Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/364 E. 2022/1631 K. 17.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/364
KARAR NO: 2022/1631
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R IİNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/12/2019
NUMARASI: 2018/1139 Esas 2019/1272 Karar
DAVA: Tazminat (Rücuen Tazminat)
Davanın kabulüne ilişkin kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; dava dışı sigortalı … AŞ’nin 17/04/2014-2015 elektronik cihaz sigorta poliçesi ile müvekkili nezdinde sigortalı olduğunu, sigortalının davacıya yaptığı ihbar neticesinde, davalının maliki bulunduğu …Yolu No:.. Avcılar-İstanbul adresinde bulunan fabrika binasının, bölgedeki yoğun kar yağışı nedeniyle, çatısında biriken donmuş karların ağırlığına dayanamayarak çöktüğünün ve fabrika içerisindeki makinelerin hasara uğradığının tespit edildiğini, yapılan incelemede çatının projeli ve inşaat tekniğine uygun yapılmaması, olay günü çatıda fazla miktarda kar birikmesi neticesinde, çatının makas kirişleri ve taşıma ayaklarının yükü kaldıramaması neticesinde hasarın meydana geldiğinin tespit edildiğini, sigortalıya tespit edilen hasar miktarının ödendiğini, hasarın oluşmasında davalının bina maliki olarak sorumlu olduğunu belirterek, 11.340-Euro tazminatın ödeme tarihi olan 20/04/2015 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davanın zamanaşımı ve yetkisizlik nedeniyle reddi gerektiğini, müvekkilinin kiracısı … olup ,davacının sigortalısının ise … firması olduğunu, davacının, müvekkilinin kiracısı olmayan şirketin halefi olamayacağını davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, kiracının … olduğunu,davacının sigortalısı ile bir kira sözleşmesi bulunmadığını, bu firmanın müvekkilinin izni dışında hasar gördüğü iddia edilen makineyi kiralanana getirdiğini, kiracının kar yağışına rağmen çatıyı temizlemediğini, çatının da yükü taşıyamayarak çöktüğünü, olayın kiracının kusurundan kaynaklandığını, kira sözleşmesi gereğince kiracının mecuru ve içindekileri sigorta ettirmek zorunda olduğunu, yine mecurun bakım ve onarımından kiracının sorumlu olduğunu, kiracının kiralanan yerin iskanı bulunmadığını bilerek kiraladığını, iskanı olmayan yere müvekkilinin izni dışında konulan makinenin sorumluluğunun davacı ve sigortalısına ait olduğunu, ekspertiz raporunun müvekkili için bağlayıcı olmadığını, olayın doğal afet niteliğinde olması nedeniyle de müvekkilinin kusurunun olamayacağını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davalının maliki bulunduğu fabrikanın çatısının kar yağışı nedeniyle çöktüğü, dava dışı sigortalının, … A.Ş’ye kiraladığı makinelerinde zarar meydana geldiği, bu zararın ekspertiz raporu ile tespit edildiği ve davacı … şirketi tarafından sigortalı şirkete ödeme yapıldığı ve davalıya rücu hakkının doğduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davalı vekili; mahkemece görevsiz mahkemede alınan yetersiz bilirkişi raporunun hükme esas alındığını, delillerinin toplanmadığını, raporlar arasında çelişki olduğunu, bilirkişilerin uzmanlık alanı olmayan çatının durumu ile ilgili beyanda bulunduğunu,kabul etmedikleri eksper raporunun değerlendirmeye alınmasının mümkün olmadığını, raporda makinelerin hasar görüp görmediği ve görmüşse miktarının ne olduğunun belirlenmediğini,davacının, müvekkilinin kiracısı olmayan şirketin halefi olamayacağını,davanın husumet yönünden reddi gerektiğini,sigortalı ile bir kira sözleşmesi