Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/1529 E. 2023/770 K. 18.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1529
KARAR NO: 2023/770
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/06/2020
NUMARASI: 2019/571 Esas 2020/205 Karar
DAVA: Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 18/05/2023
Davanın reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretimine İlişkin Yönetmelik hükümleri doğrultusunda, satıcı taraf olarak müvekkili ile ortakları tarafından kurulmuş olan 8 şirket adına elektrik üretim izinlerinin alındığını, 17.09.2015 tarihli protokol ve aynı tarihli taahhüt ve sorumluluk protokolü hükümlerinin sağlanmış olması neticesinde, davacı ve davalı arasında 26.10.2015 tarihli şirket ve proje devir sözleşmesi ve ödeme protokolü imzalandığını, söz konusu 8 şirket ve üzerindeki 8 adet projenin davalı alıcıya müvekkili ve ortakları tarafından devredildiğini, 26.10.2015 tarihli protokolün 5. maddesi gereğince devire konu edilmeyen 10 MW elektrik üretim izni alınmış 10 adet projenin yasal izinlerin tamamlanması için müvekkilinin temsilcisine yetki-vekaletname verildiğini ve bu yetkiye dayanarak 10 adet projenin tüm masraf ve harcamalarının müvekkili ve ortakları tarafından yapıldığını ve davaya konu tüm projelerin yatırıma hazır hale getirildiğini, bu 10 adet projenin yatırıma dönüştürülmesi amacıyla davalı da dahil olmak üzere çok sayıda yatırımcı firma ile görüşüldüğünü, davalı alıcıya çeşitli teklifler götürüldüğünü, kendileri yatırım düşünmüyorsa 3. kişilere devir için haklarının devir-iade edilmesini talep ettiklerini, ancak davalının bir cevap alınamadığını, 10 projenin haklarının davalı tarafından iade edilmemesi nedeniyle Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretimine İlişkin Yönetmeliğin 24. maddesi gereğince projelerin yasal tamamlanma süresi biterek yatırıma geçme imkanının ortadan kalktığını, bu durumda müvekkilinin 10 projedeki payı oranında yaklaşık 272.000-Euro hak kaybına uğradığını belirterek, şimdilik 10.000-TL zararın ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davacının taleplerinin temelini oluşturan sözleşmelerin, limited şirket pay devrine ve yan edimlere özgülendiğini, bu nedenle sözleşmelerin TTK’nın 595. maddesi gereği sözleşmelerin geçerliliğinin tarafların imzalarının noterce onaylanması şartına bağlı olduğunu, bu nedenle bu şarta aykırı sözleşmelerin geçersiz olduğunu, protokolün 5. maddesi gereği müvekkilinin yükümlülüğünün, devre konu olmayan projelerin başka şirketler üzerine kaydırılabilmesini teminen ilgililerin iptale/feragata mezun olacak şekilde vekil tayin edilmesinden ibaret olduğunu, bu kapsamda müvekkilince davacı ve temsilcilerine vekaletnameler verildiğini, müvekkilince verilen vekaletnamelere rağmen hiçbir tasarrufta bulunmamanın tümüyle davacının sorumluluğunda olduğunu, davacının iddia ettiği zarar mevcutsa dahi bundan müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; uyuşmazlığın, 26/10/2015 tarihli sözleşme gereği davacı tarafça tamamlanamayan bir kısım projelerin davalı tarafça alınmayıp, davalı adına davacı veya göstereceği kişilere davalı tarafça vekaletname verilmesi, vekaletnameler ile davalı adına eksik işlemlerin tamamlanması, projelerin geçici kabule hazır hale getirilmesi ve sonrasında devralınan şirketlerin bölünme veya proje devri suretiyle, davacı veya göstereceği