Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1560
KARAR NO: 2023/668
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/11/2019
NUMARASI: 2018/523 Esas – 2019/1129 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/05/2023
Davanın kabulüne ilişkin verilen kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, taraflar arasındaki ticari ilişkiler sebebiyle, davalı şirket aleyhine tarafların mutabakatı ile düzenlenmiş olan cari hesap özetinde yer alan 127.933,35- USD ile 435,63 -TL olmak üzere toplam 455.878,36- TL alacağın tahsili için İstanbul … İcra Dairesinin … -esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının yapılan icra takibine itiraz ettiğini ve takibin durduğunu bildirerek; davanın kabulüne, icra takibine yapılan itirazın iptaline ve takibin devamına, davalı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, müvekkili ile davacı şirket arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığını, cari hesaba konu edilen faturalardan mal teslimine ilişkin olanlarda fatura konusu malın teslim edilmediğini, hizmete ilişkin düzenlenen faturalarda ise taahhüt edilen hizmetlerin davacı tarafından sunulmadığını, alacak likit olmadığı için icra inkar tazminatının reddi gerektiğini bildirerek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacı ve davalının e-fatura ve e- defter mükellefi olduğu, taraf kayıtlarında yapılan inceleme sonucunda davacı tarafından gönderilen faturaların davalı tarafından onaylandığı, davacının kendi kayıtlarında davalıdan 127.933,35- USD ve 435,63- TL alacaklı gözüktüğü, davalının da kendi kayıtlarında davacıya 107.493,53 USD ve 1.494,31- TL borçlu olduğu, taraf kayıtlarındaki arasındaki farkın farklı tarihlerde yapılan kur çeviri farkı ile davalının 26/11/2015 tarihli 658,44- USD bedelli faturasının davacıda kayıtlı olmamasından kaynaklandığı, davacı ve davalının kayıtlarında yer alan kur çeviri farkının 19.781,36 -USD olduğu, davalının kayıtlarında yer alan 107.493,53- USD ile kur çeviri farkı olan 19.781,36 USD ile davacının kayıtlarında yer almayan 658,44 USD toplanarak davalının kayıtlarında 127.933,33 USD borçlu gözüktüğü ve davacı ile davalı kayıtlarının birbirini doğruladığı anlaşıldığından; davanın kabulüne, itirazın iptaline, takibin 127.933,35 -USD ve 435,63- TL üzerinden devamına, 127.933,35 USD asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca faiz, 435,63- TL asıl alacağa yasal faiz uygulanmasına, likit alacağa haksız itiraz edildiğinden, kabul edilen toplam alacak miktarı olan 127.933,35- USD’nin takip tarihi 07/06/2017 itibariyle 3.5289 TL kur üzerinden 451.463,99- TL ve 435,63 -TL olmak üzere toplam 451.899,62 TL’nin %20’si oranında 90.379,62- TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:Davalı vekili,karara esas alınan bilirkişi raporlarında tarafların ticari kayıtları arasındaki uyuşmazlığın dikkate alınmadığı ve farazi bir hesaplama yapılarak sonuca ulaşıldığından kararın hatalı olduğunu, nasıl hesaplandığı anlaşılmayan 19.781,36- USD’lik bir kur farkı bulunduğunu, bilirkişi ek raporunda davacı kayıtlarında yer almayan müvekkil şirket kayıtlarında yer alan 658,44- USD tutarlı faturanın eklendiğinde cari hesabın tutturulduğu belirtildiği,ancak 658,44 USD tutarlı fatura davacı defterlerinde yer almıyor ise bu hesaplamaya itibar edildiğinde davacının defterinde yer almayan alacak sonucunda davacının talep ettiği 127.933,33 USD’den fatura tutarı kadar daha fazla alacaklı olması gerektiğini,faturaların sevk irsaliyeleri incelenmeden karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, faize ilişkin itiraz kabul edilmesine rağmen rağmen davanın kısmen kabulüne ilişkin bir hüküm verilmemesinin hatalı olduğunu,alacak likit olmayıp tarafların ticari kayıtlarının, ve sevk irsaliyelerinin incelenmesi ile belirlenmesi mümkün olduğundan ve takibe haklı nedenlerle itirazda bulunulduğundan icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Açılan dava, açık hesaptan kaynaklı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Taraflar arasında ticari mal alım satımı nedeniyle açık hesap ilişkisi içinde bulundukları, her iki tarafında e-fatura ve e-defter mükellefi oldukları, USD ve TL hesaplarının ayrı ayrı izlendiği ve icra takibinde de ayrı ayrı talep edildiği, taraflar e- defter yükümlülüğü altında bulundukları için faturaların sistemsel olarak onaylanması gerektiği, her iki taraf arasında mevcut sistem kayıtları üzerinde yaptırılan teknik incelemeye göre davacı tarafından gönderilen faturalara davalı tarafça onay verildiği, tarafların ticari defter,kayıt ve belgelerinde yaptırılan mali incelemeye göre tarafların ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu ve tarafların lehine delil teşkil ettiği, 2016/ 2017 yıllarına ait tüm faturaların karşılıklı olarak taraf