Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/139 E. 2022/1413 K. 13.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/139
KARAR NO: 2022/1413
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/10/2019
NUMARASI: 2016/350 Esas – 2019/933 Karar
DAVA: Tazminat
BİRLEŞEN DAVA:|İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 13/10/2022
Davanın reddine, birleşen davanın kabulüne ilişkin verilen kararın davacı-birleşen davada davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; davacının, … ürününün geliştiricisi … şirketinin Türkiye iştiraki olarak … ürünlerinin satış pazarlama ve dağıtım faaliyetlerini yürüttüğünü, müvekkili ile davalı arasında … ürününe ilişkin tüm hak ve yükümlülüklerin, ürün ve ruhsatı ile diğer ürünlerin müvekkiline devrine ilişkin 02/09/2014 tarihli sözleşme imzalandığını, sözleşmede resmi onayların tamamlanarak devir işleminin 2 ay içerisinde davalı tarafından tamamlanmasının taahhüt edildiğini, ancak davalının sözleşmeden doğan yükümlülüklerini tam ve zamanında yerine getirmeyerek sözleşmeye aykırı davrandığını, müvekkili tarafından ilacın ruhsat devri için 21.07.2014 tarihinde Bakanlığa başvurulduğunu, …’ın üretim yerinin … Fransa olmasına rağmen, Bakanlık kayıtlarında bu adresin seri serbest bırakma yeri olarak, …/France adresinin ise üretim yeri olarak kayıtlı olduğunun anlaşıldığını, davalının ilacın üretim yeriyle ilgili Bakanlık nezdindeki yanıltıcı beyanını bilerek düzeltmeye gitmemesi, bunun sonucu olarak GMP sertifikasının eksik olmasının, Bakanlık tarafından ürün ruhsatının müvekkili adına düzenlenmesini ve devrini engellediğini, GMP denetimi ve belgesi olmadan ilacın ithaline izin verilmediğini, ilacın üretim yerin değişikliğini bildirme yükümlülüğünün davalıda olduğunu, üretim yeri ile ilgili eksikliği davalının başından beri bildiğini, bu suretle davalının ilacın ruhsatını müvekkiline ayıplı olarak devrettiğini, Bakanlık kayıtlarındaki üretim yeri yanlışı ve üretim yerindeki GMP denetiminin davalı tarafça eksik bırakılması sonucunda müvekkilinin ruhsat devriyle ilgili gerekli onayları alamadığını, bunun sonucunda müvekkilinin ruhsat başvurusunu geri çekmek zorunda kaldığını, bir yıl boyunca ithalat izni alınamadığından davalı ile 04.09.2015 tarihinde yeni devir sözleşmesi akdetmek zorunda kaldığını, müvekkili tarafından 07.09.2015 tarihinde yeniden ruhsat devir başvurusu yapıldığını, ürünün ithalatını gerçekleştiremeyen müvekkilinin ciddi zarara uğradığını, ayrıca davalının …’e ismen benzerlik gösteren ve aynı etken maddeye sahip, muadili olabilecek … adlı ilacı piyasaya sürme hazırlığı yaparak haksız rekabet yarattığını, davalının ruhsat devrinde temerrüdü nedeniyle müvekkilinin fiili zararını ve kar kaybını tazmin etmesi gerektiğini, ilacın pazar payının büyük oranda düştüğünü, bu nedenle müvekkilinin 2015 yılı kar kaybı 4.145.526-TL olup, 2016 yılı kar kaybının ise 3.403.761-TL olacağını, ayrıca ayrıca yeniden ruhsat başvurusu yapılması nedeniyle müvekkilinin 11.495,73-TL ilave masraf yaptığını, ayrıca davalının … isimli ürünün muadili olan … isimli ürünün tescil onayını 17.08.2015 tarihinde Bakanlıktan almış olup, geri ödeme onayı henüz alınmadığı için ilacın piyasaya sürülmediğini, bu suretle davalının haksız rekabete yol açtığını, bu