Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/1426 E. 2023/354 K. 09.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1426
KARAR NO: 2023/354
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/10/2020
NUMARASI: 2017/929 Esas – 2020/596 Karar
DAVA: Alacak
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/03/2023
Davanın reddine ilişkin verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili ile davalı banka arasında çeşitli tarihlerde düzenlenen kredi sözleşmeleri kapsamında müvekkiline farklı tarihlerde krediler kullandırıldığını ve müvekkilinin tüm kredi borçlarını bankaya ödediğini, ancak müvekkilinin onayı olmaksızın müvekkilinden peşin komisyon, masraf vs. adı altında faiz dışı olarak muhtelif masrafların tahsil edildiğini, müvekkilinin kendisinden tahsil edilen masraf, ücret ve komisyonları tespit edemediğini, davalı bankaya Kadıköy … Noterliği’nin 21.07.2017 tarih ve … yevmiye no.lu ihtarnamesinin gönderilerek kesintisi yapılan ücret ve masrafların iadesinin talep edildiğini, davalı bankanın buna olumsuz yanıt verdiğini belirterek davalı banka kayıtları incelenmek suretiyle müvekkilinden haksız olarak tahsil edilen bedelden şimdilik 5.000-TL’nin ihtarname gününden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; müvekkili banka ile davacı arasında ticari nitelikte muhtelif sözleşmeler imzalandığını, davacının gerçek kişi tacir olduğunu, tahsil edilen ücret, komisyon ve masrafların sözleşme ve yasaya uygun olduğunu, taraflar arasında akdedilen 28.05.2012 tarihli sözleşmenin 16/1. maddesi uyarınca masraf, ücret ve komisyon tahsil edildiğini, davacının aradan geçen uzun süreye rağmen itirazda bulunmadığını ve sessiz kaldığını, davacının daha önce kabul ettiği hususlardan tek taraflı olarak vazgeçip alacak talebinde bulunmasının kabul edilebilir olmadığını, davacının eski 818 sayılı B.K’na göre ücret ve komisyon iade talebinin yerinde olmadığını, müvekkili bankanın TTK’nın 20. maddesi gereğince göre münasip bir ücret talep edebileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, taraflar arasında 3 adet ticari kredi sözleşmesi imzalandığı, davalı tarafından muhtelif tarihlerde davacının hesabından toplam 10.181,15-TL kesinti yapıldığı, yapılan kesintilerden ilk 23 tanesinin uyuşmazlıkla ilgili dönemi kapsamadığı, böylece kesinti tutarının 3 adet kredi için toplam 5.294,50-TL olduğu, kredilerin toplam bedelinin ise 10.270.250-TL olduğu, tacir olan davalının verdiği mesai ve emek karşılığında uygun bir ücret talep edebileceği, davalının tahsil ettiği ücretin diğer bankalara kıyasla ortalamanın altında olduğu, tacir olan davacının aradan uzun bir süre geçtikten sonra kesintiye itiraz etmesinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkili ile davalı arasındaki ilişkinin sözleşmeye dayanması nedeniyle zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğunu, mahkemenin uzun bir süre kesintilere itiraz edilmediğine dair gerekçesinin yerine olmadığını, Bankalar tarafından mudilerden farklı ad altında tahsil edilen onlarca sözde masraf kalemi bulunduğunu, müvekkilinin bunların hepsinden haberinin olamayacağını, bilirkişi raporunda bankaca tahsil edilen faiz dışı gelirlerin her biri yönünden ayrı ayrı inceleme yapılmadığını, müvekkilinden masraf, komsiyon ve ücret adı altında alınan kalemlerin tahsil edileceğine ilişkin hiç bir delil bulunmadığını, buna rağmen bankanın kredi taksit ödemelerini müvekkilinin hesapları arasında otomatik virmanlar yapmak suretiyle tahsil ettiğini, ancak sözleşmede buna ilişkin hiç bir açıklama olmadığını, tahsilatların sözleşmedeki genel ifadelere göre yapıldığını, bilirkişi raporunda atıf yapılan emsal uygulamalara ilişkin çizelgedeki emsallerin hangi tarihe ilişkin olduğuna ilişkin bir açıklama yer almadığını, objektif bir karşılaştırma yapılabilmesi için bankalara müzekkere yazılarak benzer krediler için kesinti yapılıp yapılmadığının ve oranlarının araştırılmasının gerektiğini, bilirkişi raporunda belirtilen emsallerin dava dosyası için geçerliliğinin bulunmadığını, müvekkilinin kredi hesabının peşin faiz ve masraf tahsili, erken ödeme masrafı, kredi limit değişikliği masrafı, genel kredi vadesi uzatma adı altında paralar da tahsil edildiğini, bilirkişi raporunda bu kesintilerle ilgili hiç bir açıklama yer almadığını, ödemelerin ihtirazi