defterlerine işlendiği ve faturalara yasal süresi içinde itiraz edilmediği, Tarafların 31.12.2015 yılında aralarında mutabakat mektubu imzaladığı, Buna göre Davacı 617.905,54 USD ve 2.702.392,17- TL şeklinde Davalı ise 617.247,09 USD (26.11.2015 tarihli … no.lu 658,44 USD fatura carinizde bulunmuyor) açıklamasıyla ve 2.702.392,17 TL şeklinde mutabakata vardıkları görülmektedir. Davacının incelenen ticari defterlerine göre davalıdan 31.12.2016 tarih itibariyle 127.933,35- USD ve 2017 yılında USD işlemi yapılmadığından 31.12.2017 tarihi itibariyle 435,63 TL alacağı olduğu, Davalının incelenen ticari defterlerine göre ise davacıya 31.12.2016 tarihi itibariyle 107.493,53 -USD ve 31.12.2017 tarihi itibariyle 1.494,31 -TL borçlu olduğu tespit edilmiştir. Taraf defter ve kayıtları arasındaki bakiye farka ilişkin yapılan mali inceleme soncunda tarafların yabancı para cinsinden hesapları 2016 yılında farklı tarihlerde farklı kur üzerinden TLye çevirmesi sonucu tarafların hesapları arasında uyumsuzluk oluştuğu, faturalar davalının 658,44 -usd bedelli fatura dışında karşılıklı kayıtlı bulunduğundan ayrıca sevk irsaliyeleri ve faturaların incelenmeden karar verildiği yönündeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.Ancak Davalının bakiyesi olan 107.493,53- USD ile kur değerlerinden kaynaklanan farklılıkdan kaynaklandığı tesbit olunan 19.781,36- USD toplandığında; 127.274,89 USD ve bu tutara davacı yanın kayıtlarında yer almayan davalıya ait 26.11.2015 tarihli fatura tutarı olan 658,44 -USD eklendiğinde 127.933,33 USD olan davacı alacak tutarına ulaşıldığı belirlenmiş ise de 658,44 USD bedelli davalı faturası davacı defter ve kayıtlarında yer almadığı halde davacı ticari defterlerindeki bakiye alacağın 127.933,35 -USD olduğunun kabulü doğru olmamıştır. 658,44- USD bedelli faturanın, alacak toplamından düşülmesi gerekmektedir. İcra takip dosyasında -USD asıl alacak için yıllık %9 yasal faiz talep edilmiştir.Mahkemece davacının faiz talebi yerine asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca faiz yürütülmesine karar verilmiştir.Taraflar arasında faiz kararlaştırılmadığından yabancı para alacağı için uygulanacak 3095 sayılı kanunun 4.a maddesi uyarınca faiz işletilmesine karar verilmesi ,işletilecek faiz oranı dava değerine dahil olmadığından davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği yolundaki istinaf sebebi yerinde bulunmamıştır.Alacak satış faturalarından kaynaklandığından alacak likittir.Açıklanan nedenlerle;bir adet faturaya ilişkin istinaf sebebipleri yerinde görülen davalı vekilinin başvurusunun kabulüne,yapılan hata yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden,kararın kaldırılarak yeniden karar verilmesine “-itirazın kısmen iptaline, takibin 127.274,89 -USD ve 435,63- TL üzerinden devamına,127.274,89- USD asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca, 435,63- TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, fazla istemin reddine ,takip tarihindeki kurdan hesaplanan icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine” karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/11/2019 tarih 2018/523 Esas 2019/1129 Karar sayılı kararın HMK’nın 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davalının itirazın kısmen iptaline, takibin 127.274,89- USD ve 435,63- TL üzerinden devamına,127.274,89- USD asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca faiz, 435,63-TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilerek devamına , fazla istemin reddine %20 oranda hesaplanan 89.915,19 -TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine” İlk derece mahkemesine ilişkin olarak; “Alınması gereken 30.980,92-TL nispi karar ve ilam harcından mahkeme veznesine yatırılan 5.516,56-TL ve icra veznesine yatırılan 2.268,71-TL olmak üzere toplam 7.785,27-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 23.195,65-TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafından yatırılan 7.821,17-TL peşin harçların davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacı tarafından yapılan 1.900-TL bilirkişi ücreti ve 195-TL posta masrafı olmak üzere toplam 2.095-TL yargı giderinin davanın kabulü oranında hesaplanan 2.084-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, Davalı tarafından yapılan 84,90-TL tebliğ giderinin davanın reddi oranı gözetilerek davalı üzerinde bırakılmasına, Davacı lehine taktir olunan 32.185,13-TLnispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davalı lehine taktir olunan 2.344,12-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Davalı tarafından yatırılan 7.785,26-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde davalıya iadesine, Davalı tarafın 42,50-TL istinaf yargı giderinin davalı üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 02/05/2023