Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/1455 E. 2023/267 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1455
KARAR NO: 2023/267
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/09/2020
NUMARASI: 2020/254 Esas – 2020/491 Karar
DAVA: Menfi Tespit
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 23/02/2023
Davanın reddine ilişkin verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili ile davalı arasında imzalanan 10.04.2013 tarihli protokole göre müvekkilinin, davalıdan 50.000-TL tutarında nakit borç aldığını ve davalı lehine senet verdiğini, davalının iş bu senede dayanarak 02.05.2013 tarihinde Gaziosmanpaşa … İcra Dairesi’nin … E. numarasıyla kambiyo senetlerine özgü icra takibine giriştiğini, takip kesinleştikten hemen sonra ise müvekkili adına kayıtlı İstanbul ili Gaziosmanpaşa ilçesi … Mahallesi … pafta, … ada, … parsel sayılı taşınmaz üzerine haciz koydurduğunu, söz konusu taşınmaz üzerine müvekkilinin borçlu olduğu bir diğer icra dosyası nedeniyle 22.01.2014 tarihinde İstanbul … İcra Dairesi’nin … E. sayılı dosyasıyla … lehine 39.995-TL değerinde ikinci bir haciz konulduğunu, bunun üzerine müvekkilinin, davalıya olan 50.000-TL’lik borcuna mahsuben söz konusu taşınmazın hacizli bir şekilde devrini teklif ettiğini, davalının söz konusu taşınmazı 20.03.2014 tarihinde hacizli olarak devraldığını, gayrimenkulün değerinin hem borcu hem de ikinci haczi karşılamakta ve hatta bakiye bir meblağın kalmakta olduğunu, takipsizlik sebebiyle işlemden kalkan … E. sayılı dosyanın, davalı tarafından 20.04.2015 tarihinde 2015/4052 E. numarasıyla yenilendiğini, davalının icra takibini yenileyip halen alacağı varmış gibi kötüniyetli olarak hukuki yollara başvurduğunu belirterek müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davacının dava dilekçesinde belirttiği gibi protokol karşılığında müvekkilinden 50.000-TL borç aldığını ve bunun üzerine 10.04.2013 ödeme tarihli 50.000-TL değerinde bir bonoyu müvekkiline verdiğini, davacının borcunu ödememesi üzerine senedin takibe konulduğunu, borcun ödenmemesi üzerine davacının beyanlarında geçen taşınmaza müvekkili lehine haciz konulduğunu, davacının bu süreçte müvekkilinden 30.000-TL daha borç aldığını, karşılığında davacıdan 30.06.2013 ödeme tarihli bononun alındığını, davacının bu bonoyu da zamanında ödeyemediğini ve İstanbul … İcra Dairesi’nin … E. dosyası aracılığıyla aval … ve … için kambiyo senetlerine mahsus icra takibi başlatıldığını, davacı tarafın 09.05.2016 tarihinde ödeme yaparak dosyayı kapadığını, davacının 10.04.2013 ödeme tarihli 50.000-TL değerindeki borcunu ödemediği için Gaziosmanpaşa … İcra Dairesi’nde bulunan icra takibini … E. sayılı dosyasıyla yenilediğini, davacının yenileme emrine itiraz etmediğini, davacının bu senede ilişkin borcunu taşınmazı devrederek ödediğini ifade etmekte ise de müvekkiline kambiyo senedini bile protokol ile teslim eden borçlu davacının böyle bir durumu protokole dökmemesinin mümkün olmadığını, davacının taşınmazını ifa yerine edimle müvekkiline devrettiğine dair ispata yarar belge sunamadığını, davacının bahsi geçen taşınmazda eniştesinin koymuş olduğu haczi kendisinin kaldıracağını ifade etmesine rağmen haczi kaldırmadığını, davacı ile eniştesi tarafından düzenlenen muvazaalı senet için müvekkilinin davacıdan satın aldığı bahsi geçen taşınmazının satışa çıkartıldığını, müvekkilinin davacının borcu olan 63.625,77-TL’yi ödemek zorunda kaldığını, müvekkilinin … İcra Dairesi … E. sayılı dosyasında ödemiş olduğu 63.625,77-TL için halefiyet kuralı gereğince ilamsız takip başlatınca davalının bu takibe itiraz ettiğini ve takip durduktan sonra iş bu haksız davayı açtığını belirterek davanın reddine, davacı aleyhine %20 oranında tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, taraflar arasında; 10/04/2013 tarihli protokole dayalı olarak davalının davacıya borç verdiği 50.000-TLnin ödenmemesi üzerine davacı tarafından Gaziosmanpaşa … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyada icra takibi başlatıldığı, ayrıca davacı adına kayıtlı bulunan … ada … parsel sayılı taşınmazın, hacizli olarak davalıya devredildiği hususlarında uyuşmazlık bulunmadığı, takibe dayanak bononun bedelinin peşin alınan gayrimenkul devri ile ödendiğine dair kesin bir delilin bulunmadığı, davacı tarafın bononun gayrimenkul devri ile ödendiği iddiasının davalı tarafından kabul edilmediği gibi bononun gayrimenkul devri ile ödendiğinin ancak yazılı delille ispatlanabileceği, fakat bu iddiaları doğrulayacak şekilde yazılı bir delilin dosyaya sunulmadığı, davalı tarafından yapılmış bir talilden de söz edilemeyeceği, kambiyo senedinin illetten mücerret olduğu, davacının yemin delilini kullanmadığı gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine, İİK 72/4 maddesi uyarınca kötüniyetle hareket eden davacı aleyhine alacağın %20 oranı olan 10.000-TL tazminata hükmedilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilinin taşınmazı hacizli bir şekilde devrettiğini, dava konusu taşınmazın hem kendi borcunu hem de taşınmazdaki haczi karşılamakta olduğunu, bu hususunda kıymet takdiri raporuyla açıkça ispatlandığını, davalının dilekçelerinde tapudaki devri işlemi ile davacının kendisine borçlanmasının farklı bir hukuki ilişkiye dayandığını ileri sürmekte ise de bu nedenleri açıklamaktan imtina ettiğini, davalının iddialarını ispatlayacak bir delil sunmadığını, müvekkilinin kötü niyetli olmadığını, mahkemece her ne kadar müvekkilinin yazılı bir delile dayanmadığı gerçekçe gösterilmiş ise de taraflar arasındaki protokolün iddialarını ispatladığını, borcun nakden değil taşınmazla ödendiği hususunun açık olduğunu, protokolde de borcun ödenmemesi halinde borçlunun adına kayıtlı taşınır ve taşınmaz mallara haciz işlemi yapılacağının açıkça belirtildiğini, davalının taşınmazı hacizli bir şekilde almayı kabul ettiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, kambiyo takibine konu edilen bono nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Taraflar arasında düzenlenen 10/04/2013 tarihli protokole dayalı olarak davalının davacıya borç olarak verdiği 50.000-TL’nin karşılığında aldığı senedin, borcun ödenmemesi üzerine davalı tarafından Gaziosmanpaşa …İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında takibe konulduğu, ayrıca davacı adına kayıtlı bulunan … ada … parsel sayılı taşınmazın, hacizli olarak davalıya devredildiği hususu uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık davalıya devredilen 9 parsel sayılı taşınmazın senet ve takipteki borca karşılık devredilip devredilmediği, borcun taşınmaz devri ile ödenip ödenmediği noktasındadır. Menfi tespit davasında ispat yükü, kural olarak davalı alacaklıya düşer. Çünkü hukukî ilişkinin (borcun) varlığını iddia eden davalı olduğu için, ispat yükü davalı alacaklının üzerindedir (HMK m.190; TMK m.6). Fakat, menfi tespit davasını açan davacı (borçlu), davalının (alacaklı) varlığını iddia ettiği hukukî ilişkinin hiç doğmadığını iddia etmeyip, bilakis bu ilişkinin doğduğunu bildirerek başka bir nedenle hukukî ilişkinin geçersiz olduğunu veya son bulduğunu ileri sürmekte ise bu iddiayı ispat yükü TMK’nın 6. maddesi gereğince davacı borçluya düşer. Bunun gibi, davacı (borçlu), davalının (alacaklının) iddia ettiği alacağın ödeme, ibra ve takas gibi bir nedenle son bulduğunu ileri sürerse, bu iddiayı ispat yükü davacı borçlunun üzerindedir. (Kuru-El Kitabı, s.370 ilâ 372). Eldeki dava da senet ve takipteki borcun taşınmaz devriyle sona erdiği ileri sürüldüğünden bu hususu ispat yükü davacının üzerindedir. Somut olayda; davaya konu edilen bono, 10.04.2013 tarihli protokol uyarınca nakit alınan 50.000-TL bedel karşılığı düzenlenmiş olup, bononun ödenmemesi üzerine davalı tarafından davacı aleyhinde Gaziosmanpaşa … İcra Dairesi’nin … E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatılmıştır. Takipte davacıya ait İstanbul İli Gaziosmanpaşa İlçesi, … Mah. … pafta, … ada, … parsel sayılı taşınmaz üzerine haciz uygulanmış olup, İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasından … lehine 39.995-TL alacak için hacizli olarak 20.03.2014 tarihli … yevmiye nolu satış işlemi ile davalıya satılmıştır. Ancak, davacı tarafın bononun gayrimenkul devri ile ödendiğine dair iddiası davalı tarafından kabul edilmemekte olup, takibe dayanak bononun bedelinin gayrimenkul devri ile ödendiğine dair kesin bir delil bulunmamaktadır. Bunun dışında taşınmazın değerinin dava konusu borç ile …’ın davacıdan olan alacağının toplamını karşılamış olmasının, taşınmaz devrinin davacının davalıya olan borcu karşılığında yapıldığını kabule yeterli değildir. Bu nedenle davacı tarafından ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. İcra ve İflas Kanunu’nun 72/4. maddesi; “…Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde yüzde yirmiden aşağı tayin edilemez…” şeklindedir. Hükümde, menfi tespit davasının alacaklı lehine sonuçlanması halinde alacaklının tazminata hak kazanabilmesi için alacağın tahsilinde ihtiyati tedbir dolayısıyla gecikme oluşması gerekmektedir. Somut olayda mahkemece 02/05/2018 tarihinde İİK 72/3 maddesi gereğince ihtiyati tedbir kararı verilerek icra dosyasına yatırılacak paranın alacaklıya ödenmemesine karar verilmiş, teminat yatırılarak ihtiyati tedbir kararı infaz edilmiştir. Buna göre İİK’nun 72/4 maddesi uyarınca davalı yararına tazminat koşulu gerçekleştiğinden davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle; mahkemece davanın reddine dair verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 179,90-TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 125,50-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, davalı tarafından yapılan 34,00-TL istinaf yargı giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.23/02/2023