Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/1458 E. 2020/1341 K. 17.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1458
KARAR NO : 2020/1341
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/07/2020
NUMARASI 2017/453 Esas- 2020/351 Karar
DAVA: Ticari Ünvanın Korunması-Terkini
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/12/2020
İlk derece mahkemesince verilen davanın reddine yönelik hükmün davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, müvekkilinin ticaret unvanının 2007 yılında İstanbul Ticaret Odası nezdinde tescilli olduğunu, davalının ise 2015 yılında kurulmuş bir şirket olup 2016 yılında unvan değişikliğine giderek unvanını …Ticaret AŞ olarak tescil ettirdiğini, davalının müvekkili ile aynı alanda iştigal ettiğini, davalının müvekkili ile büyük oranda benzerlik gösteren unvanı kullanmasının iltibasa sebebiyet verdiğini, bu nedenlerle müvekkili firmanın ticaret unvanına yapılan tecavüzün önlenmesi ve firmanın ticaret unvanının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, … ibaresinin bir marka olarak davacı tarafından tescil edilmediğini, bir çok firmanın bu ibareyi ticaret unvanlarında kullandığını iltibas yaratacak benzerlik bulunmadığını, davacı ile müvekkili şirketin iştigal alanlarının farklı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece; dosyada alınan her iki bilirkişi raporunda açıklandığı üzere, ASİS ibaresinin genel ve çok yaygın kullanılan bir ünvan olduğundan her iki şirketin ticari ünvanları birlikte karşılaştırıldığında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede benzer olmadığı gibi davacı ve davalının farklı sektörlerde iştigal ettiği, tarafların ticaret sicilindeki kayıtlarına göre meslek kodları ve nace kodlarının farklı olduğu, farklı alanda faaliyet gösterdikleri, hizmet alıcılarının farklı olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin davalı aleyhine açmış olduğu ticari ünvanın terkini davasının reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; davalı firmanın, müvekkili firma ile ticari ilişki içerisinde olup yetkilileri tarafından … A.Ş ünvanının varlığından haberdar olduğunu, müvekkili firma ile davalı firmanın sahiplerine ait olan bir diğer firma …Limited Şirketi ile ticari ilişkinin eskilere dayandığını, cari ekstre ve faturalardan görüleceği üzere iki firma arasında yoğun bir ticari ilişkinin söz konusu olduğunu, davalı firmanın ünvan değişikliği yaparak müvekkilinin ünvanını kullanmasının iyi niyetli olmadığını , müvekkili firmanın uzun bir süredir TSK’nin savunma sanayiinde hizmet verdiğini, davalı firmanın bu tanınırlıktan faydalanabilmek adına … ünvanını kullandığını, savunma fuarında davalı firmanın, müvekkili firmanın alt firması sanıldığını ve diğer firma yetkililerinin … yetkilileri diye davalı firmanın yetkilileri ile irtibata geçtiğini, bu hususun tanıklar ile ispat edilebileceğini, müvekkili şirketin … grup şirketleri arasında yer alan bir şirket olup, anılan grupta yer alan şirketlerin, konularına göre ticaret ünvanlarında “…” ibaresi de yer almak suretiyle faaliyette bulunduğunu, müvekkili firmanın da bu itibarla somutlaşmış çalışmalarını 3. kişilerin hak ihlalinden korumak ve fikri hak korumasından yararlanmak üzere, marka tescillerinde bulunduğunu,hal böyle iken davalı firmanın, müvekkili ile bağdaşan özgün ve bir anlamı olmayan hizmet ve emtia sınıfı için bir nitelik arzetmediği gibi güçlü marka niteliğindeki “…” baskın unsurlu markası ile aynı olan “…” ibareli ticari ünvanını kullandığı, söz konusu ünvanda her ne kadar farklı ibareler de kullanılsa bile söz konusu unvana ayırt edicilik sağlayan esas unsurun “….” ibaresi oluşturduğunu belirterek davanın reddine ilişkin kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: HMK’nun 355. Maddesi uyarınca istinaf açısından uyuşmazlık konusu, davalının ticaret unvanında yer alan ASİS ibaresinin karışıklığa sebebiyet verip vermediği,böylelikle terkin koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarındadır.6102 sayılı TTK’nun 50.maddesine göre “usulen tescil