Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/1391 E. 2023/342 K. 09.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1391
KARAR NO: 2023/342
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/07/2020
NUMARASI: 2019/486 Esas – 2020/450 Karar
DAVA: Tespit
Davanın reddine ilişkin verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili ile davalı arasında taşınmaz alımına aracılık yapılmasına ilişkin 15.8.2017 tarihli sözleşme akdedildiğini, ayrıca davalının alacağının teminatı olarak müvekkili tarafından vadesi ve miktarı boş olan davaya konu senedin imzalandığını, müvekkilinin, davalının gösterdiği daireyi beğenmeyerek almadığını, davalının herhangi bir dairenin alımına aracılık yapmadığını, herhangi bir daire satışı olmadığını, davalının müvekkiline bir iki yer gösterme dışında bir hizmet vermediğini, davalının buna rağmen müvekkiline imzalattığı senedi gerçeğe aykırı olarak düzenleyerek, Büyükçekmece … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile icra takibine koyduğunu,davalının ücret hak etmediğini belirterek, takibe konu bono nedeniyle müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece; davacı tarafça senedin teminatı davalıya verildiği iddia edilmiş ise de, davacının icra takibine konu bononun teminat amaçlı verildiğini ve bedelsiz olduğunu yazılı delillerle kanıtlamak zorunda olduğu, bononun davacının iddia ettiği gibi davalının ortaya çıkabilecek olası alacağının teminatı olarak düzenlendiğine ilişkin ne bonoda ne de dosya kapsamında bulunan sözleşmede bir kayıt bulunmadığı, davacı tarafından teklif edilen yeminin de davalı tarafından eda edildiği, davanın ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın reddine dair karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; taraflar arasındaki sözleşmenin 9. maddesinin, bononun teminat olarak alındığını ortaya koyduğunu, taraflar arasında başka bir hukuki ilişki bulunduğuna dair davalının iddiası ve delilinin bulunmadığını, bu nedenle bononun teminat amacıyla verildiğinin ihtilafsız olduğunu, taraflar arasında simsarlık ilişkisi bulunmasına göre, aracılık faaliyetinin tamamlanıp tamamlanmadığının davalı tarafça ispatlanması gerektiğini,davalı tarafça simsarlık görevinin yerine getirildiğinin ispat edilemediğini, sözleşmedeki taşınmaz değeri ve komisyon oranı dikkate alındığında, bu bedeller ile bono bedelinin birbiriyle uyuşmadığını, bu nedenle davalının alacak davası açması gerekirken bonoyu takibe koymasının hakkın kötüye kullanımı niteliğinde olduğunu, sözleşmenin A bendinde geçen komisyoncunun tellallık hizmetini tamamladığı yönündeki hükmün TBK’nın simsarlık sözleşmesine dair hükümlerine aykırı olduğunu, oysa simsarın ancak satış gerçekleştiğinde ücrete hak kazanabileceğini, somut olayda ise satışın gerçekleşmediğini belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, simsarlık sözleşmesi kapsamında davalı simsara verildiği iddia edilen bono nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Somut olayda; taraflar arasında taşınmaz alımına aracılık yapılmasına dair 15.8.2017 tarihli sözleşme akdedildiği, sözleşmenin 9. maddesinde teminat senedi alındığının belirtildiği, bu kapsamda davacının keşidecisi ve davalı simsarın lehtarı olduğu sözleşme tarihi ile aynı keşide tarihli, 15.9.2017 ödeme tarihli ve 10.000-TL bedelli bononun davalı simsara verildiği, sözlemenin A bendi hükmü ile davacının dava dilekçesindeki anlatımlarına göre davalı tarafından davacıya dairenin gösterildiği, ancak davacının daireyi beğenmeyerek almaktan vazgeçtiği, davacının keşidecisi olduğu bononun davalı tarafından kambiyo senetlerine özgü takibe konu edildiği, davacı tarafça söz konusu bono nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemiyle işbu davanın açıldığı, davanın açıldığı Bakırköy 2. Tüketici Mahkemesince verilen görevsizlik kararının istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleştiği, davanın Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesince görülüp sonuçlandırıldığı anlaşılmaktadır. Davacı tüketici olup, sözleşmenin konusu da mesken niteliğindedir. Takip ve dava konusu senedin simsarlık sözleşmesine dayalı olarak sözleşme kapsamında verildiği tarafların kabulündedir. Dolayısıyla uyuşmazlığın konusu senedin , tüketici işlemi niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı TKHK’nın 3/1-k maddesinde tüketici, “Ticari veya mesleki olmayan amaçlı hareket eden gerçek veya tüzel kişi” olarak, 3/1-ı bendinde ise tüketici işlemi, “.. ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” olarak tanımlanmış, “Temel İlkeler” başlıklı 4/5 maddesinde ise, “Tüketicinin yapmış olduğu işlemler nedeniyle kıymetli evrak niteliğinde sadece nama yazılı ve her bir taksit ödemesi için ayrı ayrı olacak şekilde senet düzenlenebilir. Bu fıkra hükümlerine aykırı olarak düzenlenen senetler tüketici yönünden geçersizdir.” şeklinde düzenleme yapılmıştır. Aynı Kanun’un 73/1 maddesinde; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalara bakma görevinin tüketici mahkemelerine ait olduğu, 83. maddesinde ise, taraflardan birinin tüketici olduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir. Tarafların kabulünde olduğu üzere, davacının konut alımına aracılık amacıyla davalı simsarlık sözleşmesi akdedildiği, dava ve takip konusu bononun da sözleşmenin 9. maddesine dayalı olarak simsarlık hizmet bedeline istinaden düzenlendiği ,davacı tarafça bononun teminat senedi niteliğinde olduğu, ayrıca davacının beğenmemesi nedeniyle taşınmazın satışının gerçekleşmediği davalının aracılık hizmet bedeline hak kazanmadığı gerekçesiyle bononun bedelsiz kaldığı ileri sürüldüğüne göre, davaya konu bononun tüketici kanunu hükümlerine göre değerlendirilmesi gerekmekte olup, davaya bakma görevi tüketici mahkemesine aittir. Bu nedenle somut olayda görevsiz olan mahkemece davanın incelenerek karar verilmesi hatalıdır. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenine ilişkin olup, istinaf konusu edilmemiş olsa da re’sen incelenmesi gerektiğinden, davacı vekilinin ileri sürdüğü istinaf nedenleri incelenmeksizin istinaf başvurusunun kabulüne,hükmün kaldırılmasına, “davanın HMK’nın 114/1-c bendindeki göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle aynı yasanın 115/2 fıkrası gereğince usulden reddine, dosyanın görevli bulunan ve daha önce görevsizlik kararı veren ve bu karar istinaf edilmeksizin kesinleşen Bakırköy 2. Tüketici Mahkemesine gönderilmesine” karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/07/2020 Tarih 2019/486 Esas – 2020/450 Karar sayılı hükmün HMK.’nın 353(1)a-3 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın, 6100 sayılı HMKnun 114/1-c bendinde düzenlenen mahkemenin görevli olması ile ilgili dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, Kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde taraflardan birinin başvurusu halinde dosyanın görevli bulunan Bakırköy 2. Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine, 6100 sayılı HMK.’nın 20. maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık kesin süre içinde, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmediği takdirde, davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına, Dairemiz gerekçeli kararının taraflara tebliği sağlanmak üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine,”Davacı tarafça yatırılan 54,40-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 09/03/2023