Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/138 E. 2022/1256 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/138
KARAR NO: 2022/1256
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/09/2022
Davanın reddine ilişkin verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili şirketin dava dışı sigortalısı … Pazarlama AŞ tarafından muhtelif bayilere sevk edilen yedek parça emtialarının davalı taşıyıcı şirket sorumluğunda karayolu ile taşınması sırasında hasarlandığını, müvekkili tarafından dava dışı sigortalısına ödenen hasar tazminatından doğan rücuen tazminat alacağının tahsili amacı ile İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası üzerinden davalı taşıyıcı ile … onun sigortacısı konumundaki … (…) Sigorta aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalıların takibe haksız olarak itiraz ettiklerini, müvekkil şirket nezdinde nakliyat abonman blok sigorta sözleşmesi ile sigortalı olan dava dışı sigortalı … tarafından yurt içindeki bayi ve servislere gönderilmek üzere sevk edilen yedek parça emtialarının nakliye sırasında hasarlandığını, alınan ekspertiz raporunda emtianın nakliye sırasında hasarlandığının tespit edildiğini, hasar tespit tutanaklarında da hasarın taşıma sırasında meydana geldiğinin belirtildiğini, hasar nedeniyle müvekkili tarafından sigortalıya 02.02.2015 tarihinde 6.025,85-TL ödendiğini, bu ödeme ile müvekkilinin sigortalısına halef olduğunu belirterek, davalıların takibe konu edilen 5.021,54-TL asıl alacağa ve işlemiş faizine yönelik itirazının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … sigorta vekili; müvekkili tarafından sigortalı … lehine taşıyıcı mali sorumluluk poliçeleri düzenlendiğini, davacının hasar bedeli talebinin yasal dayanağının bulunmadığını, davacıdan defalarca istenilmesine rağmen hasara dair belgelerin ibraz edilmediğini, müvekkilinin sigortalısının imzası ve onayı bulunmayan hasar tespit tutanaklarının delil niteliği taşımadığını, davacının hasar ödemelerinin lütuf ödemesi niteliğinde olduğunu, müvekkili ve diğer davalının sorumluluğunun sınırlı olduğunu belirterek, davanın reddi ile davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili; davacının talepleri TTK’nın 855. maddesine göre bir yıllık zamanaşımı süresine tabi olup davanın zamanaşımına uğradığını, hasar tespitlerinin tek taraflı ve usule aykırı olarak yapıldığını, tutanakların bir kısmı okunaksız olup bir kısmında ise müvekkilinin onayının bulunmadığını, hasarı gösterir bir belge sunulmadığını, ayrıca müvekkilinin sorumluluğunun sınırlı olduğunu belirterek, davanın reddi le davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davacının sigortalısı dava dışı şirketin 2014 yılı Eylül Ekim ve Kasım aylarında farklı tarihlerde bayilerine gönderdiği oto yedek parçalarının taşımasının davalı … AŞ tarafından yapıldığı, diğer davalı … (…) Sigorta şirketinin taşıyıcı davalının yurt içi taşıyıcı mali ve mesuliyet sigortacısı olduğu, davalı taşıyıcı tarafından taşımasının yapıldığı ihtilafsız olan oto yedek parçalarının alıcılarına teslim edildiği, teslim esnasında düzenlenmiş hasar tutanağının bulunmadığı, alıcı emrine düzenlenen sevk irsaliyelelerinin çekincesiz olarak imzalandığı dava ve icra takibine konu hasara ilişkin her hangi bir şerhin olmadığı, yine taşımanın tamamlanması ve teslimden sonra hasarın oto yedek parçalarının bulunduğu depoda toplu olarak yapılan inceleme neticesinde eksper raporunun düzenlendiği, eksper raporuna konu 17 adet parçada tespit edilen hasarın 5.021,54-TL olduğu, yedek parçaların nakliyat esnasında hasarlandığına dayanak yapılan tutanaklarda geçen yedek parçanın hangi taşıma sonucunda tesliminin yapıldığı hususunun belli olmadığı, ayrıca ürüne ilişkin ayrıntılı bilginin