Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/1451 E. 2023/512 K. 06.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1451
KARAR NO: 2023/512
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/10/2020
NUMARASI: 2018/207 Esas 2020/683 Karar
DAVA: Haksız Rekabetten Kaynaklan Tespit, Men ve Tazminat Davası
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 06/04/2023
İlk derece mahkemesince verilen kararın davalılar … Tic. A.Ş., … Paz. Tic. Ltd. Şti. ve … vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili şirketin oyun hamuru ürettiğini, davalı …’in kendi iş yerlerinde üretimden sorumlu, ticari sırları bilen, müşterilerle iletişimi gerçekleştiren görevli personel olarak çalışmakta olduğunu, diğer davalı …Ltd. Şti’nin kendilerinden oyun hamuru almakta ve “…” markasını koyarak piyasaya satmakta olduğunu, davalı …’in 18.08.2016 tarihinde kendi şirketlerinden istifa ettiğini, davalı …’in istifasından sonra davalının satış için muhatap olduğu firmalardan sipariş alamadıklarını, davalı …Ltd. Şti.’nin kendilerine sipariş vermeyi kestiğini, İstanbul Ticaret Odasındaki kayıtların incelenmesi sonucunda davalı …’in diğer davalı …A.Ş.’nin kurucu ortağı olduğunu öğrendiklerini, bu şirketin davalı …’in kendi şirketlerinden istifa etmesinden bir gün önce 17.08.2016 tarihinde kurulduğunu, davalı …A.Ş.’nin diğer ortaklarının diğer davalı …Ltd. Şti’nin ortaklarının akrabaları olduğunu, adreslerinin aynı binada bulunduğunu, davalı …A.Ş.’nin eski çalışanları davalı …’i ayartarak kendisine şirket kurduklarını ve eski müşterileri olan …Ltd. Şti. başta olmak üzere diğer davalı … – … Ltd. Şti. de dahil olmak üzere eski müşterilerine ürün satışını engellediklerini, bu durumun tespiti için İstanbul 16. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/143 D. İş sayılı dosyasında delil tespiti yaptırarak bilirkişi raporu hazırlattıklarını, davalı …’in kendi şirketlerinden ayrılması ve ayrı bir şirket kurması sayesinde davalı şirketlerin fason üretim yaptırmaktan kurtulduklarını, davalıların eylemlerinin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 55/I-b,3 maddesine göre haksız rekabet oluşturduğunu belirterek haksız rekabetin tespitine, haksız rekabetin menine, müvekkilinin haksız rekabet nedeniyle uğradığı zararın tazmini için 15.000-TL’nin taraflarına yasal faizi ile ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davalı …’nin davalı … – … .Ltd. Şti.’nin, davalı …’in davalı …A.Ş.’nin ortaklarından sadece biri olduğunu, bu nedenle de bu davalılar yönünden davanın husumet nedeniyle reddi gerektiğini, davalı … ile davalı şirket arasında rekabet etmemeye yönelik bir sözleşme yapılmadığını, bu nedenle de davalı …’in davacının faaliyet gösterdiği alanda şirket ortağı olmasının haksız rekabet oluşturmayacağını, davalı …’in davacı yanında çalışırken davacıya ait ticari sırları bilebilecek bir konumda olmadığını, davacının ürettiği oyun hamurunun özel bir ürün olmadığını, dava konusu oyun hamurunun üretiminin ve pazarlamasının davacı açısından işletme sırrı niteliğinde olmadığını, bir çok firmanın bu alanda alınmış patenti bulunduğunu, bu nedenle oyun hamuru üretiminin davacının tekelinde olmadığını, davalı …’in davacı ile olan iş sözleşmesini feshetmesinin davacının iş hukukuna aykırı eylemleri nedeniyle olduğunu, ücretlerin, mesailerin ve primlerin ödenmemesi nedeniyle sözleşmenin feshedildiğini, dava konusu olayda 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 55’de ki haksız rekabet koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, İstanbul 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2012/116 Esas sayılı davası ile davaya konu oyun hamurunun üretiminin ve pazarlamasının davacı açısından işletme sırrı niteliğinde olduğunun kanıtlandığı, bu ürünün üretiminin davacının tekelinde olduğu, Türk Borçlar Kanunu m. 444’e göre rekabet yasağı sözleşmesi yapılmasa bile bu ürünün sırlarının davacı yanında çalışanlar tarafından başkalarına verilmesi ya da bu sırların öğrenilmesi için davacı yanında çalışanların işten ayrılmaya teşvik edilmelerinin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 55 ve devamı maddelerine göre haksız rekabet oluşturacağı, davalı …’in kurucu ortağı olduğu davalı …A.