Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/295 E. 2020/296 K. 05.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/295
KARAR NO : 2020/296
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/04/2019
NUMARASI : 2017/1191 Esas 2019/376 Karar
DAVA: Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 05/03/2020
Davanın aktif husumet yokluğu nedeni ile reddine ilişkin hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkilinin uluslararası taşımacılık yapan bir çok şirketin acentesi olduğunu, … Ltd. Şti’nin Türkiye’deki taşıma işlerini organize ettiğini, davalının adı geçen borçludan olan alacağının tahsili amacıyla İst.Anadolu …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasında müvekkili … izafeten taraf göstererek icra takibi başlattığını, davalının borçluymuş gibi hukuka aykırı olarak haciz işlemleri yaptığını, … plakalı aracı trafikten men ettirdiğini,İcra Hukuk Mahkemesinde haczin fekkine ilişkin dava açıldığını,icra dosyası incelendiğinde borçlu olarak … Ltd. ve …. Ltd. Şirketlerine izafeten … Tic. Ltd. Şti. gösterildiğinin tespit edileceğini, böyle bir durumda acente olan müvekkilinin hukuken borçlu olarak kabulünün mümkün olmadığını, İst.Anadolu …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespitine, karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili; davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, dava dışı sigortalının müvekkil şirket nezdinde nakliyat emtia sigortası ile sigortalı olup, İran’dan Türkiye’ye taşıması yapılan sigortalıya ait emtianın dava dışı …. Ltd. Ve …. Ltd.’nin sorumluluğu altında yapılan taşıma esnasında meydana gelen trafik kazası sonucu zayi olduğunu, kaza nedeni ile dava dışı sigortalıya hasar bedeli olarak 6.821,47-euro ödeme yapıldığını, bu nedenle davacıya acenta sıfatıyla rücu ihtarı gönderildiğini, cevap verilmediğinden yetkili olması sebebi ile takip başlatılarak kesinleştiğini, davacı adına kayıtlı araç kaydı üzerine haciz ve yakalama şerhi işlenmesi talep edildiğini, belirterek haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, İ.İ.K.nun 72. maddesine göre icra takibinden sonra açılmış menfi tespit davasında davacı olma sıfatı icra takibinde borçlu olarak gözüken gerçek veya tüzel kişiye ait olduğu ,davacının takipte şahsen borçlu sıfatının olmadığı ,davacı acentenin borçlulara izafeten takipde yer aldığı, davacının menfi tespit davası açması için aktif husumetinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili; müvekkilinin takip borçlusunun acentesi olduğunu,müvekkilinin kendisine karşı uygulanan haciz işlemlerinden kurtulmak için menfi tespit davası açtığını, taraf ehliyetinin sadece takipte yer alan kişilerle sınırlamanın hak arama hürriyetinin açık ihlali olduğunu, mahkemenin müvekkilinin menfi tespit davası açmasında güncel hukuki yararının olup olmadığını irdelemeden karar verdiğini, davalı tarafın yaptığı tüm işlemlerde müvekkili şirketin borçlu olduğu iddiası ile hareket ettiğini, bu durumun dahi menfi tespit davası açmakta haklı olduğunun ispatı olduğunu, müvekkili şirketin davayı açmasında aktif husumet ehliyetinin mevcut olduğunu belirterek , kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE :Dava hukuki niteliği itibariyle; İstanbul Anadolu …İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyasında davacının borçlu olmadığının tespitine yönelik İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılmış menfi tespit davasıdır. Takip talebinde, ….Co. Ltd. Şti. ve …. Ltd. Şti. ‘ye izafeten acentesi sıfatıyla davacının taraf gösterildiği anlaşılmaktadır.TTK’nun 105. maddesinin birinci bendi ile; “Acente, aracılıkta bulunduğu veya yaptığı sözleşmelerle ilgili her türlü ihtar, ihbar ve protesto gibi hakkı koruyan beyanları müvekkili adına yapmaya ve bunları kabule yetkilidir.” Aynı maddenin ikinci bendi ile de; “Bu sözleşmelerden doğacak uyuşmazlıklardan dolayı acente, müvekkili adına dava açabileceği gibi, kendisine karşı da aynı sıfatla dava açılabilir…” hükümleri öngörülmüştür.Alacaklı tarafından yurt dışı taşıma şirketine izafeten acente aleyhine icra takibi başlatıldığı,takipte acente sıfatıyla yer aldığından şahsi sorumluluğu bulunmadığı, acentenin sorumluluğu vekilin sorumluluğu gibi olması nedeniyle borçtan şahsi sorumluluğunun doğmayacağından şahsi mallarına haciz uygulanamaz.Ancak davalı-alacaklı vekilinin haciz isteğinin kabul edilerek davacının malvarlığına haciz uygulanmış ise de davacı tarafça yapılan şikayet sonucunda ;İst.Anadolu 13.İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2017/200 esas 2017/930 karar sayılı dosyasında davanın kabulüne, tüm hacizlerin fekkine karar verilmiş, verilen kararın istinafı üzerine İst. BAM 22. Hukuk Dairesi’nin 2018-702 esas 2018-1573 karar sayılı ilamında: “Takip talebinde acente borçlu sıfatı ile yer almadığı, borçlulara izafeten yer aldığı, İcra dosyasında borçlu olmadığı gerekçesiyle istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir. İ.İ.K.nun 72. maddesine göre icra takibinden sonra açılmış menfi tespit davasında davacı olma sıfatı icra takibinde borçlu olarak gözüken gerçek veya tüzel kişiye aittir. Davacının takipte şahsen borçlu sıfatının olmadığı anlaşıldığından ,davacı acentenin hakkında uygulanan hatalı haciz işlemi gerekçe gösterilerek menfi tesbit davası açılamaz. Somut olayda davaya konu icra takibinde asıl borçlu davacı acente olmayıp davadışı şirketler olduğu anlaşılmakla , bu davayı açma hakkı da borçlu şirketlere ait olmakla icra takibinde asaleten borçlu sıfatı bulunmayan davacının bu davada aktif dava ehliyeti bulunmadığından davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiş davacı vekilinin hükme yönelik istinaf sebebleri yerinde olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Alınması gereken 54,40- TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 44,40- TL harcın mahsubu ile bakiye 10,- TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 05/03/2020