Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/1411 E. 2023/269 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1411
KARAR NO: 2023/269
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/09/2019
NUMARASI: 2018/979 Esas – 2019/1014 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 23/02/2023
Davanın kabulüne ilişkin verilen kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili tarafından havayolu nakliyat emtia sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan dava dışı … San Ltd. Şti’ne ait aspratör emtiasının ABD’den Türkiye’ye davalı tarafından taşınması sırasında hasarlandığını, hasarın davalı çalışanlarınca tutanakla kayıt altına alındığını, yapılan ekspertiz sonucu meydana gelen 12.712,08-TL hasar bedelinin 13/04/2017 tarihinde sigortalıya ödendiğini, uluslarararası sözleşmenin 22.maddesi gereğince davalının sorumluluğunnu kg başı 17 özel çekme hakkıyla sınırlı olması nedeniyle 6.536,97-TL ana para ve ödeme tarihinden itibaren faizinin TTK’nın 1472.maddesi gereğince talep edilmesine rağmen ödenmemesi üzerine Bakırköy … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında başlatılan takibe vaki itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; taşımanın uluslararası niteliği ile 1999 tarihli Montreal Konvansiyonu hükümlerinin ygulanması gerektiğini, davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığını, hava yük senedinde, göndericinin Amerikan menşeli … alıcının ise … Tic. Ltd. Şti. taşıyıcının ise … olduğunu, bu nedenle davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığını, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, emtia abonman alt sigorta poliçesinin hasarı kapsamaması nedeniyle geçersiz olduğunu, poliçenin hasardan sonra düzenlendiğini, hasardan müvekkilinin sorumlu olmadığını, sorumlu olsa dahi sınırlı sorumlu olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, dava dışı sigortalıya ait yükün taşıma sırasında hasara uğradığı, hasar bedelinin poliçe kapsamında ödenerek davacının sigortalının haklarına halef olduğu, yük senedinde sigortalının yer alması nedeniyle aktif dava ehliyetinin bulunduğu gibi hasarın davalı çalışanlarının 26/01/2017 tarihli tutanağı ile belirlenmesi nedeniyle ihbar yükümlülüğünün de yerine getirildiği, ayrıca icra takibinin hak düşürücü süre içinde başlatıldığı, taşımanın uluslararası niteliği gereği uygulanacak olan Montreal Konvansyonu gereğince taşıyıcının sorumluluğunun kg başı 19-SDR ile sınırlı olduğu, davacının ise 17 SDR üzerinden takibi başlattığı ve bilirkişi tarafından belirlenen miktarın sınırlı sorumluluk kapsamında kaldığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davalının itirazının iptaline, takibin takip talebindeki diğer koşullar ile devamına, alacağın %20’i olan 1.369,80-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili; davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığını, ihbar yükümlülüğünün hak düşürücü süre içinde yerine getirilmediğini, sigorta poliçesinin hasarı kapsamadığını, poliçenin rizikonun gerçekleşmesinden sonra düzenlendiğini, ekspertiz raporundaki tespitlerden de anlaşılacağı üzere hasarın müvekkili ile ilgisinin bulunmadığını, kendi iç yapısından ve yetersiz paketlemeden meydana gelen hasardan müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, müvekkilinin hasardan sorumluluğunun bulunduğunun kabul edilmesi halinde dahi müvekkilinin sorumluluğunun sınırlı olduğunu, hasarlı emtianın ağırlığının 26 kg olduğunu, müvekkilinin ancak 26X19= 494 SDR karşılığı 2575-TL’den sorumlu tutulabileceğini, müvekkilinin sorumluluğunun ancak kullanılabilen parçaların bedeli 650-TL’nin mahsubu sonucunda tespit edilecek miktar kadar olabileceğini, alacağın likit olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, hava yolu ile taşıma sözleşmesi kapsamında taşınan emtianın, kısmi hasarı nedeniyle sigortalıya ödenen tazminatın rücuen tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.Davaya konu taşıma Türkiye-ABD arasında gerçekleştirilmiş olup her iki devletin taraf olduğu uyuşmazlığa Montreal Konvansiyonu hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. Sigorta hukukundan kaynaklanan halefiyet ve rücu konularında ise 6102 sayılı TTK hükümleri esas alınacaktır. TTK.’nın 1472. maddesi uyarınca; sigortacının, sigortalısının haklarına halefiyet hakkının gerçekleşebilmesi için sigortacının hukuken geçerli bir sigorta poliçesi teminatı kapsamında sigortacısına tazminat ödemiş olması ve sigortalının zarar sorumlusuna karşı dava hakkına sahip olması gerekir. Sigortacı; ancak, sigortalısının meydana gelen zarardan dolayı üçüncü kişilere karşı dava hakkı varsa bu hakka ödediği bedel oranında halef olacaktır. Somut olayda; davacının nakliyat emtia sigorta poliçesiyle sigortaladığı dava dışı sigortalı …Ltd Şti. firmasına ait emtianın ABD’den Türkiye’ye taşınmasının fiili taşıyıcı davalı … tarafından gerçekleştirildiği, taşıma konusu 3 kap 535 kg emtianın, varış yeri hava limanında 1 palet tahta sandığın hasarlı olduğu tespit edilerek 26/01/2017 tarihli hasar