Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/1472 E. 2023/521 K. 06.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1472
KARAR NO: 2023/521
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/11/2019
NUMARASI: 2017/747 Esas – 2019/1054 Karar
DAVA: Tazminat (Rücuen Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 06/04/2023
Davanın reddine ilişkin verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; davalı … Alüminyum tarafından üretilmiş olan kompozit panelin bu davalının bayisi olan diğer davalı … firmasından müvekkilince satın alınarak dava dışı …’a satıldığını, panellerin … tarafından Bursa’daki inşaatın dış cephesinde kullanıldığını, panellerin levhalarının birbirinden ayrıldığının … tarafından bildirilmesi üzerine durumun üretici ve bayi olan davalılara bildirildiğini, sonrasında … tarafından keşide edilen 18.05.2015 tarihli ihtarname ile tespit raporunda tespit edilen uğramış oldukları 28.800-TL zararın müvekkilinden talep edildiğini, bu arada Bursa 4. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2015/45 D.İş sayılı tespit dosyasına sunulan bilirkişi raporunun 01.07.2015 tarihinde müvekkiline tebliğ edildiğini, raporda kompozit malzemelerde üretim hatasından kaynaklanan kusur ve hataların olduğu, malzemenin bükme yapılan bütün hatlarında alüminyum levhaların aradaki polietilen malzemeden ayrıldığı ve çatlamaların olduğu, yapıştırıcıların görevini yapmadığının tespit edildiğini, üretimden kaynaklı hata ve kusurlar nedeniyle oluşan durum ve zarardan davalı üretici şirket sorumlu olduğundan Üsküdar … Noterliği’nin 06/07/2015 tarihli ihtarnamesinin her iki davalıya gönderildiğini, … tarafından Bursa 2. ATM’nin 2016/399 esas sayılı dosyasında müvekkili aleyhine açılan davada müvekkilince davanın üretici ve satıcı olan davalılara ihbar edildiğini, üretici … firmasının ihbara cevap verdiğini, mahkemece alınan bilirkişi raporunda kompozit panellerin ayıplı olduğunun tespit edildiğini, mahkemece yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verildiğini, kararın … tarafından Bursa … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında takibe konulduğunu, müvekkilince 08.06.2017 tarihinde dosya borcu toplamı olan 43.481,58-TL’nin icra dairesine ödendiğini, oluşan zarardan üretici ve satıcı olan davalıların sorumlu olduğunu belirterek, 43.481,58-TL’nin ödeme tarihi olan 08/06/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … Alüminyum vekili; davacının yasal süre içerisinde ayıp ihbarında bulunmadığını, davacı tarafın iddiasını ispat edecek bir delil ibraz edemediğini, iddia edildiği gibi müvekkili şirketin yetkilisi tarafından ayıpla ilgili bir inceleme veya görüşme yapılmadığını, dava konusu olayda kompozit panellerin kesme işlemi davacı şirket tarafından gerçekleştirildiğinden, zarara zarara davacının montaj hatasının sebebiyet verdiğini, zararın meydana gelmesinde müvekkilinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, rücu davasında sorumlular hakkında teselsül hükümlerinin uygulanamayacağını, müvekkilinin kusurlu olduğu düşünülse dahi ancak kusuru oranında sorumlu tutulabileceğini, alınan bilirkişi raporu bilimsellikten uzak olup yapılan zarar hesaplamasının fahiş olduğunu, davacının uğradığı zararı ispat etmesi gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı …, davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; dava konusu kompozit panellerde gizli ayıp bulunduğu, Bursa 4. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2015/45 D.İş sayılı dosyasında alınan ayıba ilişkin bilirkişi raporunun 25.06.2015 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, yine dava dışı … tarafından gönderilen Gürsu Noterliği’nin 18.05.2015 tarihli ihtarnamesi üzerine davacı tarafından Üsküdar … Noterliği’nin 06.07.2015 tarihli ihtarnamesinin düzenlendiği, davacının dava konusu gizli ayıbı en erken 18.05.2015 tarihinde, en geç 25.06.2015 tarihinde öğrenmiş olduğu, ayıp ihbarının uygun bir süre içerisinde değil, hemen yapılması gerektiği, ayıp ihbarının süresinde yapıldığını ispat yükünün davacı tarafta olduğu, davacının davalıya süresinde ihbarda bulunduğunu yazılı bir delil ile kanıtlayamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili; davalı … firması tarafından üretilen kompozit panellerde üretim hatasından kaynaklanarı gizli ayıp bulunduğunu, bu hususun Bursa 4. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2015/45 D.