Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/363 E. 2022/1667 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/363
KARAR NO: 2022/1667
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/11/2019
NUMARASI: 2018/273 Esas 2019/866 Karar
DAVA: Tespit-Murazanın Meni
Davanın kabulüne ilişkin kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili tarafından Bandırma 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/173 D.İş sayılı ihtiyati tedbir dosyasına tedbir teminatı olarak, … Bankası Bandırma Şubesince düzenlenen 22/10/2002 tarihli, … no.lu ve 476.386-USD bedelli teminat mektubunun mahkemeye sunulduğunu, ihtiyati tedbirin verildiği uyuşmazlıkla ilgili esas davanın İstanbul 51. ATM nin 2012/46 esas sayılı dosyasında görüldüğünü, yargılama sırasında teminatın miktarının düşürüldüğünü, bu durumda fiilen 476.386-USD tutarlı teminat mektubunun tutarının hukuken banka kayıtlarında 153.000-USD’ye indirildiğini, İstanbul Denizcilik İhtisas Mahkemesinin 2007/374 Esas sayılı dosyasında görülen davada ihtiyati tedbirin mürtefi olduğunu ve tedbir teminatı mahiyetindeki işbu teminat mektubunun müvekkiline iade edildiğini, taraflarınca iade alınan mektubun bankada veya firmalarında kaybolduğunu, bankaya defalarca müracaat edilerek teminat mektubunun konusuz kalmasından bahisle banka kayıtlarından düşürülmesinin talep edildiğini, ancak banka tarafından talebin kabul edilmediğini, ayrıca müvekkilinin banka kayıtları incelendiğinde, TEK Edirne Müessese Müdürlüğüne hitaben 10/03/1993 tarihinde düzenlediği … no.lu ve 75-TL bedelli bir teminat mektubunun daha varlığının tespit edildiğini ve bunun üzerine ilgili kuruma müracaat edilerek teminat mektubunun taraflarına iadesinin talep edildiğini, … AŞ tarafından söz konusu teminat mektubunun … Bankası Uzunköprü Şubesine iade edildiğine dair cevap verildiğini, kurumun bu cevabı üzerine davalı bankaya bilgi vererek mektubun kayıtlardan çıkarılmasını talep ettiklerini, bankanın talebi üzerine ilgili kuruma yeniden başvuru yaptıklarında ilgili kurum tarafından mektubun 03.07.2012 tarihli yazı ekinde banka şubesine iade edildiğinin bildirildiğini, ancak davalı bankanın bu cevabı kabul etmeyerek işleme koymadığını, her iki teminat mektubunun verilişine neden olan işlemin sonlandığını, ilk teminat mektubunda işlem sonlanarak mahkemece müvekkili lehine karar verildiğini ve mektubun müvekkiline teslim edildiğini, ikinci teminat mektubunun ise lehtar kurum tarafından bankaya iade edildiğini, davalı bankanın konusuz kalan işbu teminat mektupları için yıllık yüklü miktarda komisyon ücreti aldığını ve bu nedenle teminat mektuplarının düşümünü yapmadığını belirterek,teminat mektuplarının konusuz kaldığı ve bu nedenle banka kayıtlarından çıkarılması gerektiğinin tespiti ile muarazanın giderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; teminat mektuplarının gayrı nakdi krediler kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, davacının rizikolarına dair güvence olmak üzere üçüncü şahıs ve mahkemeye sunulmuş olan teminat mektuplarının, teslim olunan kurum, kişi, mercii ya da taraflarında kaybolmuş olmasının, teminat mektuplarının kesin ve süresiz olarak tanzim edilmeleri itibari ile müvekkili bankanın teminat mektubundan kaynaklı riskini sona erdirmediğini, tazmin taleplerinin müvekkiline yöneltilmesini engelleyemeyeceğini, teminat mektubunun aslı olmasa dahi muhatabın tazmin isteme imkanı bulunduğunu, davacının zayi nedenli taleplerinin hukuki dayanağının bulunmadığını, davacının özen yükümlülüğüne aykırı hareket ettiğini, tarafına teslim olunan teminat mektubunun korunmasında, gösterilmesi gereken özeni göstermemiş olan davacının zayi olduğundan bahisle konusuz kaldığını iddia ettiği 1. teminat mektubu açısından davacının kendi kusurunun bulunduğunu, 2. teminat mektubunun ise müvekkili bankaya teslimine dair kabul edilebilir nitelikte kayıt ve belge sunulmadığını, banka kayıtlarında teslimi doğrular evrak ve işlem bulunmadığını, muhatabın beyanının bankanın yükümlülüğünü ortadan kaldırmadığını, davacının açtığı