davranışı ile davalının sözleşmedeki gizlilik yükümlülüğünü de ihlal ettiğini belirterek, müvekkili şirketin fiili zararlarını içeren gecikme tazminatı ve müvekkili şirketin 2015 ve 2016 yılları için pazardaki değer kaybına ilişkin yoksun kalınan kâr niteliğindeki zararlarının toplam tutarı olan 7.549.287-TL ile müvekkilince yapılan 11.495,73-TL ilave masrafın davalıdan tahsiline, davalının … adlı ürün için devam etmekte olan haksız rekabetinin tesbiti ve önlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; distribütör olan müvekkilinin ilaç ruhsatı alırken tedarikçi ilaç üreticisi firma olan davacının selefi …’ın kendisine temin ettiği bilgi ve belgeleri sunduğunu, üretim yeri olarak bildirdiği adresi gösterdiğini, bilgilerde değişiklik yapma imkanının bulunmadığı, 2014 yılına kadarki 14 yıl boyunca davacı yandan bu adresin değiştiği veya doğru olmadığı yönünde herhangi bir bilgi gelmediğini, üretim yerinin davacının başlangıçta bildirdiği şekli ile kaldığını, sözleşmenin, davacının yenilememe iradesini bildirmesi ile 30/04/2013 itibari ile sona erdiğini, yenilememe sebebinin, Fransız menşeili üretici firmanın ithalat ve pazarlama işini davacı şirket ile sürdürme iradesi olduğunu, tarafların geçiş süreci ile ilgili olarak 16/06/2014 tarihli geçiş sözleşmesini imzaladığını, bu sözleşmede davacının davalıya 150.000-Euro devir bedeli ile devir için hizmet bedeli olarak maksimum 40.000 paket ilaç için paket başına 2-Euro ödemesinin kararlaştırıldığını, davacının ruhsat devri için bakanlığa başvurusunda seri serbest bırakma yerini üretim yeri olarak gösterdiğini, davacının sebep olduğu çelişki nedeniyle ruhsat devrinin mümkün olmadığını, bu arada davacının ödemesi gereken hizmet bedelini de ödemediğini, müvekkilinin, üretici davacı ne verdiyse onu Bakanlığa sunmakla yükümlü olduğunu, 27.07.2010 tarihli sözleşme gereği müvekkilinin üreticinin talimatlarıyla bağlı olduğunu, müvekkilinin sözleşmeye harfiyen uyduğunu, davacının başlangıçta bakanlığa üretim yerini … olarak bildirdiğini, ruhsat başvurusunun da bu bilgi ile yapıldığını, daha sonra 13.02.2003 tarihinde …’un üretim yerinin … olarak değiştiğini bildirdiğini, müvekkilinin bu bildirimin gereğini yaparak Bakanlığa bu değişikliği 07/03/2003 tarihinde bildirdiğini, ancak bu bildirim ruhsat başvurusu ile ruhsat verilme tarihi arasında yapıldığı için üretim yerinin … olarak yer aldığını, sözleşmenin bitimine kadar …’un ruhsat ve üretim yerine ilişkin bir itirazının olmadığını, dolaysıyla üretim yerinin Bakanlık kayıtlarında … olarak yer almasında ve daha sonra bu bilgide değişiklik yapılmamasında müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, müvekkilinin ruhsat devrine ilişkin tüm taahhütlerini yerine getirdiğini, davacının haksız rekabet iddiasının da yerinde olmadığını, müvekkilinin ruhsat başvurusunda bulunduğu ilacın kamuya mal olmuş jenerik ürün olduğunu, davalının ilaç üzerinde herhangi bir patent hakkı bulunmadığını, müvekkilinin … ilaç başvurusunda davalının marka, isim, logo yahut herhangi bir fikri mülkiyet hakkını ihlal etmediğini, piyasada hali hazırda … adlı ürünün muadili Modiwake’in 3 yıldır piyasada bulunduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Birleşen İstanbul 7. ATM 2017/1083 Esas 2018/604 Karar Sayılı;
