Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/37 E. 2022/1063 K. 07.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/37
KARAR NO: 2022/1063
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/06/2019
NUMARASI: 2014/1507 Esas – 2019/644 Karar
DAVA: Tazminat (Ticari Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/07/2022
Davanın reddine ilişkin verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 28.02.2007 tarihli belirsiz süreli Yetkili Servis ve Yedek Parça Sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin imzalanması akabinde davalı tarafın düzenlediği mimari projeler çerçevesinde satın alınan iki ayrı arsa üzerine … kamyon servis binası, mekanik ve kaporta olmak üzere iki ayrı yapıdan oluşan bina inşa edildiğini ve müvekkil şirketin 2007 yılı sonunda … kamyon yetkili servis belgesi ile İzmit- Başiskele bölgesinde hizmet vermeye başladığını, davalı şirketin, müvekkili firmaya gönderdiği 02.02.2012 tarihli Kadıköy … Noterliği’nin … yevmiye sayılı ihtarnamesiyle 28.02.2007 tarihli sözleşmenin 18. maddesine göre tek taraflı olarak sözleşmenin feshedildiğini bildirdiğini, davalının bu ihtarname ile sözleşmeyi tek taraflı feshetmiş olmakla birlikte ihtarnamede yer alan yeniden yapılandırma çerçevesinde oluşturulan ve ihtarnamedeki internet sitesinde belirtilen şartları yerine getiren halihazırdaki yetkili servisler ile de yeni … kamyon yetkili servis sözleşmesi imza edileceği yolundaki beyanı ile hali hazırdaki servislik hizmet veren bayilerini yatırım yapmaya teşvik ettiğini, müvekkilinin de yeniden bayilik sözleşmesi imzalanacağına ilişkin vaadlerine itibar ederek davalının şart ve standartlarına uygun yatırımları yaptığını, davalı şirketin Kadıköy … Noterliği’nden müvekkiline gönderdiği 10.10.2013 tarih … yevmiye sayılı îhtarnamesiyle daha önceki feshi bildirimini içeren 02.02.2012 tarihti noter ihtarını tekrar etmek suretiyle yeni yapılanma içerisinde müvekkili şirketle çalışılmasının düşünülmediğini, yetkili servis ilişkisinin 08.02.2014 tarihi itibariyle biteceğini bildirdiğini, müvekkilinin ise 2007 yılında bayi olmak üzere 2 ayrı bina ve 2012 yılında 1 arsa alındığını ve inşa edildiğini, bayiliğin uzun süreli olacağına ilişkin gerek sözleşme ve gerekse davalının söylemlerine güvenerek bu yatırımı yaptığını ve şimdi de atıl kaldığını ve zarara uğradığını, bu binaların farklı bir iş alanında kullanılabilmesinin mümkün olmadığını ayrıca müvekkili firmanın yaptığı yatırımlar ve verdiği hizmet sebebiyle kendi gayreti ile büyük bir müşteri portföyü oluşturduğundan TTK 122. maddesi uyarınca tazminat ödemesi gerektiğini öne sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100.000-TL maddi ve 300.000-TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davacının 28.02.2007 tarihinden bu yana …’ın … marka ağır ticari araçlara ilişkin yetkili servisi ve yedek parça bayisi olduğunu, davacı ile … marka araçların satışına ilişkin bayilik ilişkisinin kurulmadığını, …’ın ağır ticari araç pazarında başarıyı yakalamak amacıyla yurtdışı danışmanlık şirketi ile çalışmalar yaptığını, uzun vadeli stratejiler oluşturulduğunu, bu çerçevede şirket yapılanmasında, dağıtım sisteminde ve ürün stratejilerinde ciddi değişiklikler gerçekleştirildiğini, bu stratejik değişiklik çerçevesinde müvekkili şirketin yeniden yapılandırılmaya karar verildiğini, 2012 Şubat ayında … ticari ağır araç yetkili servisleri ile yürürlükte olan tüm sözleşmelerin fesih süresinin başlatıldığını ve sözleşmenin 18.2 ,18.3 maddesine atıf yaparak ilgili yetkiyi servis sözleşmelerini feshettiğini, Rekabet Kurulunun 21.08.2013 tarih 13-48/671-287 sayılı