Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/305 E. 2020/318 K. 12.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/305
KARAR NO : 2020/318
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH: 31/01/2020 (Ara Karar)
NUMARASI : 2019/608
TALEP: İhtiyati Haciz
İSTİNAF KARAR TARİHİ:12/03/2020
İhtiyati haciz isteminin reddine yönelik olarak verilen ara kararın ihtiyati haciz isteyen/davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA: İhtiyati haciz isteyen/davacı vekili, müvekkili ile dava dışı şirket arasında akdedilen 26.05.2011 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinin davalı tarafından müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığını, sözleşme uyarınca kullandırılan krediye ilişkin borcun zamanında ödenmemesi nedeniyle hesap kat edilerek düzenlenen ihtarnamenin borçlulara gönderildiğini, ancak ödeme yapılmadığını, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu, ayrıca davalı şirketin ödeme güçlüğü içine düştüğünün ve mallarını elinden çıkarma eylemlerinde bulunduğunun öğrenildiğini ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatına, ayrıca müvekkili alacağını teminen teminatsız olarak davalı hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, dava konusu borç için yapılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibinin haricen tahsil nedeniyle infaz edildiğini, borcun kalmadığını, ayrıca ihtarname tebliğ edilmediğinden ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğini, davanın 1 yıllık hak düşürücü sürede açılmadığını, kefaletin geçersiz olduğunu savunarak davanın ve ihtiyati haciz talebinin reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: İlk derece mahkemesinin 31.01.2020 tarihli ara kararı ile, ipotekli icra takip dosyasındaki alacaklı vekili beyanı, yatırılan harç, aynı alacak için eldeki davanın tahsilde tekerrür olmamak üzere yapılan ilamsız icra takip dosyası olması bir bütün olarak değerlendirildiğinde, bu aşamada alacağın yaklaşık ispat kuralları gereği ispatlanmadığı gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati haciz isteyen/davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; borçlu şirket yetkilisinin ipotekli icra takibi devam ederken bankaya dilekçe vererek teminata konu taşınmazın bankaya devri ile borcun tasfiye edilmesi talebinde bulunduğunu, talebin kabul edildiğini ve Protokol imzalandığını, ancak devir için başvuru yapıldığında taşınmazda İİK 150-c şerhi bulunduğundan devrin yapılamayacağının öğrenildiğini ve bu yüzden taşınmaz üzerindeki şerhin terkini için talepte bulunulduğunu, bu esnada başka dosyadan dilekçe kopyalanırken “haricen tahsil” beyanının cümle içinde kaldığını, tahsil harcının yatırılması akabinde icra müdürlüğünün şerhin kaldırılmasına karar verdiğini, ancak şirket yetkilisinin tapuda devre yanaşmadığını, borçlunun kötüniyetli olduğunu,dosya borcunun ayni veya nakdi şekilde tahsil edilemediğini, icra müdürlüğüne tahsil ifadesinin sehven bildirildiği belirtilse de dikkate alınmadığını ve icra takip kaydının haksız şekilde kapatıldığını, mahkemece alacağa ilişkin belgeler incelenmeden veya dosyanın ivedilikle bilirkişiye tevdi edilerek alacağın varlığı belirlenmeksizin talebin reddinin doğru olmadığını belirterek ara kararın kaldırılmasını ve ihtiyati haciz talebinin kabulünü istemiştir.
GEREKÇE: Talep, Genel Kredi Sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemli davada, İİK 257 vd. m. uyarınca ihtiyati haciz kararı verilmesi istemine ilişkindir. İİK’nın 257/1.maddesine göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı… ihtiyati haciz talebinde bulunabilir.İİK’nın 258/1. maddesinin 2. cümlesine göre ise, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermeye mecburdur. İhtiyati haciz talep eden davacı banka ile dava dışı asıl borçlu arasında akdedilen Genel Kredi Sözleşmelerinin davalı tarafından müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığı, borcun ödenmemesi üzerine hesap kat edilerek ihtarname düzenlendiği, ihtarnamenin asıl borçlu ve kefile tebliğe çıkarıldığı, dava konusu alacağın tahsili amacıyla tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla ilamsız ve ipotekli icra takipleri başlatıldığı, dava konusu ilamsız takibinin davalının itirazı üzerine onun yönünden durduğu, davalı adına kayıtlı taşınmazın asıl borçlunun borcunu teminen banka lehine ipotek edildiği hususları uyuşmazlık konusu değildir. Öte yandan ipotekli icra dosyası incelendiğinde, alacaklı vekilinin bila tarihli dilekçesi ile borcun haricen tahsil edildiğini belirterek taşınmaz üzerindeki ipotek şerhinin kaldırılması talebinde bulunduğu, 05.01.2018 tarihinde icra müdürlüğünce talebin kabul edildiği, 17.01.2018 tarihinde davalı tarafça tahsil harcı yatırıldığı ve icra müdürlüğünce 11.10.2019 tarihinde haricen tahsil nedeniyle dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği görülmüştür.Davacı taraf, taraflar arasında akdedilen Protokol uyarınca ipotekli taşınmazın bankaya devrine ve borcun bu şekilde tasfiyesine karar verildiğini, ancak İİK 150/c şerhi nedeniyle tapuda işlem yapılamaması üzerine icra müdürlüğünden bu şerhin kaldırılmasının talep edildiğini, bu esnada “haricen tahsil” beyanının sehven kullanıldığını, şerhin kaldırılmasının ardından ise borçlu tarafın taşınmazı devre yanaşmadığını, dolayısıyla borcun tahsil edilmesinin söz konusu olmadığını ileri sürmüştür. Ne var ki, davacı tarafın bu iddiası ancak bilirkişi incelemesi sonucu açıklığa kavuşturulabilecek bir husus olup, dosya kapsamı itibariyle bu aşamada yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği sonuç ve kanaatine varılmış olup, ilk derece mahkemesinin ara kararında bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: İhtiyati haciz isteyen/davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile HMK’nun 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi. 12/03/2020