Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/149 E. 2022/1377 K. 07.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/149
KARAR NO: 2022/1377
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/11/2019
NUMARASI: 2017/377 Esas – 2019/1045 Karar
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/10/2022
Davanın reddine ilişkin verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkilİ şirket yetkilisinin bilgisi ve rızası dışında 03.11.2016 tarihinde seri numarası …, … ve … olan faturaların davalı … firması adına kesildiğini, her ne kadar kesilen faturalar müvekkili şirket tarafından düzenlenmiş gibi görülse de, faturalara konu mallara ilişkin böyle bir satışın söz konusu olmadığını, faturalara konu ürünlere ilişkin gerçekte bir satış işlemi olmadığını, faturalara konu malların davalı tarafından götürüldüğünü, müvekkili şirkete söz konusu faturalara ilişkin bir ödeme yapılmadığını, davaya konu faturaların daha önce müvekkili şirket çalışanı olan ve daha sonra davalı … firmasında çalışmaya başlayan davalı … tarafından, … firmasında çalışmaya başladıktan sonra usulsüz olarak düzenlendiğini, usulsüz olarak kesilen faturaların iptal edilmesi ve malların iadesi için davalıya çekilen ihtarnameden sonuç alınamadığını, davalının cevabi ihtarında alacağına karşılık fatura kestirerek malları bedel ödemeden alıkoyduğunu ikrar ettiğini belirterek, satış işleminin iptali ile faturalar konusu malların aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde bedelinin fatura tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; müvekkillerinden …’in makina mühendisi olup davacı şirkette makine mühendisi olarak çalıştığı dönemden kalma alacaklarının halen ödenmediğini, şirkette kısa bir süre ortaklık da yapan müvekkilinin, hak ve alacakları ödenmeyince davacı şirketten ayrılmak zorunda kaldığını, davacı şirkette o dönem çalışan ve işçilik hakları ödenmeyen diğer davalı … ’ın ise ön muhasebe elemanı olarak davacı şirkette yıllarca çalıştıktan sonra işçilik hakları ödenmeyince müvekkili …’in yanında çalışmaya başladığını, davacı şirketin, fiilen olmayan ve müvekkili şirketin fiili adresini kullanan ve müvekkiline borcu olan bir şirket olduğunu, davacı şirket yetkilisinin dava konusu makineleri satmak istediğini söylediğini ve müvekkiline borcu olmasına rağmen başkaları almasın diye müvekkiline satış yapıldığını, makine bedellerinin yine de davacıya ödendiğini, fatura bedellerinin müvekkilince banka yoluyla davacıya ödendiğini, ayrıca davacı şirkete 11.400-TL bedelli çekin de verilerek ödendiğini, diğer müvekkili …’ın ise …’in personeli olup geçmişte de davacı şirkette yıllarca ön muhasebe elemanı olarak çalıştığını, … davacı şirkette çalışırken de yıllarca davacı şirket yetkililerin bilgisi ve isteği doğrultusunda şirket adına işlemler yaptığını ve fatura kestiğini, davacı şirketin dava konusu yaptığı bu 3 faturayı da …’ın davacı şirket yetkililerinin bilgisi ve isteği doğrultusunda kestiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davalı …’in davacı şirkette çalışırken işten ayrılarak ayrı bir işyeri kurduğu, diğer davalı … ’ın da davacı şirkette ön muhasebe elemanı olarak çalışırken davacı şirketten ayrılarak davalı …’e ait iş yerinde çalışmaya başladığı, davacı ile davalı … arasında, davacı şirketin işletmesinden kaynaklı alacak-borç ilişkisi bulunduğu, davacı tarafın incelenen kayıtlarına göre, davacı şirketin davalı …’e borçlu olduğu, davacının alacağının olmadığı, usulsüz düzenlendiği iddia edilen faturaların Vergi Dairesine BS formları ile beyan edildiği, dava konusu faturaların davalı … tarafından düzenlendiği ve düzenleme tarihinde davalı … ’ın davacı şirket çalışanı olmadığı, tacir olan davacı TTK 18. maddesi gereğince basiretli bir işadamı gibi davranmak zorunda olup, davacı şirket yetkilisinin kendi bilgisi ve rızası dışında davalının fatura kestiği, kesilen faturaları davacının cari hesap kayıtlarına işlediği ve Vergi Dairesine BS formları ile beyan edildiği yönündeki iddianın hayatın olağan akışına aykırı olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: İstinaf yoluna başvuran davacı vekili; bilirkişi raporu eksik ve hatalı olup müvekkilinin itirazlarının değerlendirilmediğini, davalının 11.400-TL’lik