Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/1555 E. 2023/714 K. 11.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1555
KARAR NO: 2023/714
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/09/2020
NUMARASI: 2018/1025Esas – 2020/352 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/05/2023
Davanın reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili şirketin davalıya ait taşıma işlemlerini gerçekleştirdiğini, davalı/borçlunun gönderisinin Türkiye’den Belçika’ya hava yolu taşıması konusunda hizmet verildiğini, ancak hizmet bedelinin ödenmediğini, davalı firma tarafından gönderim şeklinin delivered duty paid (gümrük vergileri ödenmiş) olarak seçilmiş olması nedeniyle gümrük masraflarının davacı gönderen adına ödenerek gönderinin Belçika’da bildirilen adrese tesliminin sağlandığını, bunun üzerine 24/05/2017 tarihli 84.705,60-TL bedelli fatura düzenlendiğini, ancak fatura bedelinin davalı/borçlu tarafça kötüniyetli olarak ödenmediğini, bu nedenle davalı aleyhine İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, ancak davalı/borçlunun itirazı üzerine söz konusu takibin durduğunu belirterek, davalının itirazının iptali ile davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davacı tarafından takip dayanağı ve borcun sebebi olarak gösterilen faturanın icra dosyasına sunulmadığını ve ödeme emri ekinde veya öncesinde müvekkili şirkete tebliğ edilmediğini, müvekkili şirketin tedarikçisi olduğu cihazların kalibrasyon ayarı yapılması için Belçika’da mukim alıcıya davacının sağladığı hava yolu taşıması yoluyla gönderildiğini, gönderiye ait taşıma hizmet bedelinin peşin ödendiğini, gönderilen cihazların satılmayıp yalnızca kalibrasyon ayarının yapılması için gönderildiğini ve geri gelecek olduğundan, geçici ihracat olarak gümrük işlemlerinin gerçekleştirildiğini ve ihracat yükleme talimatı başlıklı belgenin ödeme şekli kısmında geçici çıkış ifadesine yer verilerek buna göre gümrük beyannamesi düzenlendiğini, ancak Belçika’da gümrük işlemlerini gerçekleştiren davacının, geçici ihracat olarak belirtilen işlemi kesin ithalat olarak gerçekleştirdiğini, bu nedenle Belçika gümrüğü tarafından gümrük vergisi tahakkuk ettirilerek para cezası kesildiğini, davacının, müvekkilinin bilgisi ve muvafakati olmaksızın bu bedeli ödediğini, davacının bu durumu müvekkiline bildirme gereği duymadığını, davacının alacak talebinin dayanağının, davacının kendi kusuru nedeniyle kesilen ve müvekkilinin muvafakati olmadan ödenen gümrük vergisi ve para cezası olduğunu, bu duruma müvekkilinin sebebiyet vermediğini, cihazlar geçici ihracat olarak gönderildiğinden gümrük vergisine tabi olmadığını, ancak davacı tarafça bu durum göz ardı edilerek gümrüklemenin kesin ithalat olarak gerçekleştirildiğini, davacının kendi dikkatsiz ve özensiz davranışı nedeniyle geçici ihracat beyannamesi ile yurt dışına gönderilen cihazları ihracat yükleme talimatında açık şekilde geçici çıkış olarak belirtilmesine rağmen, kesin ithalat olarak beyan ettiğini, bu hususta müvekkili şirkete danışmadığını, bu kusurlu eylemi ile Belçika makamları tarafından gümrük vergisi ve para cezası kesilmesine sebebiyet verdiğini ve daha sonra kendi kusuru nedeniyle doğan zararı yine müvekkili şirket sormadan kendisinin ödediğini, müvekkilinin davacı tarafa herhangi bir borcunun bulunmadığı gibi herhangi bir ödeme yapma yükümlülüğünün de bulunmadığını belirterek, davanın reddi ile davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davacının, davalı tarafından gönderim şeklinin DDP “Delivered Duty Paid” (gümrük vergileri ödenmiş) olarak seçildiğini, bu nedenle ve taraflar arasındaki sözleşme ve uygulama gereği gümrük masraflarının davacı şirket tarafından davalı şirket adına ödendiğini ileri sürmüş ise de, davalının gümrük vergisini ödemek istediği yönünde davacı tarafça sunulan taşıma belgeleri içinde herhangi bir kayda rastlanmadığı gibi, davalı tarafın cevap dilekçesinde, gönderilen cihazların satılmadığını, yalnızca kalibrasyon ayarının yapılması için gönderildiğini ve geri gelecek olduğundan geçici ihracat olarak gümrük işlemlerinin gerçekleştirildiğini ve ihracat yükleme talimatında geçici çıkış ifadesine yer verildiğini ve buna göre gümrük beyannamesi düzenlendiğini, davacı tarafından gümrük işlemlerinin hatalı yapıldığını, davacının kendi dikkatsiz ve özensiz davranışı nedeniyle geçici ihracat beyannamesi ile yurt dışına gönderilen cihazları geçici çıkış olarak belirtilmesine rağmen, kesin ithalat olarak beyan ettiğini, bu hususta davacı şirkete danışmadığını, bu kusurlu eylemi ile Belçika makamları tarafından gümrük vergisi ve para cezası kesilmesine sebebiyet verdiğini ve daha sonra kendi kusuru nedeniyle doğan zararı davacı şirkete sormadan kendisinin ödediğini ileri sürdüğü, Belçika makamları tarafından tahakkuk ettirilen gümrük vergisinin davalı tarafça ödeneceğine yönelik taraflar arasında açık bir düzenleme olmadığından, ekspertiz raporuna