yer almadığı, bir çok tutanakta hasarın açık tarifinin bulunmadığı, bazı tutanaklarda koli sağlam, içinden çıkan parça hasarlı seçeneğinin işaretlendiği, ambalajı sağlam olan koli içindeki yedek parçanın ne şekilde hasarlandığı hususunun tespit edilemediği, eksper raporlarında yedek parçaların ne şekilde ambalajlandığı hususunun açıklığa kavuşturulmadığı, bu nedenle taşımaya konu emtiadaki ambalajın yeterli olup olmadığı hususunun dosya kapsamından tespit edilemediği, dava dışı sigortalının birden fazla yedek parça taşıtmasına rağmen taşınan yedek parçalardan tamamının hasarlanmadığı, hasarlanan yedek parçaların taşıma sırasında hasarlandığını gösteren herhangi bir delilin bulunmadığı, hasarın muhtelif tarihlerde dava dışı sigortalının bayii ya da servislerinin uhdesine geçtikten sonra yapılan elleçleme sırasında değil de, dağıtım için davalı …’nun sorumluluğu altında icra edilen nakliye sırasında, yani taşıma sırasında taşıyıcının sorumluluğunda meydana geldiği ve TTK 889. maddesi uyarınca usule uygun olarak hasar bildiriminin yapıldığı hususların ispatlanamadığı, dolayısıyla taşıyıcı sıfatı ile davalı …’nun veya …’nun yurt içi taşıyıcı mali mesuliyet sigortacısı olarak … (…) Sigorta’nın sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: İstinaf yoluna başvuran davacı vekili; müvekkilinin sigortalısı … AŞ ile davalı taşıyan … arasında akdedilen nakliye sözleşmesinin 7. maddesinde zarar ve ziyan konusundaki sorumluluğun düzenlendiğini, bu maddenin TTK ve CMR’nin ilgili maddelerine kıyasla daha geniş hükümler tesis ederek, taşınan bir emtiada zarar meydana gelmesi halinde davalı taşıyan … şirketinin sorumluluğunu ve sorumlu olduğu tutarı bazı kriterlerle belirlemiş olduğunu, maddede davalı taşıyan … şırketinin, kolilerin sayısından ve iyi durumda olmasından sorumlu olduğunun ve herhangi bir ayırıma gidilmeksizin yükleme, taşıma ve boşaltma sırasında meydana gelen tüm ziya ve hasarlardan sorumlu bulunduğunun hüküm altına alındığını, ancak mahkemece bu sözleşmenin dikkate alınmadığını, hasar tutanaklarında imzası olan araç sürücüleri ifa yardımcısı niteliğinde olup, tutanakların davalının anteti ile düzenlenmiş olması nedeniyle, davalının emtianın hasarlandığından haberdar durumda olduğunu, kaldı ki hasarlı emtiaların sözleşmenin 7. maddesinin 6. paragrafı çerçevesinde davalı taşıyan … tarafından toplanarak kendisine ait depoya konulduğunu, bu nedenle davalının hasardan sorumlu olduğunu, ayrıca sözleşmede davalı taşıyan …’nun tazminat sorumluluğunun malın uğradığı zarar/mal değeri kadar olacağının kararlaştırılmış olduğunu, dolayısıyla hasar halinde davalı taşıyanın malın değeri tutarında tazminat ile sorumlu olacağını belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, nakliyat abonman blok sigorta poliçesi ile sigortalanmış olan emtianın yurt içi taşıma sırasında hasara uğraması nedeniyle dava dışı sigortalıya ödenen hasar bedelinin taşıyıcı ve mali sorumluluk sigortacısı olan davalılardan rücuen tahsiline yönelik icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. 6102 sayılı TTK.’nun 1472. maddesi uyarınca; sigortacının, sigortalısının haklarına halefiyet hakkının gerçekleşebilmesi için sigortacının hukuken geçerli bir sigorta poliçesi teminatı kapsamında sigortacısına tazminat ödemiş olması ve sigortalının zarar sorumlusuna karşı dava hakkına sahip olması gerekir. Sigortacı; ancak, sigortalısının meydana gelen zarardan dolayı üçüncü kişilere karşı dava hakkı varsa, bu hakka ödediği bedel oranında halef olacaktır. 