DAVA: Davalı-birleşen davacı vekili; davalı şirket hakkında Ankara … İcra Dairesinin … sayılı dosyasında alacağın tahsili için icra takibi yapıldığını, davalının itirazı ile takibin durduğunu, davalının itiraz dilekçesinde bahsettiği sözleşmenin 6.2 maddesine göre müvekkilinin davalıya gönderdiği 05/11/2015 gün ve 92.040-Euro’luk e-faturaya davalının yasal süresi içinde itiraz etmediğini, alacağın kesinleştiğini belirterek, davalının itirazının iptali ile müvekkili lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVAYA CEVAP: Davacı-birleşen davalı vekili;dava konusu sözleşmenin, davacının ruhsatnamesine sahip olduğu … isimli ürün ve ruhsatının ve yanı sıra sözleşmede belirtilen diğer ürünlerinin davalı şirkete devredilmesine ilişkin olduğunu, davacının sözleşme edimlerini tam ve zamanında yerine getirmeyerek temerrüde düştüğünü, bu nedenle dava konusu faturaya itiraz edilmemesinin fatura içeriğinin kabul edildiği anlamına gelmediğini belirterek, davanın reddi ile müvekkili lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davalı … arasında … adlı ilaç hakkında 27/07/2010 tarihli distribütörlük sözleşmesi akdedildiği, anılan sözleşme uyarınca davalının … ilaç markası ile satılan modafinil parmasotik ürününün Türkiye sınırları içerisinde dağıtım yapma hakkına haiz olduğu, …’un 30/10/2012 tarihli fesih bildirimi ile sözleşme ilişkisinin 30/04/2012 tarihinde sona erdiği, davalının …’un temin ettiği ruhsat dosyasını Sağlık Bakanlığı’na sunduğu, 11/05/2000 tarihli ruhsat başvurusunda mevcut belgelerde üretim yerinin “…” olarak belirtildiği, 13/02/2003 tarihinde …’un davalıya üretim yeri ünvanının “…” olarak değiştiğini bildirdiği, davalının 07/03/2003 tarihinde Bakanlığa bu değişikliği bildirdiği, değişiklik bildirimi ruhsat başvuru tarihi olan 11/05/2000 ile ruhsatın verildiği tarih olan 30/04/2003 tarihi arasında yapıldığı için, ruhsata üretim yeri olarak … yazıldığı, dosyada mevcut belgelerden bu değişiklikten sonra …’un bildirdiği başka bir üretim yeri değişikliğinin olmadığı ve anılan sözleşme ilişkisi boyunca üretim yerine itirazının yahut üretim yerinin değiştirilmesi, güncellenmesi yönünde bildiriminin olmadığı, ayrıca sözleşme sürecinde Sağlık Bakanlığı nezdinde yapılan işlemler yönünden de …’un talimatının alınarak işlem yapıldığı ve işlem sonuçlarının …’a bildirildiği, taraflar arasında yaşanan bir takım ihtilaflar sonucunda 16/06/2014 tarihli geçiş sözleşmesinin akdedildiği, anılan sözleşmenin 2.1 maddesinde, imza tarihinde …’ın transfer sürecini başlatacağı; 2.2 maddesinde imza tarihinden itibaren 10 gün içerisinde …’ın her türlü resmî kurum, noter ve diğer daireler nezdinde … ve diğer ilgili taraflara ilave sözleşmeleri, beyanları ve belgeleri imzalama hususunda mutabakata varıp gerekli resmî mercîlerin uygulamaları çerçevesinde söz konusu transferlere geçerlilik kazandırabilmek için gerekli olabilecek ilave desteği vereceği, 2.3 maddesinde, … tarafından her türlü gerekli sözleşme beyan ve belgelerin imzalanmasının ardından ilgili transferlere ilişkin resmî belgelerin … tarafından Sağlık Bakanlığı ile diğer yetkili resmî mercilere ibraz edileceği, Sağlık Bakanlığı ile diğer resmî mercilerin verdiği bu gibi resmî onayların alınması ile transfer işleminin söz konusu sözleşme, beyan