işlemleri tamamlanmak üzere HMK.’nun 353-(1)-a maddesi gereğince dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.16/04/2020