Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/1367 E. 2023/510 K. 06.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1367
KARAR NO: 2023/510
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/02/2020
NUMARASI: 2018/1363 Esas – 2020/152 Karar
DAVA: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 06/04/2023
Mahkemece verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, davacının … Sigorta AŞ’ye Nakliyat Emtea Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunan … AŞ’nin ABD’de yerleşik … firmasından ithal ettiği uçak sanayisinde kullanılan yedek parça emtiasının ABD’den Türkiye’ye hava yolu nakliyesi işinin 17.04.2018 tarih, … nolu navlun faturası karşılığında davalı … Ltd. Şti. tarafından üstlenildiğini, 1 kap 201 adet emtianın 13.04.2018 tarihinde sevkiyatının tamamlandığını, gümrük kayıtlarına göre geldiği rapor edilen emtiaların teslimi aşamasında … Kargo Gümrüğü’nde bulunamadığını, diğer davalı…Kargo Gümrük Müdürlüğü’nün … nolu tutanak ile 1 kap emtianın noksan olduğunun tespit edildiğini, kaybolan 1 kap 201 adetlik emtianın 3.925,53-USD tutarlı olduğunu, emtianın … Kargo’ya giriş yaptığı ancak daha sonra bulunamadığı beyan edildiğinden 1 nolu davalı nakliyecinin yanında 2 nolu davalı …. Kargo Müdürlüğü’nün de hasardan sorumlu olduğunu, davacının sigortalı firmaya 3.925,53-USD karşılığı 17.727,45-TL tazminat ödediğini belirterek dava konusu olay nedeni ile sigortalıya ödenen sigorta tazminatının zarar sorumlusu davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … Nakliyat vekili; Varşova Konvansiyonunun 26/2. maddesi uyarınca süresinde hasar ihbarı yapılamadığından dava hakkının düştüğünü, Varşova konvansiyonuna göre hava taşıyıcısının sorumluluğu kg başına 19 SDR ile sınırlı olduğunu, kayıp malzemenin ağırlığının 8,6 kg olması nedeniyle müvekkilinin sorumlu olduğu bedelin 8,6 kg X 19 SDR = 163,4 SDR olduğunu, 1 SDR= 7,3219 TL olduğundan davacının haklı çıkması durumunda müvekkilinin ancak (8,6x19x7,3219) 1.196,40-TL ile sorumlu tutulabileceğini, dava konusu eşyanın fiili taşımasının … A.O. tarafından gerçekleştirildiğini, söz konusu eşyaların eksiksiz …’ye teslim edildiğinden …’nin sorumluluğu altında meydana gelen noksanlıktan …’nin sorumlu olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı Ticaret Bakanlığı … Kargo Gümrük Müdürlüğü vekili; müdürlükçe geçici depolama yerinde düzenlenen 19.04.2018 tarih … sayılı eksiklik tutanağına istinaden takibata başlanıldığını, söz konusu eksikliğe ilişkin ticari veya resmi belgelerdeki kayıtlı miktarlara göre noksan çıkan kapların mahrecinden yüklenmemiş veya yanlışlıkla başka yere çıkartılmış veya kaza ve avarya sonucunda yok olmuş veya çalınmış bulunduğuna ilişkin yurt dışından temin edilecek ilgili bilgi ve belgelerin yazılarının tebliğinden itibaren 3 aylık takibat süresi içinde eşyanın yüklendiği liman yetkilileri, çıkış acentaları ve taşımacı kuruluş kamu kuruluşu ise bu kuruluştan alınan ve eşyanın yüklendiği limandaki en büyük Mülki idare amirince, Gümrük idaresinde, Ticaret ve Sanayi Odalarınca veya Liman Başkanlığınca onaylanmış belgelerle ispat edilemediğinden Gümrük Kanunu’nun 237. maddesi uyarınca ceza kararı düzenlenip noksanlık takibatının sonlandırıldığını, ortada özel hukuk sözleşmesi bulunmadığından idari yargının görevli olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını, müvekkili idarenin hiç bir kusur ve sorumluluğu bulunmadığını, asıl sorumlu taşıyıcı firmanın eşyayı tam ve sağlam olarak ve gerekli belgelerle birlikte belirlenen süre sınırı içerisinde gümrük idareleri tarafından alınan ayniyat önlemlerine uygun olarak varış idaresine sunmakla yükümlü olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; taraflar arasındaki ilişkinin özel hukuk ilişkisi olması ve kamusal bir yönünün bulunmaması nedeni ile adli yargının görevli olduğu, emtianın özet beyanı yapılmış olmasına rağmen dava konusu malın geçici depolama yerine gelip buraya teslim edildikten sonra kaybolduğu hususunun ispatlanamadığı, bu nedenle davalı Bakanlığın olayda sorumluluğu bulunmadığı, davalı … Nakliyat’ın akdi taşıyıcı sıfatını haiz olduğu, dolayısıyla taşıma esnasında kaybolan mal nedeni ile mal sahibi firmaya ödeme yaparak haklarına halef olan davacı sigorta şirketinin zararını tazminle mükellef olduğu, taşımanın uluslararası hava taşıması olması nedeni ile Montreal Konvansiyonunun uygulanmasının gerektiği, Konvansiyonun 31. maddesi uyarınca hasar durumunda hasarın belirli sürelerde bildirilmesi gerektiğine ilişkin hükümlere yer verildiği, dosyaya konu “kayıp” durumunun hasar olarak değerlendirilemeyeceği, bildirim yükümlülüğünün davaya konu olay için söz konusu olmayacağı, Konvansiyonun 18.maddesi uyarınca tam zayi-kayıp taşıma sürecinde olduğundan