ve belgelerin imzalanmasının ardından en geç 2 ay içerisinde tamamlanmasının öngörüldüğü; sözleşmenin “ödeme” başlıklı bölümünde yer alan 6.1 maddesinde, …’ın transfer ile ilgili olarak … adına tahakkuk eden kümülatif tutar olarak 150.000-Euro+KDV ödeyeceği, bu ödemeye ancak transfer işlemleri tamamlanınca hak kazanacağı; 6.2 ve 3 maddelerinde ispat ve muacceliyet açısından transferin tamamlandığına dair yazılı kanıt ile bahsi geçen faturanın ulaşmasından itibaren 60 gün içerisinde faturanın ödeneceğini, her bir … ilaç için 2-euro ve 40.000 birime kadar ödeme yapılacağının, geçişin 2 ayı geçmesi halinde paket başına 1-euro ödemede bulunulacağının kararlaştırıldığı; 18/07/2014 tarihinde Sağlık Bakanlığına … 100 mg tablet ürününün izin, ruhsat ve marka haklarının …’tan …’a devredildiği beyanında bulunulduğu, Sağlık Bakanlığı’nın cevabî yazısında üretim yeri olarak serbest bırakma yerinin belirtilmekte olduğu, ancak kayıtlarda …/France yer almakta olduğundan bu konuya açıklık getirilmesi gerektiğinin belirtildiği, … tarafından 24/10/2014 tarihli yazıda ürünü …/Fransa’da üretildiği, ürünün 11/05/2000 tarihli ruhsat başvurusunda üretici olarak serbest bırakma yeri …/France (eski adı ile …) belirtildiğinin anlaşıldığı, sözleşmeye konu ürünün önceki distribütörü olan … tarafından 11/05/2000 tarihli ruhsat başvurusunda orijinal ruhsat dosyasında belirtildiği şekilde ürünün seri serbest bırakma yerinin … olarak belirtildiği, ruhsata bu şekilde işlendiği, … İlacın da ürüne ruhsat verilmemesi üzerine Sağlık Bakanlığı’na 29/04/2015 ve 06/04/2015 tarihli yazıları ile ürünün yeni üretim yerinin …/France olduğunu bildirdiği, devir sürecinde aksaklığın yeni üretim yerinin zamanında Sağlık Bakanlığı’na bildirilmemesinden kaynaklandığı, taraflarca bunun üzerine ruhsat değişikliği başvurusu iptal edilerek Bakanlığa 22/01/2015 tarihli yazı ile bildirimde bulunulduğu, 04/09/2015 tarihli yazı ile yeniden ruhsat devir başvurusu yapıldığı, 04/09/2015 tarihli devir sözleşmesi ile tarafların Sağlık Bakanlığı nezdinde ürünün üretim yeri olarak belirtilen …/France adresinin geçerli olmayıp, …/France üretim yeri değişikliği ve buna bağlı olarak tespit için GMP denetimi değişiklikleri tamamlanmış olarak devir yapıldığının, ruhsat işlemlerinin tamamlanması ile birlikte …’ın herhangi bir hak ve alacağının kalmadığının beyan edildiği ve 09/11/2015 tarihinde devren düzenlenen ürün ruhsatının Sağlık Bakanlığı’nca verildiği, davacının selefi …’un talimat bilgi ve onayı dahilinde üretim yerinin Bakanlık kayıtlarında …/Fransa olarak yer almasında ve daha sonrasında bu bilgide bir değişiklik yapılmamasında davalı …’ın herhangi bir kusurunun olmadığı ve bu nedenle devir sürecinde yaşanan aksaklıktan dolayı sorumlu tutulamayacağı, bu nedenle davacının tazminat ve kâr mahrumiyeti talebinde bulunamayacağı; davacının 2. iddiası davalının üreticisi olduğu … adlı ilacın yasa ve sözleşme hükümlerine göre haksız rekabet teşkil ettiğine ilişkin olduğu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda belirtildiği üzere, ilaç markası belirlenirken ilacın etken maddesinin Dünya Sağlık Örgütü tarafından kabul edilen adı veya jenerik ismi ile karışmayacak ayırt edicilikte bir isim seçilmesi gerektiği, bir ilacın etken maddesinin