İş sayılı tespit dosyasına sunuları 17.04.2015 tarihli bilirkişi raporu, Bursa 2. ATM’nin 2016/399 esas sayılı dosyasına sunulan 05.12.2015 tarihli bilirkişi raporu ve işbu davada alınan 08.10.2018 tarihli bilirkişi kurulu raporu ile sabit olduğunu, Bursa 2. ATM’nin 2016/399 esas sayılı dosyasında alınan tanık beyanlarında, ayıp ortaya çıkar çıkmaz davalılara bildirildiğinin ortaya konulduğunu, kompozit panellerin birbirinden ayrıldığının sözlü olarak müvekkili şirkete iletilmesi üzerine durumun müvekkili tarafından derhal davalılara bildirildiğini, bunun üzerine davalı üretici … Alüminyum firması çalışanı …isimli kişi Bursa’daki inşaata giderek dış cepheye uygulanan ürünleri yerinde incelediğini, bu kişinin panellerde üretim hatası olduğunu Bursa’daki şantiyeden üretici firma yetkilisini arayarak durumu anlattığını, Bursa 2. ATM dosyasında beyanı alınan tanıkların, üretici firma elemanının gelerek malzemeyi yerinde incelediklerini ve malzemede fabrikasyon hatası bulunduğunu belirttiklerini beyan ettiklerini, dolayısıyla ortaya çıkan gizli ayıbın derhal davalı üretici firmaya bildirildiği ve üretici firmanın da Bursa ilindeki şantiyeye gelerek malzemelerin durumunu yerinde gördüğünün sabit olduğunu, üretici firma yetkililerinin malzemenin durumunu yerinde görüp ayıbı kabul ettiklerini, ayıp bildirimi konusunda şekil şartı bulunmadığı göz önüne alındığında, tanık beyanları ile sabit olan bu sürecin yok sayılmasının mümkün olmadığını, davalı … Alüminyum firması vekilince Bursa 2. ATM dosyasına sunulan 16.12.2016 tarihli dilekçede, somut olayda davacının mağduriyetinin giderilmek istenip bu yönde davacıya teklif sunulmuşsa da, davacı tarafın söz konusu değişim teklifini kabul etmediğinin beyan edildiğini, malın alıcısı ile üretici firma arasında yapılan görüşmede mutabakat sağlanamaması üzerine … tarafından delil tespiti yaptırıldığını, ortaya çıkan gizli ayıp üretici firmaya derhal bildirilmiş olup, üretici firma yetkililerinin Bursa ilindeki şantiyede inceleme yaparak ayıpların varlığını kabul ettiklerinin sabit olduğunu, kaldı ki …’ın gönderdiği ihtarnamenin keşide tarihinin müvekkilinin ayıbı öğrenme tarihi olarak kabul edilmesinin hatalı olduğunu belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, tacirler arası satıma konu kompozit panellerin ayıplı olduğu iddiasına dayalı olarak, davacı tarafından kendi alıcısına ödenmiş olan tutarın, üretici ve satıcı olan davalılardan tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davacının süresinde ayıp ihbarında bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. 6102 sayılı TTK’nun 23/1-c maddesi gereğince; malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı 2 gün içerisinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içerisinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa haklarını korumak için durumu satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda 6098 sayılı TBK’nın 223/2. maddesi uygulanır. TBK’nın 223. maddesine göre; alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır. Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir, bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır. Somut olayda; davacı tarafından davalı … firmasının üreticisi bulunduğu kompozit panellerin diğer davalı bayi … firmasından satın alınarak dava dışı …’a satışının yapıldığı, … tarafından kompozit panellerin Bursa’da bulunan inşaat dış cephesine uygulanması sırasında ayıplı olduğu tespit edilerek durumun kendi satıcısı olan davacı … firmasına bildirildiği, davacı tarafından da üretici olan davalı … firmasının durumdan haberdar edildiği, hatta Bursa 2. ATM’nin 2016/399 esas sayılı dosyasında … tarafından açılan davada alınan tanık beyanlarında, üretici firma … firması çalışanının şantiyeye gelerek panelleri yerinde görüp üretimden kaynaklı sorun olduğunu söylediğinin belirtildiği, … tarafından Bursa 4. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2015/45 D.