taşıyıcının sorumluluğunun 22.madde gereği birim kg başına 19 SDR ile sınırlı olduğu, bu limitin ancak “özel menfaat” belirtilerek aşılabileceği, ancak dosyaya konu olayda böyle bir belirtme bulunmadığı, sonuç itibariyle davalının 171 SDR karşılığı TL ile sorumlu bulunduğu, rapor tarihindeki SDR hesabı ile 1.410,49 TL’nin limit olduğu gerekçesiyle davalı Ticaret Bakanlığı yönünden davanın reddine, davanın davalı … Ltd Şti yönünden kısmen kabulü ile 1.410,49 TL ‘nin 12/07/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte bu davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; davalı idarenin sorumluluğunun tespiti noktasında Gümrük uzmanı bilirkişiden rapor alınmasını talep etmelerine rağmen mahkemece bu talepleri ile ilgili inceleme yapılmadığını, sigortalı firma tarafından gümrükte ithalat işlemlerine başlanması nedeniyle dava konusu emtianın geldiğini ve bunun üzerine gümrük beyannamesinin düzenlendiğini, kargo gümrüğüne girdiği gümrük beyannamesi uyarınca sabit olan malların sigortalıya teslimi aşamasında bulunamadığını, davalı gümrük idaresi tarafından daha sonra tutulan tutanakla 1 kap emtianın noksan olduğunun tespit edildiğini, bu nedenle davalı gümrük idaresinin ardiyecinin sorumluluğu gibi sorumlu tutulması gerektiğini, taşınması için kendisine sağlam ve eksiksiz olarak teslim edilen emtiaları kaybeden, malların nerede olduğuna dair bir açıklama yapamayan davalı taşıyıcı şirketin ise sınırlı sorumluluk hükümlerinden yararlanamayacağını, zararın tamamından sorumlu tutulması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, TTK’nın 1472. maddesi gereğince, nakliyat emtia sigortacısı tarafından, akdi hava taşıyıcısı ile davalı gümrük idaresinden halefiyet ilkesine dayalı rücuen tazminat istemine ilişkindir. Davacı, dava dışı sigortalı … A.Ş. Tarafından ithal edilen emtianın davalı Kühne …Ltd Şti sorumluluğunda hava yolu ile taşındığını ve 1 kap emtianın kaybolması üzerine sigortalısına yaptığı 17.727,45-TL hasar ödemesinin hasar nedeniyle sorumluluğu bulunan davalı taşıyıcı şirket ile gümrük idaresi diğer davalıdan rücuen tahsilini talep etmektedir. Mahkemece, emtianın gümrük idaresinin sorumluluğunda iken kaybolduğu hususunun ispatlanamadığı gerekçesiyle gümrük idaresi yönünden davanın reddine karar verilmiş, hasardan sorumlu olan davalı taşıyıcı şirketin ise sınırlı sorumluluğuna hükmedilmiştir. Somut olaya uygulanması gereken Montreal Konvansiyonu’nun 18/1. maddesi uyarınca “Taşıyıcının, kargonun tahrip olması yada kaybolması ya da kargoya zarar gelmesi durumunda uğranmış hasara karşı sadece, hasara bu şekilde uğranmasına neden olan olayın hava yoluyla taşıma esnasında meydana gelmiş olması halinde sorumlu olduğu” düzenlenmiştir. Davalı taşıyıcının teslim aldığı yükü sözleşmede belirtilen şekli ile teslim ettiğini kanıtlayamaması nedeniyle taşıyıcı sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu olup, bu sorumluluğu Montreal Konvansiyonun 22/3 gereğince kg başına 19 SDR ile sınırlıdır. Kargo taşımasına konu emtianın ziyaı veya hasara uğramasının davalı taşıyıcının veya adamlarının kasıtlı veya pervasız davranışlarından kaynaklanması halinde bile bu durum, taşıyıcının konvansiyon hükümlerine göre sınırlı sorumluluktan faydalanmasına engel teşkil etmemektedir (Bkz. Emsal Yargıtay 11.HD, 13.03.2014 tarih, 2012/14200-2014/4905 E.K sayılı ilamı). Konvansiyonun 22. maddesi gereği meydana gelen zararın tazmini birim kg başına 19 SDR hesabı aşılmamak üzere istenebilir. Bu limit ancak “özel menfaat” belirtilerek aşılabilirse de davaya konu taşımada bu yönde bir bildirimde bulunulmamıştır. Dava dışı sigortalı firmaya ait 1 kap emtia kaybolmuş ve davalı taşıyıcı tarafından bununla ilgili olarak herhangi bir açıklama getirilememiş ise de uyuşmazlığın TTK hükümlerine değil Montreal Konvansiyonu hükümlerine tabi olması nedeniyle taşıyıcının sınırlı sorumluluğu hükümlerine göre sonuca gidilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bunun dışında davalı Ticaret Bakanlığı geçici depolama işletmecisi olup, sorumluluğu cihetine gidilebilmesi için malın geçici depolama yerine teslim edilmiş olması, geçici depolama yerine geldikten sonra kaybolmuş olması gerekmektedir. Oysa özet beyanı yapılmış olmasına rağmen dava konusu malın geçici depolama yerine gelip buraya teslim edildikten sonra kaybolduğu hususuna dair bir delil bulunmamaktadır. Nitekim geçici depolama yeri giriş listesi formunda 10 kap noksan olarak gösterilmiştir. Bu durumda mahkemece davalı gümrük idaresi yönünden davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığından, davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 179,90-TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 125,50-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 06/04/2023