Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/1362 E. 2023/541 K. 11.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1362
KARAR NO: 2023/541
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN: MURAT YILDIZ (39465)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/06/2019
NUMARASI: 2016/249 Esas 2019/718 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Sigorta rücuen tazminat alacağı)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/04/2023
Davanın reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;.
DAVA: Davacı vekili; müvekkili sigorta şirketinin dava dışı sigortalısı … Pazarlama A.Ş. tarafından muhtelif bayilere sevk edilen yedek parça emtialarının davalı taşıyıcı … Taş. ve Loj. A.Ş. sorumluluğunda karayolu ile taşınması sırasında hasarlandığını, bu nedenle davacı tarafından dava dışı sigortalısına ödenen 5.867,68-TL hasar tazminatından doğan rücuen tazminat alacağının tahsili için İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden davalı taşıyıcı şirket ile onun sigortacısı olan davalı .. Sigorta A.Ş. aleyhine ilamsız icra takibin başlatıldığını, ancak davalılar-borçlular tarafından icra takibine itiraz edildiğini, yapılan itirazın haksız olduğunu, dava konusu hasar nedeniyle davalı taşıyıcının ve sigorta şirketinin sorumlu olduğunu, hasar nedeniyle müvekkilinin sigortalısına 5.867,68-TL hasar tazminatı ödeyerek sigortalısının haklarına halef olduğunu, %20 poliçe marjı hariç tutulmak suretiyle hasar tazminatı olarak ödenen 4.889,73-TL için rücu hakkı doğduğunu ileri sürerek, 4.889,73-TL asıl alacağa ve bu asıl alacağın takip öncesi işleyen avans faizine karşı davalılarca yapılan itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … A.Ş. vekili; uyuşmazlık konusu iddianın tespiti ve bildiriminin gerektiğini, davacının kendi sunduğu belgelerden ve talebinden de açıkça anlaşılacağı üzere takibe konu tutarlar içinde davacı sigorta şirketinin müşterine yapmış olduğu “poliçe marjı” isimli özel ve şirkete özel ödemenin de bulunduğunun görüleceğini, bu nedenle hem bildirimin geçersiz olduğu hem de takibe itirazlarının haklı olduğunu, davacının eksik emtiaların ağırlık miktarlarını ispata yarayan herhangi bir delili dosyaya sunmadığı gibi bu konuda müvekkili şirkete ve diğer davalı … A.Ş.’ye de herhangi bir belge iletmediğini, bir bilgilendirme yapmadığını belirterek, davanın reddi ile davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı … A.Ş. vekili; davaya konu talep açısından müvekkilinin de diğer davalının da bir sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkilinin davalı sigortalı lehine CMR (taşıyıcının yurtdışı sorumluluk) poliçesi düzenlemediğini, davalı taşıyıcı ile dava dışı … A.Ş. arasındaki sözleşmeye göre diğer davalının Türkiye topraklarının tamamından yedek parça dağıtım işini üstlendiğini, müvekkilinin yurt dışı taşıma poliçesi bulunmamakla birlikte davaya konu taşımanın da diğer davalı tarafından üstlenilmediğini, davacının bu hususta hiçbir belge ve bilgi sunmadığını, hasar tespit tutanağının dahi bulunmamakta olup hasarın diğer davalı tarafından yapılan taşıma sırasında meydana geldiğinin de ispatlanamadığını, 25/07/2014 tarihli nakliyat ekspertiz raporu uyarınca da davacının rücu hakkı bulunmadığını, bu hususun raporun 2. sayfasında yazılı olduğunu belirterek, davanın reddine, takibin iptaline ve %20’den aşağı olmamak üzere davacının kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporuna göre; davalı tarafın zamanaşımı itirazının yerinde olmadığı, hasar gören emtiaların davalı taşıyıcının sorumluluğu kapsamındaki taşıma sırasında hasara uğradığının davacı tarafça ispatlanamadığından ödemenin lütuf ödemesi kapsamında olduğu gerekçesiyle, davanın reddine ve koşulları oluşmadığından davalıların da kötüniyet tazminat taleplerinin de reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; müvekkilinin sigortalısı dava dışı … A.Ş. ile davalı … A.Ş. arasında delil sözleşmesi niteliğinde bir nakliye sözleşmesi imzalanmış olduğunu, sözleşmenin yedinci maddesine göre sorumluluğun davalı … A.Ş.’ye ait olduğunu, zira maddenin birinci paragrafından da görüleceği üzere tarafların TTK ve CMR’deki taşıyanın sorumluluğunu düzenleyen hükümleri genişlettiklerini, herhangi bir ayrıma gidilmeden yükleme, taşıma ve boşaltma sırasında meydana gelen tüm zıya ve hasardan sorumlu olduğunun hüküm altına alındığını, mahkemece nakliye sözleşmesinin varlığının dikkate alınmadığını; davaya konu hasarlı emtiaların sözleşme m.7/6 kapsamında davalı taşıyan tarafından toplanarak kendisine ait Logipark Tuzla Tesislerine (depoya) konulduğunu, emtianın hasara uğradığını, davalı taşıyanın depoya alınması ile belli olduğunu ve emtiayı deposunda tutması sebebiyle de hasarı bildiğini, nakliye sözleşmesine göre davalı taşıyanın tazminatı sorumluluğunun TTK ve CMR’dekinden farklı olarak malın uğradığı zarar kadar/mal değeri kadar olduğunun kabul edildiğini, … isimli firmanın … SA’nın alt şirketi olduğunu, sözleşmeye göre …’ın alıcı adına tanzim edilmiş satış faturalarını esas alarak ilgili parçalar için tespit edilen zarar kadar alıcıyı tazmin edeceğini, bu fatura ve tazminat talebinin zararın … A.