davanın hakkın kötüye kullanımı niteliğinde olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davacı lehine davalı banka tarafından 2 adet teminat mektubu verildiği, Balıkesir Bandırma Şubesinin 22/10/2002 tarih … no.lu, 476.386-USD bedelli teminat mektubunun ilgili mahkemeye sunulduktan sonra asıl davanın İstanbul Denizcilik İhtisas Mahkemesine açıldığı, yargılamanın İstanbul 51.ATMsinin 2012/46 esas sayılı dosyasında sürdürüldüğü, bu dosyada öncelikle teminat mektubu riskinin 153.000-USD’ye indirildiği, akabinde ilgili teminat mektubunun mahkeme tarafından iadesine karar verildiği ve bu karar doğrultusunda teminat mektubunun 17/01/2011 tarihinde iadesi hususunda karar oluşturulduğu ve 18/01/2011 tarihinde Av….’e iade edildiği, ancak sonradan söz konusu teminat mektubunun muhtemelen davacı ya da davalı banka uhdesinde kaybolduğu, söz konusu teminat mektubunun banka tarafından Bandırma 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/153 D.İş sayılı dosyasına hitaben ve aleyhine ihtiyati tedbir istenen … Gemi Donatanlığına … Hiz. AŞ’nin uğrayabileceği zarar sebebi ile … San.ve Tic.AŞ’den talep edilebilecek teminat amacı ile verildiği, dolayısı ile gerek değişik iş dosyası ve gerekse bu dosya uyarınca açılmış bulunan esas davada artık teminat mektubuna ihtiyaç kalmaması sebebi ile o dosyanın davacısı … San.ve Tic.AŞ’ye iade edildiği, bu hususun İstanbul Denizcilik İhtisas Mahkemesinin 2007/374 esas sayılı dosyasında verilen 17/01/2011 tarihli karar ve İstanbul 51. ATM’nin 2012/46 esas sayılı dosyasında verilen karar uyarınca sabit olduğu, teminat mektuplarının hangi somut olaya ilişkin verilmiş ise ancak onun için paraya çevrilebileceği, söz konusu teminat mektubunun mahkeme tarafından davacıya iade edilmesi sebebi ile artık banka nezdinde söz konusu teminat mektubunun ödenme riskinin bulunmadığı, bu itibarla ilgili teminat mektubunun hükümsüz kaldığı; davacı tarafça hükümsüz kaldığının tespiti istenen ikinci teminat mektubunun ise … Bankası Uzunköprü Edirne Şubesinin 10/03/1993 tarihli … no.lu 75-TL bedelli teminat mektubu olduğu, söz konusu teminat mektubunun dosya içinde mevcut iadeli taahhütlü mektupla davalı bankanın Uzunköprü Şubesine lehdar … AŞ tarafından iade edildiği, bu sebeple bu teminat mektubu yönünden de riskin sona erdiği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:1-Davacı vekili; mahkemece verilen süre içinde teminat mektuplarının bedeli üzerinden nispi harcı yatırdıklarını, davada nispi harç yatırılmasına rağmen müvekkili lehine maktu vekalet ücretine hükmedildiğini, bu durumun hukuka aykırı olduğunu, müvekkili lehine AAÜT’nin 13. maddesine göre nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek, kararın vekalet ücreti yönünden kaldırılmasını talep etmiştir. 2-Davalı vekili; 5411 sayılı Bankacılık Kanunu kapsamında teminat mektuplarının gayrı nakdi krediler kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, teminat mektuplarının kefalete ilişkin olmayıp TBK’nın 128. maddesi anlamında garanti sözleşmesi hükümlerine tabi olduğunu, teminat mektubu ile lehtar ile muhatap arasındaki borçtan bağımsız bir borç ilişkisi kurulduğunu, her iki teminat mektubu da kesin ve süresiz olmakla, garanti niteliğinde bulunduğunu, bu nedenle asıl ilişkiden kaynaklanan defi ve itirazların müvekkili tarafından ileri sürülmesinin mümkün olmadığını, davacının rizikolarına dair güvence olmak üzere üçüncü şahıs ve mahkemesine sunulmuş olan teminat mektuplarının, teslim olunan kurum, kişi, mercii ya da taraflarında kaybolmuş olmasının, teminat mektuplarının kesin ve süresiz olarak tanzim edilmiş olmaları itibari ile müvekkili bankanın teminat mektubundan kaynaklı riskini sona erdirmediğini, tazmin taleplerinin müvekkiline yönelmesini engelleyemeyeceğini, teminat mektubunun aslı olmasa dahi muhatabın tazmin talep etme imkanı bulunduğunu, davacının zayi nedenli taleplerinin hukuki dayanağının bulunmadığını, İstanbul Denizcilik İhtisas Mahkemesince verilen 17.01.2011 tarihli ara kararın teminat mektubunu hükümsüz kılmadığını, söz konusu teminat mektubu