Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/170 E. 2022/1199 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/170
KARAR NO: 2022/1199
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/06/2018
NUMARASI: 2017/146 Esas – 2018/692 Karar
DAVA: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 15/09/2022
Davanın reddine ilişkin verilen kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacılar vekili; Davalı tarafından İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile müvekkilleri aleyhine 3 adet bono bedeli 33.000 TL’nin tahsili amacı ile icra takibi başlatıldığını,senetlerin davalı taraftan mal almak için daha önceki ticaretten kaynaklanan güvene istinaden davalıya verildiğini, davalı tarafından mal teslim edilmediğini, müvekkilleri adına fatura ve irsaliye düzenlenmediğini, senetlerde “malen” kaydı bulunduğunu, davalının mal teslimini ispatlaması gerektiğini belirterek senetler nedeniyle davalıya borçlu olmadıklarının tespitini, kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili;zorunlu unsurları barındıran bir bononun altında yatan temel ilişkiye bağlı olmaksızın borç ikrarını içerdiğini,vadelerinin 05/05/2016- 05/06/2016- 05/07/2016 olduğu ilk senedin üzerinden bir yıl geçmesine rağmen davacının yasal yollara başvurmadığını, takipten önce dava açmadığını, bonodaki “malen” kaydının ihtiyari olup malların tesliminin müeccel olduğunu ispat etmeyeceğini, malın teslim edilmediği ispat yükünün davacıya ait olduğunu,senetlerin oluşan borca karşılık alındığını ,davacı ididalarının senetle ispat edilebileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; “Davacılar, davalıdan mal almak için davacı şirketin keşideci ,diğer davacının kefil olduğu toplam 33.000-TL bedelli üç aadet senedi davalıya verdiklerini, davacının defter ve belgelerinde ,tediye makbuzu ile toplam 33.000-TL bedelli senetlerin cari hesaba borç kaydedildiği ve davacının fazla ödeme durumuna geçtiğini,2013 yılına ait ödemelerin 2016 yılında kayıtlara alındığını ,düzeltmelerin belgeleri olmadığından düzeltmelerin neden yapıldığının tespit edilemediği,davalının kanuna uygun defterlerinde , davalının davacıdan 33.082,26 TL alacaklı olduğunu,fatura düzenlemediğinin belirlendiği ,davacı şirket kayıtlarının kanuna uygun tutulmamış olması, davalı defterlerinde davacıdan 32.082,26 TL alacaklı olduğu tespit edildiğinden davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili; davalının cevap dilekçesi ile senetlerde mevcut”malen” kaydı nedeniyle mal teslim edilmediğinin müvekkili tarafından ispatı gerektiğini ileri sürdüğünü,11.04.2018 tarihli bilirkişi raporuna beyan dilekçesi ile senetlerin mal karşılığı değil, cari hesap alacağına karşılık olarak alındığını beyan ettiğini, malen kayıtlı senedi taraflar arasındaki cari hesap nedeni ile aldığını söyleyerek senedin ihdas sebebini talil ettiğini,bu talil nedeniyle ispat yükünün davalıya geçtiğini,mahkemece ispat yükünün tespitinde hata edildiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, avans olarak verildiği iddia edilen bonolar nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. 6098 sayılı TBK’nın 207. maddesi, “Satış sözleşmesi, …Sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça veya aksine bir âdet bulunmadıkça, satıcı ve alıcı borçlarını aynı anda ifa etmekle yükümlüdürler.” hükmünü haizdir.Hükümden anlaşılacağı üzere; aksi kararlaştırılmadıkça satış sözleşmelerinde alıcı ile satıcının edimlerini aynı anda eda etmeleri esastır. O halde, alım satım akdine konu malı teslim almadan satıcıya avans ödemesi yaptığını iddia eden davacı, bu iddiasını ispat yükü altındadır. Satış sözleşmesinde aksine bir anlaşma olmadığı takdirde, tarafların edimlerini aynı anda ifa etmeleri kural olduğundan, peşin satış karinesi uyarınca davacının davalıya avans niteliğinde ödeme yaptığını ve karşılığında mal teslim edilmediğini yazılı delillerle kanıtlaması gerekir. Diğer yandan bono, bağımsız borç ikrarını içeren bir senettir. Bu nedenle bir illete bağlı olması gerekmez ve kural olarak ispat yükü, senedin bedelsiz olduğunu ileri süren tarafa aittir. Ancak senette borcun nedeni “mal” ya da “nakit” olarak belirtilmişse, senette yazılı borç sebebine dayanılacağından, ispat yükü bunun aksini ileri süren tarafa ait olacaktır. Bu kapsamda bonoda malen kaydı bulunduğunda, bu bono karşılığında mal teslim alındığı yolunda karine vardır. Bu durumda bonodaki kaydın aksini iddia eden tarafın, malı teslim almadığı yolundaki iddiasını yazılı delille veya yazılı delil bulunmadığı halde yemin delili ile kanıtlaması gerekir. Somut olayda; taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmamaktadır. Davacı tarafça avans olarak verildiği ileri sürülen tüm bonolarda da “malen” kaydı bulunmaktadır. Bu durumda davacı taraf, hem peşin satış karinesi ve hem de bonolardaki “malen” kaydı uyarınca bonoların davalıdan satın alınan mallar karşılığında avans olarak verildiğini ve karşılığında da mal teslim edilmediğini yazılı delillerle kanıtlaması gerekir. Ancak davacı tarafça bu hususlar yazılı delille kanıtlanamadığı gibi yemin deliline de dayanılmamıştır. Bu nedenle ilk derece mahkemesince ticari defterlerde yapılan inceleme neticesi davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ise de ,sonucu itibariyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik yoktur. Açıklanan nedenlerle, davacılar vekili davalının senedin ihdas nedenini talil ettiğini ileri sürmüş ise de ,davalı vekili satılan mallar karşılığı senedin verildiğini savunduğundan senetteki malen kaydı talil edilmemiş olup,ispat yükü davacıda olduğundan istinaf sebebleri yerinde olmayan davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.15/09/2022