Ş. tarafından kendisine tazmin edilmesini isteyen …’ın tazminat talebi için kanıt oluşturacağını, bu hususların da mahkemece hiç dikkate alınmadığını belirterek, ilk derece mahkemesinin kararını kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE : Dava, nakliyat abonman blok sigorta poliçesi ile sigortalanan emtianın yurt içi taşıma sırasında hasara uğraması nedeniyle, sigortalıya ödenen hasar bedelinin, taşıyıcı ve sigortacısı olan davalılardan rücuen tahsiline yönelik icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. TTK’nın 1472. maddesi uyarınca; sigortacının, sigortalısının haklarına halefiyet hakkının gerçekleşebilmesi için sigortacının hukuken geçerli bir sigorta poliçesi teminatı kapsamında sigortacısına tazminat ödemiş olması ve sigortalının zarar sorumlusuna karşı dava hakkına sahip olması gerekir. Sigortacı ancak sigortalısının meydana gelen zarardan dolayı üçüncü kişilere karşı dava hakkı varsa, bu hakka ödediği bedel oranında halef olacaktır. TTK’nın 875 ve 879. maddeleri uyarınca taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya gecikmeden doğan zararlardan; kendi adamlarının, taşımanın ifası için yararlandığı kişilerin bu sıradaki fiil ve ihmallerinden, kendi fiil ve ihmali gibi sorumludur. Yine TTK 876 uyarınca zıya, hasar ve gecikme, taşıyıcının en yüksek özeni göstermesine rağmen kaçınamayacağı ve sonuçlarını önleyemeyeceği sebeplerden meydana gelmişse, taşıyıcı sorumluluktan kurtulur Somut olayda; davacının sigortaladığı … firmasına ait yedek parça emtiasının yurt içi taşıma işinin davalı … tarafından üstlenildiği, diğer davalının ise taşıyıcı mali sorumluluk sigortacısı olduğu, Mart-Nisan 2014 döneminde yapılan taşımalarda bir kısım emtianın hasara uğradığının eksper raporuyla tespiti üzerine, davacı tarafından sigortalıya 5.867,68-TL hasar bedeli ödendiği anlaşılmaktadır. Davacının sigortalısı ile davalı … arasında akdedilen nakliye sözleşmesinin 7. maddesinde; “…’nun yüklenen kolilerin sayısından ve iyi durumda olmalarından sorumlu olduğu, bu sorumluluğun … mağazasında yük teslim formunun imzalanmasından itibaren başlayacağı ve alıcılara teslime kadar devam edeceği, sayısını kontrol edebilme imkanı bulunması şartıyla …’nun palet üzerinde bulunan koli sayısından sorumlu olduğu, alıcı tarafından gerektiği şekilde tespit edilen hasar veya zarar meydana gelmesi halinde alıcının …’a şikayette bulunacağı, bunun üzerine …’un alıcı adına tanzim edilen satış faturalarını esas alarak ilgili parçalar için tespit edilen zarar kadar alıcıyı tazmin edeceği, bu referans fatura ve yine tazminat talebinin, zararın … tarafından kendisine tazmin edilmesini isteyen …’un tazminat talebi için kanıt teşkil edeceği, …’nun kendi sigorta şirketi tarafından ekspertiz amacıyla bayiler nezdindeki bütün hasarlı malları masrafı kendisine ait olmak üzere toplama hakkını saklı tutacağı” hususları düzenlenmiştir. Eldeki davada davacı tarafça bir kısım hasar tespit tutanakları sunulmuş ise de; davacı tarafça sunulan sevk irsaliyelerine göre emtiadaki hasarların alıcısı olan bayilere ve/veya servislere çekincesiz olarak teslim edildiği, teslim esnasında düzenlenen hasar tutanağı bulunmadığı, hasarın emtianın gönderildiği bayi ve servislerde değil, daha sonra sigortalı davalı taşıyıcı …’ya ait depoda tespit edildiği ve akabinde hasar tespit tutanakları düzenlendiği, nakliye sözleşmesinin 7. maddesinde düzenlenen prosedürün işletilmediği, hasarın ne şekilde meydana geldiğinin belli olmadığı anlaşılmaktadır. Davacı tarafça; hasara uğrayan emtianın ne şekilde ve hangi nedenle davalı …’ya ait depoya götürüldüğü hususlarına açıklık getirilmemiştir. Dolayısıyla, emtianın alıcısına teslimi sırasında düzenlenen veya davalı taşıyanın hasarın taşıma esnasında meydana geldiği hususunda kabulünü içeren herhangi bir tutanak sunulmamış olup, bu durumda hasarın davalının taşıması esnasında meydana geldiğinin ispatlanamadığının kabulü gerekir. Bu kapsamda emtiadaki hasarın davalı taşıyıcı sorumluluğunda gerçekleştiği hususu kanıtlanamadığından, mahkemece davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, istinaf nedenleri yerinde görülmeyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 179,90-TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 125,50-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, davalı HDI Sigorta A.Ş. tarafından yapılan 39,80-TL istinaf yargı giderinin davacıdan alınarak davalı HDI Sigorta A.Ş.’ye verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.11/04/2023