Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/1543 E. 2020/1395 K. 29.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1543
KARAR NO : 2020/1395
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/11/2018
NUMARASI : 2018/298 Esas 2018/1188 Karar
DAVA: Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 29/12/2020
Davanın reddine ilişkin hükmün davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili bankanın … sanayi şubesi ile dava dışı ….Ltd. Şti arasında genel kredi sözleşmesinin imzalanarak kredi kullandırıldığını, borcun ödenmemesi üzerine borçluya Ankara …. Noterliğinin 20/08/2015 tarihli ihtarnamenin keşide edilerek 69.131,57-TL’lik borcun ödenmesinin ihtar edildiğini, ihtarnameye rağmen borcun ödenmediğini, davaya konu keşidecisi ….Tic. ltd.şti olan …. Küçükköy Şubesine ait 30/03/2014 tarihli 30.000-TL bedelli çekin tahsil edilmek ve şirketin borcundan mahsup edilmek üzere müvekkili bankaya temlik cirosu ile devredildiğini, ancak çek ile ilgili taraflarınca zamanaşımı süresi içinde keşideciye karşı kambiyo senetlerine özgü icra takibinin başlatılamadığını, çekin arkasının yazdırıldığını ve 1.045-TL taahhüt bedeli ödendiğini, bu nedenle çekten dolayı 28.955-TL alacaklarının bulunduğunu, keşidecinin sebepsiz olarak zenginleştiğini, bu nedenlerle TTK 732 ve 818/1.maddeleri gereğince dava konusu çekin bedelinin faizi ile birlikte ödenmesi için davayı açtıklarını, 28.995-TL çek bedelinin 30/03/2014 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalıya T.K. 35. Maddesine göre dava dilekçesi tebliğ edilmiş, davalı tarafça süresinde cevap dilekçesi sunulmamış,HMK 127 vd.maddeleri uyarınca dava dilekçesinde ki vakıaların inkar edildiği varsayılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, çekin keşide tarihi 30.3.2014 olup kanun gereği ibraz süresi 10 gün olduğundan çekin zamanaşımına uğradığı, zamanaşımına uğrayan çekten dolayı hamilin sebepten mücerret olarak diğer cirantalara veya keşideciye müracaat hakkı bulunmadığı, zamanaşımına uğramış çek yazılı delil başlangıcı mahiyetinde olduğundan hamil ancak esas ilişkiye dayanarak ve HMK 202. Maddesine göre diğer delillerle destekleyerek arasında esas ilişki olduğu ciranta veya keşideciye müracaat edebileceği, davacı keşideci ile esas ilişki içerisinde olduğu iddiasında bulunmadığı gibi karar celsesinde davacı vekili açıkça taraflar arasında sözleşmesel bir ilişki olmadığını beyan ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili; çekin ibraz süresi içerisinde 30/04/2014 tarihinde bankaya ibraz edildiğini, davanın TTK 732.madde hükmü gereği zamanaşımı süresi dolmadan açıldığını, sebepsiz zenginleşmeye dayalı davada hamil ile keşideci arasında temel ilişkinin varlığının aranmayacağını, ispat yükünün sebepsiz zenginleşmediğini iddia edene ait olduğunu,sebepsiz zenginleşme nedeniyle alacak davasının keşideciye karşı açılabileceğini belirterek kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Dava; davacının hamili olduğu zamanaşımına uğrayan çek nedeniyle sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre çek bedelinin davalı keşideciden tahsili istemine ilişkindir. TTK’nin 732.maddesinde; “(1)Zamanaşımı sebebiyle veya poliçeden doğan hakların korunması için gerekli olan işlemlerin yapılmasının ihmal edilmiş olması dolayısıyla, düzenleyenin veya kabul edenin poliçeden doğan yükümlülükleri düşmüş bile olsa, bunlar poliçenin hamiline karşı, onun zararına zenginleşmiş olabilecekleri kadar borçlu kalırlar.Kıymetli evrak niteliğinde olan çekin zamanaşımı süresi içinde icra takibine konu edilmediği zaman son hamil, kambiyo hukukundan doğan haklarını yitirmiş ise de TTK. ‘nun 732. maddesine dayalı olarak alacağını keşideciden talep hakkına sahiptir. Somut olayda keşideci davalı, hamili ise davacıdır.Bu durumda ispat külfeti davalı tarafta olup,keşideci hamilin zararına sebepsiz zenginleşmediğini yazılı delillerle kanıtlamakla yükümlüdür. Davalı ise ;çek nedeniyle sebebsiz zenginleşmediğine yönelik bir delil göstermemiştir.Davalının TTK 732/1. madde gereği çeki lehdara vermek suretiyle borçlandığı, borcunu ödememe durumunda hamilin zararına sebepsiz zenginleştiğinin kabulü gerekmektedir. TTK 732.madde hükmünce aralarında temel ilişki bulunmaksızın keşideciye başvurabileceği gözetilmeden ,davanın kabulü yerine reddine karar verilmesi yerinde görülmemiştir.Ancak ,dosya kapsamında yeniden yargılama yapılması gerektirir bir eksiklik bulunmadığından kararın kaldırılarak davanın kabulüne,çek nedeniyle kambiyo hukukuna ait haklar yitirildiğinden çekin ibraz tarihinden itibaren faiz işletilmesi talebi yerinde olmadığından reddine ,temerrüdün dava ile gerçekleştiği anlaşılmakla dava tarihinden itibaren talep gibi reeskont faiz işletilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/11/2018 Tarih 2018/298 Esas 2018/1188 Karar sayılı hükmün HMK.’nın 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın KABULÜNE; 28.955-TL’nin dava tarihinden itibaren reeskont faizi işletilerek davalıdan tahsiliyle davacıya ödenmesine, faiz başlangıcına yönelik fazla istemin reddine,İlk Derece yargılamasına ilişkin olarak; Alınması gereken 1.977,92-TL nispi karar ve ilam harcından peşin yatırılan 494,48-TLnin mahsubu ile bakiye 1.483,44-TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,Davacı tarafından yatırılan 535,58-TL peşin harçlar ile 70-TL yargı giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,Davacı vekili için takdir olunan 4.343,25-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,Davacı tarından yatırılan 54,40-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Davacı tarafından yapılan 74-TL istinaf yargı giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 29/12/2020