Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/1477 E. 2021/1167 K. 14.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1477
KARAR NO : 2021/1167
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 12. ASLİYE TİCARET MAH.
TARİHİ: 06/05/2020 (Ara Karar)
NUMARASI : 2020/343 Esas
TALEP: İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 14/07/2021
İlk derece mahkemesince verilen ihtiyati tedbir talebinin kabulüne dair 06/05/2020 tarihli ara kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
TALEP: İhtiyati tedbir talep edenler vekili; davalılardan …’ın murisi müteveffa … davacı …’ın kardeşi olup, …’ın yaşadığı ekonomik sıkıntılar nedeniyle %60 hissesine sahip bulunduğu … AŞ’nin davalı … AŞ nezdinde sahibi bulunduğu hisselerden 9780 adedinin … üzerinde gösterilmesini kabul ettiğini, 25.07.994 tarihli inançlı devir sözleşmesiyle bu payların … devredilerek şirket pay defterine işlendiğini, ortada gerçek bir devir iradesi bulunmadığından devir bedeli ödenmediğini, sonradan …’ın hisselerin iadesini talep etmesine rağmen … iadeye yanaşmadığını, bunun üzerine hisselerin tescili istemiyle açılan davada Kadıköy 3. ATM’nin 2016/21 esas sayılı dosyasında davanın reddine karar verildiğini, en son Yargıtay HGK tarafından verilen bozma kararı sonrasında mahkemece davanın … bakımından kısmen kabulüne karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, davalı şirket tarafından pay sahibi olan davacılar çağrılmaksızın 12.04.2019 tarihli çağrısız genel kurul toplantısı yapıldığını, anılan toplantıda alınan kararların yok hükmünde olduğunu, davacıların 29.04.2019 tarihli ihtarnamesi üzerine davacılara ait hisselerin … AŞ pay defterine işlendiğini, davalı şirketin 10.07.2019 tarihli olağanüstü genel kurulunda davacılar adına tescil edilmesi gereken 234.150 adet bedelsiz payın … üzerinde bırakılarak … lehine intifa hakkı tesis edildiğini, 05.08.2019 tarihli genel kurulda ise şirket sermayesinin artırılmasına karar verildiğini, davacıların pay sahibi olmasına rağmen ortaklıktan doğan haklarının kullandırılmadığını, davacılara ait paylar nedeniyle ortaya çıkan bedelsiz payların da davacılara ait olduğunu, davalı …’ın müvekkillerine ait rüçhan hakkını haksız olarak kullandığını, esas sözleşmede bulunan ön alım hakkının davacılara kullandırılmamak amacıyla davacılar davet edilmeden gerçekleştirilen çağrısız genel kurulda alına karar ile ortadan kaldırılmasının yok hükmünde olduğunu belirterek, … AŞ’nin … adına kayıtlı gözüken 57.331.250 adet hisse üzerine her türlü tasarrufu önleyici mahiyette ihtiyati tedbir kararı verilmesini, mümkün değilse hisselerin nizalı olduğunu bildirici mahiyette ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece 14/02/2020 tarihli ara kararı ile; davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebine konu, davalılardan … adına kayıtlı olan 57.331.250 adet payın, davacının dava dilekçesindeki taleplerinden ön alım hakkı isteminin konusunu oluşturduğundan uyuşmazlık konusunu oluşturduğu kanaatiyle, ileride telafisi imkansız zararların doğmasını engellemek adına davalı …’un …San. A.Ş.’de adına kayıtlı 57.331.250 adet hissesi üzerine üçüncü kişilere devir ve temlikinin önlenmesi yönünde takdiren dava değerinin %15’i oranında nakdi ya da kesin ve süresiz banka teminat mektubu şeklinde teminat sunulduğunda ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmiştir.
