Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/261 E. 2020/551 K. 03.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/261
KARAR NO : 2020/551
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/06/2019
NUMARASI : 2018/402 Esas – 2019/632 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 03/06/2020
İlk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili ; davalı aleyhine, dolayı İSTANBUL Anadolu … İcra Dairesi – … esas sayılı icra dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını,müvekkili firma tarafından teminat altına alınan ….Tic Ltd Şti.’ye ait emtiaların 31.12.2016 tarihinde Adana’dan Türkmenistan’a nakliyesi sırasında hasarlandığını, nakliyeci … tarafından taşınan boya hammaddesi cinsi emtianın Tır / 2 H 00585 (Çekici) / 2 HT 1097 (Y.Römork) aracıyla Türkiye’nin Adana şehrinden satın alınan hammaddesini Gürcistan üzerinden Türkmenistan’ın Aşkabat şehrine getirilirken tır içerisinde yüklü bulunan emtianın 2 Paleti içindeki 116 torbanın yırtılmak üzere hasar gördüğünü, taşınan emtianın Türkmenistan Gümrük Müdürlüğü’nde araçtan tahliye öncesi hasar tespit edildiğini, hasarın toplam maliyetinin 1.714,48-usd olarak hesaplandığını, hasar görmüş emtianın 44,34 USD’lik miktarının kullanıma uygun hale getirilerek geri kazanıldığını, müvekkili firmanın sigortacı sıfatı ile 1.670,14-usd hasar miktarını 21.02.2017 tarihinde sigortalı Simya Boya’ya ödediğini,taşıyanın taşıma işlemlerinden bazılarını sözleşme ile yükletene taşıtana veya gönderilene bıraksa dahi, taşıyanın bu işlemlere ihtimam borcunun devam edeceğini, buna göre TTK nun 1178. maddesinin de beyanlarıyla aynı doğrultuda olduğunu,buna göre taşıyan davalının meydana gelen hasardan sorumlu olduğunu sigortalıya zarar vermesinden doğan rücu hakkının vuku bulduğunu belirterek ;davanın kabulü ile sigortalının haklarına halef olarak sigortalıya ödenen zararın rücuen tahsili için davalı hakkında başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, davalı borçlunun icra inkar tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; dava konusu uyuşmazıkta CMR hükümlerinin uygulanması gerektiğini, taşıma işleminin 31.12.2016 tarihinde gerçekleştiğini, icra takibinin 15.01.2018 tarihinde başlatıldığını, yasal süre geçtiğinden davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, dava konusu taşımanın …. A.Ş. firması tarafından gerçekleştirildiğinden bu şirkete yöneltilmesi gerektiğini, , uyuşmazlığa konu taşımada … A.Ş.’nin “taşıyıcı” sıfatı bulunmadığından, davanın reddi gerektiğini, müvekkili şirketin basiretli bir şekilde davrandığını,CMR konvansiyonunun 23/3. maddesi uyarınca öngörülen sorumluluklarının sınırlı olduğunu,talep edilen 1.670,14 -$’ın hangi kriterlere göre hesaplandığının belli olmadığını, söz konusu talep edilen alacak miktarına da itiraz ettiklerini, ürünlerin yüklemesi, istiflenmesi ve boşaltılmasının davalı müvekkili şirket tarafından yapılmadığını, gerek TTK’da gerekse CMR’de yükleme, istifleme ve boşaltma yükümlülüğünün kimin üzerinde olduğu konusunda açık bir hüküm bulunmamadığını, CMR Konvansiyonunun 27/1. md.’si gereğince istenilecek faiz yıllık %5’ten fazla olamayacağından, bu miktarı aşan faiz talebinin de reddi gerektiğini belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece; dava konusu taşıma olayında, davacı … şirketinin sigortalısı ile taşıma sözleşmesini ilk kuranın dava dışı … firması olduğu ve birinci taşımacı konumunda olduğu, davalı … A.