Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/287 E. 2022/1504 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/287
KARAR NO: 2022/1504
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/07/2018
NUMARASI: 2017/1085 Esas – 2018/884 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 27/10/2022
Davanın reddine ilişkin verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; davalı …’un temlik eden banka tarafından …Ltd Şti’ne kullandırılan krediye istinaden imzalanan sözleşmenin kefili olduğunu, kredinin geri ödemesi yapılmadığından alacağın tahsili amacıyla İstanbul … İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosya ile icra takibi başlatıldığını, takip konusu alacağın müvekkili şirket tarafından bankadan Beyoğlu … Noterliği’nin … yev. numaralı 23.09.2008 tarihli temlik sözleşmesi ile temlik alındığını, akabinde icra dosyasının … esası ile yenilenerek icra işlemlerine devam edildiğini, davalının ödeme emrine haksız olarak itiraz ederek takibi durdurduğunu belirterek davalının itirazının iptaline, takibin devamına, davalının icra inkar tazminatı ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili;davalıya ödeme emrinin 20/06/2008 tarihinde tebliğ edildiğini ve aynı tarihde borca itiraz ettiklerini, 7 yıl geçtikten sonra itirazın iptali davası açıldığını, 20.06.2006 tarihli genel kredi sözleşmesinde müvekkilinin imzası bulunmadığını, davalının asıl borçlu şirketteki hissesini 03/10/2005 tarihinde …’a devrettiğini,davalı bankanın kötü niyetli olarak hükümsüz halde bulunan 31/05/2005 tarihli sözleşmeyi gündeme getirdiğini,davalıya ihtarname tebliğ edilmediği için faiz de doğmadığını,diğer taraftan borcun ödendiğine ilişkin davacı ile borçlular … ve … arasında protokol düzenlendiğini ve davacı ile ibraname düzenlediklerini belirterek davanın reddine, davalının kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece, t nan sözleşmedeki limit dikkate alınarak davalının sorumluluğunu 20.000-TL asıl alacak ile sınırlı olarak tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla talepte bulunulduğu, davalının diğer müteselsil kefillerin ödeme ve ibrasına ilişkin iddialarının öncelikli olarak değerlendirilmesi gerektiği, davacı temlik alan ile takibe konu kredilerde müteselsil kefil olarak yer alan dava dışı … (…) ve … ile dava tarihinden önce düzenlenen 03/12/2014 tarihli ibraname ile bu müteselsil kefiller yönünden alacağın son bulduğuna, icra harç ve masrafları hariç olmak üzere sorumluluklarının kalmadığına ilişkin belge düzenlendiği, bu durumda 20.000-TL asıl alacak ile sorumlu olan davalının diğer müşterek sorumluluların ibrası dikkate alındığında TBK m.162 vd hükümleri kapsamında davacıya karşı herhangi bir sorumluluğuun kalmadığı, itirazın konusuz kaldığı, davanın ibradan sonra açıldığı gerekçesiyle sübut bulmayan davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; 03/12/2014 tarihli ibranamenin … ve … için düzenlendiğini, bu ibraname dayanak gösterilmek suretiyle davalının ibra edildiği sonucuna ulaşılmasının hukuken mümkün olmadığını, bilirkişi raporunda davalının sorumlu olduğu nun belirlendiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, banka kredi alacağının tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali talebine ilişkindir. Temlik eden banka ile dava dışı asıl borçlu …Ltd. Şti. arasında 31/05/2004 tarihli, 20.000-TL limitli genel kredi sözleşmesi düzenlendiği, bu sözleşmede takip borçlusu davalı ve dava dışı …’ın müteselsil kefil sıfatıyla imzalarının bulunduğu, 20/06/2006 tarihli sözleşme ile limitin 150.000-TL’ye arttırıldığı ancak davalının limit arttırımına ilişkin sözleşmede imzasının bulunmadığı, bu sözleşmede dava dışı … ve dava dışı …’ın müteselsil kefil sıfatıyla imzalarının bulunduğu anlaşılmaktadır. Temlik eden tarafından İstanbul …İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyasında başlatılan takipte ticari krediden kaynaklı 55.171,12-TL, artı para kredisinden kaynaklı 30.058,92-TL olmak üzere toplamda 85.230,04-TL’nin aralarında davalının da bulunduğu asıl borçlu ve kefillerden tahsili talep edilmiş olup davalının sorumluluğu ticari krediden kaynaklı olarak 20.000-TL asıl alacak ile sınırlı tutulmuştur. Davacı temlik alan şirket tarafından 21/03/2014 tarihinde icra takibinin yenilenmesinden sonra 05/12/2014 tarihinde sunduğu dilekçesinde dosya borcunun haricen tahsil edildiği bildirilmiş, borçlular tarafından 13/05/2015 tarihinde ise tahsil harcının yatırıldığı anlaşılmaktadır. Sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 145/1 maddesi (6098 S.lı TBK m.166/1) gereğince borçlulardan biri, ifa veya takasla borcun tamamını veya bir kısmını sona erdirmişse, bu oranda diğer borçluları da borçtan kurtarmış olacaktır. Somut olayda da davacı alacaklı vekili tarafından icra dosyasına sunulan 13/05/2015 tarihli yazıda haricen borcun tamamen ödendiği bildirilmiş, tahsil harcının borçlular tarafından ödenmesi halinde dosyadaki tüm hacizlerin kaldırılması talep edilmiştir. İcra müdürlüğünce aynı tarihte dosyadan konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmiştir. Bu durumda davalı kefilin borcu dava tarihinden önce ödeme ile sona ermiş olup, iş bu itirazın iptali davası açılmasında davacının hukuki yararı kalmadığından mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle;davanın reddine dair kararda isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 54,40- TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30-TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.’nın 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 27/10/2022