İTİRAZ: İhtiyati tedbire itiraz eden eden davalı … A.Ş vekili; eksik harç tamamlanmadan dosya kapsamındaki taleplerin değerlendirilmesi veya ihtiyati tedbir kararı verilmesinin mümkün olmadığını, davacıların 234.150 adet hisseyi aşan talepleri yönünden yaklaşık ispat koşulunu yerine getiremediklerini, tedbir kararında davacıların ön alım hakkına dayandıkları ifade edilmişse de, davacıların bu iddialarını da yaklaşık olarak ispat edemediklerini, tedbir kararının verilmesine tarafların karşılıklı menfaatlerinin gözetilmediğini, tedbir kararına konu edilen hisse tutarının hatalı olduğunu, teminatın eksik hesaplandığını belirterek, ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiştir. İhtiyati tedbir kararına itiraz eden davalı … vekili; eksik harç tamamlatılmadan yargılamaya devam edilemeyeceği gibi ihtiyati tedbir kararı da verilemeyeceğini, somut olayda ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşmediğini, davacıların korunmaya değer bir hakkının varlığından söz edilemeyeceğini, davacıların yaklaşık ispat koşulunu yerine getiremediklerini, davacılar tarafından tedbire konu hisse adedinin yanlış hesaplandığını, mahkemece hükmedilen teminatın muhtemel zararları karşılamaktan uzak olduğunu belirterek, ihtiyati tedbirin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İhtiyati tedbire itiraz eden davalı … vekili; mahkeme kararının daha önce aynı konuda verilmiş olan İstanbul BAM 12 HD’nin 2019/1680 esas sayılı dosyasında verilen kararı aşar nitelikte olup bu karara aykırı olduğunu, daha önce verilmiş tedbir kararı nedeniyle ihtiyati tedbir başvurusunun HMK’nın 396/1 maddesine aykırı olduğunu, davacıların önalım haklarının ihlal edildiği iddiasının yaklaşık olarak ispatlanamadığını, davacıların müvekkilinin haksız fiiline dayanmaları nedeniyle sadece tazminata hükmedilebileceğini, bu nedenle hisseler üzerine tedbir konulamayacağını, davacıların ihtiyati tedbir istemekte hukuki yararının bulunmadığını, kararda tarafların karşılıklı menfaatinin gözetilmediğini, takdir edilen teminatın müvekkilinin muhtemel zararlarını karşılamaktan uzak olduğunu belirterek, ihtiyati tedbirin kaldırılmasına, aksi halde teminat miktarının yükseltilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
EK KARAR: Mahkemece 06.05.2020 tarihli ara karar ile; davalılar …AŞ ile … vekilinin ihtiyati tedbir kararına yönelik itirazlarının kısmen kabulüne, davacı tarafça dava dilekçesinde ihtiyati tedbir talebine ilişkin açıklamalar arasında üzerine tedbir konulmasını talep ettikleri 57.331.250 adet hissenin nasıl hesaplandığına dair tabloda yer alan rakamlar dikkate alınarak hesaplama yapıldığında, taleplerine konu hisse adedinin 57.151.250 adet olduğu, ayrıca davalı … tarafından 10.07.2019 tarihinde diğer davalı …’a devredilen hisse adedinin 57.151.250 olduğu da dikkate alındığında, ihtiyati tedbire konu hisse adedinde hesap hatası yapıldığı kanaatiyle itirazların bu yönüyle kabulüne ve mahkemenin 14/02/2020 tarihli ihtiyati tedbir kararının “davalı …’un … A.Ş’de adına kayıtlı 57.151.250 adet hissesi üzerine üçüncü kişilere devir ve temlikinin önlenmesi yönünde takdiren dava değerinin %15’i oranında nakdi ya da kesin ve süresiz banka teminat mektubu şeklinde teminat sunulduğunda ihtiyati tedbir konulmasına” şeklinde değiştirilmesine karar verilmiştir.Mahkemece 14.10.2020 tarihli ara karar ile; mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olduğu, ancak davacı tarafça dava dilekçesinde ihtiyati tedbir talebine ilişkin açıklamalar arasında üzerine tedbir konulmasını talep ettikleri 57.331.250 adet hissenin nasıl hesaplandığına dair tabloda yer alan rakamlar dikkate alınarak hesaplama yapıldığında, taleplerine konu hisse adedinin 57.151.250 adet