Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/1400 E. 2023/393 K. 16.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1400
KARAR NO: 2023/393
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/05/2019
NUMARASI: 2017/1170 Esas – 2019/530 Karar
BİRLEŞEN DAVA: İstanbul 1. ATM 2017/1171 Esas 2017/1205 Karar sayılı dosyası
ASIL VE BİRLEŞEN DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/03/2023
Davanın reddine ilişkin verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili ile dava dışı … arasında 13/11/2009 tarihinde lojistik kart üye işyeri sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye göre müvekkilinin sisteme dahil olan bayileri aracılığı ile …’a veya onun taşeronlarına akaryakıt ikmali sırasında bir ödeme yapılmadan, karta tanımlı limitler dahilinde akaryakıt temin ettiğini, sözleşmeye göre bu akaryakıtın bedelinin kesilecek faturalar karşılığı … tarafından ödeneceğini, kullanılacak kartların müvekkili tarafından basılarak …’a verildiğini, …’un da bu kartlara belirli limitler tanımlayarak her bir taşerona TC kimlik numarası ve taşeronun kullandığı araç plakası üzerinden aktive ederek imza karşılığı teslim ettiğini, davalının adına çıkarılan kartlarla muhtelif tarihlerde … plakalı aracına kartların limitini aşarak toplamda 65.911-TL’lik fazladan akaryakıt aldığını, davalının fazladan aldığı bu akaryakıt sözleşme ve limit dışı olup bedelinin ödenmediğini, davalının kasten limiti aşarak akaryakıt almaya ve bu haksız durumdan yararlanmaya devam ettiğini, ödenmeyen akaryakıt bedellerinin tahsili amacıyla davalı aleyhine İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, davalının takibe itirazının iptali ile davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davacı tarafından iddia edilen akaryakıt alışverişinin gerçeğe aykırı olduğunu, iddia edildiği gibi bir alışveriş yapmadığını, bu nedenle iddia edilen alacağın gerçeğe aykırı olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN İSTANBUL 1. ATM 2017/1171 ESAS 2017/1205 KARAR SAYILI DAVA: Davacı vekili; müvekkili ile dava dışı … arasında 13/11/2009 tarihinde lojistik kart üye iş yeri sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye göre müvekkilinin sisteme dahil olan bayileri aracılığı ile …’a veya onun taşeronlarına akaryakıt ikmali sırasında bir ödeme yapılmadan, karta tanımlı limitler dahilinde akaryakıt temin ettiğini, sözleşmeye göre bu akaryakıtın bedelinin kesilecek faturalar karşılığı … tarafından ödeneceğini, kullanılacak kartların müvekkili tarafından basılarak …’a verildiğini, …’un da bu kartlara belirli limitler tanımlayarak her bir taşerona TC kimlik numarası ve taşeronun kullandığı araç plakası üzerinden aktive ederek imza karşılığı teslim ettiğini, davalının adına çıkarılan kartlarla muhtelif tarihlerde … plakalı aracına kartların limitini aşarak toplamda 62.197-TL’lik fazladan akaryakıt aldığını, davalının fazladan aldığı bu akaryakıt sözleşme ve limit dışı olup bedelinin ödenmediğini, davalının kasten limiti aşarak akaryakıt almaya ve bu haksız durumdan yararlanmaya devam ettiğini, ödenmeyen akaryakıt bedellerinin tahsili amacıyla davalı aleyhine İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, davalının takibe itirazının iptali ile davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA CEVAP: Davalı, davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece; 19/11/2009 tarihli sözleşmenin davacı ile … Lojistik arasında akdedildiği, sözleşme ile davacının üçüncü kişi …’u üye iş yeri olarak kabul edip, bu iş yerine ait araçlara akaryakıt ikmali ve data hizmeti vermeyi üstlendiği, buna mukabil üye iş yerinin de lojistik kart marifeti ile muhtelif … işleticisi ve bayilerinden satın aldığı akaryakıt ve kart kullanım bedellerini ödemeyi üstlendiği, … plakalı aracın 06/09/2012 tarihinde … Ltd. Şti adına tescil gördüğü ve halen bu şirket adına kayıtlı olduğu, … plakalı aracın ise 05/06/2013 tarihinde … adına tescil edildiği, 20/06/2017 tarihinde … adına kaydedildiği ve halen bu kişi adına kayıtlı olduğunun tespit edildiği, davacının iddiaları doğrultusunda 19/11/2009 tarihli sözleşme gereği satıldığı iddia olunan akaryakıttan, borcun nispiliği gereği dava dışı …’dan talep edilmesinin mümkün olacağı, satın alınan ürünlerin davalı tarafından teslim alındığı sabit olmamakla birlikte, bir an için bu kişi tarafından kart üzerinden kullanılarak satın alınmış olsa bile 6098 sayılı TBK’nın 41. maddesi gereği temsil yetkisi kapsamında sorumluluğun yine …’a ait olacağı, akaryakıtın alındığı iddia olunan 09/03/2013-19/10/2015 tarihleri arası bu araçların davalı adına kayıtlı olmadığı anlaşıldığından, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre de davalının sorumluluğuna gitme olanağı