adının, o ilaç için diğer markaları sınırlamamak için marka olarak kullanılamayacağı, taraflar arasındaki sözleşmelerde jenerik bir ürün için ruhsat başvurusunda bulunmayı engelleyen hüküm bulunmadığı, davalının üretim izni için başvurduğu … ilacının haksız rekabet hükümleri kapsamında iltibas teşkil etmeyeceği, somut olayda kanundan veya sözleşmeden doğan rekabet yasağına aykırılık halinin bulunmadığı; birleşen dava yönünden takip konusu 05/11/2015 tarihli 92.040-Euro faturanın 02/09/2014 tarihli sözleşmenin 6.2 maddesi uyarınca geçiş sözleşmesi ücretinin bakiye miktarına ilişkin olduğu, birleşen davanın davacısı …’ın anılan sözleşme uyarınca edimlerini yerine getirdiği, devrin gerçekleştiği ve devir ücretine hak kazandığı, takip tarihi itibari ile alacak ve faiz talebinde haklı olduğu gerekçesiyle, asıl davanın reddi ile birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:Davacı-birleşen davalı vekili; hakimlik mesleğinin gerektirdiği hukuki bilgiyle çözülmesi gereken konularda bilirkişi atanmasının HMK’nın 266. maddesine aykırı olduğunu, bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeden karar verilmesinin usule aykırı olduğunu, davalının ilaç ruhsatının devri konusunda sözleşmeye aykırı davranarak temerrüde düştüğünü, taraflarca imzalanan geçiş sözleşmesinin … ürününün ruhsat devrine ilişkin olduğunu, davalının 2 ay içinde devir işlemini tamamlamayı taahhüt ettiğini, …’ın üretim yerinin … olmasına rağmen, Bakanlık kayıtlarında bu adresin seri serbest bırakma yeri olarak, …/France adresinin ise üretim yeri olarak kayıtlı olduğunun anlaşıldığını, davalının ilacın üretim yeriyle ilgili Bakanlık nezdindeki yanıltıcı beyanı ve Bakanlık kayıtlarında bilerek düzeltmeye gitmemesi, bunun sonucu olarak GMP sertifikasının eksik olmasının, Bakanlık tarafından ürün ruhsatının müvekkili adına düzenlenmesini ve devrini engellediğini, GMP denetimi ve belgesi olmadan ilacın ithaline izin verilmediğini, üretim yeri ile ilgili eksikliği davalının başından beri bilmesine rağmen ilacın ruhsatını müvekkiline ayıplı olarak devrettiğini, ayrıca davalının sözleşmeden kaynaklanan rekabet yasağını ihlal ederek … isimli ürün ile aynı etken maddeyi içeren Modigen isimli ürünü piyasaya sürmek üzere müvekkili ile haksız rekabet ettiğini, bu durumun distribütörlük sözleşmesinin 2.3 maddesi ile geçiş sözleşmesinin 3.2 maddesine aykırı olduğunu, birleşen dava yönünden ise transfer işlemini sözleşmeye uygun olarak tamamlamayan davacının devir ücretine hak kazanmadığını belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Asıl dava; taraflar arasında akdedilen 16.06.2014 tarihli geçiş sözleşmesi uyarınca, davalının ruhsat devrine ilişkin yükümlülüklerini yerine getirmediği iddiasına dayalı kar kaybı ve katlanılan ilave masrafların tazmini ile haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi; birleşen dava ise sözleşme gereği hizmet bedeline ilişkin olarak düzenlenen fatura alacağının tahsiline yönelik takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Somut olayda; davalı ile … adlı ilaç üreticisi … arasında … adlı ürünün Türkiye pazarında pazarlanması ve satışına yönelik 27.07.2010 tarihli tedarik ve distribütörlük sözleşmesi akdedildiği, anılan sözleşme uyarınca davalının, … ilaç markası ile satılan