olduğu, ayrıca davalı … tarafından 10.07.2019 tarihinde diğer davalı …’a devredilen hisse adedinin 57.151.250 olduğu da dikkate alındığında ihtiyati tedbire konu hisse adedinde hesap hatası yapıldığı kanaatiyle itirazların bu yönüyle kabulüne ve 14/02/2020 tarihli ihtiyati tedbir kararının değiştirilmesine karar verildiği, söz konusu gerekçelerde dosyanın geldiği aşama itibariyle herhangi bir değişiklik bulunmadığı gerekçesiyle, davalı … vekilinin 14/02/2020 tarihli ihtiyati tedbir kararına yönelik itirazının reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:1)İstinaf yoluna başvuran davalı … vekili; mahkemece itirazları üzerine duruşma açılmaksızın karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, eksik harç tamamlatılmaksızın yargılamaya devam olunamayacağı gibi tedbir kararının da verilemeyeceğini, somut olayda hakkında ihtiyati tedbir kararı verilen hisselere ilişkin dahi harç yatırılmamış olup, İlk Derece Mahkemesi’nin kararının bu açıdan da hukuka aykırı olduğunu, bu aşamada İlk Derece Mahkemesi’nce öncelikle davacıların tüm taleplerinin tek tek dikkate alınması ve harca esas değerin tespit edilmesi gerektiğini, Harçlar Kanunu’nun 30. maddesi gereğince davacı tarafça harcın eksik ödenmesi halinde bu eksiklik tamamlanıncaya kadar yargılamaya devam olunmasının mümkün olmadığını, herşeyden evvel somut olayda davacıların korunmaya değer bir hakkının varlığından bahsedilmesinin imkansız olduğunu, tedbir taleplerinin kabulü için davacıların iddialarını yaklaşık olarak ispatlaması gerektiğini, somut olayda bu şartın da gerçekleşmediğini, davacıların haklılığını kısmen de olsa ortaya koyan yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediğini gösterdiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte, doğması muhtemel zararları karşılamaktan uzak teminat miktarının da kabulünün imkansız olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi’nin ara kararının ve ihtiyati tedbirin kaldırılmasına, bu taleplerinin kabul görmemesi halinde eksik alınan teminatın tamamlatılmasına karar verilmesini talep etmiştir. 2)İstinaf yoluna başvuran davalı … Anonim Şirketi vekili; mahkemece ihtiyati tedbire itirazın duruşma açılmaksızın karara bağlanmasının hukuka aykırı olduğunu, 492 Sayılı Harçlar Kanunu’nun 27. maddesi gereği dava harcının tam ve eksiksiz yatırılması gerekmekte olup, bu hususun kamu düzeninden olduğu ve İlk Derece Mahkemesi’nce resen nazara alınması gerekmesine karşın, bu yöndeki itirazlarının dikkate alınmadığını, somut davada dava harcının eksik yatırılmış olup, eksik harç tamamlanmadan dosya kapsamındaki taleplerin değerlendirilmesi veya ihtiyati tedbir kararı verilmesinin mümkün olmadığını, uyuşmazlığın esası yönünden bu davanın ikame edilmesi öncesinde davacılarca benzer iddia ve taleplerle ihtiyati tedbir talebinde bulunulduğunu, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin 12. Hukuk Dairesi’nin kararıyla bu tedbir talebinin kısmen kabulüne ve …’ın müvekkili şirket nezdinde kayıtlı 234.150 adet hissesiyle sınırlı olarak ihtiyati tedbir tesis edilmesine karar verildiğini, hal böyleyken davaya konu iddia ve talepleriyle ilgili olarak davacıların yaklaşık ispat şartlarını taşımayan istemlerine yönelik tedbir talebinin reddi gerektiğini, tedbir kararında davacıların ön alım hakkına dayandığı ve bunun uyuşmazlık konusun oluşturduğu ifade edilmişse de davacıların bu iddialarını dilekçe ve ekleri ile yaklaşık olarak dahi ispat edemediğini, tedbir kararının verilmesinde tarafların karşılıklı menfaatlerinin gözetilmediğini, ihtiyati tedbir kararı verilmesi için öngörülen teminat eksik hesaplanmış olup teminatın tedbir kararından doğması muhtemel zararları karşılamaktan son derece uzak olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi’nin kararının kaldırılmasına ve tedbir talebinin reddine, aksi halde teminat miktarının yükseltilmesine karar verilmesini talep etmiştir. 