bulunmadığı, davalının sözleşmeye taraf olmaması nedeniyle ve davalının ürünün alındığı dönemde ürün alınan araçların işleteni olduğu sabit olmadığından, satılıp teslim edildiği iddia olunan ürün bedeli bakımından davalıya husumet tevcih edilemeyeceği gerekçesiyle, asıl ve birleşen davanın pasif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; davalının müvekkilinin akaryakıt verdiği araçlarla ilgisi bulunmadığını, davalının araçların sürücüsü olmadığı ve lojistik kartı kullanmadığı yönünde bir itirazı ve iddiasının bulunmadığını, takipte ve işbu davalarda müvekkili ile … arasındaki sözleşmeye dayanmadıklarını, sözleşme gereği … ile ikmal anlaşması yapan taşeron ve müşterilere ait araçlar ve sürücüleri tanımlanarak lojistik kartın araç sürücüsüne teslim edildiğini, müvekkili kayıtlarında hangi araca, hangi plakaya ve ve hangi sürücüye ikmal yapıldığının görüldüğünü, ancak mahkemece müvekkilinin kayıtlarının incelenmediğini, davanın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiğini, akaryakıt ikmalinden sürücü olan davalının menfaati bulunduğunu, araca akaryakıt ikmalinden sonra müvekkilinin … taşeronunun menfaati için kullanılıp kullanılmadığını izleme olanağı ve sorumluluğu bulunmadığını, müvekkilinin sözleşme gereği …’a karşı talep hakkı varsa da sistemin yakıt ikmalini teknik yetersizlik nedeniyle limitleyememesini fırsat bilerek limit aşımı akaryakıt ikmali yapan kişilere karşı sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre talep hakkının bulunduğunu, araca hangi tarihte kim tarafından ikmal yapıldığı tespit edilebilmesine rağmen, bu husus araştırılmadan davalının araç plakası ile ilgi kurulamadığının kabulünün hatalı olduğunu, mahkemece bu konuda bilirkişi incelemesi de yaptırılmadığını belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Asıl ve birleşen dava, davacı ile dava dışı … arasında imzalanmış olan lojistik kart üye iş yeri sözleşmesi gereği davacı tarafından …’a tahsis edilip … tarafından da taşeronu olan davalıya teslim edilen lojistik kartın limitinin aşılması suretiyle alınan akaryakıt bedelinin tahsiline yönelik takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.Somut olayda; davacı ile dava dışı … arasında 19/11/2009 tarihli lojistik kart üye iş yeri sözleşmesi imzalandığı, sözleşme uyarınca akaryakıt alımında kullanılacak kartların davacı tarafından bastırılarak dava dışı …’a verildiği, …’un da kartlara limit tanımlayarak bünyesinde faaliyet gösteren sürücüler ile taşeronlara (kamyon sürücülerine) teslim ettiği, davacı şirket bayileri aracılığı ile dava dışı … ya da onun taşeronlarına akaryakıt ikmali esnasında nakit ödeme yapmadan karta tanımlı olarak akaryakıt verildiği, akaryakıt bedelinin de fatura karşılığında …’dan tahsil edilmekte olduğu, ancak sözleşme kapsamında davalıya teslim edilen kartın, davalı tarafından limiti aşılarak fazla akaryakıt alımı sonucunda, davacının limiti aşan akaryakıt bedelinin tahsili istemiyle işbu davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Davalı dava dışı …’un taşeronu olup, davacı ile dava dışı … arasında imzalanan lojistik kart üye iş yeri sözleşmesinin tarafı değildir. Davacı ile dava dışı … arasındaki sözleşmede, kendisine teslim edilen kartlara limit yüklemesinin … tarafından yapılacağı, yüklenen limit bedelinin davacı tarafından faturalandırılıp … tarafından da davacıya ödeneceğinin hüküm altına alındığı görülmüştür. Sözleşmede limit aşımı durumunda sorumluluğun kime ait olacağı hususunda hüküm bulunmasa da, işbu uyuşmazlığını sözleşmesel ilişki kapsamında ve sözleşme hükümlerine göre çözümlenmesi gerekmektedir. Kartın kullanılarak akaryakıt alınması sözleşmeye bağlı olup, kart limitinin aşılması halinde bu bedele kimin katlanacağı da sözleşmeye göre belirlenecektir. O halde limit aşımı halinde sözleşmeye taraf olmayan davalının sebepsiz zenginleşmesinden söz edilmesi mümkün değildir. Bu nedenle limit aşımı nedeniyle alınan akaryakıt bedeline ilişkin olarak sözleşmenin tarafı olmayan davalıya husumet yöneltilmesi mümkün değildir. Şüphesiz limit aşımı nedeniyle sözleşmenin tarafı olan … tarafından davacıya ödeme yapması halinde, … iç ilişki kapsamında davalıya rücu edebilecektir. Bu nedenle ilk derece mahkemesince asıl ve birleşen davanın pasif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin asıl ve birleşen davaya yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Asıl ve birleşen dava için ayrı ayrı alınması gereken 179,90-TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 108,80-TL harcın mahsubu ile asıl ve birleşen dava için ayrı ayrı 125,50-TL olmak üzere toplamda 251-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargı giderinin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.16/03/2023