Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/318 E. 2022/1532 K. 02.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/318
KARAR NO: 2022/1532
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/11/2019
NUMARASI: 2018/661 Esas – 2019/1062 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/11/2022
Davanın kabulüne ilişkin verilen kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle davalının müvekkili şirkete borçlandığını, borcunu ödememesi nedeniyle davalı borçlu hakkında Bakırköy … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak davalının borca ve ferilerine itiraz ederek takibi durdurduğunu, davalı borçlunun itirazının haksız ve mesnetsiz olduğunu belirterek, davalının takibe yönelik itirazının iptali ile davalı aleyhine asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; öncelikle müvekkilinin yerleşim yeri ve sözleşmenin ifa yer Kayseri olduğundan, mahkemece yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, davada ispat yükü davacı üzerinde olup, davacının mal satıp teslim ettiğini ispatlaması gerektiğini, ancak dava konusu faturalarda teslim edildiğine dair bir kayıt bulunmadığını, tek taraflı olarak fatura düzenlenip müvekkiline gönderilmesinin ispat için yeterli olmadığını, davacı şirketin sigortalı çalışanı olan …’un davacı şirketin mallarını çalmış olup, aralarında halen yargılamanın sürdüğünü, bu çalışanın müvekkiline teslim edilmesi gereken malları da teslim etmediğini, dolayısıyla teslim ve montaj edimini yerine getirmeyen davacının kötü niyetli olduğunu belirterek, davanın reddi ile davacı aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davalı şirketin ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda alınan bilirkişi raporunda; davalının 2017 yılı yevmiye defterinde davacının 2016 yılından devir 22.943,99-TL davalıdan alacaklı olduğu, davalı defterlerinde davacı adına açılan hesap üzerinden davacının takip tarihi 22.944,81-TL davalıdan alacaklı olduğunun tespit edildiği, kayıtların birbirleri ile örtüştüğü gerekçesiyle 22.944,81-TL alacak için itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:Davalı vekili; itirazın iptali davasında ispat yükü davacı üzerinde olup, davacının mal satıp teslim ettiğini ispatlaması gerektiğini, bilirkişi raporunda malların teslim edildiği hususunda bir tespit yapılmadığını, tek taraflı olarak fatura düzenlenip müvekkiline gönderilmesinin ispat için yeterli olmadığını, davacı şirketin sigortalı çalışanı …’un davacı şirketin mallarını çalmış olup, yargılamanın sürdüğünü, bu çalışanın müvekkiline teslim edilmesi gereken malları da teslim etmediğini,teslim ve montaj edimini yerine getirmeyen davacının kötü niyetli olduğunu, …’un yargılandığı ceza dosyasının celbini talep etmelerine rağmen bu talebin yerine getirilmediğini ve gerekçede açıklama yapılmadığını, bu davanın sonucunun işbu davanın sonucu ile doğrudan ilgili olduğunu belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, ticari satımdan kaynaklanan cari hesap alacağının tahsili istemiyle başlatılan takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Kural olarak; fatura konusu mal veya hizmetin teslimini ispat külfeti davacı satıcıya ait olup, yasal delillerle desteklenmediği sürece fatura ve davacı defter kayıtları tek başına alacağın varlığını kanıtlamaz. Davacı, fatura konusu mal veya hizmetin davalıya teslim edildiğini kanıtlamak zorundadır. Davacı bu iddiasını, uyuşmazlığın miktarına göre yazılı delille kanıtlamalıdır. Mahkemece davalının ticari defter kayıtları üzerinde talimat yoluyla yaptırılan bilirkişi incelemesinde; davalının davacı adına açtığı satıcılar hesabında davacı tarafından düzenlenen faturaların alacak,yapılan ödemelerin de borç olarak kaydedildiği, davalının ticari defterlerinde davacının takip tarihi 22.944,81-TL davalıdan alacaklı olduğu, kayıtların bu konuda mutabık olduğu tespit edilmiştir. Davacı tarafça malların teslimine yönelik delil ibraz edilmemiş olsa da; davacı tarafından düzenlenen faturaların, davalı tarafından da kabul edilerek kendi ticari defterlerine kaydedildiği anlaşılmakla,teslimin kanıtlandığının kabulü gerekir.Bu tesbit karşısında davacının çalışanı … tarafından davacının mallarının çalınarak davalıya teslim edilmemiş olduğuna dair ileri sürdüğü istinaf nedeni de yerinde değildir.Davalı vekili tarafından malların davacı çalışanı tarafından çalındığı ve çalışanın yargılandığı ileri sürülmesine rağmen, yargılama yapılan ceza davasının mahkemesi ve dosya numarası da bildirilmemiş olup, böyle bir davanın bulunduğu da kanıtlanmış değildir. Bu nedenle mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Açıklanan nedenlerle, istinaf nedeni yerinde olmayan davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 1.567,35-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 392-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.175,35-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafından yapılan 64,4‬0-TL istinaf yargı giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.02/11/2022