kayıtsız yapılmış olmasının haksız tahsil edilen bedellerin iadesine engel olmadığını, bunun dışında davalı bankanın BCH hesabından tahsil ettiği faiz tutarlarının da incelenerek faiz oranlarından müvekkilinin bilgilendirilip bilgilendirilmediği, benzer kredilere uygulanan oranlardan daha yüksek oranla faiz tahsil edilip edilmediği hususunun da araştırılmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, bankacılık hizmetleri sırasında davalı finans kurumu tarafından davacıdan tahsil edilen komisyon ve masrafların iadesi istemine ilişkindir. Somut olayda; taraflar arasında 19/10/2010 tarihli 250.000-TL limitli, 28/05/2012 tarihli 10.000.000-TL limitli ve 04/07/2012 tarihli 20.250-TL limitli genel kredi sözleşmeleri düzenlenmiştir. Davacıya muhtelif tarihlerde kullandırılan işletme, borçlu cari hesap, taşıt, iskonto ve taksitli ticari kredi nedeniyle kredi tahsis ücreti, BCH kredilerinde 3’er aylık devre sonlarında % 2 oranında komisyon, ipotek tesis edilecek taşınmazlarla ilgili ekspertiz ücreti ve EFT ücreti olmak üzere 10.181,15-TL tahsil edilmiştir. Davacı tarafça işbu davada; dava tarihinden geriye dönük gerçekleşen bankacılık işlemleri kapsamında, davalı banka tarafından tahsil edilen masraf, komisyon, ücret vs ad altındaki kesintilerin tespit edilerek tahsilini istediği, mahkemece yapılan yargılama sonucunda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.Bankalarca masraf ve komisyon adı altında yapılan tahsilatların yasal dayanağı, bankacılık işlemlerinin gerçekleştirildiği tarihte yürürlükte bulunan 2014/6 sayılı Tebliğ ile değişik 2006/1 sayılı Tebliğ hükümleridir. 09.12.2006 tarihli Resmi Gazete’de Merkez Bankası tarafından yayınlanan ve 2014/6 sayılı Tebliğ ile güncellenen 2006/1 sayılı Tebliğin 3. maddesinde, bankalarca mevduata uygulanacak sabit veya değişken faiz oranlarının serbestçe belirleneceği, 4. maddesinde ise reeskont kaynaklı krediler dışındaki kredilere uygulanacak faiz oranları ile faiz dışında sağlanacak diğer menfaatlerin ve tahsil olunacak masrafların nitelikleri ve sınırlarının serbestçe belirleneceği kabul edilmiştir. Yine aynı Tebliğin 6/2. maddesine göre; bankalar, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına bildirdikleri azami oranları aşmamak kaydıyla, mevduat ve kredi işlemlerinde uygulayacakları faiz oranlarını ve katılma hesaplarında uygulayacakları kâr ve zarara katılma oranlarını vadelerine göre tüm şubelerinde halkın görebileceği şekilde ilan eder ve bu oranları internet sitelerinde yayımlar. Bu durumda ticari kredilerde ve bankacılık işlemlerinde bankalar tarafından alınacak olan masrafların hukukilik denetimi yapılırken öncelikle, kredi sözleşmesiyle belirlenen bir oran olup olmadığı araştırılmalı, olması halinde bu oran üzerinden masraf tahsil edilebileceği kabul edilmeli, sözleşmeyle bir oran belirlenmediğinin tespiti halinde ise, bankanın masraflara ilişkin olarak belirlediği ve ilan ettiği oranlar bulunup bulunmadığı tespit edilmeli, varsa yine bu oran üzerinden masraf tahsil edilebileceği kabul edilmeli, ilan edilen bir oran veya tutar bulunmaması halinde ise, tahsil edilen masrafların emsal banka uygulamalarına göre orantılı olup olmadığı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davalı banka tarafından sunulan 2007-2016 arası masraf komisyon toplamının 10.181,15-TL olduğu, davalı bankanın tahsil ettiği komisyon tutarlarının diğer bankaların almış olduğu komisyon ortalamasının altında olduğu, tüm kalemlerin bankacılık mevzuatına uygun olarak yapıldığı belirtilmiştir. Bunun dışında bankaca tahsil edilen ekspertiz ücretlerinin ekspertiz hizmeti alınan firmalara dağıtıldığı, kullandırılan iskonto kredilerinin kendi özelliği nedeniyle faiz, komisyon ve verginin peşin olarak tahsil edilmesinin bankacılık teamüllerine uygun olduğu tespit edilmiştir. Davalı bankanın uyguladığı masraf ve komisyon oranlarının, emsal banka uygulamalarına göre ortalamanın altında bulunduğu da tespit edildiğine göre, mahkemece davacının talep edebileceği bir masraf ve komisyon alacağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle; mahkemece davanın reddine dair verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 179,90-TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 125,50-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 09/03/2023