raporunun düzenlendiği, tespit edilen 12.712,08-TL hasar bedelinin 13/04/2017 tarihinde sigortalıya ödendiği, taşımanın poliçe teklifinden sonra meydana gelmesi nedeniyle hasarın poliçe teminatı altında olduğu anlaşılmaktadır. Ekspertiz incelemesi ve bilirkişi raporuna göre hasarın, havalimanında yükleme ve aktarma sırasında düşürülmesi sonucunda davalının sorumluluğunda meydana geldiği ve davalının Sözleşmenin 18. maddesinde düzenlenen sorumluluğu kaldıran halleri ispatlayamadığından hasardan sorumlu olduğu belirlenmektedir. Montreal Konvansiyonunun 31. maddesi hükmüne göre; yük hasarı halinde, hasarın öğrenilmesinden sonra derhal ve en geç tesellüm tarihinden itibaren on dört gün içinde taşıyıcıya ihbar edilmesi gerekmekte olup, aksi halde taşıyıcıya karşı dava açılması mümkün değildir. Somut olayda ise hasarın davalı çalışanlarının 26/01/2017 tarihli tutanağı ile belirlenmesi nedeniyle ihbar yükümlülüğü yerine getirilmiştir. Bu nedenle davalı vekilinin ihbar şartının yerine getirilmediğine ilişkin istinaf nedeni yerinde değildir. Montreal Konvansiyonunun 18/1. maddesine göre; taşıyıcı, yükün mahvolması, zıyaı veya hasarı halinde maruz kalınan zararlardan dolayı, sadece zararı doğuran olayın hava yoluyla taşıma esnasında gerçekleşmesi şartıyla sorumludur. Konvansiyonun 22. maddesine göre ise; yük taşımasında, yükün mahvolması, zıyaı, hasarı veya gecikme halinde taşıyıcının sorumluluğu, gönderen tarafından yükün taşıyıcıya teslim edildiği esnada, gerekirse ek bir ücret ödenerek, yükün varış yerinde tesellümünde menfaati bulunduğuna dair özel bir bildirim yapılmadığı takdirde, hasar tarihi itibariyle kilogram başına 19 Özel Çekme Hakkı tutarıyla sınırlıdır. Böyle bir bildirimin yapıldığı hallerde, söz konusu tutarın gönderenin varış yerinde yükü tesellümünden elde edeceği hakiki menfaati aştığını ispatlamadığı müddetçe, taşıyıcı bildirilen tutarı geçmeyecek bir miktarı ödemekle sorumlu olacaktır. Bu kapsamda davalı tarafça düzenlenen hasar tutanağına atfen ürünün ağırlığının 26 kg olduğu ve sınırlı sorumluluk miktarının buna göre belirlenmesi gerektiğini ileri sürmekte ise de 3 kap 7 adet ürünün 535 kg olması nedeniyle ortalama ağırlığa göre hasarlı ürünün 76,43 kg ağırlığında olduğu, ancak davacının 66 kg brüt ağırlık üzerinden alacak talebinde bulunduğu, davacının esas aldığı SDR kuru dikkate alınarak yapılan hesaplamada davacının 6.536,97-TL ile sorumlu olduğu anlaşıldığından davalının aksi yöndeki istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Dolayısıyla mahkemece bu miktar üzerinden itirazın iptaline karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak İİK’nın 67. maddesi uyarınca, itirazın iptali davasında icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için alacaklının talebinin bulunması, borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması gerekir. Likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi gerekmektedir. Somut olayda davacının icra inkar tazminatı talebi bulunmadığı gibi takip ve dava konusu alacak, taşıyıcının sorumluluğuna dayalı hasar bedeli istemine ilişkin olduğundan, likit olmayıp miktarının tespiti yargılamayı gerektirmektedir. Bu nedenle koşulları oluşmadığı halde davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi hatalı olup,kararın bu yönüyle kaldırılmasına karar verilmiştir. Açıklanan nedenlerle; talep koşulları oluşmadığı halde icra inkar tazminatına hükmedilmesi hatalı ise de, yapılan hata /eksiklik nedeniyle yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılarak, yeniden hüküm verilmesine, hükmün diğer kısımlarının aynen tekrarı ile “koşulları oluşmadığından davacının icra inkar tazminatı isteminin reddine” karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/09/2019 Tarih 2018/979 Esas 2019/1014 Karar sayılı kararın HMK.’nın 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davacının davasının kabulü ile; davalının Bakırköy … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasına vaki itirazının iptaline, takibin takip talebindeki koşullar ile devamına, Koşulları olmadığından davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına ” İlk derece yargılamasına ilişkin olarak; Alınması gereken 467,89-TL karar ve ilam harcından, davacı tarafından yatırılan 35,90-TL nin mahsubu ile bakiye 431,99‬‬-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafça yatırılan 71,8‬0-TL peşin harçların davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacı tarafından sarf edilen 1.600-TL bilirkişi ücreti, 95,20‬-TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 1.695,20-TL yargı giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacı vekili için AAÜT uyarınca takdir olunan 2.725-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, Talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine” Davalı tarafından yatırılan 446,55-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargı giderinin üzerinde bırakılmasına, davacı tarafından sarf edilen 4,80-TL istinaf yargı giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 23/02/2023