Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/1437 E. 2023/524 K. 06.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1437
KARAR NO: 2023/524
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/10/2020
NUMARASI: 2016/515 Esas – 2020/561 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 06/04/2023
Davanın reddine ilişkin verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili şirket ile davalı arasında 29/01/2013 tarihinde taşıt tanıma sistemi sözleşmesi imzalandığını, davalının sözleşme hükümlerine uymaması üzerine sözleşme gereğince fesih gerçekleşmiş olup, davalı tarafa cezai şart tazminatı sözleşme fesih bedeli faturası düzenlenerek gönderildiğini, davalı tarafın fatura tutarını ödememesi üzerine tahsili amacıyla İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini, davalının yetki itirazının yerinde olmadığını, sözleşmenin 7. maddesinde taraflardan birinin edimlerini yerine getirmemesi halinde diğer tarafa fesih hakkı tanındığını, ayrıca müşterinin (davalı) sözleşmedeki edimlere uymaması ve sözleşmenin zamanından önce feshi halinde müşterinin taşıt başına 200-USD+KDV ödeyeceğinin kararlaştırıldığını, davalının sözleşme yükümlülüklerine uymayarak erken feshi nedeniyle 31.03.2015 tarihli 33.261,84-TL bedelli cezai şart tazminatı faturası düzenlendiğini belirterek, davalının takibe yönelik itirazının iptali ile davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; taraflar arasında imzalanan sözleşmenin davacı şirket tarafından defalarca ihlal edildiğini, sözleşmenin 2.7 maddesi gereği davacının fuel save ürünlerinde %9, power ürünlerinde %10 iskonto yapacağını taahhüt etmesine rağmen bu şarta uymadığını, müvekkilinin ihtarlarına rağmen davacının iskonto oranını %5 olarak uyguladığını, müvekkilinin ikazı üzerine davacının otomatik ödemeyi kasım 2014 tarihinde durdurarak sözleşmeyi feshettiğini, sözleşmenin önce davacı tarafından feshedildiğini, cezai şart talebinden sonra müvekkilinin de fesih hakkını kullandığını belirterek, davanın reddi ile davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; sözleşmeye istinaden davalı tarafından davacıya iskonto uygulanırken, bir süre sonra tek taraflı olarak iskonto oranının düşürüldüğü, davacının da bunun üzerine sözleşme hükümlerine uyulmadığını belirterek sözleşmeyi feshettiği, davacının, iskonto oranının düşürülmesinin sözleşmenin 2.7. maddesi gereğince yapıldığını, bunun da EPDK kararları gereği olduğunu belirttiği, oysa sözleşmenin 2.7. maddesinde, akaryakıt pompa fiyatlarında %20 oranında artış olduğu veya dolar kurunda %25 oranında değişiklik olduğu takdirde tek taraflı olarak iskonto oranının değiştirilebileceğinin düzenlendiği, bu maddede EPDK tarafından alınan bir karardan dolayı değişiklik yapılacağının düzenlenmediği, EPDK tarafından ise fiyat artışı düzenlenmemiş olup, sadece ülke genelinde belli bir süre ile kar marjının sabit tutulduğu, bu husus sözleşmede düzenlenmiş bir husus olmadığı, bu sebeple davacının iskonto oranını değiştirmesi haklı sebebe dayanmamakta olup, davalının sözleşmeyi feshetmesi haklı sebebe dayandığından cezai şart talep edilmesinin yerinde olmadığı, davalının kötü niyet tazminatı talep koşullarının da oluşmadığı gerekçesiyle, davanın ve davalının kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: İstinaf yoluna başvuran davacı vekili; kararlaştırılan iskonto oranı 31.03.2014 tarihine kadar uygulanmış olup, sözleşmenin 2. maddesi kapsamında müvekkilinin karlılık durumunun değişmesi sonucunu doğuran EPDK düzenlemeleri ile petrol fiyatlarında tavan fiyat uygulamasına geçildiğini, bu