kararı ve yetkili servis ağının grup muafiyetinden yararlandığına oy birliği ile karar verdiğini ve bu kararın 08.11.2013 tarihinde müvekkil şirkete tebliğ edildiğini, bunun üzerine müvekkilinin kamyon yetkili servislerine gönderdiği 10.10.2013 tarihli bildirim yazısı ile 02.12.2012 tarihli feshi ihbarda belirtildiği üzere taraftar arasındaki iş ilişkisinin 2014 Şubat ayı itibariyle sona ereceğini, bundan sonraki dönemde …’ın … ağır ticari araç yetkili servis ağını seçici niceliksel esaslarda tesis etmeye karar verdiğini duyurduğunu, 2007 yılında davacı taraf ile olan yetkili servis ilişkisinin, 2014 yılı Şubat ayı itibariyle sona erdiğini, sözleşmenin feshinin uygun olduğunu, ihbarhamenin tebliğ tarihinden itibaren iki yıl sonra hüküm ve sonuç doğurmak üzere feshedildiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, her ne kadar davacı davalının mailine güvenerek yeni bir tesis inşa etttiğini iddia etmiş ise de, davacının bahsettiği tesisin kendisine gönderilen 23.02.2012 tarihli mailden önceki tarihte 2008 yılında yaptığı, yetkili servis ilişkisinin Şubat 2013 tarihinde son bulduğu, Temmuz 2014’e kadar sadece yedek parça satışı yaptığı, 1 yıllık kar mahrumiyeti talep edilmiş ise de, bunun yedek parça satışı üzerinden hesaplanması gerektiği, yapılan incelemede davacının sözleşmenin feshinden önce %1,8 kar marjı ile satış yaptığı halde, sözleşmenin feshinden sonra %2 kar marjı ile yedek parça sattığı, bu nedenle zarar iddiasının yerinde olmadığı ve kar mahrumiyeti isteyemeyeceği, feshi ihbar süresinin 2005/4 nolu Tebliğin 4/4/c hükmüne göre 2 yıl olduğu, davalının da 2 yıl önceden ihbar bildiriminde bulunulduğu, fesih sebebi yeniden yapılandırma olarak açıkladığından haksız ve süresinden önce yapılmış bir fesih olduğunun söylenemeyeceği, kaldı ki 01.01.2007 den itibaren geçerli olmak üzere imzalanan 28.02.2007 tarihli sözleşmede isteğe bağlı olarak haklı sebep göstermek zorunda olmaksızın sözleşmeyi fesh etme hakkına sahip olunduğu düzenlemesinin mevcut olduğu, bu nedenle fesihte hukuka aykırılık olmadığı, davalı tarafın internet sitesinde yapmış olduğu ilanda; satış bayiliği ve satış standartlarının yenilendiğini, standartlara ilanın altında belirtilen linkten ulaşılabileceğini ve standartlarla ilgili sorular için iletişime geçilebileceğini ilan edildiği, bu ilanın tüm bayilere yönelik şirket sitesinde yayınlandığı, davacıya yönelik sözleşmenin yenileneceği vaadi içeren bir ilan olmadığı ayrıca davacıya gönderilen 10/10/2013 tarihli e-mailde sözleşmenin 2 yıl sonra sona erdirileceğinin ve yeni yatırım yapılmaması ve iş planlanmamasının önemle rica edildiği, her ne kadar bilirkişi raporunda davacının bir arsa kiraladığından bahsedilmiş ise de, davacının böyle bir kiralamadan bahsetmediği gerekçesi ile koşulları oluşmayan davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; davalı şirket ile aralarında 2007 yılında sözleşme imzalandığını, yetkili servis ve yedek parça bayisi olarak 2008 yılında inşa edilen müvekkiline ait adreste hizmet vermeye başladığını, davalı şirket tarafından mail gönderildiğini, 2012 yılında sözleşmelerin toplu fesih edileceğini, yeni şartları kabul edenlerle yeni sözleşme imzalanacağını, bunun üzerine yeni şartları oluşturmak amacıyla gerekli yatırımları yaparak yeni bir tesis inşa edildiğini, gerekli şartlar oluşturulduktan sonra davalı şirketin müvekkili şirket ile yeni sözleşme imzalamayacağını belirttiğini, bu süre zarfında yapılan tüm yatırımların boşa gittiğini, mahkemenin bilirkişi raporuna itibar etmeden karar verdiğini, davalı tarafça dosyaya sunulan emsal kararların dosyayla birbirinden alakasız