Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/1516 E. 2020/1392 K. 29.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1516
KARAR NO: 2020/1392
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/10/2020 (Ara Karar)
NUMARASI: 2020/436 Esas
TALEP: İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 29/12/2020
İlk derece mahkemesince verilen ihtiyati tedbir talebinin reddine yönelik 13/10/2020 tarihli ara kararın ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
TALEP: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili; birleşen İstanbul 8. Asliye Tİcaret Mahkemesi’nin 2019/264 Esas sayılı dosyası ve birleşen İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/390 Esas sayılı dosyalarındaki davalının tüm malvarlığı ve hisselerine ilişkin devir ve temlik işlerinin engellenmesine yönelik ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesi taleplerinin toplanacak delillere göre değerlendirilmesine göre karar verileceğinin belirtildiğini, ancak herhangi bir karar verilmediğini, davaya konu şirketin tasfiyesinin gizlenmeye çalışıldığını, davalı şirketle ilgili 2 ayrı dava devam ederken tasfiye edilmesinin ağır maddi manevi zararlara yol açacağını, müvekkilinin şirkette inançlı işlem nedeniyle hak sahipliği iddiasının bulunduğu, ayrıca şirketin kurucusu olduğunu belirterek, davalı … AŞ’nin tasfiye sürecinin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece, tedbir talep edilen hususun esasa ilişkin olduğu gerekçesiyle tedbir talebi yerinde görülmeyerek reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbir talep eden vekili; dava dışı …’nın emir ve talimatlarıyla hareket eden dava dışı şirket yetkilisi …’ın davalı şirkete ait taşınmazları satmakla kalmayıp, davalı şirketi tasfiye sürecine sürüklediğini, davalı şirketin taşınmazlarının orantısız hisselerle tanıdıklara satış olarak gösterilmesi ve akabinde de şirketin tasfiye sürecine sokulması, tasfiyeyi bizzat başlatan ve tasfiye memuru olarak atanan …’ın bu durumu mahkemeye bildirmemesi bir yana, mahkeme huzurunda tasfiyeden haberdar olmadığını dahi beyan etmesinin bu eylemlerini planlı ve kötü niyetli olarak gerçekleştirildiğini ortaya koyduğunu, satış bedellerinin taşınmazın gerçek değerinden gösterilmediğinin açık olduğunu, hal böyle olmasa dahi yapılan satışın tamamen mal kaçırma kastıyla muvazaalı olarak gerçekleştirildiğini sonucunun değişmeyeceğini, müvekkilinin haklarına ulaşabilmesinin geciktirildiği ve böylece ciddi zararlara uğratıldığının değerlendirilerek, ihtiyati tedbir talebinin reddine dair ara kararın kaldırılmasına ve tedbir taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: HMK 389/(2) Maddesi “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. ” hükmünü haizdir. Yargıtay 19 HD 2019/2981 esas 2019/4812 karar sayılı ve 17.10.2019 tarihli ilamı ile : “Kanun koyucu, ihtiyati tedbir hakkında karar verecek olan hakime geniş bir takdir alanı bırakmışsa da; hakim, her somut olayda, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemelidir ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre ihtiyati tedbir kararını verdiğini kararda belirtmelidir. Ayrıca verilecek ihtiyati tedbir kararının da uyuşmazlığın esasını çözümler nitelikte olmaması gerekir. İhtiyati tedbir şartları mevcut değilse, Yasa’nın öngördüğü ölçüde ispat edilememişse, ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmelidir.Açıklanan hukuki değerlendirme çerçevesinde bir davada hükümle elde edilebilecek hususta ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğine, uyuşmazlığın bu şekilde giderilmesine” karar verilmiştir. Somut olayda reddedilen talep; İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/390 esas sayılı dosyasında davalı bulunan şirketin tasfiye işlemlerin sonuçlandırılmasının durdurulmasına ilişkindir. Dava dilekçesinde başkaca bir talep olmadığından ihtiyati tedbir isteği aynı zamanda talep sonucunu teşkil etmektedir. Açıklanan nedenlerle, davacının ihtiyati tedbir talebi ile sonuç talebi örtüştüğünden verilecek ihtiyati tedbir kararı ile uyuşmazlığın esasının çözümlenmesi mümkün olmadığından, koşulları bulunmayan ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik olmayıp, ara kararına yönelik ileri sürülen istinaf nedenleri yerinde bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı/ihtiyati tedbir talep eden vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.29/12/2020