ve ilan edilmiş olan ticaret unvanını kullanma hakkı sadece sahibine aittir. “Davacı şirketin ticaret unvanı … AŞ olup, ana sözleşmenin tescil tarihi 4.6.2007 dir. Davalının ticaret unvanı ise;Ticaret Odası’na 7.1.2015 tarihinde önce …AŞ olarak kaydedildiği,daha sonra da 04.2.2016 tarihinde … Ticaret AŞ olarak ünvan değişikliği yapılarak tescil edilmiştir. Davacı şirket tarafından davalıya Kadıköy …. Noterliği’nin 04.04.2017 tarih ve … yevmiye numarası ile ihtarname gönderilmiş ve bu ihtarname 10.04.2017 tarihinde davalıya tebliğ edilmiş,elde ki dava ise 17.5.2017 tarihinde açılmıştır.Tarafların faaliyet konularının benzer olduğu ,Nace kodları aynı olmasa da ortak nokta ;(davacı) her nevi bilgisayar ve bilgisayar yan ürünleri ile elektrikli ve elektronik cihazlar ve bunlara bağlı dayanıklı tüketim malları ve yedek parçalarını almak satmak ithalatını ve ihracatını yapmak veya yaptırmak- (davalının)her marka bilgisayar ve bilgisayar donanımlarının ithalatı ve ihracatı ,tüm bilişim sistemleri ,endüstriyel büro otomasyon tüm yazılım ve donanım faaliyetleri ,elektronik ürünler ,ithal ,ihraç,alım satım) dosyada bulunan sicil evrakından anlaşılmaktadır. TTK’nun 45. Maddesine göre, bir ticaret unvanına Türkiye’nin herhangi bir sicil dairesinde daha önce tescil edilmiş bulunan diğer bir unvandan ayırt edilmesi için gerekli olduğu takdirde ek yapılır.TTK’nun 46. Maddesine göre de ekler tacirin kimliği, işletmesinin genişliği ve önemi ve finansal durumu hakkında 3.kişilerde yanlış bir görüşün oluşmasına sebep olacak nitelikte bulunmamalıdır. Somut olayda ; davacı taraf unvanını daha önce tescil ettirmiş olup, davalının ASİS ibaresini kullanmasının nedeni, davacı fşirket ile alakası olmasa ve fiili faaliyet alanları farklı olsa bile ibarenin, davacının unvanı ile benzeştiği ve … ibaresinin aynı olduğu , ayırt edilmesinin kolay olmadığı, bu durumda sonradan tescil edilen davalının unvanında yer alan … ibaresinin kullanılmasının davacının ticaret unvanına tecavüz sayılması gerekmektedir.Bu ayniyetin 3. kişilerde yanlış bir görüşün oluşmasına sebep olacak nitelikte bulunduğu ve bu kullanımın TTK’nun 52 .maddesinde tanımlandığı gibi ticari dürüstlüğe aykırı olduğu anlaşılmakla, tescilli ticaret unvanına yönelik tecavüze ,davalının ticari ünvanının tescili ve dava tarihi gözetildiğinde suskun kalma halinin mevcut olmadığı gözetildiğinde davalının savunmalarının yerinde olmadığı kanaatine varılmaktadır.Her iki şirketin ünvanında bulunan “ASİS” ibaresinin çekirdek unsur olduğu ,davacı şirketin ünvanı daha evvel tescil edildiğinden öncelik hakkının davacıya ait olduğu , korunması gerektiğinden davacı vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülmüş ,davanın reddine ilişkin hükmün kaldırılması ve yeniden yargılama gerektirmeyen bu hata /eksiklik nedeniyle yeniden hüküm verilmesi gerekmiştir.Davacı vekilinin başvurusunun kabulü ile, H.M.K.’nın 353(1)-b-2 maddesi uyarınca hükmün kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/453 Esas-2020/351 Karar sayılı ve 09/07/2020 tarihli hükmünün, HMK.’nun 353(1)b-2 maddesi gereği KALDIRILMASINA; “Davanın kabulüne, davalı … Tic A.Ş’nin ünvanındaki “ASİS” ibaresinin sicilden terkinine”İlk Derece yargılamasına ilişkin olarak;”Alınması gereken 54,40-TL karar ve ilam harcından peşin yatırılan 31,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 23-TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,Davacı tarafından peşin yatırılan harçlar toplamı 67,40-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,Davacı tarafından yapılan 1.100-TL bilirkişi ücreti ve 220,05-TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.320,05‬-TL yargı giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacı vekili için takdir olunan 4.080-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 54,40-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,Davacı tarafından yapılan 92-TL istinaf yargı giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine,HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 17/12/2020