Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/1463 E. 2023/142 K. 27.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1463
KARAR NO: 2023/142
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/10/2020
NUMARASI: 2019/702 Esas – 2020/399 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 27/01/2023
Davanın kabulüne ilişkin verilen kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili şirketin davalı firmadan olan alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhine Büyükçekmece … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasından ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun borcu olmadığını beyan ederek takibe itiraz ettiğini, borçlunun itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu belirterek davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; müvekkili firmanın davacıya borcu bulunmadığını, sözleşmenin davacı tarafından gereği gibi ifa edilmediğini, davalıdan alınan kumaş ile oluşturulan ürünlerin yurt dışına ihracı için aracı firmaya verildiğini, ancak söz konusu ürünlerin kumaş hataları ve ayıplı olması nedeniyle aracı firmaya iade edildiğini ve bedelinin ödenmediğini, aracı firma tarafından müvekkiline reklemasyon faturası kesildiğini, bu hususta davacı firmaya 21/05/2019 tarihinde ihtarname gönderildiğini, davacının edimini gereği gibi yerine getirmeyerek müvekkilinin zarara uğramasına neden olduğunu belirterek davanın reddi ile davacı taraf aleyhine icra takip tutarının %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davalının defter ve kayıtlarına göre 138.673,99-TL borçlu bulunduğu, davalı tarafın ayıplı mallar ile ilgili 15.12.2018 tarihli 24.411,48-TL bedelli faturayı kayıtlarına aldığı, ancak faturanın iadesinin tebliğine ilişkin bir belgenin ibraz edilmediği, davalının kendi yasal defterlerinde davacı alacağının kayıtlı bulunduğu, kendi defterlerindeki kayıtların aksinin iddia edilmesinin dürüstlük kuralına aykırı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, Büyükçekmece … İcra Dairesi’nin … sayılı icra takibinin 138.543,62-TL üzerinden devamına, alacağa avans faizi uygulanmasına, alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; yalnızca tarafların defterleri üzerinde inceleme yapıldığını, ayıplı mallar üzerinde herhangi bir inceleme yapılmadığını, davacının fatura içeriği mal ya da hizmet teslimine yönelik edimini sözleşmeye uygun bir şekilde yerine getirdiğini ispat etmesi gerektiğini, davalıdan alınan kumaş ile oluşturulan ürünlerin yurt dışına ihracı için aracı firmaya verildiğini, ancak söz konusu ürünlerin kumaş hataları ve ayıplı olması nedeniyle aracı firmaya iade edildiğini ve bedelinin ödenmediğini, aracı firma tarafından müvekkiline reklemasyon faturası kesildiğini, bu hususta davacı firmaya 21/05/2019 tarihinde ihtarname gönderildiğini, davacının edimini gereği gibi yerine getirmeyerek müvekkilinin zarara uğramasına neden olduğunu, ürünlerdeki ayıbın gözden geçirilme ile ortaya çıkabilecek nitelikte bir ayıp olmadığını, gizli nitelikte olduğunu, Marmara Üniversitesi Tekstil Mühendisliği Bölümünden alınan görüş raporunda ürünler arasında kumaş kalite farklılıklarının olduğunun tespit edildiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, tacirler arası satış sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı, davalıdan olan 138.543,62-TL cari hesap alacağının tahsili için icra takibine girişmiş olup iş bu davası ile davalının takibe itirazının iptalini talep etmektedir. Davalı ise 15/12/2018 tarihli 24.411,48-TL bedelli fatura konusu kumaşlarla imal edilen ürünlerin kumaş hataları ve ayıpları nedeniyle kendi müşterisi tarafından iade edilmesinden dolayı zarara uğradığını belirterek davanın reddini savunmakta olup cari hesapta yer alan faturalara bir itirazı bulunmamaktadır. 6102 sayılı TTK’nun 23/1-c maddesi gereğince; malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı 2 gün içerisinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içerisinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa haklarını korumak için durumu satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda 6098 sayılı TBK’nın 223/2. maddesi uygulanır. TBK’nın 223. maddesine göre; alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır. Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir, bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır. Bununla birlikte TBK m.225/1 hükmüne göre ise ağır kusurlu olan satıcı, satılandaki ayıbın kendisine süresinde bildirilmemiş olduğunu ileri sürerek sorumluluktan kısmen de olsa kurtulması mümkün değildir. Ağır kusur (iğfal) halinde alıcı, ticari satımdaki ayıp ihbar sürelerine uyulmaksızın, kanundan doğan haklarını kullanabilir. TBK m.225/2 düzenlenmesinde ise satıcılığı meslek edinmiş kişilerin bilmesi gereken ayıplar bakımından da aynı hükmün geçerli olduğu düzenlenmiştir. Ağır kusur kavramı, satılanın ayıplı bir şekilde devrinde satıcının ağır ihmal halini kastetmektedir. Ağır ihmal halinde ise hukuka aykırı sonuç bilinmemekte, istenmemekte; ancak bu sonuç, anlayışlı ve normal dikkatli her insanın aynı durum ve şartlar altında alınmasını gerekli göreceği en ilkel (iptidai) tedbirlerin alınmaması, en basit özenin gösterilememesi yüzünden gerçekleşmektedir. (YAVUZ, Cevdet, Meslekten Satıcının Ayıptan Sorumluluğu, İstanbul Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi 6-2, Güz 2019, s.113). Taraflar arasında 15/12/2018 tarih 24.411,48-TL bedelli fatura kapsamında kumaş alımına ilişkin ticari ilişki bulunmakta olup, ürünlerin teslim edildiği hususu ihtilaf dışıdır. Yine tarafların ticari defterlerinin, davacının davalıdan alacaklı olduğu miktar bakımından uyumlu olduğu tespit edilmiştir. Ancak davalı, davacıdan satın aldığı kumaşların ayıplı olduğunu, bu kumaştan üretilen ürünler nedeniyle zarara uğradığını belirterek davanın reddini savunmaktadır. Ürünlere ilişkin satış faturasının davalının defterlerinde kayıtlı olması ve bu faturaya süresinde itiraz edilmemesi ayıptan kaynaklanan hakların kullanılmasına engel değildir. Davalı tarafından ürünlerin ayıplı olduğu iddiası ilk olarak 21/05/2019 tarihli ihtarnamede ileri sürülmüştür. Ancak ürünler üzerinde inceleme yapılmadığından ürünlerin ayıplı olup olmadığı, ayıplı olması halinde ayıbın açık veya gizli ayıp niteliğinde olup olmadığı, davalının ayıp ihbar sürelerine riayet edip etmediği, satıcının ağır kusurunun bulunup bulunmadığı hususlarında değerlendirme yapılamamaktadır. Bu durumda mahkemece davalıya satılan üzerinde inceleme yaptırılmak suretiyle ürünlerin ayıplı olup olmadığı, ayıbın süresinde ihbar edilip edilmediği, davacının sözleşme aykırı ifa nedeniyle zarara uğrayıp uğramadığı, davalının elinde kalan ürünlerin ekonomik değeri bulunup bulunmadığı, uğradığı zararın miktarı tespit edilerek, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken davalının ayıp iddiası yönünden herhangi bir değerlendirme yapılmadan davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile mahkeme kararının kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/10/2020 Tarih 2019/702 Esas – 2020/399 Karar sayılı hükmün HMK.’nın 353(1)a-6 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE” Davacı tarafından yatırılan 2.366-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile HMK’nun 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi. 27/01/2023