Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/1541 E. 2023/387 K. 16.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1541
KARAR NO: 2023/387
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/09/2020
NUMARASI: 2017/604 Esas 2020/643 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/03/2023
Davanın reddine ilişkin kararın davacı ve davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili tarafından davalıya çikolata üretiminde kullanılan makinelerin satıldığını, ancak davalı tarafın istek ve teşviki ile faturaların davalı ile anlaşılan birim fiyatlarından düşük olarak düzenlendiğini, davalının müvekkilinin iyiniyetini suiistimal ederek faturada gösterilmeyen kısmı ödemediğini, anlaşılan gerçek bedel üzerinden düzenlenen fiyat farkı faturasının davalı tarafından kabul edilmediğini, bakiye 189.729,84-TL alacağın tahsili için Büyükçekmece … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile 22/12/2015 tarih ve … seri nolu faturaya istinaden icra takibi başlatıldığını, takibin alacaklının ikametgahında başlatılması nedeniyle icra dairesinin yetkili olduğunu belirterek davalının haksız itirazının iptaline, takibin devamına, davalının alacağın %20’sinden aşağı olmamak şekilde icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; Çorlu mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkili olduğunu, takip dayanağı fatura tarihleri esas alındığında iddia olunan alacağın zamanaşımına uğradığını, davacının fiyat farkına ilişkin düzenlediği faturanın muhasebe kurallarına uygun olmadığını, davalı tarafından düzenlenen 64.900-TL bedelli faturanın müvekkili tarafından ödendiğini, takip dayanağı faturanın irsaliyesinin dahi bulunmadığını, davacının iddiasını dayandırdığı teklif mektuplarının müvekkiline teslim edildiğine ilişkin hiçbir imzalı belge bulunmadığını, bu belgelerin kime hangi amaçla gönderildiği hususunda bir açıklık bulunmadığını, bu tekliflerin müvekkili tarafından kabul edildiğine ilişkin hiç bir delil sunulmadığını belirterek, davanın reddine, davacının takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, HMK m.10 ve TBK m.89 gereğince icra dairesinin yetkisinin bulunduğu, davalının yetkiye ilişkin itirazlarının yerinde olmadığı, davacının tek taraflı olarak düzenlediği faturanın davalı tarafça kabul edilmediği, faturaya konu edilen malların davalıya teslim edildiğinin yazılı belgeler ile ispat edilemediği, davacı tarafından teklif olunan yeminin davalı tarafından eda edildiği gerekçesiyle ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: 1-Davacı vekili istinaf dilekçesinde; isticvap ve yemin delillerinin farklı olduğunu, yemin duruşmasında mahkemece isticvapla karar verildiğini, mahkemece davalıya usulüne uygun bir şekilde yemin yaptırılmadığını, somut olayda yazılı delil başlangıcı bulunduğunu, tanıkların beyanı alınmadan karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, sözleşme teklifinin, malın tesliminin, ödeme konularının maddi vakıa olduğundan tanık dinlenebileceğini, taraflar arasında makinelerin davalıya teslimine dair bir ihtilaf bulunmadığı ve uyuşmazlığın fiyat farkından kaynaklandığı halde mahkemece bilirkişi raporuna atıfla teklif mektuplarının imzasız olduğu kanaatiyle karar verilmesinin doğru olmadığını, dava konusu faturanın davalının iş yeri adresine gönderildiğini, ancak iş yerinde tabelanın bulunmaması nedeniyle faturanın tebliğ edilmediğini, davalının tebligat yapılamayan bu adresi cevap dilekçesinde kendi adresi olarak gösterdiğini, bilirkişi raporunda emsal satışların araştırılmadığını, dosyaya sunulan e-postalarda makinenin özellikleri, fiyatı ve ödeme şekilleri konusunda birçok görüşme yapıldığını, davalının bu görüşmelerdeki beyan ve taahhütlerine uymadığını, müvekkili tarafından davalıya gönderilen 13/04/2015 tarihli e-postanın da faturanın gerçek fiyat üzerinden düzenlenmediğini gösterdiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 2-Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacının icra takibinde kötüniyetli