Ş.’nin kurulması ile birlikte davacı şirketin davalı … – …Ltd. Şti.’ne yaptığı satışlarda 2016 yılından sonra düşme yaşanmaya başlandığı, 2018 yılında hiç satış yapılmadığı, söz konusu düşüşün davalı … – … Ltd. Şti.’nin davalı …A.Ş.’den ürün satın almasından kaynaklanmadığı, bu nedenle davalı … – …Ltd. Şti. yönünden davanın reddi gerektiği, davalı …A.Ş.’nin kurulmasıyla davacı şirketin …Ltd. Şti’ne olan satışlarının …A.Ş.’ye kaydığı, bunun dışında davacının satışlarındaki düşüşlerin başka şirketleri de kapsadığı, davacı şirketin 68.355-TL kâr kaybına uğradığı, davalı …’in davacı şirketten istifa etmeden bir gün önce diğer davalı … A.Ş.’nin kurucu ortağı olarak kuruluşunu sağladığı, eski çalıştığı yer olan davacı şirkette işyerlerinde üretimden sorumlu, ticari sırları bilen, müşterilerle iletişimi gerçekleştiren görevli personel olarak çalıştığı, davaya konu oyun hamurunun İstanbul 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2012/116 Esas sayılı kararından da anlaşıldığı üzere davacı şirket adına patentinin bulunduğu ve davacı şirket yönünden ticari sır niteliğinde olduğu, davalı …’in istifasına gerekçe yaptığı işçilik haklarının kendisine verilmemesi ile ilgili olarak açılmış bir davasının olmadığı ve bu konuda delil sunmadığı, dolayısıyla davacı şirketten ayrılmasına haklı hukuki gerekçe oluşturacak bir nedenin bulunmadığı, davalı …’in kurucusu olduğu diğer davalı …A.Ş.’nin satışlarının davacı şirketin üç ayrı müşterisini kapsadığı ve 2016 yılından 2018 yılına kadar artan oranlarda satış yapmaya başladığı, bu şekilde davalı …’in 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 55/I-d’ye göre davacı şirketin üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı şekilde ifşa ederek dürüstlüğe aykırı davranışta bulunduğu, davalı …A.Ş.’nin diğer davalı …’in davacı şirketle olan iş sözleşmesini sona erdirerek davacı şirket ile yapmış olduğu sözleşmeye aykırı davranışta bulunmaya yönelttiği, davacı şirket adına patenti alınmış ürünün sırlarını paylaşımı konusunda yükümlülüklerine aykırı davranmaya ve yarar sağlamaya çalıştığı, davacı şirketin sözleşme yaptığı diğer şirketlerle olan sözleşmelerini feshetmeye yöneltiği, böylelikle davalıların 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 55/I-b’ye göre sözleşmeyi ihlale veya sona erdirmeye yöneltmek haksız fiilini gerçekleştirdiği, yine davalı şirketler …A.Ş. ile …Ltd. Şti.’nin davacı şirkete karşı davaya konu oyun hamuru alım satımında ticari eylem birliği içinde oldukları ve ortakları arasında akrabalık bağı bulunduğu, bu nedenle …Ltd. Şti.’nin de davacı şirkete karşı 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m.55/I-b’ye göre sözleşmeyi ihlale veya sona erdirmeye yöneltmek haksız fiilini gerçekleştirdiği, 30.12.2019 tarihli bilirkişi raporunda davacının tespit edilen 68.355-TL zararından davalılar …A.Ş, …Ltd. Şti ve … hukuki sorumluluklarının bulunduğu, davalı …’nin ise davalılar …Ltd. Şti. ve … – …Ltd. Şti.’nin uyuşmazlık öncesinden beri ortağı olduğu ve her iki şirketin de başka ortakları bulunduğu, dava konusu uyuşmazlıkta davacı şirket ile gerçek kişi olarak ticari ilişkisinin hiç bir zaman olmadığı, bu nedenle davalı …’nin taraf sıfatı bulunmadığı gerekçesiyle davanın davalılar …A.Ş, …Ltd. Şti ve … yönünden kabulüne, bu davalılar … Tic. A.Ş, … Paz. Tic. Ltd. Şti ve …’in fiilinin haksız olduğunun tespitine, 68.355-TL maddi tazminatın bu davalılardan dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, davalı …Ltd.