Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/234 E. 2020/286 K. 05.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/234
KARAR NO : 2020/286
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/11/2019
NUMARASI : 2019/454 Esas- 2019/760 Karar
TALEP: Yargılamanın İadesi
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 05/03/2020
Yargılamanın iadesi talebinin reddine yönelik olarak verilen hükmün yargılamanın iadesi talebinde bulunan tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
TALEP:Yargılamanın iadesi talebinde bulunan …, mahkemenin 2014/895 E. sayılı dosyasında bilirkişi olarak atanan Prof. Dr. … 2015-2016 yıllarında bilirkişi listesinde olmadığının İstanbul Bilirkişilik Bölge Kurulu Başkanlığı’nın 28/06/2019 tarih ve 2019/1096 Muh. sayılı yazısı ile tarafına bildirildiğini, bu nedenle Prof. Dr. … bilirkişi olarak atanmasının CMK madde 64 ün 2. Ve 5. fıkralarına aykırılık teşkil ettiğini, bilirkişi olarak atanan Prof. Dr. … imzası bulunan raporun mahkeme tarafından harfiyen kabul edildiğini, oysa bu rapor gerçeği yansıtmamakta olup mahkemeyi yanlış karar vermeye yönlendirdiğini, ayrıca onaylı kargoların tarafına veya firmasına getirilip teslim edildiğine dair bir taşıma irsaliyesi veya teslim tesellüm makbuzunun dosya muhteviyatında ve delillerinde bulunmadığını, bunun yanısıra dava dosyasında bulunan 15/07/2014 tarihli bilirkişi kurulu raporu ve ayrık bilirkişi raporu veren … da bir kısım kargonun teslim edilmediğini beyan ettiklerini ve davacının edimini tamamen yerine getirmediğinin açıkça ortaya koyulduğunu, yani listede olmayan Prof.Dr. … ve … sipariş rapor verdiklerinin açıkça ortada olduğu, bu bilirkişiler ile ilgili İstanbul CBS Genel Soruşturma Bürosunca 2016/117840 S. No lu dosyada soruşturmanın da devam ettiğini, ayrıca bilirkişilerin usulsüz atanmasından dolayı sorumlu hakim hakkında suç duyurusunda bulunacağını, çünkü bu davanın normal ticari bir dava olmadığını, FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütünün Kumpas amacı ile işlemiş olduğu bir suç olup, bilirkişiler ve hakimin bu kumpası ört bas etmek amacı ile örgütün isteklerine hizmet ettiklerini, bu bilirkişilerin dosyada görevli iken alınan raporlar olduğu da göz önünde bulundurulduğunda bilirkişilerin Terör Örgütünun finans kaynağını aklamaya çalıştıklarının açıkça görüleceğini, yerel mahkemenin vermiş olduğu kararın bu iki bilirkişinin vermiş olduğu rapora göre noktasından virgülüne kadar aynı olduğunu, talebinin … bilirkişi olarak hükme esas alınan husus hakkında kasten gerçeğe aykırı beyanda bulunması sebebiyle yargılamanın iadesi olduğunu ileri sürerek yargılamanın iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davacının yargılamanın iadesi talebini daha önce mahkemede yargılaması yapılan 2014/895 E.-2018/57 K. sayılı ilamı ile verilen kararda hükme esas alınan bilirkişi raporlarında bilirkişilerin sahte ve gerçeğe aykırı rapor verdiği iddiasına dayandırmakta olduğu, mahkeme dosyasında bilirkişilerin bilerek mahkemeyi yanılttıklarını, bundan dolayı dosyanın bilirkişileri hakkında C.Başsavcılığı’na görevi kötüye kullanmak suçundan suç duyurusunda bulunduğundan bahisle yargılamanın yenilenmesini talep etmekte olduğu, söz konusu bilirkişiler hakkında suç duyurusunda bulunulmuş ise de talep tarihinde bir ceza mahkemesi kararının bulunmadığı, dolayısıyla HMK 375 .maddesinde sayılan koşulların gerçekleşmediği ,suç duyurusunda bulunmanın bilirkişinin kasten gerçeğe aykırı beyanda bulunduğu yönünde sabit bir delil oluşturmadığı gerekçesiyle yargılamanın iadesi talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Yargılamanın iadesi talebinde bulunan istinaf dilekçesinde özetle; 1- Bilirkişi olarak tayin edilen Prof. Dr. … Adli Bilirkişi Kurulu listesinde isminin olmadığı gibi, yemin verilmeden görev tevdi edildiği görülmüş olup vermiş olduğu rapora dayanmasının gerek Ceza usul gerekse Hukuk Yargılama Usullerine aykırı olduğunu ve bu haliyle de kanun maddesinin yanlış uygulamasının söz konusu olduğunu, bu nedenle hükme esas alınan kararın dayanağı olan 18/04/2016 tarihli bilirkişi raporunun hukuken geçersiz olduğunu, 2-18/07/2019 tarihli tensip zaptı incelendiğinde yerel mahkemenin Bölge Mahkemesinin kararını önce kaldırarak yetkisini aşmak sureti ile usulsüzlük yaptığını, ayrıca tensip zaptının incelenmesinde tutanak tek hakim tarafından tanzim edilmiş olup, kararın oy birliği şeklinde demek sureti ile usul hükümlerine aykırılık yapıldığını, 3- Bilirkişi tayininde konusu hukuki ihtilaf olan meselelerde, hukukçu bilirkişi tayin edilemeyeceği gibi raporuna da itibar edilmemesi gerektiğini, hukuk yargılamasında davanın mahiyeti ve ihtilafın tespiti hüküm veren hakimin görevi içinde olup, emredici kurallara uyulmamak sureti ile hükme esas alındığını, bunun da kanun maddesinin yanlış uygulamasına yol açtığını ve yargılamanın iadesi sebepleri içerisinde olduğunu, 4-Tüm bu olayların HMK 375. maddeye uygun olup Yargılamanın Yenilenmesi koşullarını taşımakta veya davanın reddine neden oluşturmakta olduğunu, HMK 375/1-ç maddesinin de dikkate alınması gerektiğini belirterek hükmün kaldırılmasını ve yargılamanın iadesini veya davanın reddini istemiştir.