bulunmadığını, bu firmanın müvekkilinin izni dışında hasar gören malları kiralanan yere getirdiğini, kiracının kar yağışına rağmen çatıyı temizlemediğini, çatının da yükü taşıyamayarak çöktüğünü, hasarın kiracının kusurundan kaynaklandığını, davanın zamanaşımına uğradığını ve yetkisiz mahkemede açıldığını, kiracının kiralananın iskanı bulunmadığını bilerek kiraladığını, iskanı olmayan yere müvekkilinin izni dışında konulan makinenin sorumluluğunun davacı ve sigortalıya ait olduğunu belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, davalının maliki bulunduğu iş yerinin çatısının çökmesi sonucunda davacının sigortalısına ait makinenin hasara uğraması nedeniyle, sigortalıya ödenen hasar bedelinin rücuen tahsili istemine ilişkindir. TTK’nın 1472. maddesi uyarınca; sigortacının, sigortalısının haklarına halefiyet hakkının gerçekleşebilmesi için sigortacının hukuken geçerli bir sigorta poliçesi teminatı kapsamında sigortalısına tazminat ödemiş olması ve sigortalının zarar sorumlusuna karşı dava hakkına sahip olması gerekir. Sigortacı; ancak, sigortalısının meydana gelen zarardan dolayı üçüncü kişilere karşı dava hakkı varsa bu hakka ödediği bedel oranında halef olacaktır. Somut olayda; sigortalı finansal kiralama şirketine ait olup finansal kiralama yoluyla davalının kiracısı …’a kiralanan sigortalı plastik enjeksiyon makinesine monteli robotun, davalının kiracısı kullanımında iken, davalıya ait olan fabrika binasında bulunduğu sırada, 19.02.2015 tarihinde kar yağışı nedeniyle binanın çatısının çökmesi sonucunda hasara uğradığı, makinenin davacı tarafından elektronik cihaz sigortası ile sigortalandığı, davacı tarafından yaptırılan ekspertiz sonucunda tespit edilen 11.340-euro hasar bedelinin, sigortalının yazılı muvafakatı ile 20.04.2015 tarihinde makinenin kiracısına ödendiği, mahkemece alınan inşaat mühendisi bilirkişi raporunda; binanın tasdikli projesinde belirtilen bloklar arası mesafenin kapatılarak blokların bileştirildiği, ayrıca B blok yan cephesinde ilave bir sundurma yapıldığı, çatının çelik kafes kirişlerinin zamanla korozyon sonucu zayıflayabileceği ve kar yükünün çökmeyi tetikleyebileceği, kar yükünün, inşaat hataları yanında çatıda bakım yapılmaması ile birlikte çökmeyi tetikleyebileceği, büyük alanları kapatan çatıların kar yüküne karşı duyarlı olup,mutlaka temizlenmesi gerektiği; bilirkişi kurulu raporunda; binanın iskanını bulunmadığı, çatının çökmesinde temel etkenin çatının ayıplı yapılması olduğunun ve 11.340-euro hasar bedelinin kadri maruf bulunduğunun tespit edildiği anlaşılmaktadır. Ekspertiz raporunda da binadaki sundurmanın projeli olmadığı, çatı inşaat tekniğine uygun yapılmadığı, direk ve makas kirişlerin çatıda biriken karı taşıması gereken mukavemeti göstermediği tespit edilmiştir. Davalı vekilince zamanaşımı defi ve yetki itirazı ileri sürülmüştür. Ancak dava dilekçesi davalıya 24.08.2015 tarihinde tebliğ edilmiş olup, cevap dilekçesi ise iki haftalık cevap süresinden sonra 28.09.2015 tarihinde ibraz edilmiştir.Davalı vekilinin zamanaşımı defi ve yetki itirazının süresinde değildir.Bu yöne ilişkin sürülen istinaf nedeni yerinde değildir. Finansal kiralama sözleşmesi; kiralayanın, kiracının talebi ve seçimi üzerine üçüncü bir kişiden veya bizzat kiracıdan satın aldığı veya başka suretle temin ettiği veya daha önce mülkiyetine geçirmiş bulunduğu bir malın zilyetliğini, her türlü faydayı sağlamak üzere kira bedeli karşılığında, kiracıya bırakmasını öngören