Şti yönünden davanın reddine, davalı …e yönünden davanın 6100 sayılı HMK madde 114/1-d ve 115’e göre taraf ehliyeti yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalılar vekili istinaf dilekçesinde; müvekkili …n dışındaki tüm davalılar yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, çünkü … dışındaki davalılar ile davacı arasında bir uyuşmazlık bulunmadığını, müvekkili … ile davacı arasında iş hukuku kaynaklı ihtilaf bulunduğunu, oysa diğer davalıların ne iş hukukundan, ne borçlar hukukundan ne de ticaret hukukundan kaynaklanan bir sorumluluğunun bulunmadığını, kararın varsayımlara dayalı olarak verildiğini, müvekkili …’in yaşamına işçi olarak değil işveren olarak devam etmeyi seçtiğini, hiç bir davalının davacının müşterilerini ele geçirmek için hukuka aykırı eylemde bulunduklarına dair bir delil bulunmadığını, davacının oyun hamuru patenti bulunmadığını, davacının da bu yönde bir iddia ileri sürmediğini, delil olarak dayandıkları İstanbul Anadolu 1. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2012/116 Esas sayılı dosyasında davacı tarafından dava dışı … A.Ş.’ye açılan davada davacının üçüncü kişilere ait patentleri gerekçe göstererek … firmasına ait patentin hükümsüzlüğünü talep ettiğini, diğer bir ifade ile oyun hamurunun harcıalem olduğunun davacı tarafından da kabul edildiğini, bu nedenle davacının oyun hamuru patenti olduğuna, bu hususta sır niteliğinde bilgilere sahip olduğuna, davalı …’un bu bilgileri şirket dışına çıkardığına dair gerekçesinin yanlış olduğunu, mahkemece müvekkillerinin davacıya ait gizli bilgilerin kullanıldığından bahsedilmiş ise de bu bilgilerin hangi gizli bilgiler olduğunun gösterilmediğini, kaldı ki oyum hamurlarının teknik incelemeye de tabi tutulmadığını, …’in davacıya ait iş yerinden ayrılmasına ilişkin teşvike dair hiç bir delil bulunmadığını, … ile davacı arasında süre ve miktar belirtilmiş herhangi bir sözleşme bulunmadığını, davalının sadece davacıdan mal alacağına ilişkin aralarında herhangi bir bağlayıcı sözleşme bulunmadığını, bu nedenle haksız rekabete neden olan herhangi bir fiil söz konusu olmadığını, bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, davacı ile … A.Ş.’nin tek ortak müşterisinin davalılar … ve … firmaları olduğunu, … ve … firmalarının müşteri olmadığını, bu firmaların tedarikçi olduğunu, diğer taraftan … firmasının sadece oyun hamuru üretimi ve satışı yaptığını, oysa davalının oyun hamuru dışında kırtasiye ürünleri ile de iştigal ettiğini, bu yönüyle davacının sadece oyun hamuru ile ilgili satışlarının incelenmesi gerektiğini, davacının ticari durumundaki bozulmanın kendi ticari başarısızlığı olduğunu, Konkordato ilan ettiğini, …’ın 2016 yılında kurulduğunu davacının ise 2018 yılında küçülmeye başladığını, …’in işten ayrılması ile davacının ticari durumundaki bozulma arasında bir bağlantı bulunmadığını, davacı şirketin kasıtlı olarak zarar ettirildiğini, ayrıca …’ın … ve … şirketlerine yaptığı satışlar baz alınarak zarar tespiti yapılamayacağını, çünkü …ın bu şirketin ortaklarından kurulduğunu, davalı …’un işten ayrılmasından sonra davacının davalı şirketlere 6.000.000-TL tutarında satış yaptığını, olayda rekabet yasağına aykırılık da söz konusu olmadığını, diğer taraftan …’in ayartıldığına ilişkin delil bulunmadığını, yine davalı …’in üretimden sorumlu ticari sırları ve üretim sırtlarını bilen kilit yönetici olduğu ileri sürülmüş ise de …’in hangi sırlara veya gizli bilgilere vakıf olduğu hususunda açıklama yapılmadığını, mahkemede hazır edilmelerine rağmen tanıkların dinlenmediğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, haksız rekabetin tespiti, men’i ile haksız rekabet nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkiline ait iş yerinde üretimden sorumlu, ticari sırlara vakıf, kilit yönetici pozisyonunda olan davalı …’in 18/08/2016 tarihinde istifası akabinde diğer davalı şirketlerin ortakları ile birlikte davalı …A.