Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/312 E. 2020/257 K. 26.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/312
KARAR NO : 2020/257
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/12/2019
NUMARASI : 2019/403 Esas- 2019/549 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 26/02/2020
Davanın kabulüne ilişkin hükmün davacı vekili ve davalı tasfiye memuru …vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Davacı vekili, müvekkilinin ihyasını talep ettikleri şirketde 01/03/2013-10/04/2014 tarihleri arasında çalıştığını,işçilik alacaklarının ödenmemesi sebebi ile İstanbul 31. İş Mahkemesinde 2017/96 esas , 2019/161 sayılı ilamı ile işçilik alacaklarının müvekkiline ödenmesine hükmedildiğini, kesinleşen karar gereğince müvekkilinin alacaklarının tahsili amacıyla İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, borçlu tasfiye halinde … San ve Tic. Ltd. Şti nin 12/03/2018 tarihinde tasfiyeye girdiğini ve tasfiye kararının 15/03/2018 tarihinde tescil edildiğini, şirket ortağı davalı … tasfiye memuru olarak atandığını, limited şirketlerin tasfiyesinde TTK ‘nın 643. Maddesi yollaması ile anonim şirketlerin tasfiyesine ilişkin hükümlerin uygulanacağını, tasfiyesi gereken hususlar eksik bırakılmış ise tüzel kişilik ticaret sicilden silinse bile limited şirketin tüzel kişiliğinin sona erdiğinin kabulünün olanaksız olduğunu belirterek, davanın kabulü ile ,Tasfiye Halinde …Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin ihyası ve yeniden ticaret siciline tescilinin yapılmasına, yargı giderlerinin davalı tasfiye memuru üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:İstanbul Ticaret Sicil müdürlüğü vekili;tasfiye sürecinde , eksik olarak yapıldığı iddia edilen işlemlerin muhatabının tasfiye memuru olduğunu bu nedenle yasal hasım konumunda bulunan müvekkilinin yargı giderinden sorumlu tutalamayacağını, sicilin davanın açılmasına sebebiyet vermediğini davanın niteliği gereği müvekkilinin yasal hasım konumunda bulunduğunu belirterek , müvekkili yönünden açılan davanın reddine, karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … vekili ; şirketin 14/03/2018 tarihli genel kurul kararı ile şirketin faaliyetine devam etmesinde fayda görülmediğinden TTK 636/1/b bendine dayanarak tasfiye haline girdiğini, tasfiye işlemleri tamamlandıktan sonra 06/11/2018 de 16/10/2018 tarihli 2018/02 sayılı genel kurul kararı ile şirketin terkin edildiğinin TTSG ‘de alenen ilan edildiğini, şirketin tasfiyesinden sonra , İstanbul 31. İş Mahkemesi’nin 2017/96 esas 2019/161 karar sayılı dosyasında ise dava dilekçesi her ne kadar ilgili şirket tasfiyeye girmeden evvel TK ‘nın 35. maddesine göre tebliğ edilmiş ise de dosyada alınan bilirkişi raporunun ve gerekçeli kararın tebliğinin usulsüz olduğunu belirterek, davanın müvekkili açısından husumet nedeniyle reddine,tasfiye usulüne uygun yapılmış olduğundan esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece,tüzel kişiliğin sona ermesi için de tasfiye işlemlerinin eksiksiz tamamlanması gerektiği, şayet, tasfiyesi gereken hususlar eksik bırakılmış ise, şirketin tüzel kişiliğinin sona erdiğinin kabulünün olanaksız olduğu, yapılması halinde tüzel kişiliğinin ihyası için eksik kalan işlem ile sınırlı olarak haklı nedenle dava açılabileceği, İstanbul 31. İş Mahkemesi’nin 2017/96 Esas sayılı davası sonucu verilen ve kesinleşen karar doğrultusunda İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyası ile sınırlı olmak üzere davacı tarafından davalılar aleyhine açılan davanın kabulüne, halen İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğünün … sicil nolu tasfiye halinde, … Ticaret Ltd. Şti ‘nin (Eski ünvanı, … Ticaret Ltd Şti ) İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyası ile sınırlı olmak kaydı ile şirketin ihyasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: 1-Davacı vekili ;hukuka aykırı tasfiyeden kaynaklanan dava sürecinde, şirketin ihyası kabul olunurken vekalet ücreti ve yargı giderinin davacının üzerinde bırakılmasının hukuka aykırı olduğunu, ihya kararının hüküm bölümünde tasfiyeyi yapacak tasfiye memurunun atanmadığını, TTK’nın 547/2 maddesi gereği “Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir.” düzenlemesine açıkça aykırılık oluşturmakla söz konusu kararın kaldırılarak talepleri yönünde karar verilmesini talep etmiştir. 