Ş. firmasının ikinci ve aracı konumda olduğu, fiili taşımaya iştirak etmediği, ihbar olunan … A.Ş. firmasının son taşımacı olduğu, fiili taşımacı olduğu, hasarın bu firmanın taşıma işlemi sırasında meydana geldiği, davacının husumetini ancak ilk taşımacı olan … firmasına, ya da taşıma işleminde asıl sorumluluğu olduğu tespit olunan nihayetinde de CMR 37/a ya göre de tüm tazminatı yüklenmek zorunda olan davaya ihbar olunan …A.Ş.’ne yönlendirebileceği, ara taşımacı konumunda bulunduğu ve fiili taşıma işlemine katılmadığı, dolayısı ile hasarda sorumluluğu da bulunmadığı gerekçesiyle pasif husumet ehliyetinin olamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; dava konusu taşıma sözleşmesini ilk kuranın dava dışı … firması ve birinci taşımacı konumunda olduğunu, davalı … A.Ş. firmasının ikinci ve aracı konumdaki taşıyan olup fiili taşımayı ihbar olunan … A.Ş. firmasının gerçekleştirdiğini, sözleşmesel-taşıyan sözleşmeler ile devrettiği taşıma işinin mesuliyetinden kurtulmadığını, gönderene karşı taşımanın tümünden sorumlu olmaya devam ettiğini, alt taşıma sözleşmesi ile asıl taşıyıcıya karşı, ücret karşılığında eşya taahhüt eden kimsenin alt taşıyıcı olduğu ve taşıma işini gerçekleştirip gerçekleştirmemesine bakılmaksızın, sırf eşya taşımayı taahhüt etmesiyle bu sıfatı kazandığını, gönderenin, uğradığı zararın tazmini için doğrudan fiili taşıyıcı/lardan istemde bulunabileceğini, CMR hükümleri uyarınca yükü ve CMR taşıma senedini kabul eden taşıyıcının, taşıma sözleşmesinin tarafı olduğu ve tüm taşımadan dolayı diğer takip eden fiili taşıyıcılarla birlikte müteselsil sorumluluğunun doğduğunu, taşıyıcılar arasındaki sorumluluğun TTK 888.maddesinde olduğu gibi müteselsil sorumluluk olduğunu, bu nedenlerle kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, nakliyat emtia sigorta poliçesine uyarınca dava dışı sigortalıya ödenen hasar bedelinin, davalı taşıyıcıdan rücuen tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.Davaya konu taşıma Türkiye-Türkmenistan arasında gerçekleştiğinden somut uyuşmazlığın CMR Konvansiyonu hükümlerine göre çözümlenmesi gerekmektedir. Sigorta hukukundan kaynaklanan halefiyet ve rücu konularında TTK hükümleri esas alınacaktır. 6102 sayılı TTK.’nun 1472. maddesi uyarınca; sigortacının, sigortalısının haklarına halefiyet hakkının gerçekleşebilmesi için sigortacının hukuken geçerli bir sigorta poliçesi teminatı kapsamında sigortacısına tazminat ödemiş olması ve sigortalının zarar sorumlusuna karşı dava hakkına sahip olması gerekir. Sigortacı; ancak, sigortalısının meydana gelen zarardan dolayı üçüncü kişilere karşı dava … varsa bu hakka ödediği bedel oranında halef olacaktır.CMR 34. maddesi anlamında bir “müteakip taşımadan” bahsedebilmek için, mutlaka “tüm taşımanın” “tek bir taşıma sözleşmesiyle” gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Bu ise ancak, gönderen ile ilk taşıyıcı arasında, tüm mesafe için bir taşıma sözleşmesi yapılması ve bu sözleşmenin ilk taşıyıcı tarafından diğer taşıyıcılara devredilmesiyle mümkün olabilir. Eğer gönderen, her taşıyıcıyla ayrı sözleşme yaparsa veya ilk taşıyıcı, diğerleriyle kendi adına yeni bir taşıma