Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/151 E. 2020/146 K. 06.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/151
KARAR NO: 2020/146
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/11/2019
NUMARASI: 2019/458 Esas- 2019/998 Karar
DAVA: Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 06/02/2020 ( 16/03/2020 yazım tarihli )
İlk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Davacı vekili, müvekkilinin davalılardan hisse satın alarak davalı şirkete ortak olduğunu, bilahare müvekkili ile diğer şirket ortaklarının müvekkilinin hissesinin davalıların babası …’ya satımı konusunda anlaşmaya vardıklarını, bu hususta 27/03/2018 tarihli protokol imzalandığını, bilahare de aynı gün noterde hisse devir ve temlik sözleşmesi imzalandığını, devir işleminin şirket genel kurulunca da kabul edildiğini ve ticaret sicilinde tescil ve ilan edildiğini, ancak davalıların protokole göre devir bedeli ödemelerini bu güne kadar yapmadıklarını, ihtar gönderildiğini, davalılardan ’ün protokolün geçerli ancak ekonomik nedenlerle ödeme yapmadıklarını bildirdiğini, müvekkilinin arabuluculuk başvurusundan da olumlu sonuç alamadığını ileri sürerek 10 nolu bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline, bunun mümkün olmaması halinde taşınmazın değeri olan 400.000- TL’nin davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalılar vekili, müvekkilleri … ve … yönünden husumet itirazlarının bulunduğunu, dayanak protokolle davacının şirketteki hissesini 3. kişi …’ya devrettiğini, hisse devir protokolünün taraflarının davacı ve davalılar olduğunu, borcun davalı şirkete ait olduğunu, protokole göre 1 adet daire ile bir aracın devrinin yapıldığını, devredilmeyen daire için satıldığında 400.000- TL ödenmesinin söz konusu olduğunu, adı geçen dairenin kredi almak için şirket ortaklarından …’in eşine devredildiğini, dairenin henüz satılmadığını, şartın gerçekleşmediğini, satış gerçekleştiğinde davacıya ödenecek miktarın 400.000- TL olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece, davalıların protokole göre yükümlendikleri edimin daire değil, 400.000- TL alacak olduğundan davacının tapu iptali talep edemeyeceği, davacının, davanın açıldığı tarih itibariyle haklı olarak kabul edilmediği gerekçesiyle davalı şirket hakkındaki davanın husumet nedeniyle reddine, diğer davalılar hakkındaki tapu iptali ve tescili talebinin reddi ile terditli alacak talebinin ise konusuz kalması nedeniyle bu talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; davanın dayanağının şirket hisse devrinden kaynaklı protokol olduğunu, tapu maliki sıfatına haiz davalı şirkete husumet yöneltilmeden dava açılmasının mümkün olmadığını, şirket ortaklarının şirketi borçlandırıcı ve TTK kapsamında şirketle ilgili devir işlemlerinden kaynaklı bir taahhüt altına girdiğini, bu yönüyle de davanın davalı şirkete husumet yöneltilmemesinin hatalı olacağından davayı davalı şirkete yönelttiklerini, protokolden de anlaşılacağı üzere müvekkilinin hisse devri karşılığının, 13 nolu dublex daire, … plakalı Wolkswagen jip ve 3. normal kat köşe daire verilmesi olarak kararlaştırıldığını, protokolde özel şart olarak bildirilen şartın 12 nolu bağımsız bölümün satışı ile 2018 yılında satılarak gerçekleştiğini, şart gerçekleşmesine rağmen müvekkilinin ödeme yada taşınmaz devri yapılmadığından müvekkilinin bu sefer hakkını kullanarak tapu iptali mümkün değilse protokoldeki bedelin tahsilini talep ettiğini,mahkemece protokolün 3. Kişileri etkilemediğinden 3. Kat köşe dairenin iptalini istemesinin hukuki dayanağının olmadığını,dava açıldığı sırada halen davalı adına kayıtlı olan 10 nolu bağımsız bölümün tescilini talep etmenin hayatın olağan akışına uygun olduğunu,özel şartın 12 nolu bağımsız bölümün satıldığı 2018 yılı ocak ayında gerçekleştiği açık olduğundan davanın açılmasına davalı tarafın sebebiyet verdiğinin kabulüne karar verilmesini, yerel mahkemenin kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE:Dava, davacıya satılarak ödeneceği taahhüt edilen taşınmazın tapu iptali ve tescili, olmadığı takdirde alacak isteğine ilişkindir. Protokolde “3 katta köşe daire” olarak belirtilen daire satıldığında davacıya hisse devir bedeli olarak 400.000-TL ödeneceği kararlaştırılmıştır. Davacı tarafından “3 katta köşe daire”ye ilişkin edimin dava tarihinde şart gerçekleşmesine rağmen ifa edilmediği iddia edilmektedir. Protokole göre “3.katta köşe dairenin” devri değil, 3. bir kişiye satıldığında davacıya 400.000- TL ödeneceği kararlaştırılmıştır.Protokolde yazılı “3. katta köşe daire” olarak belirtilen dairenin aynı katta bulunan 12 nolu daire mi yoksa 10 nolu daire mi olduğu hususunda uyuşmazlık mevcuttur.Davacı vekili, protokolde “3 katta köşe daire” olarak belirtilen dairenin aynı katta bulunan ve davadan önce satılan 12 nolu daire olduğunu, davalılar ise davadan sonra satılan 10 nolu daire olduğunu iddia etmektedir.Protokolde bu hususta açıklık yoktur. Davalıların protokole göre yükümlendikleri edim dairenin mülkiyetinin devri değil, 400.000- TL bakiye alacağın ödenmesidir.Protokolde ki taahhüt gerçek kişi davalılar tarafından yapıldığından şirket hakkındaki davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesinde isabetsizlik yoktur. Dava açıldıktan sonra 10 nolu daire 3.kişiye satılarak ödenmeyen 400.000-TL borç davacıya ödenmiş olup ödeme nedeniyle dava konusuz kalmıştır. Davacı satılacak köşe dairenin 12 nolu daire olduğunu yasal delillerle kanıtlayamamış olduğundan dava tarihi itibariyle davacının haklı olduğu kanıtlanamadığından,davalılar yararına yargı giderlerine hükmedilmesinde isabetsizlik olmayıp davacı vekilinin istinaf sebebleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 54,40- TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 44,40- TL harcın mahsubu ile bakiye 10,- TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 06/02/2020