Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/269 E. 2022/1537 K. 02.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/269
KARAR NO: 2022/1537
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/10/2019
NUMARASI: 2017/751 Esas – 2019/983 Karar
DAVA: Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/11/2022
Davanın kabulüne ilişkin verilen kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; İstanbul İli, Başakşehir İlçesi, … Mah., … ada, … parselde kain … blok …. normal kat, 60 bağımsız bölüm no.lu dükkan vasıflı taşınmazın 14/07/2014 tarihinde müvekkili firmaya satıldığını, davalının taşınmazı kullanılabilir ve iskanlı halde müvekkiline teslim edeceğini taahhüt etmesine rağmen henüz teslim etmediğini, TBK’nın 223. maddesi ve diğer ilgili maddelerine göre satışın ayıplı olduğunu, taahhüt edilen şekilde teslimi için defalarca sözlü olarak başvurulduğunu, ancak davalının taşınmazı gereği gibi teslim etmediğini, ayrıca davalıya Büyükçekmece … Noterliğinin 28/12/2015 tarihli ihtarnamesinin gönderildiğini, bu ihtarnameye cevap bile verilmediğini, taşınmazın davalı tarafından teslim edilmemesi sonucunda müvekkilinin zarara uğradığını ve satın alınan tarihten dava tarihine kadar geçen sürede kira gelirinden mahrum kaldığını belirterek, 5.000-TL kira bedeli mahrumiyeti alacağının satış tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
ISLAH: Davacı vekili, 14.11.2018 tarihli dilekçesiyle dava değerini 220.853,63-TL artırarak 225.853,63-TL olarak ıslah etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; taşınmazın teslim edilmediği iddiasının doğru olmadığını, davacının imzaladığı taahhütnamede açıkça taşınmazı satın ve teslim aldığını kabul ettiğini, müvekkilinin taşınmazın tapu devrini de yaptığını, müvekkilinin taşınmazı kullanılabilir halde ve iskanı alınmak suretiyle teslim edeceğine dair bir taahhüdü bulunmadığını, müvekkilinin taşınmazı mevcut haliyle sattığını, taşınmazın yapımı için müvekkilinin kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzaladığı yüklenici … firmasının inşaatı yarım bırakarak sözleşmeden doğan taahhütlerini yerine getirmediğini, bu hususun Küçükçekmece 3.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/100 D.İş sayılı dosyasında tespit edildiğini, bu nedenle 3. kişilere karşı inşaatı yarım bırakan … firmasının sorumlu olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davacı tarafından imzalanan 14/07/2014 tarihli taahhütname uyarınca, davacının dava konusu bağımsız bölümü satın aldığı, dükkanı bilerek ve görerek eksiksiz olarak aldığı, bu haliyle kabul ettiğini beyan ederek teslim aldığı, binalar ile ilgili olarak Bakırköy … Noterliği’nin 02/07/2014 tarih ve … yevmiye nolu işlemiyle onaylanmış bulunan ve ayrıca tapuya işlenmiş yönetim planı ile ekinde bulunan bağımsız bölüm malik listesi ve işletme projesini görerek ve bütün şartlarını kabul ederek aldığını kabul ve taahhüt ettiği, tek başına çarşının eksik işlerinin tamamlanması ve kullanıma açılması, sadece kendi dükkanına iskan ruhsatı almasının teknik olarak da hukuki olarak da mümkün olmadığı, alındıktan sonra uzun süre kullanıma hazır olmaması sonucunda davacının kira kaybı söz konusu olduğu, 27/06/2018 tarihli bilirkişi raporunda kira kaybının 225.853,63 TL olarak hesaplandığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davalı vekili; müvekkilinin kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzaladığı … firmasının inşaatı %72 seviyesinde yarım bıraktığını, binanın ruhsatsız ve kaçak bölümler ihtiva ettiğini, müvekkilinin tasfiye sözleşmesiyle … firmasına bırakılan dava konusu taşınmazı yine … firmasının talimatıyla davacıya tapuda devir ettiğini, ortaya çıkan kayıptan yüklenici sorumlu olduğundan davanın muhatabı … firması olup müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, ticari defterler incelendiğinde satım ilişkisinin … firması ile davacı arasında gerçekleştiğinin görüleceğini, davacının imzaladığı taahhütnamede taşınmazı bilerek ve görerek satın ve teslim aldığını kabul ettiğini, müvekkilinin taşınmazı kullanılabilir halde ve iskanı alınmak suretiyle teslim edeceğine dair bir taahhüdü bulunmadığını, taşınmazın mevcut haliyle satıldığını, tamamlanmamış ve ruhsatsız binada yer alan taşınmazı bilerek satın alan davacının kira kaybı istemesinin mümkün olmadığını, bilirkişi raporunun hükme esas alınamayacağını, raporda yer verilen taşınmazların konum itibariyle daha yüksek kira değeri olan yerler olduğunu, bu nedenle emsal olarak alınamayacağını, sundukları emsallerin de raporda dikkate alınmadığını belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, satış