Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/230 E. 2020/835 K. 17.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/230
KARAR NO: 2020/835
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/10/2019
NUMARASI: 2019/649 Esas 2019/62 Karar
DAVA: Tespit
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/09/2020
Görevsizliğe ilişkin hükmün davacılar vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; 23/01/2019 tarihinde vefat eden …’in 4 erkek, 3 kızı olduğunu, müteveffa’nın 11/04/1991 tarihinde kendisi ve erkek çocukları adına … A.Ş ünvanlı şirketi kurduğunu, diğer 3 kız çocuğunun kurulan şirkette hiçbir hakka sahip olmadığını,murisin tüm malvarlığını koyduğu şirketteki haklardan kız çocuklarını mahrum bırakmak kastı ile ilk önce 13/11/2001 tarihindeki Yönetim Kurulu üyeliği görevinden istifa etmiş gibi göstererek hisselerin tamamını alt soyunda erkek torunlarına muvazaalı olarak devir ettiğini, müteveffanın resmi olarak olmasa da fiili olarak şirketin başında olduğunu, tüm işlemler onun denetim ve gözetimi altında yürütüldüğünü, murisin erkek çocuklarından …’in 01/12/2009 tarihinde vefat etmesinden sonra …’e ait tüm hisseleri 0/05/2010 tarihinde tekrar üzerinde topladığını ve yönetim kurulunda yer aldığını, ancak 16/06/2010 tarihinde tekrar şirket yönetim kurulu üyeliğinden istifa ettiğini ve hisselerini erkek çocuklarına ve erkek torunlarına devrettiğini, murisin özellikle kız çocukları ve onların alt soyunu şirket hisseleri üzerinde hak sahibi yapmama iradesiyle haraket ettiğinin açık olduğunu, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünde … sicil numaralı … A.Ş hisselerini tamamına mümkün olmadığı takdirde muris …’in 04/05/2010 tarihinde tekrar üzerine aldığı hisselerin, 3. şahıslara devrinin önlenmesi için bu hisseler üzerine tedbir konulmasını ve bu süreçte şirket mal varlığında değişiklikler yaşanmaması için Denetim Kayyumu atanmasını, davanın kabulü ile şirket hisselerinin tamamına veya muris …’in 04/05/2010 tarihinde tekrar üzerine aldığı hisselere tasarruf işlemlerinin iptalini ve terekeye iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davanın, miras hakkına dayanan ve TMK 557 ve devamı maddesinde belirtilen tasarrufun iptaline ilişkin olup, TMK’nın miras hükümleri uyarınca çözülmesi gerektiği, tasarrufa konu şeyin şirket hissesi olmasının davayı ticari kılmadığı ve TTK’da düzenlenmiş bir husus olmadığı, bu durumda dava mutlak veya nisbi ticari dava olmadığından TTK 5. Maddesi kapsamında da olmadığı, davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiği ve Mahkemenin görevsiz olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili; dava konusunun anonim şirket hisse devri olup, bu hisselerin devrinin ne şekilde yapıldığı ve yapılması gerektiği, muris ile diğer davalı arasında yapılan hisse devrinin geçerli olup olmadığı, muvazaa nedeniyle iptali gerekip gerekmediği hususlarında 6102 sayılı T.T.K.’daki ilgili hükümler de gözetilerek karar verileceğini, bu nedenlerle görevsizlik kararının doğru olmadığını, kararın kaldırılarak Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğuna karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; davacı tarafça muvazaalı olduğu ileri sürülen anonim şirket hisse devrinin iptali ile devreden murise ait payların tereke adına tesciline, erkek çocuk ve torunlara devredilen şirket hisselerinin terekeye intikaline karar verilmesine ilişkindir. Davacılar müteveffanın devrettiği payları üzerinde miras hakkına dayalı terekeyi ilgilendiren bir istekte bulunmaktadır. (Müteveffanın paylarının ve paylardan elde edilebilecek hakların aslında terekede kalması gerektiğini öne sürmektedir.) Davacı, müteveffanın ölümünden evvel yaptığı hisse devirlerinin muvazaalı olduğunu, bu bağlamda tereke üzerinden miras payının zedelendiğini ileri sürerek hak iddia etmektedir. Miras payına dahil olduğu ve muvazaalı olarak devredildiği öne sürülen malvarlığı haklarının (ticari şirket hisseleri) 6102 sayılı TTK’da tanımlanmış olması, davayı ticari dava kılmaz. Davanın (iddianın) temeli muris muvazaasıdır. Muvazaanın var olup olmadığı yönündeki iddia ve savunmaya ait delillerin tartışılması anlamında davanın konusunu oluşturan hisse senetlerinin reel değerlerinin belirlenmesi sürecinde ticari defterlerin ve kayıtların incelenmesi gereği de davayı ticari dava kılmaz. Genel bir ilke olarak görevli mahkemenin belirlenmesinde temel ölçüt, muris muvazaasına konu malvarlığı haklarını oluşturan unsurların niteliği olmayıp, murisin mirasçılarının hukukunu zedeleyen malvarlığı haklarına yönelik muvazaalı bir işlemi olup olmadığıdır. Bunu değerlendirme görevi de 6100 sayılı HMK’nın 2. Maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesine aittir. Dava muris muvazaasına dayalı hisse devrinin iptali davası olup, 4721 sayılı TMK’nun 576.maddesi kapsamında değerlendirilmesi gereken bir dava olmakla ve 6102 sayılı kanunun 4.maddesinde yazılmış mutlak ticari davalardan olmadığı gibi aynı kanunun 5.maddesinde yazılı olduğu gibi nisbi ticari davalardan da olmadığı, bu itibarla ticari dava mahiyetinde olmayan davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğu, mahkemece verilen görev dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddi yönündeki kararı hukuka ve yasaya uygun olup istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı kanaatine varılmış başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 54,40-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 44,40- TL harcın mahsubu ile bakiye 10,-TL harcın davacılardan alınarak hazineye gelir kaydına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.17/09/2020