Ş. üzerinden ticari faaliyette bulunduğunu, davalı …’in oyun hamuru üretim sürecinin başında bulunduğunu ve ürünlerin geliştirilmesinde müvekkili şirketin tüm kaynaklarını kullandığını, ancak davalı …’in ayartılması ile birlikte zaman içerisinde oluşan tecrübelerin haksız bir şekilde davalıların eline geçtiğini, benzer ürünleri üreten davalı …’in kendi ürettiği ürünleri sattığı şirketlerin davacı firmadan mal almamasına yol açarak zarar verdiğini ileri sürmektedir. Mahkemece, davacının iddiaları sabit görülerek davalılar …A.Ş, …Ltd. Şti ve … yönünden kabulüne, bu davalılar … Tic. A.Ş, … Paz. Tic. Ltd. Şti ve …’in sabit görülen eylemlerinin TTK m.551-b, 55/1-d maddesi kapsamında haksız rekabet teşkil ettiğine karar verilmiştir. TTK’nin 54. maddesinde haksız rekabetin amacı ve genel ilkesi belirtildikten sonra, aynı Kanun’un 55. maddesinde uygulamada sık karşılaşılan ve dürüstlük kurallarına aykırı olan bazı davranış ve fiil örnekleri sayılmıştır. Bu çerçevede bir davranış veya uygulamanın haksız rekabet teşkil edip etmediği belirlenirken öncelikle özel hüküm niteliğindeki 55. maddesinde sayılan hallerden birinin var olup olmadığına bakılması gerekmektedir. Bu maddede sayılan hallerden birisi söz konusu ise haksız rekabetin varlığı kabul edilecek, somut davranış veya uygulama bu maddede sayılan haksız rekabet hallerine tam olarak uymuyorsa veya bu hallerin kapsamına örnekseme yoluyla dolaylı olarak da dahil edilemiyorsa, ancak bu takdirde genel hüküm niteliğindeki TTK’nin 54/2 maddesinin uygulanması mümkün olacaktır. TTK’nın 55/1-b maddesinde düzenlenen sözleşmeyi ihlale veya sona erdirmeye yöneltme başlığı altında haksız rekabet olarak gösterilen fiillerden birisi de “3. İşçileri, vekilleri veya diğer yardımcı kişileri, işverenlerinin veya müvekkillerinin üretim ve iş sırlarını ifşa etmeye veya ele geçirmeye yöneltmek”tir. Bu bent uyarınca haksız rekabetten söz edebilmek için, failin tarafı olmadığı fakat sır saklama yükümlülüğü de öngören bir sözleşme bulunmalıdır. Bunun dışında failin sözleşmenin tarafı olan üçüncü kişinin aralarında sözleşme ilişkisi bulunan çalışanlarını üretim veya iş sırlarını ele geçirmeye yöneltmesi gerekmektedir. Yöneltme fiili, sırları ifşa ettirmek veya ele geçirtmek için yapılmalıdır. Haksız rekabetin gerçekleşmesi için yöneltme sonucunda sırrın ifşası veya ele geçirilmesi zorunlu değildir. TTK m.55/1-d maddesinde ise “gizlice ve izinsiz olarak ele geçirdiği veya başkaca hukuka aykırı bir şekilde öğrendiği bilgileri ve üretenin iş sırlarını değerlendiren veya başkalarına bildiren dürüstlüğe aykırı davranmış olur.” denilmek suretiyle üretim ve iş sırlarının ifşası veya kullanılması haksız rekabet olarak düzenlenmiştir. Her iki düzenlemedeki haksız rekabet fiilin konusunu sırlar oluşturmaktadır. Bir bilginin sır olarak kabul edilebilmesi için, bilginin gizli niteliğinin bulunması, bu bilginin gizli kalmasından sahibinin iradesinin bulunması, hem bilgiden hem de gizli kalmasından sahibinin menfaatinin olması, bilginin gerçek olması gerekmektedir (Bağrıaçık, Safiye Nur, Üretim ve İş Sırlarının Korunması, İstanbul 2017, s.7-11). Şüphesiz bu haksız rekabet hallerinde haksız rekabet davranışı ile ihlal edilen sır niteliğinde bilgilerin ne olduğunun somut bir şekilde tespiti gerekir (Yarg. 11. H.D. 01/06/2015 T. 2015/1898 E. 2015/7377 K.). Mahkemece, davalı tarafça dayanılan İstanbul Anadolu 1. Fikri Sınai Mahkemesi’nin 2012/116 E. Sayılı dava dosyası nedeniyle davacı şirket tarafından üretilen oyun hamurunun patentinin davacı şirkette olduğu kabul edilerek sonuca gidilmiş ise de bahsi geçen Fikri Haklar Mahkemesince patentin hükümsüzlüğüne ilişkin karar, davacı lehine alınmış bir patentin varlığa dayalı olarak değil karşı tarafça (dava dışı … A.