Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/1468 E. 2020/1374 K. 24.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1468
KARAR NO: 2020/1374
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/10/2020 (Ara Karar)
NUMARASI: 2020/512Esas
TALEP: İhtiyati Haciz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/12/2020
İlk derece mahkemesince verilen ihtiyati haciz talebinin reddine yönelik 06/10/2020 tarihli ara kararın ihtiyati haciz talep eden davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
TALEP: İhtiyati tedbir talep eden vekili; müvekkili ile davalı arasındaki ticari alışverişi müteakip müvekkiline davalı tarafından ticari satış yapılmış olduğunu, müvekkili tarafından satışa konu malların bedelinin banka yolu ile davalı tarafa ödendiğini, ancak malların müvekkiline teslim edilmediğini, davalının ödemeye ilişkin üzerine düşen edimi yerine getirmediğini, davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile 7.000-TL’lik alacağa ilişkin olarak başlattıklarını, icra takibine davalı tarafça itiraz edildiğini, yapılan itirazın haksız, kötü niyetli ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu, itirazın tek amacının alacağın tahsilini imkansız hale getirmek olduğunu ve alacağın tahsilinin ileride imkansız hale gelme ihtimalinin olduğunu beyanla davalı hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı ihtilafın bulunduğu, bedelinin davalılara ödenen malların davacıya teslim edilmediğinin iddia edildiği, davalı aleyhine başlatılan icra takibine ise itiraz edildiği ve bu haliyle alacağın varlığı taraflar arasında çekişmeli hale geldiği görülmekle alacağın varlığı ve muacceliyeti konusunda tam bir kanaat oluşmadığı ve İ.İ.K.’nın 257. ve devamı maddelerinde düzenlenen ihtiyati haciz şartlarının gerçekleşmediği gerekçesiyle davacı şirketin ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: İstinaf yoluna başvuran davacı vekili; müvekkilinin davalı ile yaptığı ticari mal aşıveris neticesinde doğan 7.000-TL alacağın tahsili için İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatılmış olup, karşı tarafça bu ilamsız icra takibine haksız ve soyut iddialarla itiraz edildiğini ve icra takibinin durmasına sebep olduğunu, takibin konusunun, müvekkili ile davalı borçlu arasındaki ticari alım-satıma müstenit olup karşı tarafın takip tarihi itibariyle müvekkiline 7.000-TL borcu bulunduğunu, bu hususun müvekkili tarafından davalıya gönderilen ödeme dekontu ve whatsap yazışmaları ile de sabit olduğunu, Yargıtay kararlarında da belirtildiği gibi ihtiyati haciz kararının geçici bir koruma tedbiri olup, umulan hakka kavuşmayı zorlaştırması değil kolaylaştırması gerektiğini, fakat İlk Derece Mahkemesi tarafından ihtiyati haciz talebinin reddedilmesinin müvekkilinin alacağının tahsilini imkansızlaştırdığını, davalının üzerine düşen ödemeye ilişkin edimleri yerine getirmediğinin ortada olduğunu, davalının icra takibine yönelik yapmış olduğu itirazın tek amacının icra takibini durdurmak ve itirazın iptali neticesinde müvekkilinin alacağının tahsilinin imkansız hale getirmek olduğunu, hal böyle iken müvekkilinin alacağının tahsilinin ileride imkansız hale gelmesi ihtimali de dikkate alınarak borçlu ile ilgili olarak öncelikle teminatsız olarak, aksi kanaat hasıl ise uygun bir teminat mukabilinde ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Talep, ticari alışverişi müteakip ödeme dekontuna rağmen malların teslim edilmemesi sebebiyle, alacak için ihtiyati haciz kararı verilmesi istemine ilişkindir. İ.İ.K’nın 257/1.maddesine göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı ihtiyati haciz talebinde bulunabilir. İ.İ.K’nın 258/1. maddesinin 2. cümlesine göre: “İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermeye mecburdur.” Bu madde uyarınca İhtiyati haciz talep eden, İ.İ.K’nın 257/1. maddesi kapsamında bir para borcunun alacaklısı olduğunu, borcun rehinle temin edilmediğini ve borcun vadesinin gelmiş olduğunu yaklaşık olarak mahkemeye kanaat getirecek tarzda ispat etmek durumundadır. İ.İ.K’nın 257. maddesi hükmü uyarınca ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için muaccel bir para alacağının bulunması ön koşuldur. Varlığı ihtilaflı ve tespite muhtaç olan bir alacak talebi yönünden ortada muaccel veya müeccel bir bir para alacağı bulunduğu söylenemeyecektir. Somut olayda; davacı tarafından bir adet ödeme dekontu nedeniyle icra takibi başlatılmıştır.Davacı şirket tarafından 23.10.2019 tarihinde davalı adına 7.000-TL nin “… “açıklaması ile gönderildiği sabittir. Bu açıklama nedeniyle ; davacının davalıdan tahsili gereken bir alacağı olduğu anlamına gelmemektedir.Davacı mal bedeli karşılığı ödemenin yapıldığını ,ancak davalının malları teslim etmediğini ileri sürmekte ise de bu iddianın doğruluğu yapılacak yargılama neticesinde belirlenecektir. Taraflar arasında borcun varlığı konusunda yapılmış ve davalı tarafından kabul edilen bir sözleşme veya mutabakat belgesi sunulmadığından muaccel alacağın varlığının tesbiti yargılamayı gerektirir niteliktedir. Dosya kapsamı sunulan delillerin incelenmesinde, vadesi gelmiş bir alacak bulunduğuna dair yaklaşık ispatın mevcut olmadığı kanaatına varılmaktadır. İlk derece mahkemesince, ihtiyati haciz isteyen tarafça sunulan delillerin bulunduğu aşama itibariyle yaklaşık ispat/kanaat verici delil seviyesinde bulunmadığından istemin reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. İstinaf nedenleri yerinde görülmeyen davacı/ihtiyati haciz isteyen vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: İhtiyati haciz talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına,(red) Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda H.M.K’nın 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.24/12/2020