kişilere bu projelerin devredilmesine ilişkin işlemlerin yapılması gerektiği, ancak davalının yükümlülüklerini yerine getirmediği ve tamamlanamayan projelerin izin süresinin bitmesi nedeniyle artık devrinin mümkün olmadığı gerekçesiyle uğranılan zararın tazminine ilişkin olduğu, 17/09/2015 tarihli protokol ile 16 şirket ve bu şirketler adına 35 adet elektrik üretim projesinin tamamlanması ve şirketlerle birlikte davalıya devrinin kararlaştırıldığı, protokolün 9. maddesi ile, serbest kalan projelerle ilgili borçlandırıcı işlem yapmamak şartıyla, devredilen şirketler adına davacının yeğeni …’ya davalı tarafından verilecek vekaletnamenin kapsamının belirtildiği, daha sonra düzenlenen 26/10/2015 tarihli sözleşme ile 17/09/2019 tarihli sözleşme tadil edilerek yeniden devir ve şartların belirlendiği, buna göre 8 adet şirket ve 8 adet projenin devredildiği, bu protokolün 4 ve 5. maddelerinde de devralınmayan 8 adet şirket dışında, iadesi yapılacak projeler için verilecek vekaletname ve yetki hususunun düzenlendiği, devredilmeyen 8 şirket yanında, devredilen şirketler üzerindeki 10 adet projenin iadesine ilişkin işlemler için vekaletname verilmesinin kararlaştırıldığı, protokolde devralan tarafından feragat ve vekaletname verildikten sonra bir sorumluluğu kalmayacağının belirtildiği, sözleşme ve protokole göre davacı tarafça tamamlanan projelerin sekiz adedinin davalı tarafa devredildiği, devralınmayan 15 projeden 10 adedinin dava konusu edildiği, davalı tarafça protokol uyarınca 23/11/2015 tarihinde vekaletnamelerin verildiği, bu vekaletnamelerde; devredilmeyen projelere ilişkin şirket adına bütün bağlantı çalışmasına, çağrı mektubu, alınmış veya alınacak GES projelerinin imar çalışmaları için her türlü kamu kurum ve kuruluşu nezdinde başvuru yapmaya, iptal etmeye, evrak takip etmeye, şirket adına her türlü ücret, harç, vergi ve bedel ödemeye yetkili kılındıkları, davalının sözleşmeye uygun olarak vekaletname vermesine rağmen davacı tarafın işlemlere devam etmediği, herhangi bir geçici kabul başvurusu yapmadığı ve taraflar arasında ihtilaf konusu olmayan yönetmelik uyarınca izin süresinin dolduğu, bilirkişi incelemesinde de davacının bir gider veya zararının belgelendirilmediği, davacının edimini yerine getirmediği, bu durumda davalının bir sorumluluğunun olmayacağı, vekaletname ile edimin yerine getirildiği, vekaletname içeriğinin sözleşmeye uygun olduğu, proje tamamlanmadığı için bir feragatin beklenmesinin de abes olacağı, bu durumda davalının sebebiyet verdiği bir zararın olmadığı, bu nedenle davanın yersiz olduğu ve iddianın ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili; müvekkili ve ortakları tarafından kurulmuş olan 8 adet şirketin, üzerindeki 8 adet proje ile birlikte davalı şirkete devredildiğini, devre konu edilmeyen 10 MW elektrik üretim izni alınmış 10 adet projenin ise 26.10.2015 tarihli protokolün 5. maddesi gereğince yasal izinlerinin tamamlanması için müvekkilinin temsilcilerine yetki-vekaletname verildiğini ve bu yetki-vekaletnameye dayanarak 10 adet projenin tüm masraf ve harcamaları müvekkili ve ortakları tarafından yapılarak davaya konu tüm projelerin yatırıma hazır hale getirildiğini, bu projelerin yatırıma dönüştürülmesi amacıyla davalının da dahil olduğu çok sayıda yatırımcı firma ile görüşüldüğünü, davalıya 10 adet projenin hayata geçirilmesi amacıyla çeşitli teklifler