konusu taşınmazın tamamlanmış olarak teslim edilmediği iddiasına dayalı olarak kira kaybı bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Somut olayda; dava konusu İstanbul İli, Başakşehir İlçesi, … Mahallesinde bulunan … ada … parselde kain … blok … normal kat, 60 no.lu dükkan vasıflı taşınmazın 14.07.2014 tarihinde davalı tarafından davacıya tapuda satışının yapıldığı, mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda; satışı konu dükkanın bulunduğu çarşıda ve dükkan içinde eksik işler bulunduğu, çarşı içinde zemin kaplamalarının yapılmadığı, yürüyen merdivenin tamamlanmadığı, asma tavan işlerinin yapılmadığı, havalandırma işlerinin eksik yapıldığı, dükkanın camekan bölmelerinin yapılmadığı, zemin kaplama ve asma tavan işlerinin yapılmadığı, elektrik tesisatının eksik olduğu, aydınlatma bulunmadığı, su tesisatının eksik olduğu, wc ve lavaboların tamamlanmadığı, dükkan ve içerisinde bulunduğu çarşının kullanılamaz durumda olduğu, iskan ruhsatının da alınmamış olduğu tespit edilmiştir. Sunulan delillerden; dava konusu taşınmazın bulunduğu inşaatın yapımı konusunda arsa maliki olan davalı ile dava dışı yüklenici … firması arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi akdedildiği, inşaatın … firması tarafından %72 oranında tamamlanarak eksik bırakıldığı, bunun üzerine davalı arsa maliki ile dava dışı yüklenici … firması arasında akdedilen 11.07.2014 tarihli tasfiye sözleşmesi ile; 10.01.2011 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesinin arsa malikince haklı nedenle feshinin kabul edilerek, yüklenici … tarafından parası alınarak 3. kişilere satılmış veya iş karşılığı taşeronlara verilmiş olan, aralarında dava konusu dükkanın da bulunduğu bağımsız bölümlerin, arsa maliki tarafından yükleniciye bırakıldığı, yüklenicinin bu taşınmazların tapularının ilgililerine verilmesini kabul ettiği ve bu konuda arsa malikine talimat verdiği hususlarının kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır. Davacı şirket tarafından imzalanmış olan 14.07.2014 tarihli taahhütname başlıklı belgede; davacının dükkanı bilerek ve görerek eksiksiz olarak aldığı, bu haliyle kabul ettiğini beyan ederek teslim aldığı, binalar ile ilgili olarak onaylanıp tapuya işlenmiş yönetim planı ile ekindeki bağımsız bölüm malik listesi ve işletme projesini görerek ve bütün şartları kabul ederek aldığı kabul ve taahhüt edilmiştir. Dolayısıyla davacı, henüz tamamlanmamış olan taşınmazı mevcut halini görerek, bilerek ve kabul ederek satın ve teslim aldığını açıkça kabul etmiştir. Davalının, taşınmazı tamamlayarak, tüm eksiklerini gidererek teslim etme yönünde herhangi bir taahhüdü bulunmamaktadır. Bu nedenle taşınmazı mevcut eksik halini görerek, bilerek ve kabul ederek teslim alan davacının, satıştan sonra artık taşınmazın eksik ve bu nedenle ayıplı olduğunu ileri sürerek kira kaybı bedeli talep etmesi mümkün değildir. Satış sözleşmesinin tarafı davalı olup, taşınmazın davalı arsa maliki ile yüklenici … firması arasında akdedilmiş olan tasfiye protokolünde arsa maliki davalı tarafından, yükleniciye bırakılmış olup olmaması da sonuca etkili değildir. Bu nedenle mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulü isabetsizdir. Açıklanan nedenlerle; davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru değil ise de, yapılan hata/eksiklik yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın HMK’nın 353/(1)b-2 maddesi uyarınca kaldırılarak “davanın reddine” karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/751 Esas – 2019/983 Karar sayılı 21/10/2019 tarihli kararının, HMK.’nun 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın REDDİNE,” İlk derece mahkemesine ilişkin olarak ; “Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 80,70-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından yatırılan 85,39-TL peşin harç ve 3.771,63-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 3.857,02‬‬-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 3.776,32‬-TL fazla harcın talep halinde davacıya iadesine, Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, Davalı tarafça yapılan 10,70-TL yargı giderinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, Davalı vekili için AAÜT uyarınca takdir olunan 34.619,51-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine” İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan 3.857,02-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, davalı tarafça yapılan 64,5‬0-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, Gerekçeli kararın birer örneğinin taraflara tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 02/11/2022