çek ödemesi ile 10.000-TL’lik ödemesinin fatura bedeline ilişkin olduğunun davacı tarafça ispatlanması gerektiğini, yine davalının havale yoluyla yapılan ödemelerinin hangi borca karşılık olarak veya başka herhangi bir haklı sebeple gönderildiği hususunun ispat edilemediğini, bu nedenle ödemelerin fatura bedeline mahsuben yapıldığının kabul edilemeyeceğini, davalı tanığının beyanlarının çelişkili olduğunu, davaya konu faturaların müvekkili şirket yetkilisinin haberi ve izni olmaksızın tanzim edildiğini, sahte ve yetkisiz şekilde fatura düzenleyen …’ın müvekkilinin mali müşavirine faturaları işten çıktıktan sonra eşi … lehine sebepsiz zenginleşme oluşturacak şekilde verdiğini, hal böyleyken müvekkilinin bu durumdan haberi olduğunun kabulünün hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, faturalara konu malların gerçek değeri ile fatura bedelleri arasındaki farkın da mahkemece incelenmediğini, zira makinelerin gerçek değerinin faturalara yazılı miktarların en az 4-5 katı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; davacı şirket adına davalıya hitaben düzenlenmiş olan faturaların, davacı şirket yetkilisinin bilgisi dışında düzenlenerek fatura konusu malların davalı tarafça alıkonulduğu iddiasına dayalı olarak, malların iadesi, olmadığı takdirde bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Somut olayda; davacı şirkette çalışmakta iken işten ayrılan davalı …’in şahsi olarak ticarete devam ettiği, daha önce davacı şirkette çalışmakta olan diğer davalı …’in de 31.10.2016 tarihinde davacı şirketten ayrılarak 01.11.2016 tarihinde davalının iş yerinde çalışmaya başladığı, dava konusu 73.183,60-TL toplam tutarlı üç adet faturanın davalı …’ın davacı şirketteki işinden ayrılmasından sonra 03.11.2016 tarihinde düzenlenmiş olduğu, faturalar konusu malların da davalı …’e teslim edilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Davacı tarafça; faturaların müvekkilinin bilgisi dışında, işten ayrıldıktan sonra davalı … tarafından düzenlendiği ileri sürülmüştür. Davalı ise faturaların davalı … tarafından düzenlendiğini kabul etmekle birlikte, bunun davacı şirket yetkilisinin bilgisi dahilinde yapıldığını, cevabi ihtarnamesinde de faturaların davalının şirketten olan alacağına karşılık kesildiğini ileri sürmüştür. Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesinde; tüm dava konusu faturaların davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ve ayrıca BS formlarıyla vergi dairesine beyan edildiği tespit edilmiştir. Yine davalı tarafından davacıya banka yoluyla yapılan tüm ödemeler de davacının ticari defterlerinde kayıtlıdır. Davalı … davacı şirketteki işinden 31.10.2016 tarihinde ayrılarak 01.11.2016 tarihi itibariyle davalının iş yerinde çalışmaya başlamıştır. Dava konusu faturalar da 03.11.2016 tarihinde düzenlenmiş ve 07.11.2016 tarihinde davacının ticari defterlerine kaydedilmiştir. Davacı tarafından, faturaların bilgisi dışında düzenlendiği iddia edilmişse de, faturaların kaydedildiği 07.11.2016 tarihinden sonra davalının 11.400-TL’lik çek yoluyla yapılan ödemesi 14.11.2016 tarihinde, yine 10.000-TL’lik ödemesi de 20.01.2017 tarihinde davacı tarafça ticari defterlerine davalı lehine alacak olarak kaydedilmiştir. Dönem içerisinde davalının havale yoluyla yapılan tüm ödemeleri de 20.02.2017 tarihine kadar davacının ticari defterlerinde kayıtlıdır. Bu suretle dava konusu fatura bedelleri davalı tarafından davacıya tamamen ödenmiştir. Davacının kendi defterlerindeki 20.02.2017 tarihine kadar devam eden bu kayıtlar karşısında, bu ödemelerin fatura bedeline mahsuben yapılmadığı yönündeki iddiası yerinde değildir. Faturaları ve karşılığındaki ödemeleri benimseyerek kendi ticari defterlerine kaydeden davacının, faturaların bilgisi dışında düzenlendiğini iddia etmesi, hayatın olağan akışına aykırıdır. Dolayısıyla fatura konusu malların bedeli davalı tarafından davacıya ödenmiş olup, bu husus davacının kendi ticari defter kayıtlarıyla kanıtlanmıştır. Bu nedenle mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 54,40- TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30-TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.’nın 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 07/10/2022