Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/221 E. 2020/234 K. 20.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/221
KARAR NO : 2020/234
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/11/2019
NUMARASI : 2019/301 Esas- 2019/1254 Karar
DAVA: Alacak
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/02/2020
Davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine ilişkin hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Davacı vekili, müvekkili bankanın dava konusu bonolara dayalı olarak davalıdan alacaklı olduğunu, alacak ile ilgili 13.02.2019 tarihinde arabuluculuk başvurusunda bulunduklarını ve anlaşmaya varılamadığına ilişkin arabuluculuk son tutanağı düzenlen diğini,vade tarihleri geçmesine rağmen davalı tarafından ödenmediğini, senet bedellerinin TTK. 732 madde gereğince vade tarihlerinden itibaren avans faizi , % 0,3 oranında komisyonu ( TTK.m. 778/1-d, 725/1-d ) ve protesto masrafı ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili, müvekkili ile … Ltd. Şti. şirket arasında , … devremülk satış vaadi sözleşmesi imzalandığını,sözleşme bedeli olan 18.000- TL ‘nin 15.10.2015 – 15.04.2019 vade tarihleri arasında 43 adet (ön ödeme hariç.) senet ile ödenmesi hususunda anlaşıldığını , müvekkilinin sözleşme konusu devremülkü teslim almadan ve taksit ödemeden ekonomik sebepler ile 17.09.2015 tarihinde sözleşmeyi haklı olarak feshettiğini, sözleşme feshedildiğinden senetlerin iadesi için … İsimli şirkete yazılı bildirimde bulunduğunu, senetlerin iade edilmediğini, senetleri bankaya ciro ettiğini, hem …. hem de bankaya karşı borçlu olmadıklarının tespiti için İst.Anadolu 2. Tüketici Mahkemesi’nin 2019/462 esas sayılı dosyası ile menfi tespit davası açtıklarını,senetlerin devremülk sözleşmesi nedeniyle verildiğini huzurdaki uyuşmazlıkta görevli mahkemenin tüketici mahkemeleri olduğunu, görevsizlik kararı verilerek açtıkları menfi tespit dava dosyası ile birleştirilmesi gerektiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece, 6502 sayılı yasanın 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe girdiği, davanın 20/05/2019 tarihinde açıldığı dikkate alınarak HMK.nun 114/c ve HMK.nun 20. maddeleri uyarınca görevsizliğine, dosyanın talep halinde görevli Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; müvekkili bankanın tüm iş ve işlemlerinin ticari iş niteliğinde olduğunu, HMK.’nın göreve ilişkin hükümleri ve TTK.’nın 4. ve 5. maddeleri ile yerleşik Yargıtay kararları kapsamında bu davanın ticari dava olması sebebiyle davanın da görevli mahkemede açıldığını, dava konusu bonoların nama yazılı olmadığı gibi menfi emre kaydı da içermediğinden, kanunen emre yazılı kabul edildiğini, TTK’nın 654. Maddesi uyarınca bononun nama yazılı olduğunun kabulü için sadece nama yazılı olduğunun belirtilmesinin yeterli olmayıp ayrıca emrine kaydı içermemesi gerektiğini, lehine senet düzenlenen kredi borçlusu lehdar şirketle yapılan sözleşmeyi bilmesinin mümkün olmadığı gibi böyle bir araştırma yükümlüğü olmadığını belirterek,kararın kaldırılması ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, bonodan kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir. HMK’nun 115/1.maddesi uyarınca dava şartlarının bulunup bulunmadığı davanın her aşamasında resen araştırılır. HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca mahkemenin görevli olması dava şartı olarak düzenlenmiştir. 6102 Sayılı TTK’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın TTK veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir.Bunun yanında 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 2. maddesinde, kapsamının tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamalar olduğu açıklanmış, 3/k maddesinde tüketici “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi” şeklinde, 3/1. maddesinde ise tüketici işlemi; “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” şeklinde tanımlanmış, “Temel İlkeler” başlıklı 4/5 m. ise “Tüketicinin yapmış olduğu işlemler nedeniyle kıymetli evrak niteliğinde sadece nama yazılı ve her bir taksit ödemesi için ayrı ayrı olacak şekilde senet düzenlenebilir. Bu fıkra hükümlerine aykırı olarak düzenlenen senetler tüketici yönünden geçersizdir.” şeklinde düzenlenmiştir. Aynı Yasa’nın 73. maddesinde, bu kanundan kaynaklanan uyuşmazlıkların tüketici mahkemesinin görevine girdiği düzenlenmiş, 83. maddesinde ise, taraflardan birinin tüketici olduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir. Somut olayda, davalı tarafça sunulan delillere göre dava konusu bonoların davalının tarafı olduğu Devremülk Satış Vaadi Sözleşmesi uyarınca düzenlenen sıralı nama yazılı bonolar olduğu tespit edilmiş olup, bu durumda davalı tüketici sıfatını haiz ve söz konusu işlem tüketici işlemi olduğundan, iş bu davada görevli mahkemenin Tüketici Mahkemeleri olduğunun kabulü gerekmektedir.İlk derece mahkemesinin kararında bir isabetsizlik görülmemiş, açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Alınması gereken 54,40- TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 44,40- TL harcın mahsubu ile bakiye 10- TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,İstinaf yoluna başvuran tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.’nın 353(1)-a maddesi gereğince kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 20/02/2020