modafinil parmasotik ürününün Türkiye sınırları içerisinde dağıtım ve satışını yapma hakkına haiz olduğu, …’un 30.10.2012 tarihli fesih bildirimi ile bu sözleşmenin 30/04/2012 tarihi itibariyle sona erdiği, sözleşme ilişkisi sona erdikten sonra ürünün satış ve pazarlanmasının, şirketin Türkiye iştiraki olan davacı tarafından yerine getirilmeye başlandığı, … ürününün ruhsatının davalı tarafça davacıya devrine ilişkin davacı ile davalı arasında, 02.09.2014 tarihli devir sözleşmesi akdedildiği, ancak bu sözleşmenin 06.02.2015 tarihinde taraflarca karşılıklı olarak feshedilerek bu kez geçiş sözleşmesi başlıklı aynı tarihli sözleşmenin akdedildiği, anılan sözleşmenin 2.1 maddesinde, imza tarihinde davalının transfer sürecini başlatacağının; 2.2 maddesinde, imza tarihinden itibaren 10 gün içerisinde her türlü resmî kurum, noter ve diğer daireler nezdinde davacı ve diğer ilgili taraflara ilave sözleşmeleri, beyanları ve belgeleri imzalama hususunda mutabakata varıp gerekli resmî mercîlerin uygulamaları çerçevesinde söz konusu transferlere geçerlilik kazandırabilmek için gerekli olabilecek ilave desteği vereceğinin, 2.3 maddesinde, davalı tarafından her türlü gerekli sözleşme beyan ve belgelerin imzalanmasının ardından ilgili transferlere ilişkin resmî belgelerin davacı tarafından Sağlık Bakanlığı ile diğer yetkili resmî mercilere ibraz edileceğinin, Sağlık Bakanlığı ile diğer resmî mercilerin verdiği bu gibi resmî onayların alınması ile transfer işleminin söz konusu sözleşme, beyan ve belgelerin imzalanmasının ardından en geç 2 ay içerisinde tamamlanmasının öngörüldüğünün, sözleşmenin 6.1 maddesinde, davacının transfer ile ilgili olarak davalı adına tahakkuk eden kümülatif tutar olarak 150.000-euro+KDV ödeyeceğinin, bu ödemeye davalının ancak transfer işlemleri tamamlanınca hak kazanacağının; 6.2 ve 6.3 maddelerinde ispat ve muacceliyet açısından transferin tamamlandığına dair yazılı kanıt ile bahsi geçen faturanın ulaşmasından itibaren 60 gün içerisinde faturanın ödeneceğinin, her bir … ilaç için 2-euro ve 40.000 birime kadar ödeme yapılacağının, geçişin 2 ayı geçmesi halinde paket başına 1- euro ödemede bulunulacağının kararlaştırıldığı; ilacın ilk olarak davalı tarafından ruhsatlandırılmasında ürünün seri serbest bırakma yerinin … olarak bildirildiği ve ruhsata bu şekilde işlendiği, 11.05.2000 tarihli ruhsat başvurusunda mevcut belgelerde üretim yerinin “…” olarak belirtildiği, 13.02.2003 tarihinde …’un davalıya üretim yerinin “…” olarak değiştiğini bildirdiği, davalının 07.03.2003 tarihinde Bakanlığa bu değişikliği bildirdiği,değişiklik bildirimi ruhsatın verildiği tarih olan 30.04.2003 den evvel yapıldığı için, ruhsata üretim yeri olarak … yazıldığı,bu değişiklikten sonra …’un bildirdiği başka bir üretim yeri değişikliği olmadığı gibi, sözleşme ilişkisi boyunca da üretim yerine itirazının veya üretim yerinin değiştirilmesi, güncellenmesi yönünde bildiriminin olmadığı, ayrıca sözleşme sürecinde Sağlık Bakanlığı nezdinde yapılan işlemler yönünden de davalı tarafça …’un talimatı alınarak işlem yapıldığı ve işlem sonuçlarının…’a bildirildiği tesbit edilmektedir. Davacı tarafça 18.07.2014 tarihinde Sağlık Bakanlığına … tablet ürününün ruhsatının kendisine devri konusunda başvuru yapıldığı, Sağlık