Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/1528 E. 2023/523 K. 06.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1528
KARAR NO: 2023/523
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/09/2020
NUMARASI: 2018/572 Esas 2020/515 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 06/04/2023
Davanın kabulüne ilişkin kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; davalı aleyhine İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında başlattıkları takibe borçlunun itiraz ettiğini, takip konusu para borcu olduğundan müvekkilinin ödeme zamanındaki yerleşim yerinde takip takip başlatması usule uygun olup davalının icra dairesinin yetkisine yönelik yetki itirazının reddinin gerektiğini, diğer yandan taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 12. maddesi ile de İstanbul (Merkez) mahkeme ve icra dairelerinin yetkili olduğunun düzenlediğini, davalının itirazı haksız olup, davalının müvekkili şirketten 28/09/2016 tarihinde 28.468.33-TL tutarında ürün satın aldığını, faturaya konu ürünlerin 30/09/2016 tarihinde davalıya teslim edilmiş olmasına rağmen fatura bedelinin ödenmediğini belirterek, davalının takibe yönelik itirazının iptali ile davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; icra takibinin ve davanın yetkisiz icra dairesi ve yetkisiz mahkemede açıldığını, icra takibinde alacağın dayanağının gösterilmediğini, sunulan faturanın gönderilip gönderilmediği ve fatura konusu malların teslim edilip edilmediğinin belli olmadığını, müvekkili ile davacı arasında hiç bir zaman sözleşme imzalanmadığını, müvekkilinin mal teslim almadığını, kargo belgesinde malın gönderildiğine ve teslim edildiğine dair bir ibare yer almadığını, kaldı ki belgedeki imza müvekkiline ait olmadığı gibi kime ait olduğunun da belli olmadığını belirterek, davanın reddi ile davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; takip ve dava dosyasında taraflar arasında var olduğu iddia edilen sözleşmeye dayanılmış olması ve dava dosyasındaki talebin para alacağına yönelik olmasından dolayı davalı vekilinin yetki itirazının reddine karar verildiği, davaya konu edilen faturanın davacı ticari defterlerinde kayıtlı olmasına karşın davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı, davacı tarafından davalı adına düzenlenen dava konusu faturanın davalıya tebliğ edildiğine ilişkin herhangi bir somut bilgi ve belge dosyaya sunulamamış ise de, 28/09/2016 tarihli 28.468,33-TL bedelli faturaya konu malların teslimine ilişkin kargo belgeleri incelendiğinde, davalı kaşesi ve üzerinde atılı imza ile 30/09/2016 tarihinde … imzasına teslim edildiği, SGK hizmet dökümüne göre 03/03/2015-12/10/2017 tarih aralığında davalı işyerinde … isimli çalışanın bulunduğu, … isminin … olarak yazılmış olması, kargo taşıma irsaliyesi eki teslim belgesinde davalı şirket kaşesinin de bulunması nedeniyle, fatura içeriği malların davalıya teslim edildiğinin kabulünün gerektiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile davalının takibe yönelik itirazının iptaline, davalı aleyhine 2.314,19-TL icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili; mahkemece icra inkar tazminatı açısından hesaplama hatası yapılarak 5.693,66-TL icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken hatalı olarak 2.314,19-TL’ye hükmedildiğini belirterek, kararın icra inkar tazminatı yönünden kaldırılarak icra inkar tazminatının 5.693,66-TL olarak düzeltilmesini talep etmiştir. Davalı vekili; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, cari hesaba dayalı icra takibinin borçlunun yerleşim yeri olan Ankara icra dairesinde başlatılması ve davanın da Ankara mahkemelerinde görülmesinin gerektiğini, ticari defterlerin sahibi lehine kanıt olabilmesi için, uyuşmazlık konusu işle ilgili olarak deftere geçirilen tüm kayıtların birbirini doğrulamasının gerektiğini, oysa müvekkiline ait defter kayıtlarının davacı tarafınkiyle uyum göstermediğini, davacı şirket ile sözleşme imzalanmadığı gibi davacıdan 28.468,33-TL tutarında ürün alınmadığını, bu alışverişe ait fatura ve teslim alındığına dair bir kayıt bulunmadığını, taraflar arasında bir sözleşme bulunmadığı gibi faturanın da müvekkiline teslim edilmediğini, davacının sözleşme aslını temin edememesinin, müvekkilinin böyle bir sözleşmenin mevcut olmadığı iddiasını doğruladığını, kargo belgesinde malın gönderildiğine ve teslim edildiğine ilişkin bir ibare bulunmadığını, belgedeki imza müvekkiline ait olmadığı gibi kime ait olduğunun da belli olmadığını, ayrıca ekran çıktısı olan belgenin her zaman düzenlenebileceğini, bu nedenle bu belgelere itibar edilmesinin mümkün olmadığını, mahkemece dava dosyasındaki tüm belgelerde imza incelemesi yaptırılması taleplerinin dikkate alınmadığını, davacının sunduğu belgelerin gerçeği yansıtmadığını belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, fatura alacağına dayalı takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. İtirazın iptali davasının dinlenilme koşullarından birisi de, takibin yetkili icra dairesinde usulüne uygun olarak yapılmış olmasıdır. İİK’nın 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davasında yetkili icra dairesinde takip yapılması özel dava şartı niteliğinde olup, icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiş olması şartıyla, mahkemece bu hususun kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Yetkili icra dairesi; İİK’nın 50/1 maddesi yollamasıyla, HMK’nın yetkiye ilişkin hükümlerine göre belirlenir. HMK’nın 6. maddesi gereği, genel yetkili mahkeme ve icra dairesi davalı borçlunun yerleşim yeri mahkeme ve icra dairesidir. 