sözleşmesi yaparsa, tek taşıma sözleşmesinden bahsedilemeyeceğinden, müteakip taşımadan da söz edilemez. Bu şart, maddedeki “tek bir mukavele ile düzenlenen taşıma” ifadesinden ortaya çıkmaktadır. Yine ancak bu sayede, maddenin ikinci cümlesinde belirtildiği gibi “ikinci taşımacı ile onu takip eden taşımacılar, malları ve sevk mektubunu kabul etmiş olmaları dolayısıyla ve sevk mektubundaki koşullar altında anlaşmaya katılmış olurlar.” Böylece ilk taşıyıcı dışındaki diğer taşıyıcılar, yükü ve sevk mektubunu kabul etmekle müteakip taşıyıcı sıfatını kazanırlar ve gönderen ile asıl taşıyıcı arasındaki sevk mektubunun şartları altında anlaşmaya katılmış olurlar. Ayrıca bu maddede belirtilen “taşıma senedinin varlığının şart olması” kuralı, CMR. 4. maddesinde belirtilen “taşıma senedinin yokluğunun CMR Konvansiyonu’na tâbi bir taşıma sözleşmesinin varlığını ve geçerliliğini etkilemez” kuralının bir istinasıdır. Diğer bir deyişle CMR. 4. maddesi, sevk mektubunu sadece taşıma sözleşmesinin bir teyidi olarak görürken, CMR. 34. maddesi müteakip taşımanın gerçekleşebilmesi için mutlaka sevk mektubunun “varlığını” şart koşmaktadır. CMR. 34. maddesinde belirtilen şekilde bir müteakip taşımanın varlığı halinde, CMR. 36. maddesi uyarınca kayıp, hasar veya gecikme sorumluluğu ile ilgili davalar, ancak birinci, sonuncu veya “kayıp” “hasar” veya “gecikmenin” oluştuğu sırada taşıma işini yapmakta olan taşımacının aleyhine açılabilir.(Y11. Hukuk Dairesi , 02.03.2009 tarih ve E:2007/13775- K:2009/2287) Dava konusu taşımada davacı … şirketinin sigortalısı ile taşıma sözleşmesi kuran davadışı …. firması asıl taşıyıcıdır. Taraflar arasında bir taşıma sözleşmesi bulunmamakla birlikte düzenlenen navlun faturalarından asıl taşıyıcının taşıma işini verdiği davalı …….A.Ş.’nin davadışı ihbar olunan … A.Ş. aracılığı ile yükü taşıtmıştır. Somut olayda her taşıyıcı kendi adına kendinden önceki taşımacıya ayrı navlun faturası düzenlemesi ayrı bir sözleşme niteliğinde olup, taşımanın aynı sözleşme kapsamında gerçekleşmediği ve her bir taşımanın ayrı bir sözleşme kapsamında yapıldığının kabulü gerekmiştir. Buna göre CMR Konvansiyonu’nun 36.maddesinin olayda uygulanma yeri bulunmamaktadır. Bu durumda olaya, CMR Konvansiyonu’nun 3.maddesinin uygulanması gerekecektir. Bu durumda davalı …….A.Ş’ye taşımanın yapılması için hizmetlerinden yararlandığı diğer ara ve son taşımacının hareket ve ihmallerinden, sanki bu hareket ve ihmalleri kendisi yapmış gibi sorumlu bulunduğundan, dava konusu taşımada meydana gelen hasardan da sorumlu olup,davada pasif husumet ehliyeti bulunduğundan mahkemece yazılı olduğu şekilde davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına, davalının olaydaki sorumluluk miktarının belirlenmesi yönünden işin esasına girilerek tarafların delillerinin toplanıp, oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.’nun KABULÜNE, İSTANBUL Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/402 Esas- 2019/632 Karar sayılı 18/06/2019 tarihli kararının, HMK.’nun 353(1)-a-4-6 gereğince KALDIRILMASINA;”Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesineİstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 44,40-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.’nun 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 03/06/2020