İş sayılı dosyasında delil tespiti talep etmesi üzerine alınan 17.04.2015 tarihli bilirkişi raporunda panellerde üretim hatası olduğunun tespit edildiği, söz konusu bilirkişi raporunun 25.06.2015 tarihinde dosyamız davacısı … … Alüminyum firmasına tebliğ edildiği, ayrıca … tarafından keşide edilen 18.05.2015 tarihli ihtarname ile … Alüminyum firmasına ayıp ihbarında bulunulduğu, … tarafından dosyamız davacısı … Alüminyum aleyhine Bursa 2. ATM’nin 2016/399 esas sayılı dosyasında dava açıldığı, … Alüminyum’un ihbar talebi üzerine dava üretici … firmasına ihbar edilerek ihbar dilekçesinin 18.06.2016 tarihinde tebliğ edildiği, bu dosyaya … firması vekili tarafından sunulan 16.12.2016 tarihli dilekçede, davacının mağduriyetini gidermek için değişim teklif ettiklerinin, ancak davacının bunu kabul etmediğinin ifade edildiği, mahkemece alınan bilirkişi raporunda kompozit malzemelerde üretimden kaynaklı ayıplı olduğunun tespit edildiği, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilerek kararın 17.05.2017 tarihinde kesinleştiği, ilamın … tarafından Bursa … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında takibe konulması üzerine dosya borçlusu … Alüminyum tarafından 08.06.2017 tarihinde ferileriyle birlikte dosya borcu toplamı olan 43.481,58-TL olarak icra dosyasına ödenmiş olduğu, söz konusu tutarın üretici ve kendi satıcısı olan davalılardan tahsili istemiyle işbu davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Satışa konu kompozit panellerin gizli ayıplı olduğu delil tespit raporu, kesinleşen Bursa 2. ATM dosyasında alınan rapor ve işbu davada alınan bilirkişi raporu ile sabittir. Davacının …’a satmış olduğu kompozit panellerin ayıplı olduğuna dair delil tespit raporu 25.06.2015 tarihinde davacıya tebliğ edilmiş olup, ayrıca … tarafından davacıya 18.05.2015 tarihli ayıp ihbarı keşide edilmiştir. Bunun üzerine davacı tarafından davalılara 06.07.2015 tarihli ihtarname ile ayıp ihbarında bulunulmuştur. Ancak Bursa 2. ATM’nin 2016/399 esas sayılı dosyasında … tarafından açılan davada alınan tanıklar beyanlarında, kompozit panellerde sorun çıkması üzerine üretici … firması çalışanının şantiyeye gelerek panelleri yerinde görüp üretimden kaynaklı sorun olduğunu söylediğini ifade etmişlerdir. Üretici … firması vekilince bu dosyaya sunulan 16.12.2016 tarihli dilekçede, davacının (…) mağduriyetini gidermek için değişim teklif ettikleri, ancak davacının bunu kabul etmediği beyan edilmiştir. Bu durum karşısında davacının ayıba ilişkin ihtarnamesinin keşide edildiği tarih öncesinde panellerin Bursa’daki inşaata uygulanma aşamasında üretici … firmasının ayıptan haberdar olduğu, şantiyeye personel göndererek ürünleri yerinde incelettiği sabittir. Bu nedenle davalılara ayıp ihbarının süresinde yapıldığının kabulü gerekirken, süresinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir. TBK’nın 229. maddesinde, satış sözleşmesinden dönen alıcının satıcıdan; ödemiş olduğu satış bedelinin faiziyle birlikte geri verilmesini, satılanın tamamen zaptında olduğu gibi yargılama giderleri ile satılan için yapmış olduğu giderlerin ödenmesini, ayıplı maldan doğan doğrudan zararının giderilmesini talep edebileceği hüküm altına alınmıştır. Bu doğrultuda somut olayda davacı, ayıplı malın bedeli ile birlikte kendi alıcısı …’ın başlattığı icra takibinde ödemek zorunda kaldığı yargılama gideri, faiz ve masrafları da ayıplı malın üreticisi ve satıcısı olan davalılardan talep edebilecektir. Bu tutar ise 43.481,58-TL olup, bu miktar üzerinden davanın kabulü gerekirken reddine karar verilmesi hatalıdır. Açıklanan nedenlerle; davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddi doğru değil ise de, yapılan hata/eksiklik yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın HMK’nın 353/(1)b-2 maddesi uyarınca kaldırılarak “davanın kabulüne” karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/11/2019 Tarih 2017/747 Esas – 2019/1054 Karar sayılı kararının HMK.’nın 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA;”Davanın kabulüne, 43.451,58-TL’nin ödeme tarihi olan 08.06.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,” İlk derece mahkemesine ilişkin olarak ; Alınması gereken 2.968,17-TL karar ve ilam harcından, davacı tarafından yatırılan 725,48-TL nin mahsubu ile bakiye 2.242,69‬‬‬-TL harcın davalılardan müteselsilen alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafça yatırılan 756,88-TL peşin harçların davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, Davacı tarafından sarf edilen 1.000-TL bilirkişi ücreti, 243,5‬0‬-TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 1.243,50-TL yargı giderinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, Davacı vekili için AAÜT uyarınca takdir olunan 9.200-TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, Talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine”Davacı tarafından yatırılan 54,40-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Davacı tarafından sarf edilen 134,5‬0-TL istinaf yargı giderinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi gereğince kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 06/04/2023