6098 sayılı TBK’nın 89/1 maddesine göre ise, aksine bir anlaşma yoksa para borçları alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilir. Somut olayda davacı tarafın alacak iddiası ticari satımdan kaynaklanan fatura alacağına dayalı olup, takibin başlatıldığı davacının yerleşim yeri olan İstanbul icra dairesi yetkilidir. Aynı nedenle davaya bakmaya İstanbul mahkemeleri yetkili olup, davalı vekilinin mahkeme ve icra dairesinin yetkisine yönelik istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Somut uyuşmazlıkta davalı ticari ilişkiyi ve ticari mal satışını, dolayısıyla borcun varlığını inkar etmektedir. Kural olarak; fatura konusu malın teslimini ispat külfeti davacı satıcıya ait olup, yasal delillerle desteklenmediği sürece fatura ve davacı defter kayıtları tek başına alacağın varlığını kanıtlamaz. Dolayısıyla davacı, fatura konusu malın davalıya teslim edildiğini kanıtlamak zorundadır. Bu durumda sözleşmesel ilişkiyi, faturada yazılı malın davalıya teslim edildiğini ve faturanın da bu akdi ilişki nedeni ile düzenlendiğini ispat yükü davacıya aittir. Davacı bu iddiasını, uyuşmazlığın miktarına göre yazılı delille kanıtlamalıdır. Eldeki davada davacının düzenlemiş olduğu 28.09.2016 tarihli ve 28.468,33-TL tutarlı takip dayanağı fatura davalının ticari defterlerinde kayıtlı değildir. Ancak dayanak fatura konusu mallara ilişkin sevk irsaliyesi ile kargo kayıtlarından; irsaliye üzerinde geçen referans numarası ile kargo teslim tutanağındaki numaranın aynı olduğu, kargo içeriğinin davalı adresinde 30.09.2016 tarihinde … adlı kişiye teslim edildiği, tutanakta teslim alan imzası ile davalının kaşesinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece getirtilen SGK kayıtlarına göre teslim tarihi itibariyle davalının iş yerinde … adlı sigortalı çalışanı bulunmaktadır. Bu durumda fatura konusu malların davalıya teslim edildiği sabit olup, davalı vekilinin ileri sürdüğü istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Diğer yandan alacak likit olup davalı da itirazında haksız olmakla mahkemece davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi doğru ise de, takip konusu alacak miktarı olan 28.468,33-TL’nin %20’si oranında 5.693,66-TL icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken, hesaplama hatası sonucu 2.314,19-TL icra inkar tazminatına hükmedilmesi hatalıdır. Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, hesap hatası sonucu eksik icra inkar tazminatına hükmedilmesi doğru değil ise de, yapılan hata/eksiklik yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın HMK’nın 353/(1)b-2 maddesi uyarınca kaldırılarak, hükmün diğer kısımlarının tekrarı ile davalı aleyhine 5.693,66-TL icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE 2- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/09/2020 Tarih 2018/572 Esas – 2020/515 Karar sayılı kararının HMK.’nın 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın kabulüne, davalının İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı icra takibine yönelik itirazının iptaline, takibin takip talebindeki koşullarla devamına, Kabul edilen takip konusu alacağın %20’si oranında hesaplanan 5.693,66-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” İlk derece mahkemesine ilişkin olarak ;”Alınması gereken 1.944,67-TL harçtan davacı tarafından mahkeme veznesine yatırılan 343,83-TL ve icra veznesine yatırılan 142,34-TL olmak üzere toplam 486,17-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.458,50-TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, Davacı tarafından yapılan 384,93-TL harç, 700-TL bilirkişi ücreti ve 250,05-TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.334,98-TL yargı giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine Davacı lehine takdir olunan 4.270,25-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,” Davalıdan alınması gereken 1.944,67-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 486,16‬-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.458,51‬‬-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafından yatırılan 365-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Davacı tarafından yapılan 3,45-TL istinaf yargı giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.06/04/2023