Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/329 E. 2022/1630 K. 17.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/329
KARAR NO: 2022/1630
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/11/2019
NUMARASI: 2018/328 Esas 2019/1039 Karar
DAVA: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/11/2022
Davanın kısmen kabul-kısmen reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili ile davalı arasında 01/12/2012 tarihinde otogaz bayilik sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye göre davalının faaliyette bulunması için kendisine müvekkili tarafından bir kısım demirbaşların ariyet olarak verildiğini, bayilik sözleşmesinin 5 yıllık süre sonunda kendiliğinden sona erdiğini, sözleşme hükümlerine göre davalının kendisine ariyet olarak verilen demirbaşları aynen iade etme yükümlülüğü bulunduğunu, ancak davalının bu demirbaşları teslim etmediğini, davalının demirbaşları teslim aldığı gibi iade etmesi, aynen iadesi mümkün değilse bedellerini ödemesi gerektiğini, davalının ayrıca bayilik sözleşmesinin 15/b maddesine göre ariyet aldığı demirbaşları müvekkiline iadede geciktiği beher gün için 1.000-USD ödemekle mükellef olduğunu belirterek, sözleşmenin sona ermiş olması nedeniyle mezkur demirbaşların müvekkiline iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde şimdilik 20.951,03-TL’nin demirbaşların davalıya teslim tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, cezai şart alacağı için şimdilik 4.000-TL’nin teslimde geciken her gün itibariyle işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ISLAH: Davacı vekili 31/05/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile, cezai şart talebini 523.293-TL artırarak 527.293-TL olarak ıslah etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davacı şirketin, sözleşmenin kendiliğinden bitimi ile ariyetlerin 15. maddeye göre iadesini talep ettiğini, ancak sözleşmenin 15. maddesindeki fesih sonuçlarının, sözleşmenin süresinden önce taraflardan biri tarafından haklı-haksız feshedilmesi nedenine dayalı olduğunu, sözleşme genelinde 12. maddeye göre 5 yıllık sürenin hitamında ariyetlerin iade edileceğine ilişkin bir hüküm bulunmadığını, dava dilekçesinden hangi ariyetlerin iadesinin talep edildiğinin anlaşılmadığını, ariyetlerin bedelinin davacı ile müvekkili arasındaki direkt borçlanma sisteminden (DBS) otomatik olarak 14/02/2018 tarihinde 30.000-TL olarak çekildiğini, ariyetlerin teknik özellikleri dikkate alındığında 5 yıllık yıpranma payı dikkate alındığında ekonomik değerlerinin bulunmadığını, sözleşmenin kendiliğinden sona ermiş olması nedeniyle sözleşmeye dayanarak cezai şart talep edilmesinin mümkün olmadığını, kaldı ki sözleşmenin 15. maddesinde süresinden önce sözleşmenin feshi halinde cezai şart talep edilebileceği yazılı olup, cezai şart koşullarının oluşmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; sözleşmenin süresinin 12. maddede imza tarihinden itibaren 5 yıl olarak belirlendiği, sözleşmenin 01/02/2017 tarihinde kendiliğinden sona erdiği, sözleşmenin feshi başlığı altında düzenlenen 15. maddenin b bendinde; bayinin …’in feshi ihbarında tayin edeceği müddet içinde kendisine ariyet olarak verilmiş malzemeleri teslim aldığı gibi mükemmel bir şekilde …’e iade ve teslim ile mükellef olduğu, teslimin gecikmesi halinde …’in her türlü kanun yollarına başvuracağı gibi bayinin geciken her gün için …’e cezai şart olarak 1.000-USD ödemeyi kabul ve taaahüt ettiğinin belirtildiği, sözleşmenin süre bitimi ile kendiliğinden sona erdiği, sözleşmenin bu maddesi sözleşmenin feshi halinde uygulanacak bir madde olduğu gibi, ayrıca ilgili maddede …’in feshi ihbarında tayin edeceği müddet içinde teslim edileceğinin belirtildiği, ancak davacı tarafça davalı tarafa sözleşmenin feshine ve ariyet konusu malların teslim edilmesine yönelik bir bildirim yapılmadığı, davacı tarafça ibraz edilen ariyetlerin karşısında ”..bayi tarafından satın alınacaktır.” ibaresinin yazılı olduğu, davacı tarafça, davalının ariyet malları satın almak istediğini, proforma fatura kestikleri, ancak davalı tarafın satın almadığı gibi ariyet konusu malları teslim de etmediğinin belirtildiği, bu tespitler doğrultusunda davacı tarafın ariyet konusu malları davalı tarafa satmak istediği, davalı tarafın da bu malları almak istediği yönünde irade ortaya koyduğu, bu hali ile ariyet konusu mallarının satılmak istendiğine yönelik açık irade beyanına rağmen, ariyet konusu malların iadesinin geciktiği gerekçesi ile cezai şart talebinde bulunmanın dürüstlük kuralına aykırı olduğu, aynı zamanda sözleşmede malların nerede ve ne şekilde teslim edileceği hususunun belirtilmediği, sözleşmenin 15. maddesinde ariyet konusu malların teslim alındığı şekilde teslim edileceğinin kararlaştırıldığı, ariyet