Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/1552 E. 2023/303 K. 02.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1552
KARAR NO: 2023/303
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/09/2020
NUMARASI: 2017/499 Esas – 2020/589 Karar
DAVA: İtirazın İptali
Davanın kabulüne ilişkin verilen kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkilinin davalıdan olan fatura alacağının tahsili için davalı şirket hakkında Denizli … İcra Dairesi’nin … esas dosyası ile 6.585,28-TL miktarlı icra takibi başlatıldığını, borçlu vekili tarafından icra dairesinin yetkisi ile birlikte borcun tamamına itiraz edildiğini, davalının borca itirazının haksız olduğunu, itirazın ödemeyi geçiktirmek için yapıldığını belirterek davalının itirazının iptaline, takibin devamına, müvekkili lehine % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; icra takibinin yetkili icra dairelerinde yapılmadığını, davacının ise itiraza rağmen dosyayı yetkili icra dairelerine göndermediğini, müvekkilinin takip alacaklısına herhangi bir borcunun bulunmadığını, takip sebebi olarak gösterilen muavin kaydında görünen bakiye ile ilgili müvekkilinin herhangi bir şekilde temerrüde düşürülmediğini, yetkili icra dairesinde açılmış bir takip bulunmadığını belirterek davanın reddine, davacı aleyhine % 20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, tarafların ticari defterleri ve BA/BS kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucunda dava konusu faturanın davalının BA kayıtlarında yer aldığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davalının itirazının iptali ile takibin devamına, alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili; İlk derece mahkemesinin yargı çevresinde yapılan icra takibi bulunmadığından icra dairesinin yetkisizliği nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkilinin davacıya borcunun bulunmadığını, ambar tesellüm fişinde ismi geçen kişinin müvekkili şirketin çalışanı olmadığını, mahkemece BA-BS kayıtlarının dikkate alındığını, ancak müvekkilinin defterlerinin incelenmediğini, ayrıca BA formlarının davacının delil listesinde bulunmadığını, BA formlarının ticari defterlerin kapsamına girmediğini, karşı tarafça müvekkilinin ticari defterlerine münhasır olarak dayanılmadığından davacının defterlerine göre karar verilmesinin mümkün olmadığını, ayrıca müvekkilinin temerrüde de düşürülmediğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, ticari satım nedeniyle düzenlenen faturaya dayalı takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı taraf 17/02/2016 tarihli 6.582,28-TL bedelli faturada belirtilen malın satışından kaynaklanan alacağın tahsilini talep etmekte olup, davalı icra dairesinin yetkisine itirazı ile birlikte akdi ilişki ve mal teslim olgusu inkar etmektedir. Yetkili icra dairesi; İİK’nın 50/1 maddesi yollamasıyla, HMK’nın yetkiye ilişkin hükümlerine göre belirlenir. HMK’nın 6. maddesi gereği, genel yetkili mahkeme ve icra dairesi davalı borçlunun yerleşim yeri mahkeme ve icra dairesidir. Sözleşmeden kaynaklanan davalarda, HMK’nın 10. maddesi gereğince borcun ifa yeri mahkemesi de yetkilidir. 6098 sayılı TBK’nın 89/1 maddesine göre ise, aksine bir anlaşma yoksa para borçları alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilir. Somut olayda dava ve icra takibi, satış sözleşmesinden kaynaklanan alacağa dayanmakta olup, TBK’nın 89. maddesi kapsamında para borcu niteliğindedir. Bu durumda somut olayda davacının yerleşim yeri icra daireleri yetkili olup, davacının kendi yerleşim yerinde takip başlatmasında usule aykırılık yoktur. Diğer taraftan icra takibinin itirazın iptali davasının görüldüğü yargı çevresinde yapılması gerektiğine ilişkin bir usul hükmü de bulunmamaktadır. Bu nedenle mahkemece davalının icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı yerinde görülmeyerek davanın esasına girilmesinde bir isabetsizlik yoktur. HMK’nın 222. maddesi ile TTK’nın 83/1 maddesi uyarınca mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. Kural olarak malın teslimini ispat külfeti davacı satıcıya ait olup, yasal delillerle desteklenmediği sürece fatura ve davacı defter kayıtları tek başına alacağın varlığını kanıtlamaz. Davacı alacağının dayanağı fatura kendi defterlerinde kayıtlı olup, davalı tarafından bilirkişi incelemesine defter ibrazında bulunulmadığından faturanın davalının defterlerinde kayıtlı olup olmadığı tespit edilememiştir. Ancak davalının dava konusu fatura dönemine ilişkin BA formu incelendiğinde faturanın Vergi Dairesine BA formu ile bildirildiği görülmüştür. Bu durumda taraflar arasındaki akdi ilişkinin 17/02/2016 tarihli 6.582,28-TL bedelli fatura kapsamında gerçekleştiği ve fatura konusu malın teslim edildiğinin ispatlandığının kabulü gerekmektedir. Her ne kadar davalı, davacının BA formuna dayanmadığını, bu nedenle delil olarak dikkate alınamayacağını ileri sürmüş ise de BA bildirimi tacirler tarafından alınan mal ya da hizmetler ilgili olarak Vergi Dairesine sunulan bildirim olup ticari defterlerden bağımsız olarak düzenlenmesi mümkün değildir. Bu nedenle BA-BS formları ticari defter ve belge kapsamında bulunmaktadır.Diğer taraftan HMK m.222 ve TTK m.83/1 uyarınca ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, tarafların ticari defterlerinin ibrazına re’sen karar vermesi mümkün olduğundan davalının aksi yöndeki istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle; mahkemece davanın kabulüne dair verilen kararda bir isabetsizlik görülmediğinden davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 449,63-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 112,41-TL harcın mahsubu ile bakiye 337,22‬-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,Davacı tarafından yapılan 16,50-TL posta masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 02/03/2023