Bakanlığı’nın cevabi yazısında üretim yeri olarak serbest bırakma yerinin belirtilmekte olduğu, ancak kayıtlarda …/France yer almakta olduğundan bu konuya açıklık getirilmesi gerektiğinin bildirildiği, davacı tarafından 24.10.2014 tarihli yazıda ürünün …/Fransa’da üretildiğinin bildirildiği, ancak üretim yeri değişikliği için ayrıca başvuru yapılması gerektiğinin belirtildiği, sürecin sonunda davacı tarafça ruhsat başvurusunun geri çekildiği, sonrasında davacı tarafça yapılan ikinci ruhsat başvurusu sonucunda davacıya 09.11.2015 tarihinde ruhsat verildiği anlaşılmaktadır. Asıl davada davacının ilk talebi, ruhsatın geç alınması nedeniyle uğranılan kar kaybı ile ikinci ruhsat başvurusu nedeniyle katlanılan ilave masrafların tazminine ilişkindir. Sözleşme gereği ruhsat devrinin süresinde gerçekleşmemesi, ilacın üretim yeri değişikliğinin zamanında Bakanlığa bildirilmemesinden kaynaklanmıştır. Davacı ilk ruhsat başvurusunda Bakanlık kayıtlarında seri serbest bırakma yeri olarak geçen yeri üretim yeri olarak göstermiştir. Davalının, … ile imzaladığı distribütörlük sözleşmesi kapsamında, …’un verdiği bilgilere göre ruhsat dosyasını tanzim ettiği belirlenmiştir. …’un üretim yerinin … olarak değiştiğini 13.02.2003 tarihinde bildirmesi üzerine davalı bu değişikliği de Bakanlığa bildirmiştir. …n’un bundan sonraki üretim yeri (…) değişikliğine dair davalıya yönelik başkaca bir talebi veya bildirimi de bulunmamaktadır. Davalının distribütörlük sözleşmesine uygun olarak …’un talimat, bilgi ve onayı dahilinde işlem yaptığı da anlaşılmasına göre, ilacın üretim yerinin bakanlık kayıtlarında …/Fransa olarak kalmasında ve daha sonrasında bu bilgide bir değişiklik yapılmamasında davalıya izafe edilebilecek bir kusur bulunmamaktadır. Diğer yandan kök bilirkişi raporuna itiraz üzerine mahkemece bilirkişi heyetine ilave bilirkişiler atanarak düzenlenmiş olan ek rapor ile kök rapor arasında, ilave tespit ve değerlendirmeler dışında bir çelişkiden söz etmek de mümkün değildir. Bu nedenle mahkemece asıl davada davacının kar kaybı ve ilave masraf taleplerinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Asıl davada davacının ikinci talebi, davalının aynı etken maddeyi içeren bir ilaç için ruhsat başvurusu yapmış olması nedeniyle oluştuğu iddia edilen haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi istemidir. Bilindiği üzere haksız rekabet, TTK’nın 54 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup haksız rekabetin amacı, TTK’nın 54/1. maddesinde “bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanması” olarak ifade edilmiş, 2. fıkrada ise haksız rekabet tarif edilerek “rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır” şeklinde belirtilmiştir. Haksız rekabet kabul edilen bazı durumlar TTK’nın 55. maddesinde sayılmıştır. TTK’nın 56. maddesinde ise; haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimsenin, fiilin haksız olup olmadığının tespitini, haksız rekabetin önlenmesini, haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilmesini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını, kusur varsa zararın tazminini, TBK’nın 58. maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini isteyebileceği belirtilmiştir. Somut olayda davacının haksız rekabet iddiası, davacının satış