3)Davalı …. Ltd Şirketi vekili; İlk Derece Mahkemesi’nin ihtiyati tedbir kararına karşı olan itirazlarının, bu itirazların incelenebilmesine yönelik ayrı bir murafaa açılmaksızın ve özellikle daha önceden alelade bir duruşma günü olarak belirlediği 06/05/2020 tarihli duruşmanın aynı zamanda bir tedbir murafaası olacağını taraflara bildirmeksizin tarafların yokluğunda ele alıp bu konuda karar verildiğini, daha önceden aynı konu hakkında verilmiş olan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin 12. Hukuk Dairesi’nin kararını aşar nitelikte olup bu karara aykırılık teşkil ettiğini, bu durumun birbiriyle çelişen mahkeme kararları doğmasına sebebiyet verdiğini, tedbir kararının davacıların önalım haklarının ihlal edildiği iddialarına dayandırılmışsa da davacıların bu iddialarını yaklaşık olarak ispat edemediğini, tedbir kararının, davacıların önalım hakkına dayanmaları sebebiyle tesis edildiğini, davacıların bu talepleri çerçevesinde müvekkilinin haksız fiil sorumluluğuna dayandığını, haksız fiil sonucu sadece tazminata hükmedilebileceğini, hukuki bir işlemin iptal edilemeyeceğini, davacıların talebinin, üzerine tedbir konulan hisselerin aynına ilişkin olamayacağını, bu nedenle davacılarca başvurulması gereken geçici hukuki koruma aracının ihtiyati tedbir değil ihtiyati haciz olduğunu, tedbir kararına gerekçe olarak telafisi mümkün olmayan zararların doğmasının engellenmesi gösterilmişse de tedbir kararıyla bu amaca ulaşılmasının mümkün olmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Talep, mahkeme kararıyla davacılara iadesine karar verilen anonim şirket hisseleri nedeniyle, dava tarihinden sonra bedelsiz sermaye artırımı sonucu elde edilen hisseler ile kök paya bağlı rüçhan hakkından kaynaklanan hisseler bulunduğu ,önalım hakkının kullanıldığı beyan edilerek adlarına kayıt edilmesi gereken hisseler bulunduğu iddiasıyla açılan davada, şirket hisseleri üzerine ihtiyati tedbir konulması istemine ilişkindir.HMK’nın 389. maddesi, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” şeklindedir.Aynı yasanın 390/3 maddesi ise, ”Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir.Somut olayda ihtiyati tedbir isteyen davacılar tarafından; kesinleşen mahkeme kararı ile karşı taraf …’ın … hissesinin kendilerine ait olduğunun tespiti ile iadesine karar verildiği, ancak ihtarnameye rağmen bedelsiz sermaye artırımlarından doğan hisselerin kendi adlarına şirket pay defterine kayıt ve tescil edilmediği, ayrıca kendilerine kök paydan kaynaklanan yeni pay alma haklarının 25.07.1994 tarihinden itibaren kullandırılmadığı ileri sürülmüştür.Öncelikle paydan kaynaklanan yeni pay alma hakkının İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/620 esas sayılı dosyasında tartışma konusu yapıldığı ve reddedildiği ileri sürülmektedir. Söz konusu dosyada verilen Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 2012/9393 E., 2013/716 K. sayılı kararı içeriğinden, son bozma kararı öncesi ilk derece mahkemesinin “inançlı işlem yapıldığı ve dolayısıyla …’nin iyiniyetli olmadığı, bu durumda kök paya esas olarak kullanılan rüçhan hakkına bağlı yeni payların da iade edilmesi gerektiği” yönündeki kararının, “inançlı işleme ilişkin delil olmadığı,….davacıların ancak devir sözleşmesinde açıklanan hisseler(9780 adet) hisseler ile dava tarihine kadar bu hisseler nedeniyle bedelsiz sermaye artırımı sonucu elde edilebilecek hisseleri talep edebileceği” gerekçesiyle bozulduğu görülmüştür.