sözleşmedir. Finansal kiralama sözleşmelerinde kiralanan eşyanın mülkiyeti, kira süresince finansal kiralama şirketine aittir. Somut olayda hasara uğrayan makinenin, davacının sigortalısı tarafından davalının kiracısı …’a finansal kiralama yoluyla kiralandığı anlaşılmaktadır. Hasar bedeli de sigortalı finansal kiralayanın muvafakatı ile davalının kiracısı …’a ödenmiştir. Hasardan doğan zararı tazmin hakkı, makinenin maliki olan … AŞ’ye aittir. Sigortalısının gösterdiği davalının kiracısına hasar bedelini ödeyen davacı … şirketi, halefiyet kuralları gereğince ödediği tazminatı, zarar sorumlusu olan davalıya rücu edebilecektir. Bu nedenle davalı vekilinin husumete ilişkin istinaf nedeni de yerinde değildir. TBK’nın 69. maddesi hükme göre; binanın maliki, binanın yapımındaki bozukluktan veya bakım eksikliğinden doğan zarardan sormlu olup, intifa ve oturma hakkı sahipleri de bakım eksikliğinden doğan zarardan malikle birlikte müteselsilen sorumludur. Bina malikinin sorumluluğu, kusur esasına dayanmayan objektif sorumluluk niteliğinde bulunduğundan, sorumlu tutulabilmesi için malikin kusurlu olduğunun ispatlanması gerekmez. Ancak zarar görenin, zararı ve zarar ile binadaki yapı bozukluğu veya bakım eksikliği arasındaki illiyet bağını kanıtlaması zorunludur. Bu kapsamda; davacının maliki bulunduğu fabrika binasının çatısının, binanın tasdikli projesine uygun inşa edilmediği, projede belirtilen bloklar arası mesafenin kapatılarak blokların bileştirildiği, ayrıca B blok yan cephesinde ilave bir sundurma yapıldığı, çatının çelik kafes kirişlerinin zamanla korozyon sonucu zayıflayabileceği ve kar yükünün de çökmeyi tetikleyebileceği, inşaat hataları yanında çatıda bakım yapılmamasının da çökmede etken olduğu anlaşılmaktadır. Tespit edilen bu eksiklikler, yapım bozukluğu ve bakım eksikliği niteliğindedir. Zararın da bu nedenle oluştuğu tespit edildiğine göre, bina maliki olan davalının, oluşan zarardan sorumlu tutulması gerekir. Bu nedenle davalı vekilinin hasardan müvekkilinin sorumlu tutulamayacağına yönelik istinaf nedeni yerinde değildir. Hükme esas alınan bilirkişi raporları, görevsiz mahkemece alınmıştır. Kural olarak görevsiz mahkemece yapılan usuli işlemler geçersizdir. Ancak tekrarlanmasını haklı gösteren bir neden ileri sürülmemiş olması kaydıyla, görevli mahkemece, görevsiz mahkemede toplanan deliller ile yetinerek bu delillerin hükme esas alınması mümkündür. Haklı bir neden olmadıkça bu husus, usul ekonomisinin de bir gereğidir. Bu kapsamda görevsiz mahkemede alınan bilirkişi raporlarının hükme esas alınmasında usule aykırılık yoktur. Diğer yandan bilirkişilerce ayrı ayrı rapor düzenlenmesi başlı başına usule aykırı olmadığı gibi, raporlar arasında bir çelişki de bulunmamaktadır. Makinenin hasar bedeline ilişkin olarak da bilirkişilerce değerlendirme yapılarak ödenebilir tazminat miktarının 11.340-Euro olup bu tutarın kadri maruf bulunduğu tespit edilmiştir. Bu nedenle davalı vekilinin bilirkişi raporunun hükme esas alınamayacağına yönelik istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle,istinaf nedenleri yerinde olmayan davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 2.374,18-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 595-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.779,18‬-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, davacı tarafından yapılan 22-TL istinaf yargı giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.17/11/2022