ile gidildiğini, bu projeleri yatırıma dönüştürmelerinin, aksi halde 3. kişilere devir edilmek üzere haklarının iade edilmesinin talep edildiğini, ancak davalıdan cevap alınamadığını, ilgili yönetmeliğin 24. maddesi gereği projelerin yatırıma dönüştürülmesi imkanının ortadan kalktığını, 26.10.2015 tarihli sözleşmenin 5. maddesinde, elektrik üretim izni alınmış projelerden davalı yanca feragat edilmesi ve söz konusu projelerin başka şirketler üzerine kaydırılabilmesi için davalı tarafça vekaletname verilmesinin kararlaştırıldığını, verilen vekaletnamelerin sözleşmenin 5. maddesinin ifasını sağlayacak nitelikte olmadığını, sözleşme hükmünde belirtilen işlemlere olanak sağlayacak yetkileri içermediğini, davalının protokolün 5. maddesi uyarınca üzerine düşen edimi ifa etmemesi nedeniyle ihtarnameler çekildiğini, ancak sonuçsuz kaldığını, müvekkilince davalıdan geçici kabul sonrası projelerin Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretimine İlişkin Yönetmeliğin 29. maddesi hükmüne uygun şekilde devredileceğine dair taahhütte bulunmaları, şirket bölünmesi yoluyla da devir taahhüdünün söz konusu olabileceğinin bildirildiğini, zira müvekkilinin tesisleri kurabilmesi ve geçici kabule hazır hale getirebilmesi maksadıyla davalıdan talep ettiği muvafakat ve taahhüdün karşılanmadığını, dava konusu projelerin geçici kabulünün yapılabilmesi için tesisin tamamlanmasının gerektiğini, vekaletnamelerde tesisin tamamlanması için gereken ürün/ekipman tedariki, tesis kurulumu için de yetki bulunmadığını, mahkemenin, bilirkişi tarafından yapılan incelemede de davacının bir gider veya zararının belgelendirilmediği yönündeki gerekçesinin de dosya kapsamına uygun olmadığını, aksine müvekkilinin zarar hesabının yapıldığını, sözleşme hükümlerini gereği gibi ifa etmeyen davalının, müvekkilinin zararlarından sorumlu olduğunu belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, davacı taraf ve ortaklarınca davalıya devredilmiş olan şirketlere ait olup henüz ruhsat alınmamış ve devre konu olmayan projelerin, ilgili yönetmelik hükümleri doğrultusunda tamamlanarak üçüncü kişilere devredilmesi bakımından, davalının sözleşmedeki edimlerini yerine getirmediği iddiasına dayalı olarak davacının uğradığı zararın davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Somut olayda; davalı ile davacının ortağı bulunduğu şirketler arasında, davacının ortağı bulunduğu şirketlerin hisselerinin ve şirketlere ait elektrik üretim projelerinin davalı şirkete devrine ilişkin 17.09.2015 tarihli taahhütname ve sorumluluk protokolleri, aynı taraflar arasında aynı tarihte yine devir işlemlerine ilişkin edim ve sorumlulukları içeren protokol ve 17.09.2015 tarihli sözleşmeye istinaden gelişen işlemlere göre nihai duruma ait hususları konu edinen 26.10.2015 tarihli şirket ve devir sözleşmesi ve ödeme protokolü başlıklı sözleşmenin akdedildiği, 17.09.2015 tarihli protokolün 9. maddesinde, devralanın, devir konusu şirketlerin uhdesindeki işlemlerin yürütülmesi için davacının yeğenine vekaletname vereceğinin, yine devir sonrası serbest bırakılan projelerin tasarrufu için aynı kişiye vekaletname verileceğinin düzenlendiği, davaya dayanak 26.10.2015 tarihli sözleşmenin 5. maddesinde ise devir alınan şirketlere ait olup devir konusu olmayan projelerin işlemlerinin devreden tarafından yürütüleceği, devralan tarafından bu projelerden feragat