Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/144 E. 2022/1305 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/144
KARAR NO: 2022/1305
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/10/2019
NUMARASI: 2018/1332 Esas – 2019/918 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 29/09/2022
Davanın kabulüne ilişkin verilen kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili tarafından davalı aleyhine Bakırköy … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini, müvekkili ile davalı arasındaki ilişkinin ticari şartlar anlaşması çerçevesinde devam ettiğini, ticari ilişkide karşılıklı edimler üstlenildiğini, müvekkili şirket tarafından sözleşmeye istinaden tüm edimlerin eksiksiz olarak yerine getirmiş olmasına rağmen, davalı tarafından edimlerin ifasından kaçınıldığını, bu nedenle takibe konu faturalardan oluşan cari hesap borcunun doğduğunu, davalının müvekkili şirkete 9.938,21-TL borçlu olduğunu belirterek, davalının itirazının iptali ile davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; takibe karşı yetki itirazında bulunduklarını, müvekkilinin adresi İstanbul Anadolu yakası olduğundan icra dairesinin yetkisiz olduğunu, itirazın iptali davasının görülebilmesi için takibin yetkili icra dairesinde yapılmış olması gerektiğini, bu nedenle davanın reddinin gerektiğini, davanın bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, davacının alacağını doğuran olayın açık olarak ifade edilmediğini, müvekkilinin davacı tarafa borcunun bulunmadığını belirterek, davanın reddi ile davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; taraflar arasında cari hesap şeklinde ticari bir ilişki olduğu, bilirkişi incelemesinde; uyuşmazlığın 31/07/2014 tarihli, 17.110-TL bedelli ve 25/09/2014 tarihli, 17.110-TL bedelli faturalardan kaynaklandığı, bu faturaların dosya içerisinde bulunan şube kurye zimmet listesine göre davalıya imza karşılığı teslim edildiği, davacının 2014 yılı BS formlarında 7 no’lu formda 15.424-TL olarak ve 9 no’lu formda 14.896-TL olarak bildirim yapıldığı, davalının 2014 yılı BA formlarında da 26.821-TL olarak alıma ilişkin bildirimde bulunduğu görülmüş olup, davacının cari hesap nedeniyle davalıdan alacaklı olduğunu ispatladığı, davacının takip ve dava tarihi itibariyle davalıdan 9.938,21-TL faturaya dayalı hesap alacağının bulunduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: İstinaf yoluna başvuran davalı vekili; takibe yönelik yetki itirazında bulunduklarını, dava konusu ilamsız icra takibinde müvekkilinin adresi İstanbul Anadolu yakası olup, yetkili icra dairelerinin İstanbul Anadolu icra daireleri olduğunu, davacının yetki itirazının iptaline ilişkin bir talebi bulunmadığı gibi, yetki itirazlarının mahkemece göz ardı edilerek yetki hususunda bir değerlendirme yapılmadığını, icra dairesinin yetkisine yönelik yetki itirazı bertaraf edilmeden veya yetkili icra müdürlüklerine dosya götürülmeden itirazın iptali davası ikame edildiğinden, ortada geçerli ve yetkili yer icra dairesinde yapılmış icra takibinden bahsedilemeyeceğini, bu nedenle davanın reddinin gerektiğini, her ne kadar ön inceleme duruşmasında yetki itirazlarının reddine karar verilmiş olsa da, davacının yetkili merci tayinine yönelik herhangi bir talebinin bulunmadığını, icra takibinin yahut mahkemenin yetkili olması ihtimalinde bile, taraflarca getirilme ilkesi sebebiyle hakimin re’sen karar verme veya araştırma görevinin bulunmadığını, dolayısıyla davacı tarafın yetki itirazlarına yönelik herhangi bir bertaraf edici talebinin bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, cari hesap alacağının tahsiline yönelik takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan icra takibinde, davalı tarafça borca ve ferilerine itiraz ile birlikte icra dairesinin yetkisine de itiraz edilmiş, mahkemece verilen ara karar ile yetki itirazının reddine karar verilerek, yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir. İtirazın iptali davasının dinlenilme koşullarından birisi de, takibin yetkili icra dairesinde usulüne uygun olarak yapılmış olmasıdır. İİK’nın 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davasında yetkili icra dairesinde takip yapılması özel dava şartı niteliğinde olup, icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiş olması şartıyla, mahkemece bu hususun kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Eldeki davada Bakırköy … İcra Dairesinin …esas sayılı dosyasında başlatılan takibe karşı davalı borçlu tarafından, yerleşim yerinin bulunduğu İstanbul Anadolu icra dairelerinin yetkili olduğundan bahisle icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiştir. Yetkili icra dairesi; İİK’nın 50/1 maddesi yollamasıyla, HMK’nın yetkiye ilişkin hükümlerine göre belirlenir. HMK’nın 6. maddesi gereği, genel yetkili mahkeme ve icra dairesi davalı borçlunun yerleşim yeri mahkeme ve icra dairesidir. Sözleşmeden kaynaklanan davalarda, HMK’nın 10. maddesi gereğince borcun ifa yeri mahkemesi de yetkilidir. 6098 sayılı TBK’nın 89/1 maddesine göre ise, aksine bir anlaşma yoksa para borçları alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilir. Somut olayda dava ve icra takibi, taraflar arasında akdedilmiş ticari şartlar sözleşmesi kapsamındaki ticari ilişkide oluşan cari hesap alacağına dayanmakta olup, TBK’nın 89. maddesi kapsamında para borcu niteliğindedir. Bu durumda somut olayda davacının yerleşim yeri icra daireleri yetkili olup, davacının kendi yerleşim yerinde takip başlatmasında usule aykırılık yoktur. Bu nedenle mahkemece davalının icra dairesinin yetkisine yönelik yetki itirazının reddi ile davanın esası hakkında karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 678,87-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 169,73-TL harcın mahsubu ile bakiye 509,14‬‬‬-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davalı tarafından sarf edilen giderlerin üzerinde bırakılmasına, davacı tarafından yapılan 78‬-TL istinaf yargı giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 29/09/2022