durum üzerine müvekkilinin iskonto oranını %5 olarak değiştirmek zorunda kalarak durumu yazılı olarak da davalıya bildirdiğini, bu bildirimin 10.04.2014 tarihinde davalıya tebliğ edildiğini, bu bildirimden sonra da yakıt almaya devam eden davalının, daha sonra yakıt alımını durdurarak otomatik ödeme talimatını iptal ettirdiğini, yakıt alımı yapılmayıp, otomatik ödeme talimatını da iptal ettirmek suretiyle sözleşmenin davalı tarafça süresinden önce feshedildiğini, dayanak faturanın da haksız fesih nedeniyle düzenlendiğini, bilirkişi kurulu raporlarıyla da haklılıklarının tespit edildiğini, mahkemece yeterince gerekçelendirilmeden sektörde konusunda uzman bilirkişi kurulu tarafından yapılan tespitlerin aksi yönde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, taraflar arasındaki sözleşmenin davalı tarafça süresinden önce feshi nedeniyle düzenlenen cezai şart faturasına dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Taraflarca imzalanmış olan müşteri taşıt tanıma sistemi sözleşmesinin 2.1.7 maddesinde, davacının, müşteriye fatura edilecek akaryakıt bedelinin KDV hariç toplamının fuel save ürünlerinde %9 ve v. power ürünlerinde %10 tutarında iskonto yapacağı, davacının bu oranı, sözleşme tarihi esas alınarak güncel ortalama pompa satış fiyatının %20 artması veya dolar kurunun %25 üzerinde değişmesi ve orandaki değişimin bir aydan fazla seyretmesi durumunda tek taraflı olarak değiştirme hakkına sahip olduğu, müşteriye verilen iskonto ve diğer ticari şartların kural olarak garanti niteliğinde olduğu, ancak mücbir sebepler veya sair öngörülemeyen olumsuz ekonomik gelişmeler ya da kamusal uygulamalar nedeniyle karlılık oranlarının düşmesi durumunda sözleşmedeki ticari şartların azalan karlılık oranı nispetince davacı tarafça tek taraflı olarak revize edileceği; 7. maddesinde ise, taraflardan birinin sözleşmeyle yüklendiği edimlere uymaması durumunda diğer tarafın sözleşmeyi tek taraflı fesih hakkının bulunduğu, müşterinin edimlere uymaması veya sözleşmeyi zamanından önce feshi durumunda taşıt başına 200-USD+KDV’yi davacıya ödeyeceği hüküm altına alınmıştır. Somut olayda; davacı tarafından sözleşmenin 2.1.7 maddesi hükmü doğrultusunda davalıya akaryakıt türüne göre %9 ve %10 oranında iskonto uygulanmaktayken, davacı tarafından EPDK’nın iki ay süreli tavan fiyatı uygulanmasına ilişkin 20.03.2014 ve 19.02.2015 tarihli kararları gerekçe gösterilerek iskonto oranının %5’e düşürüldüğü, bu hususta davalıya 02.03.2015 tarihli yazı ile bildirim yapıldığı, davacının ticari defter kayıtlarına göre %5’lik iskonto oranının bu bildirim öncesinde 15.04.2014 tarihinden itibaren uygulanmaya başladığı, davalı tarafça davacıya gönderilen 05.06.2014, 15.09.2014 ve 30.09.2014 tarihli e-postalarda ise iskonto oranının yeniden düzenlenmesinin talep edildiği, ancak davacının kabul etmemesi üzerine davalı tarafça 17.03.2015 tarihinde blokeli tahsilat sisteminin iptal edildiği, 08.04.2015 tarihli ihtarname ile de davalı tarafça sözleşmenin feshedildiği, dava ve takip konusu faturanın ise sözleşmenin 7. maddesine dayalı cezai şart bedeline ilişkin olup, davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı ve süresinde davalı tarafça faturaya itiraz edildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece alınan 23.07.2018 tarihli sektör bilirkişisinin bulunduğu bilirkişi raporunda, EPDK kararları sonrasında piyasanın baskılandığı ve akaryakıt fiyatlarının düştüğü tespit edilmiştir. Sözleşmenin 2.1.7 maddesinde, davacıya kamusal uygulamalar nedeniyle karlılık oranlarının düşmesi durumunda, sözleşmedeki