Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/1430 E. 2020/1304 K. 08.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1430
KARAR NO : 2020/1304
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/09/2020 (Ara Karar)
NUMARASI : 2020/449 Esas
TALEP: İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/12/2020
İlk derece mahkemesince verilen 23/09/2020 tarihli ihtiyati tedbir isteminin reddine ilişkin ara kararın ihtiyati tedbir talep eden/davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA: Davacı vekili; müvekkilinin … ltd %2 ortağı olduğunu ,Şirket genel kurulunda 17/01/2020 tarihinde davalı … ve davalı …’ın oy çoğunluğunu sağlayarak aldıkları kararla, … müdür münferiden, … Müdürler Kurulu Başkanı Münferiden şeklinde değiştirildiğini, devam eden süreçte müdürlükleri hisse çoğunluğuna sahip ortaklar tarafından bitirilen diğer ortakların şirket defter ve hesaplarına bilgi amaçlı erişimleri dahil, adım adım engellendiğini, davalı müdürlerin tespit edilenlerin dışında verdikleri zararın boyutunun re’sen tespit edilebilmesi amacıyla dava dışı şirkete kayyım atanmasına, davalıların banka hesapları, menkulleri ve gayrimenkulleri ile davalı müdürlerinin eşlerinin banka hesaplarının, Mesagon’a ait banka hesaplarının, davalı müdürlerin rekabet yasağını ihlal ettiği … Şirketine ait banka hesaplarının, davalı müdürlerin rekabet yasağını ihlal ettiği … Şirketine ait banka hesaplarının incelenip ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davalı şirket yöneticilerinin şirketi zarara uğrattığına ilişkin davacı tarafça HMK 390/3 gereği davanın esası yönünden haklılığını yaklaşık olarak ispat etme koşulu oluşmadığından davalıların malvarlığı üzerine tedbir konulması talebinin reddine ve diğer tedbir taleplerinin ise HMK 389/1 maddesi gereği uyuşmazlık konusu olmaması nedenleriyle haklı ve yerinde olmadığı gerekçesiyle ihtiyati tedbir taleplerinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili; davalıların 17/01/2020 sonrası görev yaptığı dönemlerde görevini kötüye kullandığını, bütün alım satım işlemlerinde yetkileri dışına çıktığını, davalıların … şirketini global kriz yaşanan pandemi dönemi içinde taşıdığını, davacının ortağı olduğu … yapılan ödemelerle, davalı müdürlerin aynı adreste kurduğu, aynı faaliyet kodlu şirket adına yapılmış bu taşınmaya ilişkin ödemelerin tespiti gerektiğini, usulsüz olarak araç satışları gerçekleştirdiklerini, davalıların daha önce ticaret yapılmamış ve piyasada bilinmeyen firmalarla 2020 Mayıs ayında toplamda 2.050.000-TL’yi bulan şüpheli mukavelenamelere ilişkin toplamda 19.434-TL damga vergisi ödediğini, şüpheli ve yüksek bedelli alımlar ile sözleşmelerin, hissedarlara kâr payı dağıtmamak amacıyla kasanın boş gösterilmesine, şirketin borçlu gösterilmesine yönelik olduğunu, … içinin davalılarca boşaltıldığını, bu nedenlerle arar kararın kaldırılarak, tehlike altındaki şirket gelir ve mevcutlarının korunması adına en azından Mesagon’un banka hesapları hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Talep, TTK’nun 553.maddesi uyarınca şirket yöneticilerinin eylem ve işlemlerinden dolayı şirketi zarara uğrattıkları iddiasıyla açılan tazminat davasında, dava dışı şirkete yönetim kayyımı atanması, davalıların ,eşlerinin ,şirketin banka hesaplarına ihtiyati tedbir konulması istemlerine ilişkindir.TTK’nda kayyım atanmasına ilişkin düzenleme mevcut olmadığından talebin TMK’nda yer alan kayyıma ilişkin hükümlere göre değerlendirilmesi gerekecektir. TMK’nun 403/2. maddesinde kayyımın, belirli işleri görmek veya malvarlığını yönetmek için atanacağı, 427. maddesinde ise bir tüzel kişi gerekli organlardan yoksun kalmış ve yönetimi başka yoldan sağlanamamışsa kayyım atanacağına ilişkin düzenlemeler mevcuttur.HMK’nın 389. maddesi uyarınca, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir. “şeklindedir.Aynı yasanın 390/3 maddesi,” Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir. Somut olayda, bu aşamada dava dışı şirketin yönetim organından yoksun kalmasının söz konusu olmadığı,şirkete yönetim kayyımı atanmasını gerektir bir durum bulunmadığı, davacı, davalıların şirketin içini boşaltacaklarını ileri sürmekte ise de; davanın bulunduğu aşamada dosyada, davalı şirket yöneticilerinin şirketi ne şekilde zarara uğrattıklarının davanın bulunduğu aşama nedeniyle belirli olmaması hususları bir arada değerlendirildiğin de ihtiyati tedbir talebinin koşullarının bulunmadığı anlaşılmaktadır.Davalı yöneticiler aleyhinde açılan tazminat(sorumluluk) davasında davalıların malvarlığının dava konusu olmadığı ,davadışı şahıslar aleyhinde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği , ayrıca HMK.nun 389 maddesinin açık hükmü gereği ihtiyati tedbire ancak davalı borçlunun uyuşmazlık konusu olan mal varlığı değerleri bakımından karar verilebileceğinden Mahkemece davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik olmayıp, ara kararına yönelik ileri sürülen istinaf nedenleri yerinde bulunmamaktadır. Davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 08/12/2020