geçerli olup ödenme riskinin devam ettiğini, ikinci teminat mektubuna ilişkin … tarafından müvekkiline teslim edildiğine dair yazının teminat mektubunu hükümsüz kılmak için yeterli olmadığını, teminat mektubunun müvekkilinin şubesine teslimine dair kayıt bulunmadığını, her iki teminat mektubunun kesin ve süresi olması nedeniyle, TBK’nın 146. maddesi uyarınca zamanaşımı süresinin alacağın muaccel olmasından itibaren 10 yıl olduğunu, teminat mektupları bakımından zamanaşımı süresinin dolmadığını, davacının zamanaşımı itirazlarının mahkemece de dinlenilmediğini belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, davacının lehtarı bulunduğu ve davalı banka tarafından düzenlenmiş olan teminat mektuplarının hükümsüzlüğünün tespiti istemine ilişkindir. Somut olayda; davalı banka tarafından, lehtar davacı … Tekstil firmasının muhatap Bandırma 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/153 D.İş ve 2002/153 karar sayılı dosyasındaki ihtiyati tedbir talebi üzerine mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararı doğrultusunda, aleyhine ihtiyati tedbir verilen kararı alınan … Gemisi Donatanına … Gemi Acenteliği ve Hizmetleri AŞ’nin ve üçüncü şahısların ihtiyati tedbir sebebiyle uğrayabileceği zarar ve ziyanın teminatı olmak üzere, 22/10/2002 tarih, … no.lu 476.386-USD (sonradan 153.000-USD’ye indirilmiş) bedelli kesin ve süresiz olmak üzere verilen teminat mektubunun düzenlenerek mahkeme dosyasına ibraz edildiği; yine davalı banka tarafından, lehtar … Tekstil’in Uzunköprü çeltik fabrikasının elektrik güvence bedeli olmak üzere muhatabı Türkiye Elektrik Kurumu Müessese Müdürlüğü (sonradan Trakya Elektrik Perakende Satış AŞ) olan 10.03.1993 tarihli, … no.lu ve 75-TL bedelli kesin ve süresiz teminat mektubunun muhataba verildiği anlaşılmaktadır. Dava konusu her iki teminat mektubu da kesin ve süresiz niteliktedir. Süresiz teminat mektuplarında zamanaşımı, bu tür ilişkiler için yasada ayrı bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden, TBK’nın 146. maddesi gereği 10 yıl olup, yine genel hükümler uyarınca bu süre alacağın muaccel olduğu tarihten itibaren başlayacaktır. Teminat mektubunu düzenleyen banka yönünden borç, riskin gerçekleşmesinden sonra bankadan ödeme talebinde bulunulmasıyla muaccel hale gelecektir. Dolayısıyla somut olayda teminat mektuplarına ilişkin bir tazmin talebi bulunmadığından, teminat mektuplarından kaynaklanan borç henüz muaccel hale gelmemiş olup, teminat mektupları zamanaşımına uğramamıştır. 22.10.2002 tarihli ve 153.000-USD bedelli ilk teminat mektubunun ibraz edildiği Bandırma 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/153 D.İş ve 2002/153 karar sayılı dosyasındaki ihtiyati tedbir kararının devamı olarak, davacı tarafından taşıma sırasında hasara uğrayan emtiaya ilişkin hasar bedelinin tahsili istemiyle açılan davada, İstanbul 51. ATMince yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilerek kararın kesinleştiği, davacı vekilinin 15.09.2010 tarihli dilekçesi üzerine mahkemece 17.01.2011 tarihli ara karar ile teminat mektubunun davacıya iadesine karar verildiği, davacı vekili Av. …’e teminat mektubunun imza karşılığı teslim edildiği, ancak söz konusu teminat mektubunun bankaya iade edilmeden veya bankada kaybedildiği sabittir. Teminat mektubu, söz konusu dava öncesi ihtiyati tedbir kararı dolayısıyla karşı tarafın uğrayacağı zararı teminat altına almak maksadıyla düzenlenmiştir. Niteliği gereği teminat mektubu hangi somut olaya ilişkin ve neyin teminatı olarak verilmiş ise ancak o sebepten kaynaklanan riskin gerçekleşmesi halinde paraya çevrilebilecektir. Söz konusu yargılama dosyasında verilen karar kesinleşmiş olup, mahkemece de tedbirin mürtefi olduğu belirtilerek teminat mektubunun iadesine karar verilmiş olmakla, teminat mektubunun teminat altına aldığı ihtiyati tedbir kararı kalkmış,kararın mahiyetine göre lehdarın da tedbir kararı nedeniyle bir sorumluluğu kalmamıştır. Bu durumda bu teminat mektubu bakımından davalı banka açısından da riziko sona ermiştir. 