Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/1350 E. 2020/1227 K. 26.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1350
KARAR NO : 2020/1227
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/02/2020
NUMARASI : 2019/507 Esas 2020/98 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 26/11/2020
Davanın kısmen kabulüne ilişkin hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin temizlik ürünlerinin toptan satışı işi ile uğraştığını, davalının da müvekkilinden uzun zamandır temizlik ürünleri satın aldığını, bu kapsamda müvekkilinin 17.794,14- TL cari hesap alacağının ve faiz alacağının doğduğunu, tahsili bakımından İstanbul …. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile başlatılan takibin davalının haksız itirazı üzerine durduğunu beyan ile itirazın iptalini, takibin devamı ile % 20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde, müvekkilinin davacıya borcu olmadığını, davacının müvekkiline temizlik ürünü teslim ettiğini irsaliye ile ispatlaması gerektiğini, davacının mal teslim etmeksizin fatura keserek kendisini alacaklandırma gayretine girdiğini, alacağının doğması için malın teslim edildiğinin ispatının zorunlu olduğunu beyan ile davanın reddini, % 20 den az olmamak üzere davacının tazminata mahkum edilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarında davacıya 21.798,14 TL borçlu bulunduğuna dair kayıt bulunduğu, davacı tarafından sunulan cari hesap özetinde davacının 17.798,14 TL alacaklı olduğu, aradaki farkın davalı tarafından yapılan 4.000-TL ödemenin davalı hesabından düşülmemesinden kaynaklandığı, cari hesabın konusunu oluşturan faturaların ve fatura borcunun davalı ticari kayıtlarına işlendiği, faturalara yönelik bir itirazda bulunulmadığı anlaşıldığından davalının fatura konusunun yerine getirilmediğine ve borcu bulunmadığına yönelik itirazlarının yerinde görülmediği, davacının takip tarihi itibariyle 17.798,14-TL alacaklı olduğu, takip tarihinden önce temerrüdün gerçekleşmediğinden ,işlemiş faiz açısından reddine; davanın kısmen kabulüne, itirazın kısmen iptaline, takibin 17.798,14 TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, alacak likit ve belirlenebilir olduğundan İİK m.67 uyarınca alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili, bilirkişi raporuna karşı itirazlarının incelenmediğini, müvekkilinin davacıya borcunun bulunmadığını, davacı tarafın müvekkiline temizlik ürünlerini teslim ettiğini irsaliye ile ispat etmek zorunda olduğunu, TTK 23, VUK 230/5, HMK 200 hükümleri gereği mal tesliminin irsaliye ile ispatı gerektiğini, faturaların tebliğinin yahut ticari defterlere işlenmesinin yeterli olmayacağını, icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, kararın kaldırılarak davanın reddini talep etmiştir.
GEREKÇE :Dava, ticari satımdan kaynaklanan alacağa dayalı takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.Kural olarak; fatura konusu mal veya hizmetin teslimini ispat külfeti davacı satıcıya ait olup, yasal delillerle desteklenmediği sürece fatura ve davacı defter kayıtları tek başına alacağın varlığını kanıtlamaz. Dolayısıyla davacı, fatura konusu mal veya hizmetin davalıya teslim edildiğini kanıtlamak zorundadır. Davalının sözleşmesel ilişkiyi inkâr etmesi durumunda davacının öncelikle aralarındaki akdi ilişkiyi ispat etmesi gerekir.Fatura sözleşmenin yapılması ile ilgili değil; taraflar arasında yapılmış bir satım, hizmet, istisna ve benzeri sözleşmenin ifa safhası ile ilgili bir belgedir. Bu durumda faturalarda yazılı malların davalıya teslim edildiğini ve faturanın da bu akdi ilişki nedeni ile düzenlendiğini ispat yükü davacıya aittir. Davacı bu iddiasını, uyuşmazlığın miktarına göre yazılı delille kanıtlamalıdır.Bu kapsamda yapılan değerlendirmede; taraflar arasında düzenlenmiş bir sözleşme bulunmadığı, ancak hükme esas alınan bilirkişi raporuyla da yerinde inceleme sonucu tespit edildiği üzere, cari hesabı oluşturan faturalar davalı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olduğu tarafların ticari defterlerinin mutabık olduğu tesbit edilmiştir.Davalının ödemesi davalı ticari defterlerinde kayıtlı değil ise de ,davacının defterlerinde kayıtlı olduğu , davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarında davacıya 21.798,14 TL borçlu bulunduğuna dair kayıt bulunduğu, davacı tarafından sunulan cari hesap özetinde davacının 17.798,14 TL alacaklı olduğu, aradaki farkın davalı tarafından yapılan 4.000-TL ödemenin davalı hesabından düşülmemesinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır.Davalının defterindeki bu kayıtların davalı aleyhine delil oluşturduğu, bu aşamadan sonra davalının teslime karşı itirazda bulunamayacağı, davalı şirket tarafından ticari defterlerine kayıt edilip bedeli talep edilen fatura bedellerinin bedelini ödemekle yükümlü olduğu sonucuna varılmaktadır.Alacak kanıtlanmış olmakla davanın kısmen kabulü; niteliği itibariyle likit olan alacak nedeniyle de davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi isabetsizlik olmadığından davalı vekilinin teslimin kanıtlanamadığına yönelik istinaf nedenleri yerinde görülmemiş davalı vekilinin başvurusunun esastan reddine karar verilmişir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Alınması gereken 1.215,79-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 303,94- TL harcın mahsubu ile bakiye 911,85- TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, hükümden sonra davacı yan gider avansından karşılanan 49-TL posta masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 26/11/2020