olduğunu, takip konusu alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, mahkemece bu konuda olumlu ya da olumsuz karar verilmediğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, ticari satım nedeniyle düzenlenen faturaya dayalı takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı vekili, davalının müvekkilinden çikolata imalatında kullanılan makineleri satın aldığını, müvekkili tarafından düzenlenen faturada satış bedelinin gerçek bedelden düşük olarak 64.900-TL gösterildiğini, oysa tarafların anlaştıkları bedel üzerinden müvekkilinin ilaveten 189.729,84-TL daha alacağının bulunduğunu, bu hususta 22/12/2015 tarihli fiyat farkı faturasının düzenlenmesine rağmen davalının bu fatura bedelini ödemediğini belirterek 189.729,84-TL’nin icra yoluyla tahsilini talep etmektedir. Davalı ise akdi ilişkinin 64.900-TL üzerinden kurulduğunu belirterek davanın reddini savunmaktadır.Taraflar arasındaki sözleşme kapsamında 03/11/2015 tarihli 64.900-TL bedelli faturada belirtilen malların davalı tarafından satın alınmasına ilişkin ticari ilişki bulunduğu, 03/11/2015 tarihli faturada belirtilen makinelerin davalıya teslim edildiği, davalı tarafından davacıya 64.900-TL’nin ödendiği hususunda ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki ihtilaf; 03/11/2015 tarihli faturada belirtilen makinelerle ilgili tarafların anlaştıkları gerçek bedelin 254.629,84-TL olup olmadığı, davacının davalıdan bakiye alacağı bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Bu hususta ispat yükü 03/11/2015 tarihli 64.900-TL bedelli faturanın aksini iddia eden davacının üzerinde olup iddiasını kesin delillerle ispat etmesi gerekmektedir.Davacı iddiasının dayanağı olarak davalı şirket yetkilisi ile yapılan e-posta yazışmalarını göstermektedir. Davalı tarafça e-posta yazışmaları inkar edilmiş, bahsi geçen teklif formlarının kendilerine teslim edilmediği belirtilmiştir. Bahsi geçen teklif formlarının incelenmesinde, tarafların imzası yer almadığı gibi bu formların davalıya iletildiğine ilişkin bir delil de ibraz edilmemiştir. Öte yandan davacı tarafından ibraz edilen e-posta yazışmalarında taraflar arasındaki ticari ilişkinin 03/11/2015 tarihli faturada belirtilenden daha yüksek bedelle kurulduğunu kabule yeterli bir beyan içermediği görülmektedir.Her ne kadar davacı tanık deliline dayanmış ise de HMK m.200 gereğince davacının iddiasını takdiri delillerle ispat etmesi mümkün olmayıp, yazılı delil başlangıcı kabul edilebilecek nitelikte bir delil de bulunmadığından mahkemece tanık dinlenilmemesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Bunun dışında davacı, mahkemece yemin deliline ilişkin usul kurallarına riayet edilmemesini diğer bir istinaf nedeni olarak ileri sürmüştür. Davacı yemin deliline dayanmış olup, karşı tarafa yemin teklifinde bulunmuş; ancak mahkemece davalının isticvabıyla yetinilerek karar verilmiştir. HMK’nın 226/1-c maddesi gereğince konusu yemin edecek kişiyi ceza soruşturması veya kovuşturmasına uğratabilecek hususlarda (VUK m.359) yemin deliline başvurulamayacağı gözetildiğinde davacının aksi yöndeki istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.Davalı ise kötüniyet tazminatına hükmedilmemesini istinaf nedeni olarak ileri sürmüştür. Ancak, davacının icra takibinde kötüniyetli olduğuna dair delil bulunmamakta olup kötüniyet tazminatı şartları oluşmadığından davalının istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle; mahkemece davanın reddine dair verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığından taraf vekillerinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı ve davalı vekilinin istinaf başvurularının ayrı ayrı HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Davacıdan alınması gereken 179,90-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 125,50-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davalıdan alınması gereken 179,90-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 125,50-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 16/03/2023