10.03.1993 tarihli ve 75-TL bedelli teminat mektubu ise yukarıda açıklandığı üzere lehtar davacının çeltik fabrikasının elektrik güvence bedeli olmak üzere muhatabı Türkiye Elektrik Kurumu Müessese Müdürlüğüne (sonradan Trakya Elektrik Perakende Satış AŞ) verilmiştir. Bu teminat mektubu ise muhatabı tarafından 03.07.2012 tarihli yazı ekinde davalı banka şubesine iade edilmiştir. Söz konusu yazı ve ekindeki teminat mektubunun davalı bankanın şubesine teslim edildiğine dair kayıt ve belge bulunmamaktadır. Ancak muhatabın söz konusu yazısı, mektubun teminat altına aldığı riskin ortadan kalktığını doğrulamaktadır. Zira aksi halde muhatabın teminat mektubunu bankaya iade etmesi düşünülemez. Bu durumda dava konusu her iki teminat mektubu bakımından da mektupların teminat altına aldığı riskin ortadan kalktığı anlaşılmakla, mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi isabetsizlik olmayıp ,davalı vekilinin riskin mevcut olduğuna yönelik ileri sürdüğü istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Diğer yandan teminat mektubunun hükümsüzlüğünün tespiti istemi, mektup bedeli üzerinden hesaplanacak nispi karar ve ilam harcına ve dolayısıyla nispi vekalet ücretine tabidir (emsal: Yargıtay 11 HD’nin 2015/3769 esas, 2015/10824 karar sayılı ilamı). Nitekim somut olayda dava açılırken davacı tarafça maktu harç yatırılmış olsa da, mahkemece mektup bedeli üzerinden hesaplanan peşin nispi harcın tamamlanması sağlanmıştır. Bu durumda davanın kabulüne karar verildiğinde, AAÜT’nin 13. maddesi gereğince davacı lehine mektupların bedeli üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, maktu ücrete hükmedilmesi doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine; davacı lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücreti takdiri doğru değil ise de, yapılan hata/eksiklik yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün kaldırılarak, yeniden hüküm verilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/273 Esas – 2019/866 Karar sayılı 13/11/2019 tarihli kararının, HMK.’nun 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın kabulü ile; A)… Bankası AŞ tarafından Bandırma 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/153 D. İş sayılı dosyasına sunulan 22/10/2002 tarih 3134 sayılı, lehtarı … Gemisi Donatanlığına … Hiz. AŞ ile 3. şahısların ihtiyati tedbir sebebi ile uğrayabilecekleri zarar ve ziyana karşı tedbir isteyen … San. Tic. AŞ’nin borçlarının teminatı olarak verilen 476.386 USD’lik (sonradan risk tutarı 153.000-USD’ye düşürülen) teminat mektubunun hükümsüz kaldığının ve riskin sona erdiğinin tespitine,
B)…Bankası Uzunköprü Edirne Şubesinin 10/03/1993 tarihli … no.lu 75-TL bedelli teminat mektubunun lehtar … AŞ tarafından davalı bankanın Uzunköprü Şubesine iade edildiği anlaşıldığından, söz konusu teminat mektubunun hükümsüz kaldığının ve riskin sona erdiğinin tespitine,Her iki teminat mektubu yönünden davalı bankanın riskin sona ermesi sebebi ile söz konusu mektupların davalı banka kayıtlarından çıkarılmasına,” İlk Derece yargılamasına ilişkin olarak; “Alınması gereken 41.875,64-TL nispi karar ve ilam harcından mahkeme veznesine yatırılan peşin ve tamamlama harcı olmak üzere toplam 10.503,90‬-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 31.371,74‬‬-TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafça yatırılan 10.539,80‬-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, Davacı tarafından yapılan 1.800-TL bilirkişi ücreti ve 112-TL tebligat, posta masrafı olmak üzere toplam 1.912-TL yargı giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacı lehine taktir olunan 85.432,60-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine” Alınması gereken 41.875,64-TL istinaf karar harcından davalı tarafından peşin yatırılan 10.468,91‬-TL harcın mahsubu ile bakiye 31.406,73‬-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına Davacı tarafça yatırılan 54,40-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde iadesine, Davacı tarafından yapılan 69-TL istinaf yargı giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 24/11/2022