6102 sayılı TTK.nın 875 ve 879. maddeleri uyarınca taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan; kendi adamlarının, taşımanın yerine getirilmesi için yararlandığı kişilerin görevlerini yerine getirmeleri sırasındaki fiil ve ihmallerinden, kendi fiil ve ihmali gibi sorumludur. Yine TTK.nın 876. maddesi uyarınca ziya, hasar ve gecikme, taşıyıcının en yüksek özeni göstermesine rağmen kaçınamayacağı ve sonuçlarını önleyemeyeceği sebeplerden meydana gelmişse, taşıyıcı sorumluluktan kurtulur. Somut olayda; davacının nakliyat abonman blok sigorta poliçesiyle sigortaladığı dava dışı … firmasına ait yedek parça emtiasının yurt içi taşıma işinin davalı taşıyıcı … tarafından üstlenildiği, diğer davalının ise davalı taşıyıcının yurt içi taşıyıcı mali sorumluluk sigortacısı olduğu, 2014 yılı Eylül-Kasım döneminde gerçekleştirilen taşımalarda bir kısım emtianın hasara uğradığının ekspertiz raporuyla tespiti üzerine davacı tarafından sigortalısına 02.02.2015 tarihinde 6.025,85-TL hasar bedeli ödenmiş olduğu, hasar bedelinin rücuen davalılardan tahsili istemiyle başlatılan takibe davalıların itirazı üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık ise sigortalı emtiada oluşan hasarın taşıma sırasında meydana gelip gelmediği noktasında toplanmaktadır. Davacının sigortalısı ile davalı … arasında akdedilen nakliye sözleşmesinin 7. maddesinde; “…’nun yüklenen kolilerin sayısından ve iyi durumda olmalarından sorumlu olduğu, bu sorumluluğun … mağazasında yük teslim formunun imzalanmasından itibaren başlayacağı ve alıcılara teslimata kadar devam edeceği, sayısını kontrol edebilme imkanı bulunması şartıyla …’nun palet üzerinde bulunan koli sayısından sorumlu olduğu, alıcı tarafından gerektiği şekilde tespit edilen hasar veya zarar meydana gelmesi halinde alıcının …’a şikayette bulunacağı, bunun üzerine …’un alıcı adına tanzim edilmiş satış faturalarını esas alarak ilgili parçalar için tespit edilen zarar kadar alıcıyı tazmin edeceği, bu referans fatura ve yine tazminat talebinin, zararın … tarafından kendisine tazmin edilmesini isteyen …’un tazminat talebi için kanıt teşkil edeceği, …’nun kendi sigorta şirketi tarafından ekspertiz amacıyla bayiler nezdindeki bütün hasarlı malları masrafı kendisine ait olmak üzere toplama hakkını saklı tutacağı” hususları düzenlenmiştir. Eldeki davada davacı tarafça bir kısım hasar tespit tutanakları sunulmuş ise de, davacı tarafça sunulan sevk irsaliyelerine göre emtiadaki hasarların alıcısı olan bayilere ve/veya servislere çekincesiz olarak teslim edildiği, teslim esnasında düzenlenmiş hasar tutanağının bulunmadığı, nitekim hasarın emtianın gönderildiği bayi ve servislerde değil, daha sonra sigortalı … tarafından kullanıldığı anlaşılan davalı taşıyıcı …’ya ait depoda bulunduğu sırada tespit edildiği ve akabinde hasar tespit tutanaklarının düzenlendiği anlaşılmaktadır. Davacı tarafça; hasara uğramış emtianın ne şekilde ve hangi nedenle davalı …’ya ait depoya götürüldüğü, sigortalı ile davalı … arasında taşıma sözleşmesi yanında depolama sözleşmesi de olup olmadığı hususlarına açıklık getirilmemiştir. Dolayısıyla emtianın alıcısına teslimi sırasında düzenlenen veya davalı taşıyanın hasarın taşıma esnasında meydana geldiği hususunda kabulünü içeren herhangi bir tutanak sunulmamış olup, bu durumda hasarın davalının taşıması esnasında meydana geldiğinin ispatlanamadığının kabulü gerekir. Kaldı ki tutanakların önemli bir bölümünde kolinin sağlam olduğu, ancak içinden çıkan parçanın hasarlı olduğu belirtilmiş olup, oysa sözleşmeye göre davalı taşıyan kolilerin sayısından ve iyi durumda olmalarından sorumludur. Bu durumda emtiadaki hasarın davalının sorumluluğundaki taşıma sırasında meydana geldiği hususu kanıtlanamamış olmakla, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, davalılar tarafından yapılan 33-TL posta masrafının davacıdan alınarak davalılara verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 22/09/2022