örnekler olduğunu, bu nedenlerle kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava; taraflar arasında 28/02/2007 tarihinde akdedilen yetkili servis ve yedek parça bayilik sözleşmesinin davalı tarafından haksız fesih edildiği iddiasıyla açılan ”500.000-TL gelir kaybı, 1.766.250-TL bina yapı bedeli, 50.000-TL portföy tazminatı, 235.700-TL işçi eğitim gideri, 350.000-TL kazanç kaybı”na ilişkin maddi tazminat ve 300.000-TL manevi tazminat istemine ilişkindir. Davalı, sözleşmenin kendilerine olağan fesih hakkı tanıdığını, pazar payını artırmak için yeniden yapılandırmaya gidildiği , tüm yetkili servislerle yapılmış sözleşmelerin fesih yolunun izlendiğini, feshin haksız olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir. Uyuşmazlık; sözleşmenin feshinin haklı olup olmadığı, fesih hakkının dürüstlük kuralına uygun şekilde kullanılıp kullanılmadığı,davacının talep ettiği maddi ve manevi zarar tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.Taraflar arasında akdedilen Yetkili Servis ve Yedek Parça Sözleşmesi’nin “Süre ve Fesih” başlıklı 18.maddesinde, “18.1. Bu Sözleşme süresizdir. 18.2. Olağan Fesih: Taraflardan her biri iki (2) yıl önceden bildirimde bulunmak koşuluyla, isteğe bağlı olarak ve ne zaman olursa olsun bu Sözleşme’yi feshetmek hakkına sahiptir. 18.3. Özel Fesih: …, aşağıda belirtilen hallerde, bir (1) yıl önceden bildirimde bulunmak koşuluyla ne zaman olursa olsun bu Sözleşme ’yi sona erdirmek hakkına sahiptir: a) …’ın Yetkili Servis Ağı’nın tamamını yada önemli bir kısmını yeniden yapılandırmasının gerekmesi veya b) …’ın, kanundan ya da anlaşmadan dolayı uygun bir tazminat ödemesi… ” düzenlemesine yer verilmiştir. Davalı şirket, Kadıköy … Noterliği’nce tanzim, 02.02.2012 tarih ve … yevmiye no.lu ihtarname ile “…firmamız ile aramızda geçerli Sözleşme’yi işbu ihbarnamenin tarafınıza tebliğ tarihinden itibaren iki (2) yıl sonra hüküm ve sonuç doğurmak üzere feshettiğimizi… ihbar ederiz. Yeniden yapılandırma çerçevesinde, müşteri beklenti ve memnuniyetini sağlayacak, yeni ürünlerin teknik ihtiyaçlarını karşılayabilecek, servis personeli için modern ve güvenli bir çalışma ortamını temin edecek ve … dağıtımı ve satış sonrası hizmetlerinde iktisadi etkinliği arttıracak tesis, personel ve kurumsal kimlik standartları belirlenmiş olup, http://www… com. Tr/… internet adresine siz değerli yetkili servislerimizin bilgilerine sunulmuştur. Anılan standartları karşılayan firmalar ile yeni … yetkili servislik sözleşmesi imza edileceğini …” davacıya bildirilmiştir. Yine davalı şirket, Kadıköy … Noterliği’nce tanzim, 10.10.2013 tarih vc … yevmiye no.lu ihtarname ile ilk ihtarname içeriği ile örtüşen şekilde “…tarafınıza verilen iki yıllık fesih süresi 8 Şubat 2014 tarihi itibariyle sona erecek olup şirketlerimiz arasındaki kamyon yetkili servislik ilişkisi ve … kamyon yetkili servis sıfatınız bu tarih itibariyle ayrıca bir bildirime gerek olmaksızın sona erecektir. Şirketimiz yeni Kamyon yetkili servis ağını, seçici niteliksel sistem esaslarına göre sınırlı sayıda yetkili servisinin var olduğu bir yapıda tesis etmeye karar vermiştir. Bu yeni yapı içerisinde sayın firmanız ile çalışılması düşünülmemektedir. … kamyon yetkili servis faaliyetine ilişkin iş ilişkisinin Şubat 2014 itibariyle sona ereceği dikkate alınarak, … ile ilişkiyi devam ettirebilmek adına herhangi bir yatırım (arazi, bina,ekipman, personel vb.) yapmamanızı…” davacıya bildirmiştir. Taraflar arasında sürekli borç doğuran bir sözleşme akdedilmiştir. Sürekli borç ilişkileri doğuran sözleşmeler kendiliğinden sona erebileceği gibi bir hukuki işlemle de sona erdirilebilir. Tek