konusu malların bayinin adresinde teslim edildiği, dolayısı ile iadesinin de bayide demirbaşların bulunduğu yerde yapılması gerektiği, davacı tarafça, ariyet konusu malların bayiden ifa yerine gidilip talep edildiğine ilişkin bir delil ortaya konulmadığı, bu hali ile ariyet konusu malların iadesinin geciktiği gerekçesi ile cezai şart talep edilmesinin yerinde görülmediği, davalı tarafça ariyet konusu malların bedeli olarak 30.000-TL’nin davacı tarafça çekildiğini kanıtlar delil ibraz edilemediği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 12.570,62-TL ariyet bedelinin davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin ariyet bedeli ile cezai şart alacağı talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: İstinaf yoluna başvuran davacı vekili; ariyetlerin defter değerine göre amortisman düşülerek 20.951,03-TL talep ettiklerini, bu düşüme rağmen satış değeri şeklinde bir hesaba girilerek demirbaş bedelinin 12.570,62-TL olarak belirlenmesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin sadece sözleşmenin 14. maddesine göre fesih halinde ihtar çekerek ariyetlerin teslimini talep edebileceğini, sözleşmenin süre sonunda kendiliğinden sona ermesi halinde müvekkilinin ihtar çekme ve süre tayin etme zorunluluğunun bulunmadığını, TBK’nın 379. maddesine göre ariyet alanın süre sonunda ariyetleri iade ile mükellef olduğunu, bu hususta kendisine ihtar çekilmesine gerek olmadığını, davalının, ariyetleri bayilik ilişkisinin sona ermesine rağmen iade etmediğini, bu nedenle cezai şart alacağı taleplerinin reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğunu belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; taraflar arasında akdedilen bayilik sözleşmesinin süre sonunda kendiliğinden sona ermesi nedeniyle, davalı bayiye ariyet olarak verilen malların iadesi ile iadede gecikme nedenine dayalı cezai şart alacağının tahsili istemine ilişkindir. Somut olayda; taraflar arasında 01.12.2012 tarihli ve beş yıl süreli otogaz bayilik sözleşmesi akdedildiği, sözleşme gereğince bir kısım malların davacı tarafça davalı bayiye ariyet olarak teslim edildiği, sözleşmenin süre sonunda kendiliğinden sona erdiği anlaşılmaktadır. Bayilik sözleşmesinin feshin sonuçları başlıklı 15. maddesinin b bendinde; bayinin, …’in feshi ihbarında tayin edeceği müddet içinde kendisine ariyet olarak verilmiş olan malzemeleri teslim aldığı gibi …’e iade ve teslim ile mükellef olduğu, teslimin gecikmesi halinde …’in her türlü kanun yollarına başvuracağı gibi bayinin, geciken her gün için …’e cezai şart olarak 1.000-USD ödemeyi kabul ve taaahüt ettiği hüküm altına alınmıştır. Ariyet malların davalıya teslim edildiği sabittir. Sözleşmenin de süre bitimi ile kendiliğinden sona erdiği tarafların kabulündedir. Bu durumda davalı bayi, kendisine teslim edilmiş olan ariyetleri iade yükümlülüğü altındadır. İadesi gereken ariyet bedelinin tespitinde, defter değerleri de gözetilerek dava tarihi itibariyle amortisman bedelleri düşülmek suretiyle ariyetlerin rayiç değeri dikkate alınmalıdır. İlk derece mahkemesince alınan kök bilirkişi raporunda; bu esaslar doğrultusunda ariyet konusu malların defter değeri de dikkate alınarak, rayiç değer üzerinden hesaplama yapılarak beş yıllık kullanım süresine karşılık gelen amortisman düşülmek suretiyle ariyet bedeli hesaplanmıştır. Bu durumda usulüne uygun ve denetime elverişli hesaplama içeren bilirkişi raporu doğrultusunda ariyet bedelinin tespitinde bir isabetsizlik bulunmamakta olup, davacı vekilinin ariyetlerin bedeline yönelik ileri sürdüğü istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Davacının cezai şart talebi ise, bayilik sözleşmesinin yukarıda açıklanan 15. maddesine dayanmaktadır. Sözleşmenin 14. maddesinde, …’in sözleşmeyi haklı nedenle feshi usulü ile haklı fesih sebepleri düzenlenmiş olup, 15. maddede ise bu feshin sonuçları ve bu kapsamda …’in fesih ihbarına rağmen ariyetlerin iade edilmemesi halinde bayi tarafından cezai şart ödeneceği düzenlenmiştir. Madde hükmü gereği cezai şarta hükmedilebilmesi için; sözleşmenin davacı tarafça feshi, ayrıca davacının ariyet iadesi için ihtarda bulunması ile ariyetlerin bu ihtara rağmen iade edilmemesi koşullarının gerçekleşmesi gerekmektedir. Oysa somut olayda sözleşme feshedilmemiş olup, süre sonunda kendiliğinden sona ermiştir. İlave olarak davacının ariyetlerin iadesi hususunda davalıya yönelik bir ihtarı da bulunmamaktadır. Bu durumda sözleşmenin sona ermesiyle davalının ariyetleri iade yükümlülüğü doğmuş olsa da, cezai şart hükmüne dayanak geç teslim olgusundan söz edilmesi mümkün olmadığından, cezai şart alacağı talep koşulları oluşmamıştır. Bu nedenle mahkemece davacının cezai şart alacağı talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi.17/11/2022