GEREKÇE: Talep, HMK 374 vd. m. uyarınca yargılamanın iadesi istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince yukarıda açıklanan gerekçelerle talebin reddine karar verilmiştir. HMK’nın 374. maddesi “Yargılamanın iadesi, kesin olarak verilen veya kesinleşmiş olan hükümlere karşı istenebilir.” hükmünü içermekte olup, HMK’nın 375. maddesinde ise yargılamanın iadesi sebepleri tahdidi olarak düzenlenmiştir. HMK 378/1 m. uyarınca, yargılamanın iadesi talebini içeren dilekçe kararı veren mahkemece incelenir. Somut olaya döndüğümüzde, İstanbul 7.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/02/2018 tarihli 2014/895 E., 2018/57 K. sayılı hükmünün istinaf incelemesi Dairemizce yapılarak, karar Dairemizin 07/02/2019 tarihli 2018/663 E., 2019/120 K. sayılı kararı ile kesinleşmiştir. Dava dilekçesinde, ilk derece yargılamasında rapor düzenleyen bir kısım bilirkişilerin bilirkişilik listelerinde yer almamaları ve yeminleri yaptırılmamasına rağmen bilirkişi raporu düzenlemiş oldukları, raporun gerçeği de yansıtmadığı ve hükme esas alındığı ileri sürülmüş, davacı tarafça ilk derece mahkemesince yapılan yargılamanın iadesine ilişkin duruşmada da talebinin, bir kısım bilirkişilerin bilirkişi olarak hükme esas alınan husus hakkında kasten gerçeğe aykırı beyanda bulunmaları sebebiyle yargılamanın iadesi olduğu açıklanmıştır.HMK 375/1-f m. “Bilirkişi veya tercümanın, hükme esas alınan husus hakkında kasten gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun sabit olması” şeklinde, aynı Yasanın 375/2 m. ise “Birinci fıkranın (e), (f) ve (g) bentlerindeki hallerde yargılamanın iadesinin istenebilmesi, bu sebeplerin kesinleşmiş bir ceza mahkumiyet kararı ile belirlenmiş olması şartına bağlıdır. Delil yokluğundan başka bir sebeple ceza kovuşturmasına başlanamamış veya mahkumiyet kararı verilememiş ise ceza mahkemesi kararı aranmaz. Bu takdirde dayanılan yargılamanın iadesi sebebinin, yargılamanın iadesi davasında öncelikle ispat edilmesi gerekir.” şeklinde düzenlenmiştir. Oysa somut olayda bilirkişiler hakkında başlatılan ceza soruşturmasından söz edilmekte ise de, yargılamanın iadesi talebinde bulunulduğu tarih itibariyle kesinleşmiş bir ceza mahkumiyet kararından(veya delil yokluğundan başka bir sebeple ceza kovuşturmasına başlanamamış veya mahkumiyet kararı verilememiş olmasından) söz edilmemiş olup, bu durumda HMK 375/1-f m. koşullarının oluşmadığı açıktır. Yargılamanın iadesini talep eden tarafça istinaf aşamasında, bilirkişilere ilişkin hususların İstanbul Bilirkişilik Bölge Kurulu Başkanlığı’nın 28/06/2019 tarih ve 2019/1096 Muh. sayılı yazısı ile tarafına bildirildiği, dolayısıyla HMK 375/1-ç maddesinin de somut olayda uygulanması gerektiği ileri sürülmüş ise de, söz konusu yazı davanın esasına doğrudan etki edecek bir belge mahiyetinde olmayıp yine HMK 375/1-f m. kapsamında değerlendirilmesi gerekeceğinden, davacının söz konusu iade sebebine de itibar edilmemiştir. O halde ilk derece mahkemesinin yargılamanın iadesi talebinin reddine yönelik kararında bir isabetsizlik bulunmamakta olup, açıklanan nedenlerle yargılamanın iadesi talebinde bulunanın istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;Yargılamanın iadesi talebinde bulunanın istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna, başkaca harç alınmasına yer olmadığına, İstinaf yoluna başvuran tarafça yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile HMK’nun 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi. 05/03/2020