Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/1346 E. 2021/437 K. 25.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/1346
KARAR NO : 2021/437
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/06/2020
NUMARASI: 2020/187 Esas 2020/219 Karar
DAVA: Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/03/2021
Görevsizliğe ilişkin hükmün davalı … A.Ş. Vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin, … adlı kişi ile 24.04.2013 tarihinde sözleşme çerçevesinde adi ortaklık kurduğunu, … A.Ş. Diyarbakır … numaralı şubesinde bir hesap açtıklarını, ortak girişim hesabından para çekme-transfer yapma yetkisinin sadece müvekkiline verildiğini, müvekkilinin yazılı izni olmadığı halde adi ortaklık hesabından, davalı … para çekmesi, kendi hesabına transfer yapması ve bu işlemlere davalı bankanın üstüne düşen basiret içerisinde özen sorumluluğunu yerine getirmemesinin hukuka ayrı olduğunu, yapılan işlemlerden sorumlu olduğunu,… A.Ş.’ye ait Diyarbakır Şubesine ihtar çekilmiş ise de müvekkili lehine herhangi bir ödeme yapılmadığını, arabuluculuk nezdinde de davalı banka ve davalı şahıs ile anlaşılamadığını, sonuç olarak; … A.Ş. de mevcut olan IBAN: … ve IBAN: … No.lu hesaplarından müvekkilinin izni-ibrası olmadan diğer davalı “… yaptığı usulsüz işlemlerin tespit edilerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1,000- TL’nin müteselsilen karşı taraflardan avans faizi ile birlikte alınarak, adi ortaklık şu aşamada mevcut olmayıp kapatıldığından öncelikle müvekkilinin şahsi hesabına, olmadığı takdirde adi ortaklık hesabına yatırılmasını talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … A.Ş. vekili, davanın, davacı ile diğer davalı arasındaki kar payı paylaşılmasına ilişkin olduğundan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, kar payı alacağına ilişkin olmadığı kanaatinde olunması halinde davanın tüm ortaklar tarafından ikame edilmesi, aksi halde ise diğer ortağın muvafakatinin talep edilmesi gerektiğini, davacının işlemlerle ilgili bilgi sahibi olup muvafakatinin bulunduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla faiz hesaplamasının dava tarihinden itibaren yapılması gerektiğini, zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini ileri sürerek , davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece,adi ortaklık ile diğer davalı arasında TTK’ nın 4. Maddesi uyanıca aranan bankacılık işlemi bulunmadığı gibi adi ortaklığın 2013 yılı aralık ayında sona erdiği,ortakların tacir olduğuna ilişkin bir bilgi ve belgenin dosyaya sunulmadığı, uyuşmazlık her iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklanmadığı, bir davanın ticari dava olarak nitelendirilebilmesi ve ticaret mahkemesinde görülebilmesi için ya mutlak ticari dava olması ya da her iki tarafın tacir olması ve işin her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması gerektiği, belirtilen nedenlerle mahkemenin dava konusunda uyuşmazlığa bakma konusunda görevli olmadığı, uyuşmazlığa bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle görev yönünden usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı … A.Ş. vekili; davanın TTK 4/1-f madde düzenlemesi gereğince mutlak ticari dava olduğunu, Bankacılık işlemlerinden doğan davaların mutlak ticari dava olduğunu, bu nedenlerle kararın kaldırılarak asliye ticaret mahkemelerinin görevli olduğuna karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; davacı ile davalı … adi ortaklık ilişkisi içinde diğer davalı banka uhdesinde bulunan hesaptan davalı …’ ın ortaklık hesabından para çekme yetkisi olup olmadığı, bunun ve miktarının tespiti ile davalılardan tahsiline karar verilmesi istemine ilişkindir.İlk Derece Mahkemesi’nce, adi ortak tarafından yapılan havale işleminden kaynaklandığı ,ortakların tacir bulunmadığı gerekçesiyle davanın asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiğinden bahisle görevsizlik kararı verilmiştir.Görevli mahkeme belirlenirken taraflar arasındaki uyuşmazlığın hangi hukuki sebebe dayandığına bakılması gerekir.6102 Sayılı TTK’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın TTK veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir. TTK 4.f maddesinde tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bankalara ,diğer kredi kuruluşlarına,finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ait düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan davaların ticari dava olduğu açıklanmıştır. TTK 5(1)maddesinde de dava olunan şeyin değerine bakılmaksızın asliye ticaret mahkemeleri tüm ticari davalara bakmakla görevli kılınmıştır.Somut olayda, uyuşmazlık usulsüz olarak gerçekleştirildiği ileri sürülen bankacılık işleminden kaynaklanmakta olup davanın mutlak ticari dava niteliğinde olmasına göre, iş bu davada görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğu açıktır. 6102 sayılı TTK nın 4/1- f fıkrasına göre, bankalara ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davalarının mutlak ticari dava olduğu, değerlendirildiğinde davanın asliye ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiği halde görevsizlik kararı verilerek dosyanın asliye hukuk mhkemesine gönderilmesi yerinde görülmediğinden hükmün kaldırılarak davanın görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı … A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/187 Esas-2020/219 Karar sayılı ve 22/06/2020 tarihli hükmünün, HMK.’nun 353(1)a-3 maddesi gereği KALDIRILMASINA;”Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE”Davalı tarafça yatırılan 54,40-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.25/03/2021