Öte yandan önceki dava tarihinden ihtarname tarihine kadar bedelsiz sermaye artırımı sonucu elde edilebilecek hisselere tekabül eden hisse talebinin haklılığı yönünden ise, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin anılan bozma ilamında bu talep yönünden her davanın koşulunun açıldığı tarihe göre değerlendirilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Eldeki davada ;dava tarihinden sonra yapılan iki kez bedelsiz sermaye artırımı yapıldığı ve bu hisselerin 234.150 adet olduğu belirtilerek davacılar adına tescili talep edilmiştir. 234.150 adet hisseler bakımından Dairemizin 2019/1680 esas 2020/59 karar sayılı karar ile ihtiyati tedbir kararı verildiği anlaşılmıştır. Bu kapsamda somut olayda; daha önce kesinleşen karar ile 2005 yılı dava tarihinde 16.440 hissenin davacılara ait olduğunun tespitine karar verilmiş, kesinleşen karar gereği dava tarihine kadar davacıların kök paylarına ilaveten bedelsiz sermaye arttırımları nedeniyle pay sahibi oldukları bu payların adlarına tescili istemli başvuruları üzerine, pay tescil edilmiş bulunduğundan, dava tarihinden sonraki bedelsiz paylar üzerinde sermaye arttırımlardan dolayı davacının 234.150 hissesinin davalı … üzerinde bırakılarak bu payların 2019 yılında davalı …’a devredildiği, 2020 yılında bedelsiz sermaye payı nedeniyle davacıya ait bulunan 234.150 payın kayıt ve tescili için dava açıldığı anlaşılmaktadır. Davalının diğer talebi ise kök paylara bağlı olarak kullanılan rüçhan hakkı ve önalım hakkı nedeniyle hak sahibi oldukları hisselerin de üzerine tedbir konulması istemine ilişkindir. Hisselerin davalı …’a satışı aşamasında alınan genel kurul kararı ile şirket ana sözleşmesinin önalım hakkına ilişkin 6. maddesinin değiştirildiği ve genel kurul kararının iptali davasının devam ettiği anlaşılmaktadır. Bu mahkemece yapılacak inceleme neticesinde ana sözleşme değişikliğinin iptal edilip edilmeyeceği belirlenecektir. Dolayısıyla dava konusu edilen hisselere ilişkin hukuki durum bu kadar belirsiz iken “yaklaşık ispatın” sağlandığını kabul etmek mümkün değildir. Kök davada; dava tarihine kadar olan bedelsiz sermaye artırımları neticesi oluşan hisselerin iadesine karar verilmiş davacılar adına tescil edilmiş ,2005 dava tarihinden sonra yapılan bedelsiz sermaye artırımları neticesi 234.150 hisseye tedbir konulmuş, bedelli sermaye artırımlarından dolayı rüçhan hakkı bulunup bulunmadığı, davalı …’a satış tarihinde önalım hakkını kullanıp kullanamayacaklarına ilişkin bir belirleme yapılamadığı halde yaklaşık ispatın sağlandığı kabul edilmesi dosya kapsamına uygun olmamıştır.Açıklanan nedenlerle; davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbire itirazın reddine ilişkin 06.05.2020 ve 14.10.2020 tarihli ara kararlarının kaldırılarak davalılar vekillerinin ihtiyati tedbir kararına yönelik itirazlarının kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen 14.02.2020 ve 06.05.2020 tarihli ihtiyati tedbir kararlarının kaldırılmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalılar vekillerinin istinaf başvurularının KABULÜNE, İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/343 Esas sayılı, 06/05/2020 ve 14/10/2020 tarihli ara kararlarının HMK.’nun 353(1)b-2 maddesi gereği KALDIRILMASINA; “İhtiyati tedbir talebinin kabulüne dair 14/02/2020 tarihli ve 06/05/2020 tarihli ihtiyati tedbir kararlarının KALDIRILMASINA”Davalı …. Şirketi tarafından tarafın yatırılan 54,40- TL peşin istinaf karar harcının istek halinde iadesine,Davalı … tarafından tarafın yatırılan 54,40- TL peşin istinaf karar harcının istek halinde iadesine,Davalı …San. A.Ş. tarafından tarafın yatırılan 54,40- TL peşin istinaf karar harcının istek halinde iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.’nın 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 14/07/2021