ticari şartların azalan karlılık oranı nispetince tek taraflı olarak revize hakkı tanınmış olup, davacı tarafça da bu hükme dayalı olarak iskonto oranları düşürülmüştür. EPDK’nın söz konusu tavan fiyat uygulaması kararları, dağıtıcıları bağlayıcı nitelikte olan, sözleşme hükmü anlamında kamusal nitelikli kararlardır. Davacının %5 iskonto içeren 15.11.2014 ve 30.11.2014 tarihli faturalarının da davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu tespit edilmiştir. Bu durumda davalının iskonto oranlarına itiraz ettiği e-postalardan sonra da düşürülen iskonto oranları üzerinden davacıdan mal almaya devam ettiği sabittir. Dolayısıyla düşürülen iskonto oranı davalı tarafın da kabulündedir. Bu durumda davacının iskonto oranını düşürmesi sözleşme hükmüne uygun olup, davalının sözleşmeyi fesihte haksız olduğunun kabulü gerekmektedir. Buna bağlı olarak davacının cezai şart talep hakkı doğmuştur. Davalının sisteme kayıtlı araç sayısı 37 olup, sözleşmenin 7. maddesi kapsamında cezai şart tutarı 8.732-USD karşılığı 22.895,30-TL olarak tespit edilmiştir. Bu durumda bu tutar üzerinden davanın kısmen kabulü gerekirken reddine karar verilmesi hatalıdır. Diğer yandan cezai şartın talep edilip edilemeyeceği, geçerli olup olmadığı ve miktarının fahiş olup olmadığı hususları yargılamayı gerektirir niteliktedir. Yerleşmiş yargı uygulamasında da cezai şart alacağının likit olmadığı kabul edilmektedir. Bu nedenle kabul ve reddedilen kısım yönünden koşulları oluşmadığından tarafların icra inkar tazminatı ile kötü niyet tazminatı istemlerinin reddine karar verilmelidir. Açıklanan nedenlerle; davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi doğru değil ise de, yapılan hata/eksiklik yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın HMK’nın 353/(1)b-2 maddesi uyarınca kaldırılarak “davanın kısmen kabulüne” karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/10/2020 tarih 2016/515 Esas – 2020/561 Karar sayılı kararın HMK.’nın 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın kısmen kabulüne, davalının İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı icra takibine yönelik itirazının kısmen iptaline, takibin 22.895,30-TL asıl alacak üzerinden ve bu tutara takip tarihinden itibaren alacaklının takipteki talebi aşılmamak üzere değişen oranlarda avans faizi işletilerek devamına, fazlaya dair istemin reddine, Koşulları oluşmadığından davacının icra inkar tazminatı istemi ile davalının kötü niyet tazminatı isteminin reddine,” İlk Derece Yargılamasına ilişkin olarak ; “Alınması gereken 1.563,97-TL nispi karar ve ilam harcından mahkeme veznesine yatırılan 401,72-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.162,25‬-TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafından yatırılan 430,92-TL peşin harçların davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacı tarafından yapılan 2.100-TL bilirkişi ücreti ve 354,25-TL posta masrafı olmak üzere toplam 2.454,25-TL yargı giderinin davanın kabulü oranında hesaplanan 1.689-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, Davacı lehine taktir olunan 9.200-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davanın reddolunan kısmı üzerinden davalı lehine taktir olunan 9.200-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine”, İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 54,40-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Hükümden sonra davacı yan gider avansından karşılanan 42,50-TL istinaf yargı giderinin davanın kabulü oranında hesaplanan 29-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 06/04/2023