2-Davalı tasfiye memuru … vekili ; müvekkilinin, ….San. Ve Tic. Ltd. Şti’nin tasfiye memurluğunu üstlenmiş olup, şirketin tasfiyesini yasaların öngördüğü şekilde ve usulüne uygun bir şekilde gerçekleştirdiğini,gerektiği gibi inceleme yapılmadan üstünkörü olarak bir şirketin ihyasına karar verilmesinin hukuk güvenliği ilkesi ile bağdaşmadığını, usule aykırılığı davacı tarafın ispat edemediğini belirterek usule, yasaya ve hukuka aykırı olarak eksik incelemeye dayalı yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: :TTK’ nun 547. maddesinde “Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurlarının, yönetim kurulu üyelerinin, pay sahibi veya alacaklıların ,şirket merkezinin bulunduğu yerde ki asliye ticaret mahkemesinden bu ek işlemler tamamlanıncaya kadar şirketin yeniden tescilini isteyebilecekleri, mahkemenin istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse ek tasfiye için yeniden tesciline ve bu işlemleri yapmaları için tasfiye memuru atayacağı düzenlenmiştir.Sicil kayıtları incelendiğinde; … sicil nosunda kayıtlı Tasfiye Halinde … Sanayii ve Ticaret Limited şirketinin 12.3.2018 tarihli 2018/1 sayılı ortaklar kurulu kararıyla tasfiyeye girmesine , şirkete ortak … tasfiye memuru olarak atanmasına ,yine 16.10.2018 tarihli 2018/2 sayılı ortaklar kurulu kararı ile tasfiyenin sonlandırılmasına karar verildiği, şirketin tasfiyesinin sona erdiği 31.10.2018 tarihinde sicile tescil edilerek sicil kaydının terkin edildiği anlaşılmaktadır. Buna göre dava dışı şirket hakkında derdest dava mevcut iken tasfiyenin başladığı ve sonlandırıldığı anlaşılmaktadır.Buna göre davalı tasfiye memurunun tasfiyenin usulüne uygun yapldığına yönelik savunmaları ve istinaf nedenleri dinlenemez. HMK 326/1 maddesi uyarınca “kanunda yazılı haller dışında ,yargı giderinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir.Tasfiye sürecinde tasfiyenin eksiksiz yapılmasından tasfiye memuru sorumludur. İş Mahkemesinde dava görülmekte iken tasfiye memuru tarafından tasfiye sonlandırılmış, görülmekte olan dava nedeniyle şirketin ek tasfiyesi zorunlu olmuştur.Davacı vekilinin yargı giderinin üzerinde bırakılmasına yönelik istinaf nedeni yerinde görülmüştür.Tüm dosya kapsamından; TTK’nın 547. maddesi gereğince tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu, hükmedilen alacak ödenmeden tasfiyenin sonlandırılıp şirketin terkin edilen şirketin ihyasını istemekte davacının hukuki yararı bulunduğu, tüzel kişiliğin sona erdiğinin kabul edilemeyeceği gözetildiğinde ,ilk derece mahkemesince dava dışı şirketin tüzel kişiliğinin ihyasına karar verilmesinde isabetsizlik yoktur.Ancak tüzel kişiliğin ihyasına karar verildiği halde tasfiye memuru atanmaması TTK 547.maddeye aykırı olduğundan davacı vekilinin tasfiye memuru atanmasına yönelik istinaf sebebi yerinde görülmüş,açıklanan nedenlerle hükmün kaldırılarak eski tasfiye memuru … tasfiye memuru olarak atanmasına ve yargılama gideriyle sorumlu tutulmasına karar verilmiştir. Dairemizce; Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin yerleşik uygulaması gereği tüzel kişiliğin ihyası davalarında istinaf incelemesi neticesinde temyiz yolu açık olarak hüküm verilmekte iken; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2017/11-2924 esas 2018/1935 karar sayılı ve 13.12.2018 tarihli ilamı ile şirket davalarında yargılama usulünün düzenlendiği TTK 1521. maddesin de açılacak davalarda basit yargılama usulünün uygulanacağı, HMK nun 382. maddesinde bir işin çekişmesiz yargı işi olup olmadığının tesbiti için belirtilen ölçütlerden “ilgililer arasında ki uyuşmazlık olmayan haller” ve “ilgililerin ileri sürülebileceği herhangi bir hakkının bulunmadığı haller” şeklinde belirtilen ölçütler dikkate alındığında, ek tasfiyenin çekişmesiz yargı işi olduğu” nun tesbiti nedeniyle, daha evvel ki uygulamadan dönülerek çekişmesiz yargı işlerinde temyiz yolu açık bulunmadığından kesin olarak karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1- Davalı tasfiye memuru …. vekilinin istinaf başvurusunun HMK.’nın 353(1)b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,2- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/403 Esas-2019/549 Karar sayılı ve 05/12/2019 tarihli kararının, 353(1)b-2 maddesi gereği KALDIRILMASINA; “Davanın KABULÜ ile; İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğünün … sicil nosunda kayıtlı tasfiye halinde ….Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti ‘nin İstanbul 31. İş Mahkemesinin 2017/96 esas , 2019/161 karar sayılı dosyası, İstanbul …. İcra Müdürlüğünün …. sayılı takip dosyası ile sınırlı olmak kaydı ile şirketin İHYASINA, sicile ek tasfiye için tesciline. Tasfiye memuru olarak … atanmasına”İlk derece mahkemesine ilişkin olarak;”Alınması gereken 54,40- TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 44,40- TL nin mahsubu ile bakiye 10- TL’nin davalı … alınarak hazineye gelir kaydına,Davacı tarafından ödenen 88,80- TL peşin harçlar ile davacı tarafından yapılan 137,60- TL’yargı gideri ve davacı vekili için takdir olunan 3.400- TL vekalet ücretinin davalı tasfiye memuru … alınarak davacıya verilmesine,Davacı tarafça yatırılan 44,40- TL peşin istinaf karar harcının istek halinde iadesine,İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan peşin harcın karar harcına mahsup edilmesine, başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-ç maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 26/02/2020