Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/210 E. 2020/237 K. 20.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/210
KARAR NO : 2020/237
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/12/2019 (Ara Karar)
NUMARASI : 2019/1290 Esas
TALEP: İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/02/2020
İlk derece mahkemesince verilen 13/12/2019 tarihli ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararın ihtiyati tedbir isteyen davacılar vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı Şirket’in malvarlığının koruma altına alınmasını temin amacıyla, davalı şirket’in zarara uğratılmasının önlenmesi için şirket yönetiminin atanacak kayyıma devredilmesine, bu taleplerinin kabul edilmemesi halinde şirket denetimi için kayyım atınmasına, davalı şirketin mevcut aktif ve pasiflerinin tespiti için defter tutulmasına, dava sürerken müvekkiller’e ait payların rüçhan hakkının kısıtlanması sonucu üçüncü kişilere devredilmesini önlemek amacıyla söz konusu paylar üzerinde HMK’nın 389. vd. hükümleri gereği ihtiyati tedbir konulmasına, davalı şirketin TTK’nun 531. maddesi uyarınca feshine, söz konusu fesih taleplerinin kabul edilmemesi halinde ortaklığın yürütülmesinin müvekkilleri açısından imkansız hale geldiği göz önüne alınarak müvekkilerine davalı şirketteki payların karar tarihindeki gerçek değerinin nakit olarak ödenmesi suretiyle müvekkilerin davalı şirketten çıkarılmasını talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davanın ticari şirketin feshi istemli, ortaklıktan çıkma veya çıkarılma talebine ilişkin olduğu, dosya kapsamına, delil durumuna göre ihtiyatati tedbir talep eden davacı taraf açısından ileride telafisi imkansız zararların doğma ihtimalinin olmaması ve henüz davacının haklılığının yaklaşık olarak ispat edilmemiş olması ayrıca tedbir konusunun yargılamaya muhtaç olması nedenleriyle şartları oluşmayan tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacılar vekili, şirket esas sözleşmesinin “Amaç ve Konu” başlıklı 3.maddesinin değiştirilerek 6362 sayılı SPK uyarınca “Halka Arz İşlemleri Yapma” ibaresinin eklenmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, söz konusu işlem sonucu müvekkillerin davalı şirket nezdinde sahip olduğu payların azalmasının söz konusu olabileceğini, iş bu payların tehlike altına girebileceğinin açık bir şekilde ortada olduğunu, davalı şirket ve dava dışı hakim hissedar … azınlık pay sahibi müvekkillerinin rüçhan haklarını sınırlandırmak suretiyle müvekkillerine ait payların davalı şirkette tamamen yok edilmesini amaçladıklarını, toplantılarda sorularına yanıt verilmediğini, detay mizan talebinde ise geri dönüş yapılmadığını, ayrıca müvekkillerinden …’nın imzasının taklit edilmesi ve pay defterinde usulsüz işlemler yapılması ile müvekkilinin davalı şirketin de içinde yer aldığı … Bünyesindeki … San. Ve Tic. A.ş. nezdindeki payı azaltılmış olduğundan, pay defterindeki gerçek pay durumlarının tespit edilebilmesi için pay cetvelinin düzeltilmesi istemli dava ikame edildiğini, buna ilişkin muhalefet şerhinin de her iki genel kurul toplantısında pay defterine dercedildiğini, davalı şirket tarafından sunulan dilekçede şirket pay defterlerinin bulunamamış olduğunun ifade edildiğini, şirketin yönetimi için kayyım atanmasına, kabul edilmemesi halinde şirketin denetimi için kayyım atanmasına, şirketin mevcut bilançosunun tespiti için defter tutulmasına karar verilmesi gerektiğini, yaklaşık ispatın gerçekleştiğini, bu nedenlerle kararın kaldrılarak ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Açılan dava anonim şirketin feshi, ortaklıktan çıkma, çıkma payının ödenmesi istemlidir.TTK 531. madde fesih davası açılması halinde alınacak tedbirler yönünden ayrıca bir düzenleme öngörmemiştir.Anonim Şirketler TTK’nun 365. Maddesi uyarınca Yönetim Kurulu tarafından yönetilir ve temsil olunurlar. Şirkette organ boşluğu bulunduğu iddiası yoktur. Anonim şirketlerde yönetim kurulunun yönetim yetkisinin mahkemelerce kaldırılacağına veya sınırlandırılacağına ilişkin yasal düzenleme yoktur. Yönetim Kurulunun görevden alınması, seçilmesi TTK’nun 408(2)-b gereği şirketin genel kuruluna tanınmış bir yetkidir.Davacı vekilinin davalı şirkete yönetim kayyımı atanması isteminin yasal dayanağı bulunmamaktadır.Dava dilekçesi ile birlikte ihtiyati tedbir talep edilmiş olup ,dava dilekçesi ile sunulanlardan HMK 389. vd.maddelerinde aranan, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi,talep sahibi davacıların hakkını tehdit eden yakın bir tehlike nedeniyle ivedi bir koruma ihtiyacı içinde bulundukları hususu belirlenememektedir.HMK 390/3 maddesi gereğince tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden haklılığını yaklaşık olarak ispat zorundadır. Somut olayda davanın bulunduğu aşama itibariyle davanın esası hakkında sunulan delillerin henüz yaklaşık ispat düzeyinde olmadığı, tahkikat gerektirdiği , ilk derece mahkemesince koşullar gerçekleşmediğinden şirkete denetim kayyımı atanması ,şirketin mallarının defterinin tutulması ,şirket hisselerine ihtiyati tedbir konulması taleplerinin reddine yönelik ara kararına karşı ileri sürülen istinaf sebepleri yerinde görülmeyerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: İhtiyati tedbir isteyen davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Alınması gereken 54,40- TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 44,40- TL harcın mahsubu ile bakiye 10,- TL harcın davacılardan alınarak hazineye gelir kaydına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 20/02/2020