edileceği ve söz konusu projelerin başka şirketler üzerine kaydırılabilmesi için vekaletname verileceğinin, bu projelerle ilgili olarak devralan şirketin ferağ ve vekalet verdikten sonra herhangi bir sorumluğunun bulunmadığının, bu projelerin başka şirketlere aktarımı için bütün iş takibi amacıyla devralan şirket yetkilisi tarafından hükümde belirtilen kişilere vekalet verilebileceğinin hüküm altına alındığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki hisse devirleriyle birlikte, devir konusu şirketler ile birlikte şirketlere ait projeler de devralana geçmiş olup, uyuşmazlık konusu projeler ise açık sözleşme hükmü gereği devir konusu yapılmamış, bu projelerin başka şirketlere aktarılabilmesi amacıyla hak sahibi konumuna geçen davalının, davacını göstereceği kişilere vekaletname vereceği, devir işlemlerinin bu vekaletnameler ile gerçekleştirileceği kararlaştırılmıştır. Bu doğrultuda davalı şirket tarafından devralınan şirketler adına davacı tarafa 04.11.2015 ve 23.11.2015 tarihli vekaletnameler verilmiştir. Sözleşmelerin akdedildiği tarihte yürürlükte bulunan ve 02.10.2013 tarihinde yürürlüğe giren Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretimine İlişkin Yönetmeliğin 24. maddesinde, üretim tesislerinin maddede belirtilen süreler içerisinde tamamlanmaması halinde, bağlantı anlaşmasının kendiliğinden hükümsüz hale geleceği belirtilmiştir. Yönetmeliğin 29. maddesinde ise geçici kabulü yapılmış olmak kaydıyla, bu Yönetmelik kapsamındaki üretim tesisinin satış, devir veya diğer bir düzenleme ile başka bir gerçek veya tüzel kişiye devredilebileceği, geçici kabulü yapılmamış üretim tesislerinin ise devre konu edilemeyeceği hüküm altına alınmıştır. Dolayısıyla bir üretim tesisinin devredilebilmesi için tesisin fiilen kurulmuş olması ve geçici kabulünün de yapılmış olması zorunludur. Somut olayda devre konu olmayan dava konusu üretim tesislerinin tamamlanmadığı, bu nedenle geçici kabullerinin yapılmadığı, yönetmeliğin 24. maddesindeki sürelerin geçmiş olması nedeniyle de artık hükümsüz hale geldikleri sabittir. Davalının sözleşmenin 5. maddesi ile yüklendiği edim, devir alınan şirketlere ait olup devir konusu yapılmayan projelerin işlemlerinin yürütülmesi ve üçüncü kişilere devrinin sağlanması amacıyla davacıya/gösterdiği kişilere vekaletname vermek, nihai olarak ise projelerin devrine ilişkin ferağ vermekten ibarettir. Ancak davacı tarafça, projelerin tamamlanması için gerekli işlemlerin yapıldığı, davalının verdiği vekaletnamelerin yetersiz olması nedeniyle işlemlerin tamamlanamadığı, uygun vekaletname verilmesi hususunun davalıya ihtar edildiği, buna rağmen yeni vekaletname verilmediği hususunda hiç bir delil sunulmamıştır. İlave olarak sözleşmenin 5. maddesinde açıkça bu projelerle ilgili olarak devralan şirketin ferağ ve vekalet verdikten sonra herhangi bir sorumluğunun bulunmadığı da hüküm altına alınmıştır. Bu durumda söz konusu projelerin sonuçlandırılamaması ve üçüncü kişilere devredilememesi nedeniyle oluştuğu iddia edilen zarardan davalının sorumlu tutulması mümkün değildir. Bu nedenle mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, gösterdiği istinaf nedenleri yerinde görülmeyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 179,90-TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 125,50-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 18/05/2023