ve pazarlamasını yaptığı ilaç ile aynı etken maddeyi içeren ilaç için davalı tarafça yapılan ruhsat başvurusuna dayanmaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda; ilaç markası belirlenirken ilacın etken maddesinin Dünya Sağlık Örgütü tarafından kabul edilen adı veya jenerik ismi ile karışmayacak ayırt edicilikte bir isim seçilmesi gerektiği, ilacın etken maddesinin adının, o ilaç için diğer markaları sınırlamamak için esasen marka olarak kullanılamayacağı, piyasadaki pek çok ilaç markasının etken madde adından üretilmiş isimleri kullandığı, taraflar arasındaki sözleşmelerde jenerik bir ürün için ruhsat başvurusunda bulunmayı engelleyen hüküm bulunmadığı belirtilmiştir. Davalının ruhsat başvurusu yaptığı ürün davacının ürünü ile aynı etken maddeye sahip olup, jenerik ürün niteliğindedir. Ürün üzerinde davacının patent hakkının bulunduğuna dair herhangi bir delil bulunmadığı gibi, iltibas teşkil edecek bir durumun varlığına dair de bir delil ileri sürülmemiştir. Diğer yandan davalının üretici ile olan distribütörlük sözleşmesi sona ermiş olup, sözleşmenin 2.3 maddesindeki rekabet yasağı sözleşme süresiyle sınırlıdır. Taraflar arasında akdedilen geçiş sözleşmesinin 3.2 maddesindeki düzenleme ise ruhsat devrine konu ilacın geçiş sürecinde satışına ilişkin olup, rekabet yasağı olarak nitelendirilmesi mümkün değildir. Bu nedenle asıl davada davacının haksız rekabet iddiası yerinde bulunmamaktadır. Birleşen davanın konusu ise, geçiş sözleşmesinin 6.2 maddesinde düzenlenmiş olan hizmet bedeli alacağına ilişkindir. Sözleşmenin bu maddesinde davacı- birleşen davalı, transfer işleminin öngörülen zamanda tamamlanması şartıyla geçiş hizmeti bedeli olarak her bir … ilaç paketi için azami 40.000 birim olmak üzere 2-Euro, geçişin 2 ayı geçmesi halinde ise paket başına 1-Euro ödeme yapmayı taahhüt etmiştir. Ruhsat devrinde gecikme yaşanmışsa da, gecikmede davalı-birleşen davacının bir kusurunun bulunmadığı tespit edilmiştir. Birleşen davacının düzenlemiş olduğu hizmet bedeli faturasına da yasal süresinde itiraz edilmemiştir. Bu nedenle birleşen davacının sözleşme gereği hizmet bedeline hak kazandığının tespiti ile birleşen davanın kabulü ile itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına hükmedilmesiyerinde görülmüştür. Açıklanan nedenlerle,istinaf nedenleri yerinde görülmeyen davacı-birleşen davada davalı vekilinin asıl ve birleşen davaya yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Asıl davada davacı-birleşen davada davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Asıl davada alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30-TL harcın asıl davada davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Birleşen davada davalıdan alınması gereken 20.399-TL istinaf karar harcından birleşen davanın davacı tarafından peşin yatırılan 5.100-TL harcın mahsubu ile bakiye 15.299‬-TL harcın birleşen dava davalısından alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Asıl davada davacı, birleşen davada davalı tarafından sarf edilen istinaf yargı giderinin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraflara tebliğine, Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde HMK’nun 361/1 maddesi gereği Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 13/10/2022