taraflı bir hukuki işlemle son erdirilmesi fesih olarak adlandırılır. Fesih beyanının muhataba ulaşması ile sürekli borç ilişkisi sona erer. Davalı, olağan fesih hakkını kullandığını ileri sürmüştür.Davacı ise fesih hakkının kötüye kullanıldığı iddiasındadır. Sözleşme ile taraflara, tarafların iki yıl önceden bildirimde bulunma şartıyla herhangi bir sebep göstermeksizin sözleşmeyi fesih hakkı tanınmıştır. Davalı şirketin keşide ettiği ihtarnamelerle olağan fesih hakkını kullanırken sözleşmedeki sürelere riayet edilmiştir.Fesih hakkının hakkın kötüye kullanılmasını teşkil etmeyecek şekilde kullanılması gerekir. Yani dürüstlük kurallarına uygun olarak kullanılmalıdır. Dürüstlük kuralına aykırı davranarak fesih hakkının açıkça kötüye kullanılması hukuken korunamaz. TMK 2/1.maddesine göre, herkes haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Fesih hakkı, başka bir kimseye zarar vermek, zora sokmak veya yasa dışı bir yarar sağlamak için kullanıldığı taktirde bu hakkın kötüye kullanılması söz konusu olmaktadır. Davalı şirket fesih bildiriminde sebep olarak, müşteri memnuniyetini artırmak amacıyla yeniden yapılandırma iradesini göstermiştir. Bu kapsamda mevcut bütün yetkili servisler ile sözleşmelerini feshetmiş, internet sitesinde belirttiği şartları sağlayan kişiler ile yeni sözleşme imzalanacağını bildirmiştir. Bu durumda davalının fesih hakkını kötüye kullandığından söz edilemez.Sözleşmenin feshinin haksız olmadığı, ayrıca fesih hakkının da kötüye kullanılmadığı tespit edilmekle; davacının, davalıdan maddi ve manevi tazminat talep etme şartları oluşmadığından davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.Davacı tarafça; keşide edilen 02.02.2012 tarih 8979 nolu ihtarnamede, internet sitesinde belirtilen standartları karşılayan firmalar ile yeniden yetkili servis sözleşmesi imzalanabileceğine dair icaba davet niteliğinde olduğu ileri sürülmüştür. Ancak, icaba davet, davalının davacı ile yeniden sözleşme kuracağı vaadi olarak kabul edilemez. 10.10.2013 tarihli ihtar ile davacı ile sözleşme imzalanmayacağı bildirilmiştir. Davacı, davalının belirttiği şartları yerine getirdiğini ileri sürerek yatırım bedellerini talep etmiş ise de, davalının yeni teknik standartların davacı tarafından sağlanmadığı,yatırımın tamamlanmadığı bilirkişi tarafından tespit edilmiştir.Davacı TTK 122.maddesi kapsamında denkleştirme tazminatı da talep etmektedir. Taraflar arasındaki sözleşmenin 2/6.maddesinde, ”bu sözleşmedeki hiçbir hüküm servise belirli bir bölge, müşteri ya da faaliyet bakımından inhisarı bir hak verdiği şeklinde yorumlanamaz” denilmiştir.Davacıya tekel hakkı veren bir sözleşme bulunmadığından bu istemin reddine karar verilmesinde isabetsizlik yoktur. Taraflar arasında akdedilen yetkili servis sözleşmesi 28/02/2007 tarihli olup, 6098 Sayılı TBK’nun yürürlük tarihinden öncesi olduğundan somut olaya 6098 Sayılı TBK’nun genel işlem şartlarına ilişkin hükümlerinin uygulanma olanağı da bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle;davacının davasının hukuki dayanağı sözleşmenin haksız fesih edildiği ididasına dayalı olup,davalının sözleşme şartlarına uygun şekilde fesih ettiği , feshin hakkın kötüye kullanımı niteliği taşımadığı,davacının kişilik haklarının zarar görmesinin söz konusu olmadığı,portföy tazminatı talep hakkı olmadığı gerekçesiyle maddi ve manevi tazminat istemlerinin reddine karar verilmesinde hukuka aykırılık görülmemiştir.İstinaf nedenleri yerinde olmayan davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafından sarf edilen giderlerin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 07/07/2022