Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/1407 E. 2020/1295 K. 08.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO 2020/1407
KARAR NO : 2020/1295
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/12/2019
NUMARASI : 2018/829 Esas 2019/1489 Karar
DAVA: Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/12/2020
Yetki itirazının kabulüne ilişkin davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı arasında ticari ilişki bulunduğunu, müvekkilinin davalıdan satın alacağı malların tümü için dava konusu … Fatih Şubesinin davacı müvekkilinin keşidecisi olduğu, … seri numaralı 31/08/2016 tarihli 75.000-TL bedelli ve … seri numaralı 30/09/2016 tarihli 75.000- TL bedelli çeklerin davalıya verildiğini, davalının taahhüdü olan malları teslim etmediğini, çeklerin sebepsiz kaldığını, davalı tarafça mallar teslim edilmediği gibi çeklerinde iade edilmediğini belirterek çeklerden dolayı davalıya borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; öncelikle yetki itirazında bulunduklarını, davalı müvekkilinin adresinin Mersin ili olduğunu, yetkili mahkemenin de Mersin Mahkemeleri olduğunu belirterek yetkisizlik kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, davalının süresi içinde yetki itirazında bulunmuş olduğu, davalının adresinin Akdeniz/Mersin olduğu davacı şirketin adresinin ise Fatih olduğu ve Mahkemenin yargı sınırları içinde olmadığı, davaya bakmakla Mersin Asliye Ticaret Mahkemesi yetkili olduğu gerekçesiyle mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, dava konusu çekin keşide yerinin İstanbul olduğunu, HMK 10.maddesi uyarınca ifa yeri olan İstanbul Mahkemelerinde açılması sebebiyle yetki itirazlarının reddi gerektiğini, bu nedenlerle kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE :Dava; icra takibinden önce açılan menfi tespit davasıdır. İİK nun 72/son maddesi ;”menfi tesbit ve istirdat davaları ,takibin yapıldığı icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesin de açılabileceği gibi ,davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir” hükmünü haizdir.Ancak bu yetki düzenlemesi icra takibinden sonra açılan menfi tesbit davaları için geçerlidir. İcra takibinden evvel menfi tesbit davalarının nerede açılacağına ilişkin özel bir düzenleme bulunmamaktadır.Dava;icra takibinden evvel açılan menfi tesbit davasına ilişkin olduğundan genel yetki kuralları uygulanacaktır. Davalının ikametgahı mahkemesi genel yetkili mahkeme ise de ,çek nedeniyle menfi tesbit istemlerinde çekin keşide edildiği yer ve muhatap bankanın da bulunduğu yer mahkemeleri de yetkilidir. Yargıtay 19.HD nin konuya ilişkin kararlarına bakıldığında; Dairemizce benimsenen görüş doğrultusunda genel yetki kurallarının uygulanacağı yolunda pek çok karar bulunduğu gibi aksi yönde kararlar bulunduğu da tesbit edilmektedir. İİK 72/son maddesinde yazılı icra takibinden sonra açılan davalarda uygulanması gereken yetki kuralını icra takibinden önce açılan davalara teşmil edilemeyeceğinden ,yargı uygulamasında istikrarın sağlanması gerektiği de gözönüne alınarak genel yetki kurallarının uygulanması yolundaki görüş Dairemizce benimsenmiştir.Davaya konu çek incelendiğinde, çekin keşide edildiği yer ve muhatap bankanın bulunduğu yerin İstanbul olduğu , çekin keşide yeri ve muhatap bankanın bulunduğu adresin de İstanbul Anadolu Mahkemelerinin yargı alanında olmadığı, buna göre genel yetkili yer olan davalı şirketin yerleşim yerinin de Mersin olduğu anlaşılmakla yetki itirazının kabulüne ilişkin kararda isabetsizlik görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 08/12/2020