Ş.) alınan patentin yenilik içermemesi nedeniyle verilmiştir. Kaldı ki; davacı tarafça patente dayalı bir hak ileri sürülmediği gibi oyun hamurunun hangi ticari sır niteliğinde bilgilerle elde edildiğine ilişkin bir açıklama da yapılmamıştır. Bunun dışında davacı tarafından üretilen oyun hamurunun değişik özellikleri veya yenilik niteliği bulunduğu da iddia edilmemektedir. Bu durumda davalı …’in kurucusu olduğu davalı firmada üretilen oyun hamurunun, davacıya ait üretim ve iş sırları kullanılarak veya davacıya has ve gizli nitelikteki üretim teknikleri kullanılarak üretildiği iddiasını doğrulayan bir delil bulunmamaktadır. Diğer taraftan, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın Çalışma ve Sözleşme Hürriyeti başlıklı 48 ve devamı maddelerinde, herkesin dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetine sahip olduğu, yine özel teşebbüsler kurmanın serbest olduğu belirtilmiştir. Bu yönüyle davalı …’in davacı nezdinde iş akdi ile imalat müdürü olarak çalışmakta iken davalı …AŞ. firmasını kurmuş olması davacı şirketle iş sözleşmesi sona erdikten sonra bu şirket üzerinden ticari faaliyette bulunması AY. m.48’de düzenlenen çalışma ve teşebbüs kurma hakkının doğal bir sonucu olup, bu hususun tek başına haksız rekabet olarak kabul edilemez. Ayrıca taraflar arasındaki sözleşmede TBK m.444’de kapsamında düzenlenen rekabet yasağı hükmü de bulunmamaktadır. Davalı …’in kendisine iş kurmasının ve aynı alanda faaliyet göstermesinin tek başına haksız rekabet olarak kabulü mümkün değildir. (Yarg. 11. HD 23/01/2018 2016/6155 E. 2018/547 K.). Yine davalı …’in diğer davalılar tarafından ayartıldığını sabit kılan bir delil de bulunmamaktadır. Davalı …’in davalı … Ticaret A.Ş. de % 50 pay sahibi olduğu, davalı … Ticaret A.Ş.’nin diğer ortaklarının dava dışı … ve … olduğu, davalı … Ticaret Ltd. Şti.’nin ortaklarından birinin davalı … diğerinin dava dışı … olduğu, davalı … – … Ticaret Ltd. Şti.’nin ortaklarından birinin davalı … diğer ortaklarının dava dışı … ve … olduğu anlaşılmaktadır. Davalı …A.Ş.’nin kurulmasından sonra diğer davalıların aynı zamanda kendi ortaklarının da hissedar olduğu davalı şirketten ürün alımı yapması serbest piyasa koşullarına göre ticari hayatın olağan akışı ile de örtüşmektedir. Müşterilerin salt yönlendirmeyle firma tercihinde bulunmayacağı, sunulan hizmetin kalitesi, fiyat politikası gibi sair ekonomik nedenlerin de tercihte etkili olduğu gerçeği karşısında dürüstlük kuralına aykırı bir davranış veya uygulama söz konusu olmadığından TTK m.54 kapsamında da haksız rekabetten söz edilmesi mümkün değildir. Bu durumda davalıların davranışları haksız rekabet oluşturmadığı halde mahkemece haksız rekabet kabul edilerek karar verilmesi doğru olmamıştır.Açıklanan nedenlerle; mahkemece davanın davalılar …A.Ş, …Ltd. Şti ve … yönünden kabulüne karar verilmesi doğru olmadığından davalılar …A.Ş, …Ltd. Şti ve … vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, kararın kaldırılmasına, davanın davalı … yönünden, davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle, diğer davalılar yönünden ise esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalılar … Tic. A.Ş., … Tic. Ltd. Şti. Ve … vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/10/2020 Tarih 2018/207 Esas – 2020/683 Karar sayılı kararının HMK.’nın 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davalı … yönünden, davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, Diğer davalılar yönünden, davanın REDDİNE,” İlk derece mahkemesine ilişkin olarak; “Alınması gerekli 179,90-TL harcın davacı tarafından peşin yatırılan toplam 1.168,17-‬TL harçtan mahsubu ile fazla olan 988,27‬-TL’nin isteği halinde davacıya iadesine, Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, Davalı … lehine hesaplanan 9.200-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’ye verilmesine, Diğer davalılar lehine hesaplanan 10.936,80-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, Talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine” Davalılar … Tic. A.Ş., … Tic. Ltd. Şti. ve … tarafından yatırılan 1.167,4‬0-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Davacı tarafından yapılan istinaf yargı giderinin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi.06/04/2023