Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1496
KARAR NO: 2023/507
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/09/2020
NUMARASI: 2017/33 Esas – 2020/544 Karar
DAVA: İtirazın İptali
Davanın kabulüne ilişkin kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; taraflar arasında mal alım satımına ilişkin cari hesap ve dayanak faturalardan dolayı İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas numaralı dosyadan icra takibi başlatıldığını, itiraz üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile asgari %20 inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; müvekkilinin davacıya hiçbir borcunun olmadığını, taraflar arasında ilişkiden doğan tüm borçların ödendiğini, davacı tarafın kötü niyetli olduğunu beyanla davanın reddi ile asgari %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davacı tarafından düzenlenen faturaların davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalının ödeme itirazında bulunduğu ve “İbraname ve Feragatname” başlıklı ödeme belgesi ibraz ettiği, davalının savunmasının “bağlantılı bileşik ikrar” niteliğinde olduğu, bu nedenle ispat yükünü üzerine aldığı, dosyaya sunulan belge üzerindeki imzanın davacı şirket tarafından kabul edilmediği, davacı şirkete izafeten ibranamede imzası görünen …’ın imza örnekleri celp edilerek ATK’dan alınan raporda söz konusu imzanın …’ın eli mahsülü olduğunun tespit edilemediğinin belirtildiği, raporun belgenin tanzim tarihi öncesine ait tüm ıslak imza örnekleri ve davacı tarafından verilen imza örnekleri mukayese edilerek hazırlandığından denetime elverişli olduğu, ihtimale dayalı sonuç bildiren ya da imzanın tam olarak kime ait olduğu anlaşılamayan raporların karşı taraf aleyhine değerlendirilemeyeceği, belgedeki imzanın davacı temsilcisinin eli ürünü olduğu konusunda ispat külfetinin, TMK 6. maddesi gereğince bu belgeden lehine hak çıkaran davalı üzerinde olduğu, diğer taraftan bir an için belgedeki imzanın sahte olmasına rağmen adı geçen ibranamenin ya da ödeme kayıtlarının da davacı defterlerinde de çıkmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne İstanbul … İcra Dairesi’nin … esas sayılı icra takip dosyasına davalı borçlu tarafından vaki olmuş itirazın İİK’nın 67/1 maddesi gereğince iptali ile; 54.032,56-TL alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak avans faizi ile birlikte tahsili için takibin devamına, alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatı 10.806,51-TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; bilirkişi raporunda tarafların ticari defterlerinde davacının müvekkilinden 54.032,56-TL alacaklı olduğunun belirtildiği halde her iki tarafın defterleri arasındaki farklılığın 21/07/2016 tarihli 54.033-TL bedelli ve 21/07/2016 tarihli 10.000-TL bedelli iade faturalarından kaynaklandığının tespit edildiğini, raporun bu haliyle çelişkili olduğunu, müvekkili şirket ile davacı şirketin yetkilisi … arasında düzenlenen 13/03/2016 tarihli iş sözleşmesinin gerek bilirkişi raporunda gerekse mahkemece değerlendirilmediğini, “İbraname ve Feragatname” başlıklı belge nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, bu belge ile müvekkili şirketin ibra edildiğini, davacının belgedeki imzaya haksız olarak itiraz ettiğini, ATK tarafından yapılan incelemede olumlu ya da olumsuz bir sonuca ulaşılamadığı, ayrıca …’ın yazı örneklerinin de incelenmesi gerekirken bu yönde bir inceleme yapılmadığını, imzanın …’a ait olmadığı kabul edilse bile bahsi geçen belgenin altında …’ın ıslak imzalı bir şekilde ad ve soyadının ve şirket unvanının bulunduğunu, İstanbul CBS’nin 2017/49079 sor. sayılı dosyasından yapılan bilirkişi incelemesinde belge altındaki yazı ve imzanın …’ın eli ürünü olduğunun tespit edildiğini, bu nedenle tekrar bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmesi gerekirken mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, fatura bedelinin tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın İİK’nın 67/1. maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir. Davacı, aralarındaki ticari ilişki nedeniyle davalıdan olan 54.032,56-TL bakiye alacağının tahsili için icra takibine girişmiş olup, davacı tarafından düzenlenen toplam 512.882,56-TL bedelli faturaların davalının kayıtlarında yer aldığı, davalı tarafından yapılan 450.000-TL bedelli çek ödemesi ile yine davacı adına düzenlenen 8.850-TL bedelli satış faturasının davacının defterlerinde yer aldığı, buna göre davacının davalıdan 54.032,56-TL alacağının bulunduğu yapılan bilirkişi incelemesi ile tespit edilmiştir. Davalı “İbraname ve Feragatname” başlıklı belgeye dayanmakta olup davacıya olan tüm borcunun ödendiğini ileri sürmektedir. Davacı taraf ise belge altındaki imzanın şirket yetkilisi …’ın eli ürünü olmadığını ileri sürmekte olup, uyuşmazlık “İbraname ve Feragatname” altında imzanın davacı şirket yetkilisi … tarafından yetkilendiren …’ın eli ürünü olup olmadığı, davacının alacağının ödenip ödenmediği hususunda toplanmaktadır. Mahkemece ATK Fizik İhtisas Dairesi’nden alınan raporda bahsi geçen belge altında … adına atılan atılı imzanın basit tersimli ve taklidi kolay olması olması nedeniyle …’a ait olup olmadığı tespit edilememiş olup, mahkemece bu hususta ispat yükü üzerinde olan davalının ödeme iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. … tarafından bahsi geçen belgenin sahte imza ile oluşturulduğu iddiasıyla yapmış olduğu şikayet sonucunda İstanbul CBS’nin 2017/49079 soruşturma dosyası kapsamında düzenlenen bilirkişi raporunda belgedeki … adına atfen atılan imzanın müştekinin normal imzalarından farklı formatta kendisi tarafından oluşturulmuş imza olarak değerlendirilmesi sonucunda 04/12/2019 tarihinde şüpheliler hakkında takipsizlik kararı verildiği ve … hakkında iftira suçundan dolayı İstanbul 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2019/628 Esas sayılı kamu davasının açıldığı anlaşılmaktadır. Bahsi geçen ceza dava dosyasında alınan 24/08/2021 tarihli bilirkişi raporunda “İbra ve Feragatname” başlıklı belgede yer alan “… İnş. Ltd. Şti.” içerikli el yazılarının …’ın eli ürünü olduğu, ancak imzanın …’a ait olmadığı tespit edilmiş, Ceza Mahkemesince eldeki davanın görüldüğü İstanbul 14. ATM tarafından alınan ATK raporuna üstünlük tanınarak …’ın doğrudan kastla hareket etmediği gereğince beraatine karar verilmiş, karar istinaf aşamasından geçerek kesinleşmiştir. Belgedeki imzanın davacıya ait olduğunu ileri süren davalı, bu iddiasını ispatla yükümlü olup, ATK tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda olumlu ya da olumsuz kanaat bildirilemediği, ceza yargılamasında da belgedeki imzanın …’ın eli ürünü olup olmadığının tespit edilemediği, bu durumda davalı tarafından bahsi geçen belgedeki imzanın …’ın eli ürünü olduğu iddiası ile bu belgeye dayalı ödeme iddiası ispatlamadığı anlaşıldığından mahkemece davanın kabulüne dair verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle; mahkemece davanın kabulüne dair verilen kararda bir isabetsizlik görülmediğinden davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 3.690,96-TL istinaf karar harcından davalı tarafından peşin yatırılan 922,74-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.768,22-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 06/04/2023