Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/1484 E. 2021/781 K. 25.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1484
KARAR NO: 2021/781
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/09/2020
NUMARASI: 2020/172 Esas 2020/382 Karar
DAVA: Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/05/2021
Davanın reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, davacının davalı şirketin %44 ortağı ve aynı zamanda yönetim kurulu üyesi olduğunu,davalı şirketin yönetim kurulu başkanlığının hileli bir şekilde … tarafından ele geçirildiğini,davalı şirketin ana sözleşme değişikliği usulsüz işlemlerle gerçekleştirildiği,davalı şirketin 2020/02 karar nolu 2017/2018 olağan genel kurul gündemli, yönetim kurulu toplantısında davacının davet edilmeyerek kararlar alındığını, yönetim kurulu kararının var olması için yönetim kurulunun yasanın aradığı şekilde toplanması ve karar alması gerektiğini,yönetim kurulu üyelerinin biri veya birkaçı toplantıya çağrılmadan yönetim kurulu yapılıp karar alınmışsa,alınan kararların yasal olarak yok hükmünde olduğunu,davalı şirketin gerçekte hangi tarihte yapıldığı dahi belli olmayan ve 2020/02 karar nolu 13.02.2019 tarihli 2017/2018 yılı olağan genel kurul toplantısı gündemli yönetim kurulu kararının yoklukla malul olduğunun tespiti ve iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili,davacının şirketteki imza yetkisini sürekli kötüye kullandığını,noter vasıtası ile şirketin temsili konusunda sorumluluklarını yerine getirmesi hususunun ihtar edildiğini, ihtara rağmen davacının imza vermeye yanaşmaması üzerine şirketin daha fazla zarar görmemesi,personelin ise daha fazla mağdur olmaması için …’in kendi hesaplarından tüm ödemeleri gerçekleştirdiği, davacının imza yetkisini kötüye kullanması şirketin zararına sebep olması nedeni ile diğer ortak tarafından şirket ana sözleşmesinde temsile ilişkin düzenlemenin değiştirilmesi amaçlanarak genel kurulun toplantıya çağrılmasına yönelik yönetim kurulu kararı almaya çalışıldığını, ancak oy birliği şartı olması ve davacının imza vermemesi sebebi ile karar alınamadığını yönetim kurulu toplantılarının hiç birine bilinçli olarak katılmadığını ve işbu davaya konu yönetim kurulu toplantısına da katılmadığını,yönetim kurulunda alınan tek kararın genel kurul toplantısına çağrı olduğunu, davacının da genel kurul toplantısına katıldığı hususu gönönünde bulundurulduğunda davacının huzurdaki davayı açmakta hukuki menfaati bulunmadığından reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece davalı şirketin yönetim kurulu davacı dahil 3 kişi olup, TTK 330/1 maddesi gereğince toplantı nisabının 2 kişi olması, yönetim kurulu toplantı nisabının bulunduğu, yönetim kurulunda davacı tarafın herhangi bir hakkının ihlaline ilişkin karar alınmadığı, alınan karar uyarınca davacının genel kurul toplantısına katılmış olması nedeni ile Yönetim Kurulu toplantısının yokluk ve butlanla malul olmadığından davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:Davacı vekili istinaf dilekçesinde, davacının 2020/02 karar nolu yönetim kuruluna davet edilmediğini, yoklukla malul kararın 18.02.2020 tarihinde tebliğ edilip 20.02.2020 tarihinde ticaret sicil gazetesinde yayınlandığını, 13.02.2020 tarihli genel kurul gündemli yönetim kurulu kararının kanuna esas sözleşme hükümlerine ve dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:Dava, davalı Anonim Şirketin 13.02.2019 tarihli genel kurul toplantısı gündemli yönetim kurulu kararının iptaline ilişkindir. Anonim şirketler ile ilgili olarak yönetim kurulu toplantıları hakkında TTK 390 maddesinde, batıl kararlar 391 maddesinde düzenlenmiştir. TTK’da yönetim kurulu kararlarının yoklukla maluliyeti hakkında bir düzenleme yoktur ancak toplantı ve karar yeter sayısı sağlanmaksızın alınan kararlar, tutanak altına alınmamış kararlar ve kararların imzalanmamış olması halinde ve kararların eşitlik ilkesine aykırı olması, Anonim Şirketin temel yapısına aykırı olması, pay sahiplerinin vazgeçilmez nitelikteki haklarını ihlal eden veya bunların kullanılmalarını kısıtlayan yada güçleştiren kararlar, organların devredilemez yetkilerine giren ve bu yetkilerin devrine ilişkin kararlarda TTK 391 maddesi gereğince yönetim kurulu kararının batıl olduğunun tespitinin talep edilebileceği (11.HD 2019/5126-2020/2588) yerleşik Yargıtay uygulamaları ile benimsenmiştir. Davalı şirketin kuruluşunda ; anasözleşmesinin 11.maddesinde şirket yönetim kurulu üyelerinin en az üç kişiden oluşacağı, temsilin de sözleşmenin 16.maddesinde toplantı yeter sayısının yarıdan 1 fazlası olarak belirlendiği ,ancak 15.4.2019 tarihli genel kurulda ; anasözleşmenin değiştirilerek yönetim kurulu toplantılarına ilişkin olarak TTK nun 390.madde hükümlerinin uygulanacağı hükmü getirilmiştir.Anasözleşme değişikliğine ilişkin genel kurul toplantısı aleyhine İstanbul 19.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/318 esas sayılı dosyasında dava açılmış ise de ; genel kurul kararları iptal edilinceye kadar geçerliliklerini koruyacağından üç kişilik yönetim kurulunun 2 kişi ile toplanıp karar alabileceğinin kabulü gerekir. Yönetim Kurulu anasözleşmedeki nisaba uygun olarak toplanıp karar alınmış bulunduğu , şeklen geçerli bulunan yönetim kurulu kararının içerik itibariyle çağrıya ilişkin olup, kanunda gösterilen butlan sebebleri bulunmadığından istinaf nedenleri yerinde görülmeyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 59,30-TL harçtan davacı tarafından yatırılan peşin harcın mahsubuna ,bakiye 4.90-TL harcın davacıdan tahsiliyle hazineye gelir kaydına, İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi.25/05/2021