göre cihazların yurt içinde kalibrasyonları mümkün olmadığından, ihracat yükleme talimatında taşınan cihazlar geçici çıkış olarak belirtildiğinden ve 19/04/2017 tarihli gümrük beyannamesinde “tamir amaçlı geçici ihracattır” ibaresi yer aldığından, davalının bu yöndeki iddialarını da kanıtladığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: İstinaf yoluna başvuran davacı vekili; davalı firma tarafından gönderim şekli “delivered duty paid” (gümrük vergileri ödenmiş) olarak seçilmiş olduğundan, gümrük masraflarının gönderen adına müvekkili tarafından ödendiğini, bu nedenle davalı tarafın ödemesi gereken 84.705,60-TL tutarında müvekkili şirketin alacaklı olduğunu, alacağın dayanağını ispatlar nitelikte belgeler sunulmuş olmasına rağmen mahkemece alanında uzman bir bilirkişiden rapor alınmaksızın davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, DDP teslim şeklinde satıcının gümrük vergilerini ödemek zorunda olduğunu, satıcının sorumluluğunun; sözleşme koşullarına uygun malı ve lüzumlu belgeleri hazırlamak, ihracat ve ithalat gümrük işlemlerini tamamlamak, taşıyıcı aracı temin ederek navlun ücretini ödemek olduğunu, teslime kadar malla ilgili bütün masraflar ve risklerin satıcıya ait olduğunu, müvekkili tarafından davalıya taşıma hizmeti verildiği ve alacağın varlığının dosya kapsamındaki taşıma belgeleri ile sabit olduğunu, bu hususun taşıma ve gümrük alanında uzman bilirkişi incelemesi ile ortaya çıkacağını, oysa mahkeme tarafından olayın özel ve teknik bilgiyi gerektirdiği göz ardı edilerek, taşıma ve gümrük alanında uzman bir bilirkişiden görüş alınmadan karar verildiğini, mahkemece Belçika’daki işlemler sırasında doğan vergiden kaynaklı davada ilgili ülke mevzuatına göre verginin doğmasında bir hata vs. bulunup bulunmadığı incelenmeksizin, uzmanlık gerektiren bir konuda teknik inceleme yapılmaksızın eksik inceleme sonucu karar verildiğini, sözleşme aslı sunulmamış olsa da hizmetin verildiğinin sabit olduğunu, mahkemece davalının yetki itirazı değerlendirilmeksizin karar verilmesinin hatalı olduğunu, mahkemenin yetki şartının geçersiz olduğu tespitinden sonra davalının yetki itirazı değerlendirilerek davanın yetki şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekirken, davanın esastan reddine karar verilerek müvekkili aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, davacı taşıyıcı tarafından ödenmiş olan gümrük masraflarının davalı taşıtandan tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı tarafça yasal süresinde icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiş olup, mahkemece taraflar arasındaki sözleşmede yer alan yetki şartı gereği icra dairesinin yetkili olduğu gerekçesiyle, davalı vekilinin yetki itirazının reddine karar verilmiştir. Bu nedenle mahkemece yetki itirazının reddi kararı davalının aleyhine olup davacının lehinedir. Ancak hükme karşı davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmamış olmakla, icra dairesinin yetkisi kesinleşmiştir. Bu nedenle davacı vekilinin icra dairesinin yetkisi konusunda ileri sürdüğü istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Somut olayda; davacı tarafından davalıya ait emtianın Türkiye’den Belçika’ya hava yolu taşıması konusunda taşıma hizmeti verildiği, davalı tarafça taşıma bedelinin ödenmiş olduğu sabittir. Davacı tarafça, taşıma nedeniyle müvekkili şirketçe ödenmiş olan ilave gümrük masrafları takip ve dava konusu edilmiştir. Davalı tarafça ise taşıma konusu emtianın kalibrasyon ayarlarının yapılması için gönderildiği, emtianın tekrar Türkiye’ye getirileceği, bu nedenle işlemin geçici ihracat olduğu, ancak davacı tarafından kusurlu olarak işlemin kesin ithalat olarak gerçekleştirilmesi sonucunda Belçika gümrüğü tarafından gümrük vergisi kesilerek para cezası tahakkuk ettirildiği, müvekkilinin bilgisi ve onayı olmadan yapılan ödemeden müvekkilinin sorumlu tutulamayacağı ileri sürülmüştür. HMK’nın 266. maddesinde, çözümü hukuk dışında özel veya teknik bilgi gerektiren hallerde hakimin bilirkişi oy görüşünün alınmasına karar vereceği hüküm altına alınmıştır. Somut olayda tarafların iddia ve savunması doğrultusunda, davacı tarafından yapılan masraflardan davalının sorumlu tutulup tutulamayacağının tespiti hususu, özel veya teknik bilgi gerektirmekte olup, mahkemece taşıma, ihracat ve gümrükleme konularında uzman bilirkişi veya bilirkişiler aracılığıyla dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bilirkişi incelemesi yaptırılmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir. Açıklanan nedenlerle; uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün HMK’nın 353(1)a-6 maddesi uyarınca kaldırılarak, davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/09/2020 tarih 2018/1025 Esas 2020/352 Karar sayılı kararın HMK’nın 353(1)a-6 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE” Davacı tarafından yatırılan 54,40-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 11/05/2023